Merhaba pıtırcıklar dokuzuncu bölüm hazır 💕
Bölüm hakkında yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum keyifli okumalarr 🥰
9.Bölüm
“merhaba canımmış” diye söylenerek yüzümü buruşturdum.Akın yürürken arkasını döndü. “ee gelmiyor musun?”
“Nereye” diye sordum şaşkınlıkla , akın bana doğru yaklaştı “ee seninle geliyorum dedin ya”
Etrafa baktım “ he yok gelmiyorum” akın eliyle omzuma dokundu. “sen iyi misin eslem?”
Başımı salladım “iyiyim iyiyim bir şeyim yok , ben odama geçeyim sen git.”
İyi olduğuma ikna olmaya çalışır gibi beni inceledi. ve “sen bilirsin” diyerek uzaklaştı.
Kapının önünde akının gidişini izlerken dikkatim çoktan odadan gelen ince seslere kaymıştı.
Aslı’nın gülüşü kapının arkasından belli belirsiz duyuluyordu. İçim istemsizce sıkıştı. Aslı ile neden dün buluştular? neden buraya geliyor? Ne konuşuyorlar? Gözlerim odaya doğru kaydı. Kapı kapalıydı ve içimde, onlarla birlikte kapanmış bir kapı daha var gibiydi.
Odama geçip koltuğa oturdum.demirin yüzü gözlerimin önüne gelmişti.Bu durumu abartıyor muydum? Aslı sadece arkadaşıydı, öyle değil mi? Ama onu odaya girerken görünce neden bu kadar kötü hissediyordum. İçimde bir şeyler yanıyordu. Aslı’yı o odada istemiyordum. Neden bu kadar uzun kaldığını merak ediyordum. İçimdeki kıskançlık yavaş yavaş alevleniyordu.
Telefonuma uzandım. Bu hisle tek başıma baş edemeyeceğimi biliyordum. Müge her zaman beni anlar ve bana doğru yolu gösterirdi.
Telefonu açar açmaz Müge’nin enerjik sesi kulaklarımda çınladı:
“Eslemm Söyle bakayım, hangi felaket kapımızı çaldı yine?”
Gülümsedim ama içimdeki huzursuzluk hala ağır basıyordu. “bu sefer nasıl bir felaket bilemiyorum” dediğimde sesim bir değişik çıkmıştı.
“Eslem, ne oldu? Sesin hiç iyi gelmiyor.”
Derin bir nefes aldım, ama boğazımı temizledim. “ben sanırım kıskançlık krizine giriyorum müge”
“hee düşündüğüm şey mi cümle alayım olayı anlamak için”
“Demir’in ofisindeyim. Aslı içeride, neredeyse yarım saattir çıkmadı. Ve dün akşam da birlikte yemek yemişler.”
“Aslı kim ?”
“Hani abimlerin lisesinde vardı ya siyah uzun saçlı”
Müge bir an sustu, sonra hemen devreye girdi. “Aslı mı? Yani şu mükemmel saçlı, her an podyuma çıkacakmış gibi gezen Aslı? tabi ki kriz geçirirsin. Onunla aynı odada yarım saat bile çok fazla!”
bana göre de fazlaydı ama hiç ses seda yoktu hala “ne yapabilirim bir anda odaya dalayım mı?”
Müge, karşı taraf sessizleşti. Durumu tartıyor gibiydi. Sonra sakin ve kararlı bir sesle konuşmaya başladı. sesini yumuşattı, ama hala o kendine has esprili tarzıyla konuşuyordu. “Eslem, tamam. Kıskanmak insan doğası, bunda sorun yok. Ama unutma, Demir sana aşık. Özellikle sen geldikten sonra daha çok belli oluyor , eğer böyle bir şey olsaydı sana direkt söyler ya da senden uzaklaşırdı.Hem aslının demirin ilgisini çekebileceğini sanmıyorum onun çekebileceği tek şey anca fotoğraf olabilir.”
O anlatırken oturduğum yerde omuzlarımı dikleştirdim. Müge'nin bu komik ama doğru tespitleri beni biraz rahatlatmıştı. "Haklısın sanırım," dedim daha sakin bir şekilde.
“Tabi ki haklıyım daha yeni iki saatlik dersten çıktım dinleniyorum.”
“okulda mısın sen ?”
“evet etkinlik gibi bir şey varmış bahçede oturuyoruz şu an, sen de gelsene.”
“Okulda kalmak zorunda mısın? , dışarıda buluşsak”
"Evet, canım. Hani şu eğitim hayatım diye peşinde koşturduğum şey var ya? O şey, beni burada tutuyor.Hocalar da aramıza katılacak birazdan. Ama bak, eğer Demir ve Aslı krizinden gerçekten kaçmak istiyorsan, atla gel buraya. Burada kafanı dağıtacak çok şey var.”
“Tamam," dedim sonunda. "Geliyorum, hazır ol. Birazdan ordayım”
Müge'nin neşeli sesi telefonun diğer ucundan yükseldi. "Süper! Seni kapıda dalga geçmeden nasıl karşılayacağımı düşünmem lazım. Acele et”
Gerçekten bugün casusluk yaptığım yetmezmiş gibi her günüm git gide daha dolu dolu geçiyordu.Çok vakit kaybetmeden çantamı toplayıp şirketten çıktım.Çıkarken kapıda gedize demiri sormuştum ve o da bana koray beyin de gelip onlara katıldığını söylemişti. Bu üçü demir de dahil sinirimi bozmaya başlamışlardı.
Okulun bahçesine girdiğimde mügeyi bulmak için telefonumu elime almıştım ki etrafa bakınca aramama gerek kalmamıştı. Her zamanki gibi enerjik, saçları rüzgârda savruluyor, elinde telefonu sallayarak bana doğru geliyordu. Bir an durup derin bir nefes aldım. Onun bu rahat ve komik tavırlarını ne kadar özlediğimi fark ettim. Daha yaklaştığımda, bağırmaya başladı.
"İşte geldiiii! Kıskanç prensesimiz aramıza döndü" dedi Müge, etraftaki herkese duyuracak şekilde.
Yüzüm birden alev aldı. "Müge, biraz sessiz olsana, herkes bize bakıyor” dedim, ama o her zamanki gibi hiç aldırmadı omuz silkti.
Yanıma gelip koluma girdi. "Boş ver, burası üniversite, kimse umursamıyor Hem, seni tanıyan bile yok" dedi ve beni banka sürüklemeye başladı. Banka oturduğumuz an etrafa baktı ve aniden durup kısık bir sesle ekledi: "Şu tarafa bak, soldan üçüncü. Fena değil, değil mi?”
gösterdiği yere kafamı çevirdim.yedi sekiz tane erkek oturmuş birlikte sohbet ediyorlardı.
İçimden bir an kahkaha atmak geldi. “Ciddi misin Şu an erkek mi kesiyoruz?”
Nolmuşkine diye bir bakış atıp devam etti. “Ama sen açık kumralsın bak sana esmer de gider şu sağdan birinci takım kaptanı”
"Müge, Demir ve Aslı yüzünden patlayacak gibiyim, sen bana yakışıklı erkek mi gösteriyorsun?"
“Yakışıklı olduğunu kabul ediyorsun.”
Müge kahkaha attı, sonra çok ciddi bir tavırla "E tabi göz var nizam var tadını çıkarmak lazım bak sana bahsettiğim şapkalı çocukta doğu işte” dedi. Gözlerini biraz daha uzaktaki bir yere çevir “bak kaan da onların yanına gidiyor işte”
onları izlerken sordum “ee çocukla bir ilerleme kaydettin mi?”
“Hani bunlar bizim yan evde oturuyor ya geçen akşam maç vardı bu grup komple bahçede maç izlediler. aralarında da iki üç tane kız beni de çağırdı doğu bende gittim.”
“ee” diye devamını bekledim.
“Ee si yok bu kadar işte maç bitince eve döndüm”.
Mügeyi izlerken annemin söyledikleri aklıma geldi “Sanırım bizde cilve yok müge”
“Nasıl yani” diye sordu.karşıdaki grubun yanına yaklaşan kızları gösterdim. “Baksana şunların cilvesine biz de bu yok gibi”
“Ay kızım boşver ben hergün böyle denizde ki dalga gibi kıvırtarak gezemem”
kahkaha attım. "Senin yüzünden tüm ciddiyetimi kaybettim, Harikasın."
Müge bir tiyatro oyuncusu edasıyla başını eğdi. "Görev başarıyla tamamlandı Ama şaka bir yana, seni burada görmek iyi geldi. Hem belki başka bir Demir’e de rastlarsın, kim bilir?"
“kaan buraya doğru geliyor.” dememle müge kaşlarını çattı.
Kaan bize yaklaşırken konuşmaya başladı. “hoşgeldin eslem”
“hoş bulduk” diye cevap verdim.Ve mügeye döndü “sen nasılsın”
Müge kaşları çatık devam etti. “iyiyim sen nasılsın kaan”
“Bende iyiyim” dedi ve ensesini kaşıyarak “ben gideyim o zaman” dedi ve gitti.
Gittiği an gözlerimi kocaman açtım.parmağımla ikisini gösterdim. “Sizin aranızda bir şey geçmiş”
Müge bütün ciddiyeti korumaya devam ediyordu. kolunu tutup sallamaya devam ettim. “kötü bir şey mi geçti?”
“Ayy boşver” diye cevap verdi müge gözlerimi diktim. “ne zaman anlatacaksın?” diye sordum.çantasında ki suyu açıp içti. “akşam anlatırım”
“Kız gecesi yani oo severiz”
"Onu boşver şimdi " dedi Müge, omuzlarını silkerek. "Hadi şu bahçenin tadını çıkaralım.”
Demirin ağzından;
Telefon elimde, cama yaslanmış dışarıyı izlerken bir yandan da bugün olanları düşünmeye dalmıştım. Son toplantı yoğun geçmişti ama aklımın bir köşesinde eslem vardı.Aslıyı kıskanmıştı .Bunu hissetmemek mümkün değildi.Zaten bugün ki konuşmamız yarım kalmıştı devamını getirirsem sorunu çözebilirdim.
Elimdeki telefondan kaanın attığı mesaja baktım.Müsait olduğunda beni ara yazıyordu.
Mesajı okuduktan hemen sonra kaanı aradım.
"Abi" dedi, açar telefonu açmaz. "Toplantıdan çıktın mı ?"
"Çıktım, biraz dinleniyordum. Sen neredesin?"
"Okuldayım. Arkadaşlarla takılıyoruz, etkinlik var."
Okulda olması şaşırtıcı değildi ama etkinliğe katılması şaşırtıcıydı. "Ne etkinliği var?"
Kaan'ın sesi bir anda rahatlamış gibi, sanki bir sır olmak üzereydi. "Aslında Eslem de burada, abi."
Bir an duraksadım. "Eslem mi? Orada mı? Neden ?"
"Evet, Müge'yle takılıyorlar. Bahçedeler az önce konuşuyorlardı. Sanırım kafa dağıtmaya gelmişti."
Büyük ihtimalle şirkette olanlardan sonra mügeyle konuşmaya gitmişti.
"İyi mi peki? Keyfi yerinde mi?" diye sordum, sesimdeki merakı gizleyemeden.
Kaan bir an duraksadı, sanki emin olmak istiyor gibi görünüyor. "Yani, normal görünüyordu ama Müge'yleyken gülüyordu işte. Her zamanki Eslem."
Başımı cama dayayıp gözlerimi kapattım. Bu aralar ona ulaşmakta zorlanıyordum. Bir şeyler yolunda gittiği için üzerine gitmek te istemiyordum. Kaan'ın bu kadar rahat anlatması içimi bir nebze rahatlatsa da, onunla konuşmam gerekti.
“iyi “ dedim sonunda. “ben bir süre sonra şirketten çıkıp eve gideceğim haberin olsun.”
“Eve geçmeden buraya da uğrayabilirsin abi” dedi kaan
“Zannetmiyorum.”
Kaan gülümsediğini duyabiliyordum. "Gel abi, ortam güzel. Hem eslemi de görürsün.”
Telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes aldım. Eslem'i görmek. Hayatım boyunca sadece eslemi görmek isterdim herhalde, o benim güz çiçeğim.Güz çiçekleri nasıl sonbaharda umudu ve yeniliği temsil ederse eslem de benim için öyleydi benim yaşama umudumdu.Dileğimdi.
Her zaman onun yanında olmak isterdim.Ama onu sıkıştırmadan, yanında rahatlık hissettirerek.Sadece şu an aramızda ki sırlar buna engel oluyordu.Ve ben bundan fazlasıyla sıkılmaya başlamıştım.
Önümdeki dosyalara bir bakış attıktan sonra ayağa kalktım ve ceketi alıp. okula gitmek için yola koyuldum.
Okulun bahçesine girdiğimde sol taraftan bir ses geldi. “Abi, geldin ha!" dedi, hafif bir gülümsemeyle.
"Gelemez miyim?" dedim, omzuna hafifçe dokunarak. "Biraz hava almak iyi gelir diye düşündüm.”
“İyi düşünmüşsün” dedi alaycı bir gülümsemeyle ve beni arkadaşlarının yanına götürdü. Kaan bana uzun süreler boyunca, dersler ve arkadaşlarını anlatırken ben de bir yandan Eslem'i arıyorum gözlerimle
Kaan da onu aradığımı fark edicek ki “şu uzun ağacın üç yan tarafına bak” orada dediğinde dönüp baktım. Eslem ve müge bankta oturuyordu.Sanki benim ona baktığımı hissetmiş olacak ki aynı şekilde o da bana bakışlarıyla karşılık vermişti.Kaşları çatıktı ama genel olarak sakin görünüyordu.Müge'nin yanında olması iyi bir işaretti, Ama yine de Aslı meselesinin üzerini kapatmadan konuşmamız gerekiyordu.
“Buraya onunla konuşmaya geldim zaten” dedim kaan a dönüp
“ne hakkında” diye sordu dikkat kesilerek.
Kaana üstünkörü kısa bir şekilde anlattıktan sonra “ ben artık ona olan aşkımı itiraf edeceğim” dedim.
Söylediğimle birlikte yüzünü düşünceli bir hal aldı.sonra kafasında bir şeyleri ölçmüş ve tartmış olacak ki “yaptığının arkasındayım ama biraz daha beklesen iyi olacak gibi” diye fikrini söyledi.
Kaanın arkadaşlarıyla uzun süre konuştuktan sonra gözlerim tekrar oraya kaydı. Eslem ve Müge hâlâ oturuyordu, ama bu sefer yalnız değillerdi. Karşısında doğu oturuyordu ama Eslem'in karşısında oturan çocuğu tanımıyordum. Kaan'a dönüp sordum.
"Kim o çocuk?"
Kaan bir an durakladı, sonra hafif bir gülümsemeyle, "O mu? O bizim basketbol basketbol takımı kaptanı,ilker"
İçimde tuhaf bir düzensizlik belirdi. eslem, müge ve doğu ve ilker birlikte sohbet ediyorlardı ve eslem gülümsedi. Tamam, belki de komik bir şey konuşuyorlardı çünkü hepsi gülüyordu.Ama yine de orada olmak istememin bir nedeni daha oldu.
‘Ne konuşuyorlar?’ diye sormak istedim ama bir şey beni durdurdu. kendimi bu kadar kaptırdım doğru mu? Onlar sadece arkadaşlarıydı, değil mi? Müge ve doğunun yanında olması bana bir güven veriyordu ama ilkerin varlığının varlığı beni alevlendirmişti.
Kaan, beni izliyordu. "Abi, sakin ol," dedi hafif bir gülümsemeyle
"Sadece arkadaşça konuşuyorlar. Eslem'in canını sıkan bir şey var ,Müge de yanında. Eminim doğu yanlarına giderken ilker de ona katılmıştır. Merak etme, Doğu düzgün bir çocuk ve zaten senin eslemi de sevdiğini biliyor."
Tam o sırada eslem müge ile bir şey konuşmuş ve ilkere elini uzatmıştı.Elini sıkarken bana döndü benim ilkere olan bakışlarımı eslem fark etmiş olacak ki gülüşü azaldı ve oturduğu yerden ayağa kalktı.Müge de onunla birlikte kalkınca gideceklerini anlamıştım.
Onlar uzaklaşırken bende ayağa kalktım ama kaanın kolu beni durdurdu.
"Peşlerinden gitme abi" dedi Kaan, omzuna dokunarak. "Belli ki kızlar birlikte zaman geçirmek istiyor. Biraz zaman ver, sonra daha sakin konuşursunuz."
Derin bir nefes aldım. Kaan yine haklıydı. Şu an Eslem'i sıkıştırıp her şeyi daha da kötü yapabilirdim.Onlar kapıya doğru yürürken doğu ve ilker de bizim tarafımıza gelmeye başlamışlardı.Bu ilkerle bende tanışsam iyi olacaktı.
Eslem’in ağzından ;
Müge ile bahçede geçirdiğimiz o kısa zaman diliminde, kafam dağılmıştı ama aklım hala dağılmayan bir yerdeydi: Demir yani aslıdan hoşlanmadığını biliyordum ama benim merak ettiğim benden sakladığı şeylerdi.
O sıra müge yanımda konuşmaya başladı “demir” mügenin baktığı yöne kafamı çevirdim.Gerçekten demir okula gelmişti ve şuan kaanla konuşuyordu.
Kaanın oturduğu yöne geçerken gözleriyle etrafı arıyordu. müge koluma vurdu “bak bak seni arıyor.”
Ona bakmayı bırakıp mügeye döndüm. “Boşver bakar bakar gider.”
müge de gülerek cevap verdi “daha ileriye gittiği yok diyorsun yani”
“yani bugün topu kapmış forvet gibi hızla kaleye koşuyordu gerçi ama savunmaya yakalandı.”
Savunma kim diye merakla sordu.Bende gülerek “akın” dedim.
Oo der gibi ağzını açtı ama bir şey demedi.ağzını tam açmadan konuşmaya başladı “doğu buraya bakıyorr.” Bir an duraksadım, gözümün ucuyla baktım. Takım kaptanıyla birlikte buraya doğru gelmeye başlamışlardı.
Ona dönüp konuştum “buraya geliyorlar.” geliyorlar deyince müge tekrar baktı “aha ilker de geliyor.”
Demek ki kaptanın ismi ilkerdi. Uzun boylu, yakışıklı bir çocuktu ve arkadaşlarıyla sohbet ederken bir kere bana doğru baktığını fark etmiştim. Benim onu incelemem tabi ki de mügenin gözünden kaçmadı.
Ben ona tam açıklama yapmaya kalkmıştım ki onlar yanımıza gelmişti.
“Selam” dedi doğu ilk önce müge ve bana bakarak müge de hemen “selam” diye yapıştırdı. Canım arkadaşım az daha zorlasa çocuk kelimeyi söylemeden iletişim kurmayı keşfedecek.
Doğu beni göstererek konuştu. “Bahsettiğin en yakın arkadaşın dimi” diye sordu. Ve bana elini uzattı müge başını sallarken bende doğunun uzattığı eli tuttum “evet o benim.”
“Bu arada bende tanıştırayım arkadaşım ilker” dedi.İlker de önce bana sonra müge ye elini uzattı. “memnun oldum.” Bizde aynı şekilde karşılık verdik.İzin istedikten sonra karşımıza oturduklarında uzun bir süre sohbet ettik.
Konu ilk önce derslerden açıldı sonra ise üniversite ve spor olarak devam etti.Müge nin anlattığı ve şuan da tanıdığım kadarıyla doğu gerçekten iyi bir çocuktu.Umarım müge duygularının karşılığını aynı şekilde alabilirdi.
Onlarla konuşurken ara sıra demirin olduğu tarafa doğru bakıyordum.O da ara sıra bize bakıyordu ama ilkerlerin geldiğin fark ettiğinden beri çatık kaşlarla bakmayı tercih ediyordu.Müge de neye dikkat ettiğimi anlamış olacak ki
"Eslem, hadi gidelim artık. Gel bende kal bu akşam, biraz dizi izler, bir şeyler atıştırırız. Hem kafan iyice dağılır, ne dersin?" diye konuştu bana yaklaşarak
“hem zaten bana kaanla olanları anlatacaksın değil mi?” dediğimde kaana bir bakış atıp doğuya döndü ve “Ee bize müsaade artık sohbet için teşekkürler” dedi.
Bende demirin bakışlarını fırsat bilip ilkere elimi uzattım “tanıştığıma memnun oldum” dedim ve gülerek demire baktım.Gerildiği belliydi uzaktan anlamasamda tek kaşının kalktığınıda biliyordum. sonrayüzüme ciddi bir hal alıp ayağa kalktım ve benimle birlikte müge de kalktı. onlara veda edip masadan uzaklaştık.
Müge koluma girerek konuşmaya başladı. "Vay be, resmi olarak sohbet ettin kaptanla" dedi Müge, gülerek.
"Saçmalama Müge, sadece konuştuk" dedim, daha fazla uzamasını istemeyerek.
“O zaten belli oluyordu canım , demiri izlerken ara sıra sohbet ettin diyelim ,ilkerden hoşlanmadığın gayet belli oluyordu.” dedi.
“Ben çok mu kötü aşık olmuşum” diye sordum ona dudaklarımı büzerek.Gerçi aşık olduğumu 3 yıl önce ingiltere'ye gittiğimde fark etmiştim. O gün abimle olan kavgasından sonraki akşam uçakla gitmiştim. Çoğu zamanımı abim ve demirle geçirmiş sayılırdım ve ikisinin eksikliğini de bir anda yaşamaya başlamıştım. Gittiğimde ne kadar abimle konuşmaya devam etsem de demirle hiç konuşmamıştım. Ama kendisi de hiç çaba göstermemişti.Zaten açelyanın da dediği gibi ben giderken ortalarda da yokmuş ama ortaya çıktığında neden gelmediğini de merak ediyordum. Hadi onu geçtim ben buraya geldiğimde de bana böyle davranması da bir değişikti.
Arabanın yanına geldiğimizde müge bana seslendi. “Bu kafanda düşündüklerini bir posta da ben evde dinlemek istiyorum” dediğinde gülümseyerek ona baktım. İyi ki vardı.
…
Mügelerin evinin önünde onu bırakmış sonra da arabayı park edip evden iki üç eşya alıp onlara gitmiştim.Kapıyı çalmamla beni içeri alıp kendisi mutfağa doğru gitmişti.
Mutfakta dolanıyor, dolaptan birkaç şey çıkarıyordu. Yüzündeki neşeyle birlikte yemek malzemeleriyle yanıma gelince gözleri parlıyordu.
"Hazır burada olduğuna göre önce birlikte yemek yiyelim.Benim geleneksel makarnamı öğreniyorum, yanında da salata. Ne dersin?"
“Tamam, olur,” dedim gülümseyerek.
Müge her zamanki gibi aktifti. Bir yandan malzemeleri hazırlarken, bir yandan da her zamanki nazik tavırlarıyla sürekli şakalar yapıyordu.Bende ona bugün ozanla yaşadığım macerayı anlatıyordum. “Ozan gözümün önüne geliyor da , yaa keşke bende orada olsaydım.”
“Ben ne derdindeydim siz ne derdindesiniz.” dedim başımı sallayarak
"Makarnanın sosuna ne koyacağımızı biliyor musun?" diye sordu ciddiyetle, sonra da kahkaha atarak ekledi, "Tabii ki bolca sevgi Aşk dolu bir sos olacak bu, başka türlüsü olmaz."
Ben de gülmeye başladım.”Bari makarna aşkta kazansın değil mi?”dediğimde hala kahkaha atmaya devam ediyorduk “Bolca sevgi ve biraz da sarımsak iyi gider” dedim kahkahalarımın arasından.
Bir zaman sonra birlikte salatayı doğrayıp makarnayı hazırladık. Yemek yaparken Müge'nin anlattığı komik hikayelere o kadar çok gülmüştük ki artık karnım ağrıyordu.Mutfağı toplayıp odasına geçtiğimde odasındaki koltuğa oturdum ve sordum.
“Eee kaanla ne oldu anlat bakalım”
O da karşıma oturup yastığına sarılarak konuştu. “Pek bir şey olmadı o gün dedim ya ben maç izlemeye gittim diye ben oraya gittiğimde kaan da oradaydı. Birlikte atıştırmalık falan hazırladık oturuyoruz çat diye yanıma oturdu, maç boyunca gerçekten basketbol maçı izledim ben. Sonra herkes yavaş yavaş gidiyor benim ev zaten yan tarafta ya dedim ben en son giderim bu giderken bana döndü ve hadi gel giderken seni de eve bırakayım diyor.”
Dinlerken bir anda yüzüm ciddileşiyor bir tarafta da gülüyordum. “Ee sonra ne oldu ?”
“Ben de tamam demek zorunda kaldım. Sonra evden çıktık on adımda evin önüne geldik zaten, birde bana diyor ki hadi eve geç çok durma”
kahkaha attıktan sonra konuştum. “Müge birşey demek istiyorum ama tepkinden korkuyorum.”
Müge parmağını kaldırıp “sakın” dedi. Ama müge der gibi baktım. “Sanırsam bir hayranın olabilir dediğimde başını salladı. “bu çocuk geçen haftaya kadar benimle konuşmuyordu bile ama doğuyla ilgilendiğimi söyleyince böyle oldu.”
Gözlerim kocaman açıldı. “Nasıl yani ne dedin ona”
“Doğudan hoşlandığımı ve ondan da bana yardım etmesini söyledim. Sağolsun çok yardımı dokunuyor gördük” dediğinde büyük bir kahkaha daha patlattım.
“gülme” diye kızdı bana “neler yaşadığımı anlayamazsın.” yanına gidip sarıldım.
“Mesela biz başka bir evrende şuan elti olabiliriz.” dedim bir gizemle
Ciddi bir şekilde düşündü ve cevap verdi. “aslında , neyse ya boşver gel film izleyelim.” dedi ve televizyonun kumandasına uzandı.
Bir kere içine kurt düşürmüştüm.Bakalım sonu nasıl olacaktı.
Bölüm sonu 🧚🏻♀️💖
Sizce de demirin artık itiraf vakti gelmedi mi ? Kdndmdmd
Okur Yorumları | Yorum Ekle |