Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@zdatsy

'Bazı tanışlıklar yıllar değil, tek bir bakış gerektirir.'

Emir, günlüğün ikincisi sayfasını okuduğunda nefesinin daraldığını, boğazını bir elin sıkmaya başladığını hissetmeye, içinde bir yerlerde alev alev çağlayan yangınlar yükseldiğini algılamaya başlamıştı. Başının döndüğünü ve gözlerinin karardığını hissediyordu. Günlük, sanki elleri ardından kayıyordu.

Katil, Rüya'nın yanına gizli göreve gelmesinden 2 yıl sonra polis karakoluna tehdit mesajları atmaya başlamıştı. O zamandan beri her zaman diken üstündeydi. Sürekli amiriyle ve Rüya'yı koruyan diğer gizli polislerle irtibat halindeydi. Fakülteye sanki katil her an gelebilirmiş gibi hazırlıklı ve gergin bir şekilde bekliyordu. Bunun dozunun bazen farkına varmadan kaçırdığının da farkındaydı. Bunu dışarıya yansıtmış ve dikkat çekmiş olabileceğinin biliyordu. Fakat bir farklılıkla... Bu göreve geldiğinde kişisel telefonunu bırakmayı gerek görmemişti. Geldiği ilk andan beri kendi telefonunu kullanıyordu ama iş ile alakalı görüşmelerini yaptığı ayrı bir telefonu da vardı. Emir, hep işi ile özel hayatını ayıran bir çizgi olarak görmüştü bunu. Rüya'nın yanına geldiğinde de bunu değiştirmemişti. Ve Rüya bu zamana kadar sadece Emir'in kişisel telefonunu görmüştü. Diğer telefonu zorunda kalmadıkça yanında bile taşımıyor ve o telefonla polislerle irtibata geçiyordu. Yani Rüya böyle bir konuşmayı kendi telefonuyla konuşurken duymuş olamazdı. Bu imkansızdı. Ama burada böyle yazmıştı. Neden?

Rüya, bana mektubunda hem günlükte gerçekler yazıyor deyip hem de gerçek olmayan bir şey nasıl yazmış olabilirdi? Neden yazmış olabilirdi?

Rüya, Emir'e gerçek olmayan bir konuşma yazarak nasıl bir mesaj bırakmış olabilirdi ki?  Kendisi planlar kurarken o, başka bir plan mı kurmuştu? Peki kime ve neye karşı? Rüya, başından beri her şeyin farkında mıydı? Nasıl? Veya bu zamana kadar neden susmuştu? Ne planlamıştı?

Daha günlüğün başındaydı. Okuması gereken bir sürü sayfa vardı. Ve umuyordu ki bu sorularının cevabı o sayfalarda vardı.

Ama içinde engel olamadığı bazı şeyler vardı. Pişmanlık gibi. Çünkü hatalar yapmıştı. Her ne kadar bunu Rüya için yapmış olsa bile... Onun olanlardan habersiz rahat bir yaşam sürmesi için yapmıştı ne yaptıysa da... Ama eline yüzüne bulaştırmıştı. Emir, bu olayları Rüya'dan uzak tutmaya çalışmış ve bunda başarılı olduğunu düşünmüştü. Rüya kaçırılana ve bu günlüğü okumaya başlayana kadar.

Ama anlaşılan Rüya'nın bazı şeylerden daha öncelerden haberi oluyordu. Ama nasıl? Rüya buraya yalan şeyler yazacak biri değildi. Ama Emir'i hem günlüğe yönlendirip hem de olmayan bir şeyi yazmasının tek yolu, başka birinden bunları öğrenmiş olma ihtimaliydi. Peki kimden? Veya bütün bunları biliyorsa neden bunca zaman oyun oynamıştı. Rüya'nın amacı neydi?

Emir, günlüğü elinden bırakıp Rüya'nın eşyaları arasından bir defter ve kalem aldı. Ve buraya bulduğu ipuçlarını yazmaya başladı. Günlük bittiğinde bunları birleştirip anlaması gereken mesaj ne ise çözecekti.

Not:1 Rüya olmayan bir konuşma yazmış. Hem de 'Katil' kelimesine baskı yaparak.

Birinci notunu yazıp kâğıdı ve kalemi geri bıraktı.  Günlüğü eline geri aldı ama aklında gelen düşüncelere engel olamadı.

Rüya çok naif biriydi. Kırılgandı... Bu olayları duysa kaldıramayacağını düşünmüştü. Psikolojik olarak gereğinden fazla etkileneceğini düşünüyordu. Bu yüzden saklamak ve onu korumak istemişti. Ama aslında onun ne kadar güçlü biri olduğunu da unutmuştu. O, Rüya Kaçık'tı. Her durumda yılmadan ayakta duran ve yıkılmayan bir duvardı.

Onu koruduğu sanıyorken bunu aslında başaramamıştı. Rüya büyük ihtimalle çok daha fazla şey biliyordu ve bunlarla kendi başına uğraşmıştı. Belki de bu zamana kadar çektiğini düşündüğü acılar kaybolduğu zamandan değil, çok daha öncesinden başlıyordu.

Bu olay kendisinden bile öncesine dayanan başka olaylar zincirinden meydana geliyordu.

'Başka kim bilir nelerden haberi vardı.' diye geçirdi içinden.

Halbuki ne çok isterdi Rüya sakin bir şekilde hayatına devam etsin, bu sıkıntılarla hiç uğraşmasın... Fakat bunu başaramamıştı. Katilin veya bir başkasının Rüya'yı kaçırmasına da engel olamamıştı. O katili bulamamış ve Rüya'yı ondan koruyamamıştı.

Beceriksizlik yapmıştı... Hayatının her anında mükemmeliyetçi olan bir insan olan Emir, bu konuda mükemmel davranamamış ve olanlara karşı tedbirli olamamıştı.

Kendi hatası yüzünden Rüya kaçırılmıştı.

Bir de yetmiyormuş gibi yerini de bulamıyordu. 5 aydır ondan haber alamıyordu. Nereye gittiğini bulamıyordu. Belki bu günlük yoluna ışık tutacaktı ama bu Rüya sayesinde olacaktı. Onu yine kendisi değil Rüya kurtarmış olacaktı. Hem kendisini hem de Emir'i kurtaracaktı.

Kafası artık çatlamak üzereydi. Dayanamayacak raddeye gelmişti. Kötü ihtimaller aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu. Akıl sağlığı gittikçe daha beter bir hâl alıyordu. Bu da mantıklı düşünmesini gittikçe zorlaştırıyordu.

Gerçi uzun zamandır mantıklı düşünmüyordu. Eğer düşünseydi Rüya yanında olurdu; biliyordu.

Bu günlük onun çok büyük bir şansıydı. Eğer bu şansı kaçırırsa başka nasıl Rüya'yı bulabilirdi bilmiyordu.

Eğer daha fazla ipucu bulunmaz ve polislerin eline bilgi geçmezse bu dava burada kapanacaktı. Rüya, hiç var olmamış gibi olacaktı. Sanki bir masal kahramanıydı ve hikâyenin bitimiyle o da bitecekti.

İşin kötü yanı bu masal kötü sonla bitiyordu.

Ama Emir bunu kabul edemezdi. Rüya'yı ölmüş veya kaybolmuş kabul edemezdi. Hâlâ kendisi yaşıyorken ve bu görevdeyken onu aramaya devam edecekti. Kaç yıl geçerse geçsin onu arayacaktı. Ucunda ne olursa olsun Rüya'yı bulmak için çalışacaktı. Hatta bulacaktı... Gerekirse ömrünün tamamını sadece buna adayacak ama yine de onu bulmadan bu davadan vazgeçmeyecekti. O kadar kolay pes etmeyecekti.

Kim ne derse desin bu dava Rüya bulunmadan kapanmayacaktı. Ve Emir Yılmaz artık tüm varlığını buna adamıştı.

Ceset Bulunmadan 4 Yıl Önce

"Şimdi yeniden tekrar et."

"Emir Yılmaz. Şu an 24 yaşında. Babası Mehmet Yılmaz gibi polis.  Arzu, kazadan sonra onlarla yaşamaya başladı. Evlatlık alındığı için 'Yılmaz' soyadını kullanıyordu. Fakat 2 yıl önce yeniden 'Kaçık' soyadını aldı. Çünkü benim yaşadığımı ispatladı. Karşıma çıkmak için hazırlanıyor ama üniversite zamanı senin yapacağın hamle ile bunu yapamayacak. Emir, benim yanıma gizli polis olarak gelecek. Çünkü sen onlara yem atacaksın. 2 yıl böyle devam edecek. Üniversite üçüncü sınıfta yeniden piyasaya çıkacak ve tehdit mesajları atacaksın. Bu sayende Arzu'da yanıma gelecek. Ben sahte bir günlük yazacağım. Bunu Emir'e bırakacağım ve annemi alıp gideceğim. Benimle alakalı dosya kapanınca Arzu'yu da yanımıza alacağım."

Katil, Rüya'yı onaylamış ve devam etmesi için işaret vermişti.

"Günlük, sen ne istersen ona göre yazılacak. Ben kaybolmadan önce Emir'e işaret bırakacağım. Sonrasında o günlüğü okuyacak ve sonunda sen kendine ait diğer planına geçeceksin. Biz ortadan zaten kaybolmuş olacağız. Üniversitede senin adamların var. Onlarla irtibat kuracağım ve seninle bu şekilde konuşacağız. Birebir konuşmayacağız."

"Emir hakkında daha fazla bilgi ver."

Rüya, önünde duran sudan biraz içip ona bakmadan konuşmaya devam etti.

"Emir, Arzu'ya aşık. Ama kardeş gibi yetiştirildikleri için ondan uzak duruyor. Okuduğu liseyi derece ile bitirdi ve üniversite sınavında iyi puan alarak PMYO 'a girdi. Sonra yine iyi bir derece ile mezun oldu. Şu an meslekte beşinci yılı. Kitap okumak en büyük hobisi. Aynı zamanda atıcılıkta çok iyi ve ülkede derece almış. Aynı zamanda tenis oynamayı seviyor. En sevdiği yemek yok. Ama yemek yapan kişi konusunda seçici. Herkesin yaptığı yemeği yemiyor. Bu yüzden genelde evde yemek yer. Babası polis, annesi avukat. Kazadan tam bir hafta sonra Arzu'yu evlat edindiler ve o günden beri beraberler. Aynı lisede ve üniversitede okudular. Tabii farklı zamanlarda. Arzu'da Emir'e aşık. Bu kadar."

Katil, yüzünde mutlu bir gülümseme ile Rüya'ya bakarken o, yüzünü buruşturmamak için kendini zor tutuyordu. Ama dayanmak zorundaydı. En azından asıl olayların başlayacağı zamana kadar. Eğer Emir, araştırdığı kadar iyi biriyse ona yardım edebilirdi. Rüya'da katile karşı oyun kurabilirdi. Ama zaman lazımdı. Ve eline alabileceği koz...

"Derslerin nasıl? Çok iyi çalışıyorsun değil mi? Eğer İstanbul'u kazanamazsan tüm bunlar bir hiç olacak. Ona göre çalış."

"Her şeyi biliyorum. Çok çalışıyorum. Sende boş vakit geçirmeme izin vermiyorsun zaten. Merak etme yani."

Katil, memnun bir şekilde oturmaya devam ederken bir an önce kalkıp gitmek için saniye sayıyordu Rüya.

"Son bir şey daha!"

Bir an önce konuşsun da gideyim diye gözüne bakıyordu Rüya ona. Bu yüzden son sözü de söylemesi için işaret verdi.

"Eskisi gibi olmuyorsun değil mi?"

Rüya, anlamamış bir halde katile bakmaya başladı. Ne demek istemişti ki?

"Bakma öyle anlamamış gibi. 10 yaşındayken olduğun gibi."

Rüya, bir anda kaskatı kesilmiş bir şekilde bakmaya devam etti. Bu adam tahmin ettiğinden daha fazla tehlikeliydi.

"Sana yıkılma izni yok. Üzülme izni yok. İşini düzgün bir şekilde yapacaksın. O zamanki gibi olmayacaksın. Sanma ki sana acır ve mazur görürüm. Eğer plan senin hatan yüzünden mahvolursa annem ve kardeşin cezasını öder, ona göre."

Rüya tek kelime bile söylemeyip bir yıldır buluştukları kafeden kalkıp gitmeye başladı. 10 yaşındayken öğrenmişti ailesinin bu adam tarafından öldürüldüğünü. O zaman bunu kaldıramamış ve psikolojik tedavi almıştı. Neden bunu söylediğini biliyordu. Ve hata yaparsa ne olacağını da...

Merhabalar, nasılsınız?

Loading...
0%