@zdemirell
|
Maria’nın köye girdiği anda dikkatini çeken ilk şey, köyün harabe oluşuydu. Bunu başka bir kelimeyle anlatabilir miydi, o da emin değildi. Evler dökülüyordu, bahçelerdeki, yollardaki otlar bir hayli uzamıştı, insanların ruhu ölmüşte bu köye yansımış gibiydi. Maria içindeki o buruk hisse engel olamadı. İnsanların ölü olmadığını ona düşündüren tek şey gözlerinde olan o hafif umut ışığıydı. Dilinin ucuna kadar gelen o soruyu zor yuttu. İnsanları incitmekten, rencide etmekten korktu. Yanına gelen insanlar böyle gözükmüyorlardı. Sadece giyim, kuşamdan bahsetmiyordu Maria. Köyde gördüğü tüm insanları kenarda köşede saklanırken görmüştü. Meraklarına engel olamıyor gibiydiler ama o kadar içe kapanık ve çekiniklerdi ki Maria şaşırmıştı. Maria ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın yine de belli etmişti merakını. Kahin kadın sessizce güldü. ‘’ Biz pek zengin değiliz kızım. Zaten kendinde görüyorsun halimizi. Odaklanmamız gereken bir görevimiz vardı. Yetiştirmemiz gereken, doyurmamız gereken askerlerimiz vardı. Yıllarca tek gelirimiz onlara gitti. ‘’ ‘’ Kimse şikayet etmedi mi peki? ‘’ İşte bu kadardı. Maria da çenesini anca bu kadar tutabilirdi. Üstelik konuyu kendisi de açmadığı için kendisini suçlu da hissedemiyordu. Sadece merak ediyordu. Kendisinin yıllarca hiç haberdar olmadığı bir durum vardı ortada. Bir görev vardı. Bu insanlar 800 sene boyunca ona sadık kalmış, her şeylerini ortaya koymuşlardı. Maria omuzlarının biraz daha ağırlaştığını hissetti. Kendini bu insanlara karşı nasıl sorumlu hissetmezdi? Kafasında bunlar dönerken tekrar bakışlarını kaldırıp çok kısa bir süre kendine bakan insanları inceledi. Bunun için kendine birkaç saniyeden daha fazla süre vermemişti. Ama işte oradaydı, yanılmıyordu Maria. Gözlerindeki o umut ışığı gerçekten oradaydı. Köylüler kadar Maria da emindi. Yakın zamanda tüm güzellikler onları bulacaktı. Buna inanmadan Maria’da devam edemezdi. Umut etmeli, her şeyin daha güzel olacağına inanmalıydı. ‘’ Şikayet mi? Ne şikayeti kızım. Biz bu halimizle gurur duyuyoruz. Herkes biliyor artık çok az kaldı. Çok az. Azıcık daha sıkacaklar dişlerini. Ondan sonra da Kral’ın dostu olarak anılacaklar. Bu, herkese nasip olmayacak bir gurur kaynağıdır. ‘’ Maria sadece anlayışla başını sallayabildi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Bu kadar uzun süreli bir fedakarlıkla ilk defa karşılaşıyordu. Kral Arthur’u hiç tanımayan kaç tane insan ömürlerini harcamışlardı hesaplayabilir miydi ki? Nispeten daha iyi bir yere götürüp bahçeye oturduklarında Kahin kadın lafa girdi. ‘’ Merak ettiğin çok şey vardır kızım. Sor da cevaplayayım. Sonra sende güzelce dinlen. Gülerdir yolda yorulmuşsundur. ‘’ ‘’ Nereden başlamam gerektiğini inanın bilemiyorum. Aklımda o kadar çok soru var ki. ‘’ Yaşlı kadın gülümsedi. ‘’ Çok normal değil mi? Hayatın bir anda bambaşka bir yola evrildi. Hiç bilmediğin bir dünyanın içine adım attın sayılır. Tek başınasın. Arkanda kim bilir kimleri bıraktın. Neyin doğru neyin yanlış, neyin gerçek neyin hayal olduğunu bile karıştırıyorsundur. ‘’ deyince Maria şaşırdı. Acaba zihnimi de mi okuyor diye düşünmekten kendini alamadı. ‘’ Doğru kişi o diye bağırdınız. Benim doğru kişi olduğumu nasıl anladınız? Ben emin değilim çünkü. Ve siz… ‘’ diye başladığı cümleyi yaşlı kadın kesti. ‘’ Göremiyor olmama rağmen nasıl bilebilirim, değil mi? ‘’ kahin kadın bu cümlenin üzerine gülünce Maria rahatladı. Kimseyi incitmek istemezdi sonuçta. ‘’ Kadimlerle bağlantılı olan tek sen değilsin. Onlarla ruh bağım olmasa bile atalarım sayesinde hala bağlantılıyım. Bana senin geleceğini söylediler. Ben bu dünyada sadece uyanıkken göremiyorum. Rüyalarımda sizin görebildiğinizden çok daha fazlasını görebiliyorum. O yüzden senin doğru kişi olduğuna eminim. Çünkü kadimler de emin. Ve sana bir sır vereyim mi kızım? Kadimler hiçbir zaman yanılmazlar. Anlaşılır olmuştur umarım. Sıradaki sorun? ‘’ ‘’ Shyla’yı rüyamda gördüm. Bana bir şeyler söyledi ama tam anlayamadım. Vaktimiz olmadı. Neden olmadı bilmiyorum. Prens Luke’u nasıl uyandıracağımı bilmiyorum. Bir büyüden bahsetti onu nasıl bozacağımı söyleyecek vakti olmadı. Bir de biliyorlar dedi ben tam uyanmadan önce. Kim biliyor, neyi biliyor, peşimde birileri mi var? ‘’ Maria aklındaki tüm soruları bir bir dökerken Aden elindeki içeceklerle masaya oturdu. ‘’ Sakin olun Kraliçem. Sorularınızı tek tek sormanızı tavsiye ederim. Bu yaşlı cadı ilk sorduklarınızı unuttu. ‘’ Kahin kadın Maria’nın nereden çıkarttığını bile görmediği bir sopayla Aden’in kafasına vurdu. ‘’ Ben senin büyükannen sayılırım eşek. Elimde büyüdün. Eniktin it oldun, şimdi de beni mi ısırmaya çalışıyorsun? ’’ Aden gülümsemesini bastırmaya çalışarak cevap verdi. ‘’ Haklısın huysuz cadı. ‘’ ‘’ Huysuz velet. Neyse kızım sen bakma buna aklı fikri hala gırgırda. Kadimler güçlü değiller. Kral Luke’un üzerindeki büyüye benzer bir büyü de onların üzerinde var. Aranızdaki bağ oluşamadığı için seninle istediği gibi iletişim kuramıyor. Ama rüyanda gördüysen bağ oluşuyor demektir. Yakında onu daha çok hissedip daha çok duyabileceksin. ‘’ Maria’nın içi kıpır kıpır oldu. Demekki sadece zaman gerekiyordu. Bir problem yoktu ya da delirmiyordu. Yakın zamanda onu tekrar duyabilecekti ya da görebilecekti. ‘’ Kral Luke’un üzerindeki büyüye gelirsek bunu dünya üzerinde bilebilecek tek kişi sensin Maria. Yapabileceğine karşı hepimizin güveni tam. Eğer ki senden başka bilebilecek birileri olsaydı dahi asla sağ bırakmazlardı. Kadimlerin gelmesini isteyenler kadar tekrar gelmelerini istemeyenler de var. Peşinde şu var diyemem sana belki ama dikkat etmek zorunda olduğunuzu tekrar söyleyebilirim. 800 sene boyunca bunca zorluğa rağmen seni korumasız bırakmamak için çalıştık. ‘’ Kahin kadın Maria’da olan bakışlarını Aden’in üzerine doğrulttuktan sonra devam etti. ‘’ Bu hergelenin gevşek durduğuna bakma. Neler yapabildiğini görsen eminim sen de şaşırırsın. ‘’ Maria’da bakışlarını Aden’in üzerine çevirdiğinde göz göze geldiler. Bakışlarındaki yaramaz parıltıların altında emin olamasa da vahşi bir adamın bakışlarını görebilmişti. Ya da sadece görmek istediklerini görüyordu. Zamanla göreceklerdi. |
0% |