Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Bölüm 18

@zeeyneep41

Heyoooo ben geldim.

 

Keyifli okumalar dilerim.

 

~~~~~~~~~~~~~~

 

"Sana açık olacağım Savaş. Elim, kolum uzundur. Kulağım, gözüm de bir o kadar uzundur. Zeynep'in bütün yaşadıklarını bilmiyorum. Bana anlattığı bir küçük anda bile kanım donarken onun neler yaşadığını az çok anlıyorum!" derken bile sesindeki sinir belli oluyordu.

 

"Şuan burada oturmamın sebebi kardeşindir. Bunun cezasını kesmiyorsam sebebi Zeynep'tir. Bana kalsa babanız..." cümlesi bitmeden Savaş hızla sözünü bölmüştü.

 

***

 

"O adam bizim babamız değil!" diyerek sesindeki siniri bile saklamaya gerek duymadan konuşmuştu. Ömer ağa ise sinirini anlayarak başını sallamıştı.

 

"Bana kalsa Mehmet ağa ve Havva Hanımın bu şehri terk etmesi lazım!" diyerek tüm duygularını göstermişti. "Ama Zeynep, hem Ateş'i düşündüğü için hem de her gittiğim şehirde onları görecek miyim korkusu yaşamak istemiyorum diye belirtmişti."

 

Savaş, Zeynep'in bunu daha önce söylediğini hatırladığı için başını onayla sallamıştı. Kardeşi de haklıydı. Sevmediğin birini sürekli görecek gibi yaşamaktansa bildiğin bir yerde olması daha mantıklı olabilirdi. Kardeşinin fikrine saygı duyarak konuyu kapatmıştı. Zaten Ömer ağa onu koruyarak kendisini belli etmişti.

 

"Ömer ağa sana açık olacağım. Kardeşim benim tek ailem. Onunla annemizi kaybettiğimizde o adamla gitmemesi için çok uğraştım ama hastalanınca korktum. Çünkü biz annemizi bir hastalık sonrası kaybettik. Annemin ölmeden önce bana son sözleri..." diyerek boğazındaki yumruyu yutkunarak geçirmeye çalıştı.

 

"Kardeşin sana emanet demek olmuştu. O adamla buraya gelen kardeşimin bana söylediği bir cümle ile geldim ben buraya. Onu bulduğumda bir ölüden tek farkı nefes almasıydı. Ruhu ölmüştü kardeşimin!" O günlere dalarak biraz soluklandı.

 

"Dayım ve yengem kahvaltı hazırlamışlardı. Dayım üst katta olduğu için Buket ona Barış gelir misin kahvaltı hazır diye seslenmişti. Sesinin yüksek çıkması bizim için sorun değilken benim kardeşim korku ile ağlamaya başladı." Tüm gerçekliği dökerken Ömer ağa Zeynep için üzülmüştü.

 

Bu kadın neler yaşamıştı böyle.

 

"Bu seneye kadar hem psikolog hem de psikiyatrik destekler aldı ama kendisine bağırılınca hala ağlayabiliyor. Olurda aranız bozulursa bu konular özeldir ama benimle paylaşırsan kardeşim için en kolay yolu bularak konuşmana yardım ederim."

 

Savaş tüm gerçekliği ufak bir kısmını anlatmıştı. Bu bile Ömer'in canını sıkıyordu. Yaşadıklarını öğrenince neler hissedeceğini düşündü. Daha önemlisi o kadın onları yaşarken neler hissetmişti.

 

"Bende sana açık olmak istiyorum. Bizim ailemizde böyle şeyler olmazdı. Biz kadınlarımıza ve kadınlara hep saygı duymanın önemi anlatılırdı. Babam bize kadınlar çiçektir, sulanır derdi." Buruk bir gülümseme ile duraksadı. Birilerinin babası varken yoktu ama Ömer için babası özel biriydi.

 

"Kadınların saçları okşanır derdi ve annemle de iyi bir sohbetleri vardı. Sabah kalktığımızda onları muhabbet ederken gördüğümüz ve hiç kavgalarına şahit olmadığımız için belki de bize farklı geliyor. Tabi ki kavga etmişlerdir..." dedikten sonra bu söyleyeceğini düşünerek söylemişti. Oturuşunu değişerek tekrar Savaş'a döndü.

 

"Belki Zeynep ile bizde tartışacağız ama onunla yaşadığım tüm zorluklarla sevmek istiyorum. İki farklı insanız. Zeynep'in yaşadıkları, annesizliği vs. zorlukları olacak ama bunları aşabileceğimi düşünüyorum." Ömer dürüst bir şekilde konuşurken Savaş sadece düşünmüştü.

 

Bu sıra da Zeynep içeriye elinde kahvelerle girerken, amacı Ömer ve Savaş'ın ne yaptığını görerek kendini rahatlatmak istemişti. Zeynep önce abisine kahvesini verirken Ömer'e bakmak istemişti.

 

Bu sırada dikkati fazlasıyla dağılmıştı. Ömer'e doğru çevirdiği tepsinin dengesini kurmak çok farklıydı. Sonunda sanki abisinin dediğini yaşatır gibi, kahveyi Ömer'in üzerine dökmüştü.

 

Ömer hızlıca ayağa kalkarken, Zeynep kendisini kötü hissetmeye başlamıştı. Savaş ise sesli sesli gülerek kardeşinin beceriksiz olduğunu ima eden bakışları ile Ömer'e bakmıştı. Ömer ise sevdiğinin korku ya da endişe duymaması için üzerindeki pantolonu tutarak bir şeyler söylemek istemişti.

 

"Sorun değil. Buraları Mizgin temizler. Ben üzerimi değişip geliyorum" diyerek odasına gitmişti. Zeynep biraz mahcup abisine bakarken birlikte odadan çıkmışlardı. Mizgin'e odayı temizlenmesini söyleyen Zeynep, Zişan hanım ve Berfin'in yanına gitmişti.

 

Savaş sonunda Berfin'in yanına yine gelmişti. Berfin'in yanında heyecanlı ve güzel bir mutluluğa sahip hissediyordu. Zeynep'in ise aklında Ömer vardı ve eline aldığı telefon ile Ömer'e gizlice bir mesaj atarak merakını gidermek istemişti.

 

"İyi misin? Çok özür dilerim. Abimle kavga ettiniz mi diye merak ederken seni incelemek istedim" diyerek kendini durdurmadan hızla yazıyordu. Ömer ise odada onun bu halini düşünerek gülümsemeye başlamıştı.

 

"Şşş. Kadın bir sıkıntı yok. Herkes yaşayabilir. Ayrıca bizim neden kavga edeceğimizi düşündün?" diye sormuştu. Savaş'ın kendisi ile ilgili bir problemi olup olmadığını merak etmişti.

 

"Sana vurdu! Gözümün önünde sen yere yığıldın ve ben çok korkuyorum!" diye yazdığında telefonu bırakarak muhabbete eşlik etmişti. Ömer ise gülümseyerek odasından çıkmaya başladı.

 

Ömer kendisine biraz su doldurup yudumlarken Zeynep ceketini biraz çıkarmak istemişti. Ömer ise Zeynep'in cropunu görünce gözleri büyürken zorla yuttuğu suyun ardından öksürmeye başlamıştı.

 

Savaş Ömer'in bu haline gülerken istediğini almıştı. Kardeşi ile görüştüğünü söylemezken yumruğun yetmeyeceğini biliyordu. Ona fazlasıyla oyunlar oynamayı düşünürken yine gözleri Berfin'e değmişti.

 

Zeynep Ömer'in tepkilerinden dolayı ceketini çıkarmaktan çekinirken yavaşça giyinmişti. Savaş bu süreçte insanlara nasıl ağalık yaptığını görmek için çarşıda görmek istedi.

 

"Ömer, işin yoksa bir çarşı turu yapalım!" Ömer ağa da onaylar gibi başını sallarken Zeynep ve Berfin birbirine bakarak kafalarını sallamaya başladılar.

 

"Abi Berfin'le bende gelebilir miyim? Biz alışveriş yaparız ve asla size ayak bağı olmayız. Gerçekten!" diyerek ikna etmeye çalışmıştı. İşe yaraması için Berfin'i dürterek onunda konuşmasını istediğini belirttiği işaret yapmıştı.

 

"Evet! Abi Zeynep ve ben gezeriz. Hatta Bahar'ı da çağırırız. Değil mi Zeynep?" diyerek Zeynep'e dönmüştü. Zeynep'te onay vererek onaylamıştı.

 

Savaş, Berfin'in istemesinden dolayı biraz sevinmişti ama içinden sevgilisi olup olmadığını bilmek istiyordu. İçinde hissettiği hislerin durulmasını istememişti. Ömer'de Zeynep'in yanında olmasının güzelliğini yaşamak hissediyordu.

 

Hep birlikte arabalara binmek istediklerinde Zeynep ve Ömer aynı arabaya binmek istediğinde Savaş ve Berfin aynı arabaya binmek zorunda kalacaktı. Savaş için sorun olmadığı için sessiz kalmak isterdi ama Berfin için problem olmamasını istemişti.

 

"Zeynep, Berfin Hanım için sorun olabilir" diyerek istediğinin aksine konuşmuştu.

 

Zeynep pek istemese de Savaş'ın yanına doğru giderken, Ömer sevdiğiyle biraz yalnız kalmış olmanın burukluğu ile Zeynep'e bakarken, Berfin'de abisinin yanına doğru ilerlemişti.

 

"Aslında Berfin için çok sorun değil. Değil mi kardeşim?" diyerek Ömer Berfin'e uyarıcı konuşmuştu. Berfin'de sadece utangaç bir halde kasını sallayarak onay verdi.

 

Savaş ve Berfin birlikte arabaya yerleşirken, Ömer'le Zeynep'te birlikte oturmuşlardı. Herkes arabaya geçince yola çıkmışlardı. Savaş ve Berfin muhabbet ederek birbirlerini tanımaya başlamışlardı.

 

Birlikte çarşıya geldiklerinde Bahar'ında gelmesini bekleyen kızları yalnız bırakmamıştı, Savaş ve Ömer. Bahar'da gelince kızlar alışverişe başlamıştı. Savaş aslında Ömer'in insan içinde nasıl biri olduğunu merak ettiği için onunla çarşıya gelmişti.

 

Ömer zeki ve adaletli biriydi. Bazı çözümleri Savaş'ı şaşırtmıştı. Herkesin ondan korkarken bir yandan da saygı duymaları Savaş'ın hoşuna gitmişti. Ömer'in güvenilir birisi olduğunu anlıyordu. Hayatında kardeşini emanet edebileceği biri gibi duruyordu.

 

Ömer ise çarşı esnafı ile muhabbet ederken dertlerini de dinlemişti. Göz ucuyla Zeynep'i gördüğü anlarda kendini daha mutlu hissediyordu. Tüm ahali zaten Zeynep'in Ömer ağa ile bir alakasını duymuştu ama şimdi görmüşlerdi. Murat, kızların alışveriş poşetlerini araçlara taşıyarak onlara yardım ediyordu.

 

Bahar taksi ile eve gitmeden önce Zeynep'e sarılarak "Savaş'la birlikte bize gelir misiniz? Annem sizi yemeğe çağırıyor. Babam da önemli bir şey olduğunu söyledi. Size iletmesi gereken bir konu varmış. Önemli ve çok gizliymiş!" diyerek geri çekilmişti.

 

Zeynep tamam anlamında gözlerini kırparak "Yarın görüşürüz canım!" demişti. Yarın akşam yemeğe geliriz anlamında konuştuğunu onu tanıyan arkadaşı anlamıştı. Taksiye binerek uzaklaşan Bahar'ın arkasından biraz daha gezinen kızlar acıkmıştı.

 

Yemeği dışarıda yemek istedikleri için mekân önerilerinde bulunan Ömer'e, Zeynep "Otelde mi yesek? İçli köfteleri çok güzeldi. Canım istedi" dediği için otele doğru yola çıkmışlardı.

 

Birlikte yemek yerken Ömer'in Zeynep için sürprizi olduğu için özel bir alana oturmuşlardı. Yemeğin sonlarında ise masaya gelen pastaya bakarken Ömer, Zeynep'in yanında dizinin üzerine oturarak onun için aldığı yüzüğü açmıştı.

 

Zeynep ne olduğunu anlamıştı ve gözleri dolmuştu.

 

"Benimle evlenir misin Zeynep?" diye sorarken gülümsemişti.

 

Zeynep'in ise üniversitesi bitmediği için ne diyeceğini düşünmesi ile Savaş'ın boğulur gibi olması bir olmuştu. Ömer ve Zeynep'in mutlu gözleri bir an Savaş'ı bulurken, Savaş kendisine gelmeye çalışmıştı.

 

Berfin'in sırtına vuran ellerini hissettiğinde şaşkınlıkla bakarken kendine geldiğini fark etmişti. Ömer ve Zeynep'e dönerken gözlerinde bir öfke yığılması olmuştu. Kardeşini korkutmamak için derin bir nefes almıştı.

 

"Bu evlilik teklifi nereden çıktı Ömer ağa?" diye konuşurken sesindeki öfkesi kendini belli ediyordu. Ömer ağa hala Zeynep'e bakarken Zeynep, Ömer ağaya kocaman gülümsemişti. Başıyla onayladığını gösteren işareti verdiğinde Savaş ayağa kalkmıştı.

 

"Zeynep" diye sesini bastırmaya çalışan öfkesiyle kardeşine baktı. Zeynep ise ne yapacağını bilemeden abisine gözleri dolu dolu bakmıştı. Ömer ağa, Savaş'ın kardeşi için söylediğini o an anlamıştı.

 

Zeynep'in gözlerinin dolmasının sebebi abisinin öfkeli bir halde ona bağırmamaya çalışsa da bağırmış gibi olmasıydı. Ömer o an ayağa kalkarak yüzük kutusunu sevdiğinin eline vererek Zeynep'i arkasına almıştı.

 

"Savaş! Sen ne yapıyorsun?" diye konuşurken sesi kontrollüydü. Berfin ise ayağa kalkarak Zeynep'e sarılmıştı. Zeynep'i sakinleştirmeye çalışarak ağlamaması için onu destekliyordu.

 

"Ömer ağa! Ağzımı açtırma benim. Kardeşimin okulu var bilmez misin? O okul bitmeden ben buna izin vermem!" derken sesi ciddi ve sertti. Zeynep ise hıçkırarak bakarken, Savaş'ın içi gidiyordu ama asla belli etmiyordu.

 

"Savaş! Ben Zeynep'in okumasına engel değilim! Burada okumasını isteyeceğim! Kabul etmezse de bir yol bulacağım! Bağırmayı kesip kardeşine bir bakar mısın? Ateş'ten ne farkın var senin?" diyerek Zeynep'e döndü.

 

Savaş duyduğu cümle için yıkılmış gibi hissetmişti. Kardeşi için en iyisini isterken onu üzmüştü. İlk defa üzdüğü kardeşine yaklaşarak sarılmak istemişti. Zeynep bir adım geri çekilerek Ömer'e döndü.

 

"Beni daha sakin bir yere götürür müsün? Biraz konuşmak isterim" diyerek Berfin'e döndü. "Eğer sana ayıp olmayacaksa Berfin..." diyerek Berfin'in ne diyeceğini beklemişti.

 

Berfin onayla başını sallarken Ömer ağa ve Zeynep gittiler. Ömer ağanın odasına giderken kendisine bakanlara aldırmadan içeri giren Zeynep lavaboya gitmeden Ömer ağa ile koltuğa oturmuşlardı.

 

Burası Ömer ağanın oteldeki çalışma odasıydı. Biraz büyük odanın iç dizaynı çok ferahtı. Beyaz duvarlar arasında ki modern çalışma masası, kitaplığı ve dosyalarının yer aldığı bir başka dolabı...

 

Karşısına iki tekli ofis koltuğu ve arasına, çalışma masasıyla uyumlu sehpası ile çok şık duruyordu. Odanın diğer kısmında ise dinlenmek için koltuk takımı vardı. Odanın modern yapısına uygun takım, odanın havasını değiştirmişti.

 

Odanın içinde birde banyo vardı. Beyaz ve siyah tonlarının kullanıldığı banyo, şık ve kullanışlıydı. Burada geceleri bile kalınır ve zorlanılmazdı. Ömer ağa kapıyı kilitleyerek sevdiği kadına dönmüştü.

 

Zeynep ve Ömer biraz konuşarak ne yapacaklarına karar vermek istemişti. Ömer ağa evlenseler de okula gitmesine izin vereceğini söylemişti. Zaten güçlü kadın güçlü bir nesil demekti. Yetiştirilecek çocuklar için annelerin çok şey bilmesi güzel bir şey olarak görünüyordu Ömer ağaya.

 

Eğer İstanbul'da okuyacaksa da bir senenin sonunda diğer seneye az kalan derslerini ara ara giderek devam ettirebileceğini önermişti. Zeynep ise iki fikre de olumlu bakarken iki sene de okula gidebilirim diye öneride bulunmuştu.

 

Ömer ağaya iki sene beklemek çok zor gelse de olabileceğini söylemişti. Tüm Mardin bilirken bu kadar uzatmanın zor olacağını biliyordu ama sevdiği bunu isterse de elinden geleni yapacaktı.

 

Bölüm Sonu

 

Oy ve yorum ile destek olabilirsiniz.

 

Loading...
0%