Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Bölüm 15

@zeeyneep41

Heyoooo Şekerlerim. Yeni bölüm ile karşınızdayım.


Satırlar arasına yorumlar bırakalım.


Sol alt köşedeki yıldızla oy verelim.


Keyifli okumalar dilerim.


~~~~~~~~~~~~~


Günün erken saatinde, bel ve boyun ağrılarıyla uyanmışlardı. Birbirlerine yaslanmış ve uyuyakalmış hallerinden ağrıyla uyanmak bile güzeldi iki âşık için.


Dilşah üzerine giyineceklerini de yanına alarak kendini banyoya atmıştı. Utangaçlık hissediyor ve Hazar'ın yüzüne bakamıyordu. Kendisini duşa atarak sıcak suyun rahatlatıcı etkisine kapıldı.


Hazar, Dilşah'ın arkasından gülerek üzerini değiştirmeye başladı. Dilşah'ın bu halleri, Hazar'ın hoşuna gidiyordu. Utangaç halleri, Hazar'ın gülmesine neden oluyordu.


Dilşah duştan saçlarını kurutmuş bir halde çıkmıştı. Saçlarını sıkı sıkı toplamak için tokayı aldığımda, Hazar onu durdurmuştu. Dilşah'ın uzun siyah saçları, özgürken daha güzeldi. Toplayınca, özgürlüğüne kilit vurulmuş gibiydi.


"Yapma! Bırak özgür kalsın. Böyle daha güzeller." Hazar'ın sözleri, Dilşah'ı utangaçlığı sürüklemişti. Her söylediğiyle Dilşah'ın yanaklarını kızartıyordu.


Dilşah saçlarını toplamamıştı ama biraz makyaj yapması gerekiyordu. Hazar Dilşah'ın makyaj yapmasına engel olarak onu odadan çıkarmıştı. Salona giderek herkese "Günaydın" diyerek selamlamışlardı.


Birlikte masa hazır olana kadar muhabbet etmişlerdi. Dilan Hanım, eşi ve çocuklarıyla konakta misafir olarak kalmışlardı. Hazar bu duruma çok şaşırmıştı. Çünkü teyzesi bunca yıl hiç konakta kalmamıştı. Dün yaşananlardan sonra daha da şüpheleri artmıştı Hazar'ın.


Telefonu eline alarak Aziz'e mesaj gönderdi. "senden istediğim araştırmayı hızlandır. Yarın öğlene hepsi hazır olsun" yazarak gönderdi. Bu durum Hazar'ın çok fazla dikkatini çekiyordu. Teyzesinin bir sırrı vardı ve Hazar bunu çözecekti.


Dilşah ve Hazar bugün yine evdeydi. Hazar bu durumdan çok sıkılmıştı. Evde kalmak çok sıkıcıydı ve Dilşah'la bir şeyler yapması lazımdı. Kahvaltı sonrası Dilşah'ı çalışma odasına çıkararak tezi üzerinde çalışmaya başladılar. Bir süre sonra Hazar dinlenmek için mola vermeyi teklif etti.


Mutfaktan bir şeyler istemişlerdi. Hazar, Dilşah'ın çok az yemek yediğini görüyor ve biraz olsun yemek yemesi için yanında oluyordu. Birlikte bir şeyler yemeye çalışmışlardı ama Dilşah hala yiyemiyordu.


Hazar çalan telefonunu açıp konuşurken Dilşah'ta tezi ile ilgili yazıları ipade aktarıyordu. Bir noktada bakışları bulanmış ve başı dönmeye başlamıştı. İpadin kalemi elinden bırakarak biraz gözlerini ovuşturdu. Dinlenmek için odasına gitmek istiyordu.


Hazar telefonu kapatınca Dilşah'a dönmüştü. Dilşah'ın yüzü beyaz gibiydi. Hızla yanına giderek elini alnına koydu. "Sen iyi misin? Betin benzin atmış" diye sordu. Dilşah'ı kolundan tutarak odaya götürdü. Dinlenmesi için yatağa yatırarak üzerini örttü.


Ateşoğlu konağı çalışanlarından biri gelerek misafirlerin geleceğini bildirmişti. Hazar dinleneceklerini ve akşam yemekte misafirlere katılacaklarını belirtmişti. Dilşah'ın yanından ayrılmadan dinlenmesini sağlıyordu.


Dilruba Hanım oğlu ve gelinini ziyaret ederek, her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol etmişti. Gelininin halini beğenmese de sessiz kalmıştı. Doktora bile gitmeyi kabul etmeyen Dilşah, evde dinlenmek istiyordu.


Hazar yatakta uyuyan kadını izliyordu. Uyurken bile güzel, narin ve masumdu. Onu tüm dünyadan sakınıp kollayacak kadar güçlü olan Hazar, sevdiği kadını asla bırakmayacak ve koruyacaktı.


Hazar yanındaki kadının uykuya dalmasıyla yanına uzanmıştı. Yanındaki kadını izliyor ve nefeslerini sayıyordu. Saçları, gözleri, yanakları, dudakları... Hazar gülümseyerek izlediği kadının dudaklarına bakınca yutkundu.


Bakışlarını zorla da olsa, gözlerine çevirmişti. Uzun uzun kirpikleri, sıkı bir şekilde sıralanmıştı. Doğuştan sürmeli gibi gözleri, kapalıyken bile güzeldi. Hazar sevdiği kadının kirpiklerini saymaya başlamıştı. Daha saymayı bitirmeden uyuya kalmıştı.


Dilşah yavaşça gözlerini açtığında, Hazar'ın kollarında olduğunu fark etmişti. Yüzü kızarmaya başladığında, kalkmak istemişti ama Hazar bayağı sıkı sarılıyordu. Dilşah Hazar'a bakarak yüzünü incelemeye başladı.


Hazar'ın sert bir yüz ifadesi vardı. Uyurken bile sert bir duruşa sahipti. Keskin çene hattı, hafif kalın kaşları ve hafif kirli sakallarıyla uyumlu esmer teni... Hazar yakışıklı bir adamdı ve Dilşah gözlerini çekmek istemiyordu.


Dilşah'ın gözleri Hazar'a değdiği anda, kalbi hızlanıyordu. Karnında ağrılar ve içinde farklı bir mutluluk hissediyordu. Sürekli gülmek ve onun yanında olmak istiyordu. Hazar'ı izlerken bile mutlu oluyordu.


Hazar uyanmaya başlayacağı sırada, Dilşah hızlıca gözlerini kapatmıştı. Utandığı yanaklarından belli olurken uyumadığı da kirpiklerinden belli oluyordu.


Hazar gözlerini açtığında kollarının arasında uyumuş numarası yapan kadına kaydı. Kıpırdayan kirpikleri ve kırmızı yanaklarıyla, fazlasıyla güzeldi. Karısının bu haline gülümserken kalbinin sesiyle de savaşıyordu.


Hazar kollarındaki kadına biraz daha sarıldı. Onunla sarılmak bile farklı bir histi ve çok güzel bir etki bırakıyordu. Hazar Dilşah'ın saçlarını kokluyor ve o kokuya alışmak istiyordu. Papatya kokan bir kadın vardı kollarının arasında. Sevdiği kadın da papatya kokuyordu.


Dilşah saçlarını koklayan adamın yakınlığından daha da heyecanlanıyordu. Hazar saçlarına öpücük kondurduğunda kalbi yerinden çıkacak gibi olmuştu. Saçlarında çiçekler açmış gibi hissediyordu. Hazar ise bir süre sonra kulağına doğru eğildi.


"Uyumadığını görebiliyorum. Artık gözlerini aç ve bana iyi olup olmadığını göster." Hazar gülümseyen sesiyle konuşuyordu. Dilşah ise artık kırmızıdan daha çok mora dönmüştü.


Dilşah utana sıkıla gözlerini açmış ve Hazar'a iyi olduğunu göstermişti. Hızlıca yataktan kalkarak banyoya doğru ilerledi. Kendini sıcak suyun rahatlatıcı etkisine bıraktı.


Duştan yeni kıyafetleri ile çıkmıştı. Bir haftalık sürecin bitmesini iple çekiyordu. Hazar olmasa fazlasıyla misafirlerle ilgilenmek zorunda kalacaktı. Tezine zaman ayırıp dinlenebildiği için mutluydu. Kendini hala pekiyi hissetmese de bunu belli etmedi.


Duştan saçlarını kurumuş ve giyinmiş olarak çıkmıştı. Hazar'ın yanına giderek koluna girdi. Birlikte inmek isterken Hazar kolundan tutan kaşının elini alarak avucuna koydu. El ele aşağı inmek istedikleri sırada ikisi de heyecandan bayılacak gibiydi.


Dayıları ve amcalarının birlikte geldiği günde Ateşoğlu konağı, ömrünün en kalabalık akşamını yaşıyordu. Dilşah kalabalıkta çırpınan kadınlara yardım ederken kendisini daha da halsiz hissetmeye başlamıştı.


Kahveleri dağıtmaya çalışan Dilşah'ın rengi atmış ve yine de kahveleri dağıtmaya devam etmişti. Tüm kahveleri dağıttığı sırada kendini daha fazla tutamamıştı. Gözleri kararmış ve karanlığa gömülmüştü.


Hazar kendisinden geçen kadının yere düşmesiyle endişeye düşmüştü. Hızla yerinden kalkarak karısını kucakladı. Hızla kalkarak bağırmaya başladı. "Aziz! Arabayı hazırla. Çabuk!"


Hazar, Dilşah'ı hızla hastaneye götürürken Dilan Hanımda perişan bir şekilde peşlerine düşmüştü. Hazar hastaneye geldiğinde içeriye "Çabuk! Hemen sedye getirin." diye bağırdı.


Dilşah içeri alınmıştı. Hazar doktora bilgileri veriyordu. Doktorun "Ne zamandır evlisiniz? Gebelik şüphesi var mı?" diye sormasıyla Hazar dondu kaldı. Sert bakışları altında "Hayır!" diye cevap verdi.


Hastane güvenliği Hazar'ın yanına i, çekingen bir tavırla yaklaştı. Hazar yanına yaklaşan adamı görmüştü. "Söyle!" Hazar'ın tek kelimeyle bile büyük etki yapıyordu.


"Ağam, kalabalık çok fazla. En azından dışarıda bekleseler..." Güvenlik daha sözünü bitirmeden Hazar, Aziz'e döndü. Aziz ağası konuşmadan anlamış ve herkesi dışarı çıkarmıştı. Hazar tek başına kapıda bekliyordu.


"Acaba böyle bir şey yapmış olabilir misin Dilşah?" Hazar düşünceler içinde boğulurken Dilşah içeride toparlanmaya çalışıyordu. Hazar bir an kendine böyle bir haber vermelerini hayal etti. Kalbi o an atmaya başlamıştı. Öyle güzel bir his yaşıyordu ki gerçek olsa nasıl güzel olabilirdi hayal bile edemedi.


Zaman geçmek bilmiyordu. Hazar ne kadar orada beklediğini bilmiyordu. Sabrı tükeniyor ve sinirleri bozulmaya başlıyordu. Bir süre sonra doktor odadan çıkarak Hazar'a doğru yaklaştı.


Hazar doktorla birlikte doktor odasına geçerek doktoru dinlemeye başladı. Doktor ise karşısındaki adamın kim olduğunu ve bu coğrafyanın adetlerini bilmeden konuşuyordu.


Bölüm Sonu


Oy ve yorum ile destek olabilirsiniz.


Loading...
0%