Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. BÖLÜM: KAVUŞMA

@zehranurr

Karanlık insanı içine çektiğinde bir el uzanmadığı vakit kendini oradan çıkartamaz ve aydınlığa ulaşamazmış.

O karanlık insanın ruhunu emerken nefessiz bırakıp bir kenarda çaresiz kıldığında ansızın bir el uzanıp insanı oradan çekip kurtarır.

En büyük karanlıktaydım ve bu karanlık sadece ruhumu değil bedenimi de istila ediyordu.

Beni bu karanlıktan bu iğrenç kâbustan kurtaracak yok muydu?

Ya benim ışığım çok uzaktaysa ve ben ona ulaşana kadar nefessiz kalırsam.

En dipteydim artık bir ele bir nefese muhtaçtı bu beden ama kimse yoktu bir el uzanıp uyandırmıyordu beni bu kâbustan.

Yüreğim sızlarken, ruhum çekilirken ve nefesim bedenimden kaybolup giderken büyük bir sarsıntı hissetti bu çaresiz bedenim.

En uçsuz köşede gördüğüm ışıkla son nefesimi verip koştuğumda ürkekçe ve bir o kadar korkarak açtım gözlerimi.

İçime çektiğim derin nefesle etrafa bakındığımda algılarımın yerine gelmesini bekledim.

Barlas yüzüme endişeyle bakarken ağzımdan sadece "Onlar aslında öldü!" çıkıverdi.

Barlas anlamaz gözlerle bana bakarken "Ne diyorsun Tamay kim öldü ayrıca ne bu halin kan ter içinde kalmışsın?" diyerek alnımdaki teri sildi.

Gözlerim dolarken "Sarya'yı, kızımı istiyorum!" diyerek Barlas'a sarıldığımda o da bana sarıldı.

Ben hala gördüğüm kâbusun etkisindeyken Barlas kulağıma "Ne olduğunu bir anlatsan ona göre yardım edeceğim sana!" dedi.

Gözlerimden yaşlar süzülürken Barlas'tan ayrılarak "Sen gittin sonra ben yattım her şey ondan sonra oldu çok gerçekti Barlas, sen bana kızımla kardeşimin katilisin dediğinde bir an ruhum çekiliyor zannettim çok korktum!" dedim.

Barlas beni sakinleştirmeye çalışırken "Evet ben gittim gece boyu da gelmedim, hatta şimdi Pera'yı okula götürmek için geldim ondan öncede bir şey olmadı korkma bak geçti herkes iyi!" dediğinde kafamı sallayarak gözlerimi sildim.

Barlas beni yataktan kaldırarak banyoya soktu yüzümü yıkadıktan sonra havluyu uzattı. Yüzümü kurulayıp havluyu kenara koyarak dalgın dalgın Barlas'a baktım.

Hala kâbusun etkisindeyken "Adar'la görüştün mü hiç?" diye sorduğumda kafasını sallayarak "Yola çıkacaklar artık endişe etmene gerek yok. Sonunda benim olana kavuşacağım." Dediğinde gülümsedim.

Banyodan çıktığımızda Barlas bana dönüp "Sen kendine bir çeki düzen ver bende Pera'yı kaldırayım Selim kahvaltıyı hazırlamış zaten." Dediğinde onu onaylayıp giyinme odasına girdim.

Hala kafam allak bullakken üzerimi değiştirip Pera'ya bakmak için odadan çıkıp odasına girdim.

Onu uyanmış bir vaziyette yatakta gördüğümde yanına gidip yanağını kocaman öptüm.

Sabah nazlanmasını yaptıktan sonra Pera'nın üzerini değiştirip çantasını hazırladıktan sonra odasından çıkıp aşağıya indik.

Selim'in hazırladığı masaya otururken keyifle yapılan kahvaltıyı izledim Barlas masanın üzerindeki elimi tutarken fısıltı şeklinde "Topla kendini geldi geçti." Diyerek göz kırptı.

Barlas'a gülümserken "Kâbustan rüyaya transferim galiba." Dediğimde ikimizde güldük.

Gülüşümü durdururken "Hayırdır elimi tut alar falan aşık mı oldun bana?" diye sorduğumda Barlas ters ters bana baktı.

Barlas'ın bakışları komiğime giderken "Tamam hemen bozulma şaka yaptım!" dediğimde bu sefer sabır çekti.

Kahvaltıdan sonra Barlas ve Selim üzerini değiştirmek için odalarına giderken bende önce masayı topladım daha sonrada Pera'nın saçlarını ördüm.

Pera boyunun yettiği kadar aynaya bakmaya çalışırken kapı çaldı hızla kapıyı açtığında neşeli bir şekilde "Baran delmiş." Diye bağırdı.

Baran, Pera'yı kucağına alarak salona girdiğinde yüzünü kucağındaki Pera'ya çevirerek "Nereye böyle süslü püslü?" diye sordu.

Pera saçlarıyla oynayarak "Ben büyük olduğum için okula didiyorum." Dediğinde ikimizde güldük.

Baran, Pera'yı yere indirip elindeki dosyaları bana uzatarak "İmzalaman gereken birkaç dosya var hemen imzala ki işler aksamasın." Dediğinde dosyaları alıp orta sehpaya koydum.

Etrafta kalem ararken Barlas merdivenlerden aşağıya iniyordu duraksarken "Ne arıyorsun?" diye sordu.

Çekmeceyi kapatıp ona dönerek "İmza atacağım ama kalem yok!" dediğimde Barlas ceketinin iç cebinden kalem çıkarıp bana uzattı elindeki kalemi alarak teşekkür ettim.

Baran, Pera ile sohbet ederken Barlas araya girip "Sohbetinizi balla kesiyorum ama küçük hanım okul vakti hadi!" dediğinde bende dosyaları inceleyip imzaları atıyordum.

Pera ayağa kalkıp Barlas'ın yanına giderek "Baran da delsin dimi?" diye sorduğunda Barlas gülerek "İşi yoksa gelsin güzellik." Dedi.

Pera gözlerini büyütüp Baran'a baktığında "Deliceksin dimi çünkü ablam biraz hastaymış gelemiyoy sen gel." Dediğinde Baran gülerek "Ablan imzaları hızlı atarsa neden olmasın." Dediğinde bütün gözler bendeydi.

Pera sabırsızlıkla beni beklerken bir yandan da hızlı olmam konusunda beni uyarıyordu.

Son imzayı atıp dosyayı kapattım ve dosyaları Baran'a uzatarak "Bitti efenim gidebilirsiniz." Dediğimde herkes kapıya doğru yürümeye başladı.

Herkesi uğurlayıp salonda oturduğum da Selim odasından çıkıp şaşkınca etrafa bakarak "Gittiler mi?" diye sordu. Onun bu haline gülerken "Gittiler de senin ne işin var burada?" diye sordum.

Selim koltuğa oturup ayaklarını orta sehpaya uzatırken "Çok yoruluyorum bacım şu kocan olacak hıyar ağasına söyle de bir ara izin versin bana!" dediğinde gülerek "Kendin söylemeye götün yemedi değil mi?" diye sordum.

Selim şaşkınca elini ağzına götürüp "Üstüme iyilik sağlık nerenden uyduruyorsun bunları ben işler hızlansın diye şey ettim!" dediğinde daha çok güldüm.

Başımı sallayarak "Bakalım hanım kategorisinden sana izin koparabilir miyiz?" dediğimde Selim ayaklanarak "En sevdiğim yengem!" diyerek kapıya yürüdü.

Kaşlarım çatılırken arkasından "Başka yengen mi var senin pezevenk?" diye bağırdığım da kapıyı çekip çıktı.

Orta sehpadaki telefonu elime alıp direk Barlas'ı aradım ikinci çalışta açınca "Önemli bir durum yoksa Pera'yı bırakıp eve geleceğim o zaman konuşalım!" dediğinde "Tamam." Diyerek telefonu kapattım.

Aradan 1 saat geçtikten sonra kapı açılıp kapandı Barlas aceleyle içeriye girerken "Sen beni aradın bir şey mi oldu?" diye sordu.

Merdivenlere yönelirken "Bari sorunun cevabını dinleseydin Barlas nereye gidiyorsun böyle aceleyle?" diye ciddiyetle sorunca duraksayıp bana döndü.

Uzunca beni süzüp "Toplantım var Tamay ayrıca bu gece geç gelirim!" diyerek yukarıya çıktı.

Arkasından merdivenleri tırmanıp odaya girdim. Barlas birkaç dosya karıştırırken kapının pervazına yaslanıp "Dün gece neredeydin?" diye direk sordum.

Barlas'ın dosya karıştıran parmakları duraksarken başını bana döndürüp "Hesap sormak için mi aramıştın beni?" diye sordu.

Yaslandığım yerden doğrulup odanın içine girdiğimde "Hesap sormak demeyelim de karın parantez içinde zorla karın yaptığın kadın olarak nerede olduğunu merak ettim diyelim!" dedim.

Barlas elindeki dosyaları kenara bırakıp yanıma geldiğinde "Karım olduğunu kabullendin yani zorla karım olsan da!" diyerek kollarını önünde bağladı.

Bende onun gibi yaparak gözlerine baktım "İstediğim için değil zorunda olduğum için kabullendim!" deyiverdim.

Barlas gülümserken "Seni kimse zorlayamazdı Tamay Kara zaman neler yapıyor insana değil mi?" dediğinde bende güldüm.

Ellerim Barlas'ın gömlek yakasına ulaşıp hafiften kendime çektiğim sırada "Dün gece neredeydin Barlas uzatma soruma cevap ver!" dedim.

Barlasın kolu belimi sarıp beni biraz daha kendine çekerken "Merak etme karıcım ne gözüm ne de aklım başka kadına kaydı çünkü bağ evinde uyuyordum!" diyerek göz kırptı.

Barlas'ın yakasını düzeltirken "Senin evin barkın yok muydu da bağ evine gittin?" diye sorduğumda beni biraz daha kendine çekip "Benim evim barkım var mı ki?" diye sordu.

Gözlerimi kaçırırken ne demek istediğini anlamıştım ama bu soruya verecek cevabım yoktu.

Derin bir nefes verip "Zor ama imkansız diye bir şey yok, zaman!" dediğimde güldü.

Beni biraz daha kendine çektiğinde aramızda milimler kalmıştı bu mesafe kalp atışımı hızlandırmıştı.

Barlas çok rahat bir şekilde kulağıma eğerek fısıltı şeklinde "Zaman bize iyi gelir belki Tamay ama her şeyi zamana bırakamayız biraz da çaba lazım!" demişti ki haklıydı.

Bu saatten sonra ne ben ondan gidebilirdim ne de o beni bırakırdı...

Başımı çevirip Barlas'a baktığımda başı ile aynı hizadaydık buda fazla yakınlıktı ama bozmadım "Kavga etmekten çabalamaya fırsat kalırsa neden olmasın çünkü ben kavga etmekten çok yoruldum!" dedim.

Barlas burnunu yanağıma yaslarken "Kavga etmekten bende yoruldum Tamay ama bazı şeyleri açıklamak yerine sürekli saklamayı tercih ediyorsun!" dedi.

Başımı biraz daha ona yaslarken "Bir süre kavga etmeyelim olur mu?" diye sorduğum da gülerek "Olsun bakalım ne kadar dayanacağız." Dedi.

Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda mümkünmüş gibi beni kendine biraz daha çekip burnumun üzerine ve dudağımın kenarına belli belirsiz bir öpücük bırakıp uzaklaştı.

Hareketleri kanımda hareketlenme yaşatırken gülümsedim o sırada telefonu çaldı telefonu meşgule verirken dosyaları alıp "Ben çıkıyorum akşamda geç gelirim." Diyerek odadan çıktı.

Arkasından sinsice gülerek "Bu gece bu eve birlikte gireceğiz kocacığım merak etme!" diyerek odadan çıkıp arkasından gittim.

Barlas'ı yolcu ettikten sonra masanın üzerinde telefonum titrerken arayan kişiye baktım ekranda Baran yazısını görünce istemsizce gülerek telefonu açtım.

Önce ses gelmedi daha sonra "Tamay uzatmadan bir şey soracağım müsait misin?" diye sordu.

Şaşkın bir şekilde "Müsaidim bir şey mi oldu?" diye sorduğumda gülerek "Hayır sadece Pera'yı bu gece bize götürsem olur mu? Annemler Pera'yı özlemiş." Dedi.

Baran'ın bu teklifi işime gelirken "Benim için sorun değil zaten Pera'da gelmek istiyordu ama size zahmet olmasın?" Dediğimde "Ne zahmeti Tamay! Tamam, o zaman okuldan ben alırım yarında okula bırakırım." Dedi.

Aklıma gelen şeyle "Kıyafetlerini göndereyim o zaman ben." Dediğimde gülerek "Gerek yok annem birkaç hediye almış ona." Dediğinde bende güldüm.

İş hakkında birkaç şey konuşup telefonu kapattığımda direk Barlas'ı aradım birkaç çalışta açarken fısıltı şeklinde "Toplantıdayım Tamay önemli bir şey mi oldu?" dediğinde fısıltılı çıkan sesimle "Hayır sadece Pera bu akşam Baranlarda kalacak onu haber vermek istedim." Dedim hızla.

Tam telefonu kapatacağım sırada "Pera neden bu akşam orda kalıyor Tamay?" diye sorduğunda "Hivda Hanım Pera'yı görmek istemiş Pera'da zaten sürekli gitmek istiyordu." Dediğimde "Öyle olsun bakalım sende dinlen o zaman." Diyerek telefonu kapattı.

Telefonu tekrar masanın üzerine koyarak yukarıya çıktım odaya girdiğim gibi soluğu giyinme odasında aldım.

Elbiseleri biraz karıştırdıktan sonra sırt dekolteli siyah elbiseyi alıp kenara ayırdım ona uygun ayakkabı ve çantayı hazırlayarak giyinme odasından çıktım.

Yaramın üzerini su geçirmeyecek şekilde kapatıp banyoya girdim hızlı bir duş alıp çıktım.

Hazırlanmaya başlamadan önce daha iyi görünmek için kişisel bakımlarımı yaparken saçlarımın uçlarının yıprandığını fark ettim.

Etrafta makas ararken banyo çekmecesinin en altındaki makası elime alıp belime kadar olan saçlarımı kesmeye başladım.

Biriken anılarımıda bir çırpıda yok ederken içimde garip bir hüzün oluyordu.

Kestiğim saçlar evyenin içine düştükçe kendimi daha iyi ve güçlü hissediyordum.

Son düzeltmeleri yapıp saçlarıma baktığım omzuma kadar kısalmış olduğunu görünce yüzümde hüzünlü bir gülümseme peyda oldu.

Banyoyu temizleyip çıktığımda saatin epey geç olduğunu görmemle hızla hazırlanmaya başladım.

Pansumanımı temizleyerek elbiseyi üzerime geçirdim elbise bütün vücudumu sararken sırtındaki dekoltesi bütün dövmelerimi meydana çıkarmıştı.

Saçlarıma biraz volüm katarken gözlerimi ortaya çıkaran bir makyaj yaparak kırmızı rujumu sürdüm.

Çantamı ve ayakkabılarımı elime alıp odadan çıktım son olarak telefonumu alarak ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Arabam hala iş yerindeyken Barlas'ın garajdaki arabalarından bir tanesi alarak yola çıktım.

Toplantı alanına geldiğimde Rus plakalı araçları görünce yüzümde oluşan gülümsemeyle arabadan indim.

Demek vakit kaybetmeden harekete geçmişlerdi bu benim hoşuma giderdi plansız işleri bozmayı severdim.

Milan'ın adamları bana selam verirken merdivenleri tırmanıp içeriye girdim odanın önünde Leon'un adamlarını görünce durmadan yürümeye devam ettim.

Kapının önünde durduğumda adam beni süzerek "Leyal Hanım'ın kesin talimatı var içeriye kimseyi alamayız özellikle de sizi!" dedi ciddi bir tonla.

Soğuk bakışlarımı adamı üzerinde dolaştırırken "Leyal kim ki böyle bir talimat veriyor! Ayrıca ben bu kapıdan girerim girmesine de sen o sırada nefes alabilir misin orasını bilemem!" dediğim sırada adamın konuşmasına fırsat vermeden çantamdaki silahı çıkararak ikisinin de kafasına sıktım.

Onlar yere yığılırken bende kapıyı açıp içeriye girdim masada oturan herkesin kafasına silah doğrultulduğunu gördüğümde alkış yaparak merdivenleri indim.

Leyal omuzlarını dikleştirirken "Seni burada beklemiyordum desem yalan olur Tamay Arslan!" dediğinde onu baştan aşağıya süzüp "Tamay Arslan Kara! Hem bu güzel bir oyun severim!" diyerek son basamağı inip yürümeye devam ettim.

Leyal bozulurken Milan'ın adamlarına bakıp "İndirin silahlarınız!" dediğimde adamlar tereddüt etse de indirmediler.

Milan ciddiyetle "Benim adamlarıma sadece ben emir veririm ve artık sana çalışmadığıma göre senin safında olmama gerek yok!" dedi.

Onu gülerek dinlediğimde "Sen Milan ben var olduğum sürece bu piyasadasın aldığın nefes dahi bana aitken ben o nefesi keserim!" dediğimde ortam buz kesti.

Milan yutkunurken "Tehditlerine boyun eğmeyeceğim Tamay ayrıca bu piyasadan silinmene az kalmış gibi baksana evine zaman ayırmaktan işlerine vakit kalmıyor!" dedi.

Milan'ın adamlarına bakarak hiddetle "İndirin silahlarınızı yoksa sahibiniz gibi sizi de silerim!" dediğimde herkes silahlarını indirdi.

Milan ve Leyal bu duruma şaşırırken "Ben tehdit etmem Milan bilmez misin? Şu zamana kadar dediğim ne varsa harfiyle yaptım ayrıca beni bu piyasadan silmeye sizin çapınız yetmez!" diyerek Barlas'ın oturduğu yere doğru ilerledim.

Herkese göz gezdirip "Ben Barlas Kara'nın karısı ve bu piyasanın en tehlikeli katili Tamay Arslan Kara, herkes bilsin ki bende ihanetin affı olmaz!" diyerek Milan'a sıktığımda herkes gerilmişti.

Leyal'in üzerine sıçrayan kanla etrafına korkuyla bakınırken "Eksik adamla gelmişsin Leyal bu arada Leon nerede yoksa arkadan çıkıp bu masa benim hakkım mı diyecek?" diye sorduğumda birden kapının önünde belirerek "Buradayım Tamay! Hem iyi insan lafın üzerine gelir mi derlerdi?" diyerek Leyal'in yanına geldi.

Ellerim Barlas'ın omuzlarındaki yerini alırken "Cık! İti an çomağı hazırla derler!" dediğimde sadece sırıttı.

Masaya göz gezdirerek "Bak bazı şeyleri doğru bildin bugün bu masayı dağıtmaya geldim ve burada oturan herkes geberip gidecek ben ise hakkım olanı alacağım!" dediğinde güldüm.

Barlas ayakta durmaktan yorulduğumu anlamış olacak ki beni çekip bacağına oturtup kulağıma eğilerek "Dinleneceksin zannediyordum karıcım bu ne şimdi!" dediğinde gülüşüm daha da derinleşti.

Derin bir nefes alarak kulağına eğildiğimde "Şurada çok kısa bir işim kaldı eve gittiğimizde zaten dinleneceğim." Diyerek göz kırptım.

Ellerimi masanın üzerine koyarak Leon'a baktım "Hayatım üzerinden kumar oynamıştın ve kaybettin şimdi sıra bende ölürsen leş olursun yaşarsan bu masa dağılır!" dediğimde gülmeye başladı.

Ellerini havaya kaldırırken herkesin üzerinde kırmızı noktalar oluştu bana bakarak "Kaybettin Tamay KARA!" diyerek elini aşağıya indirdi.

Herkes korkuyla terlemeye başlarken Barlas belimi sıkıp kulağıma eğilerek "Buraya kadarmış karıcım." Diyerek boynumu koklayarak derin bir öpücük kondurdu.

Barlas'a döndüğümde "Bu oyun ben bitti demeden bitmez kocacığım hiç tanımamışsın beni!" diyerek yüzünü avuçlarımın arasına alarak dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.

Leon gülerek "Vedalaşmanız bittiyse oyuna başlayalım!" diyerek işaret verdi.

Herkesin üzerindeki kırmızı noktalar birden Leon'un üzerine hedef olunca "Leon kendi bacağına sıkanı gördüm de senin gibi zeki bir adamın benim için çalışanları buraya getirmesini anlayamadım. Ayrıca unutmadan kardeşine ve babacığına benden selamlar!" dediğimde elimi hızla havaya kaldırıp yere indirdim.

Herkes ne olduğunu idrak etmeye çalışırken sayısız kurşun Leon'un bedeninde yerini aldı.

Leyal yaşadıklarının şokundayken Leon'un bedeni yeri boylamıştı sinsice gülerek Leyal'e baktığımda "Sanki bu perdeyi de ben kazandım ne dersin Leyal, yine yalnız kaldın?" dediğimde koşar adımlarla salondan çıktı.

Milan acıyla inlerken ağzında çıkan küfürlerin haddi hesabı yoktu.

Yavaş bir şekilde ayağa kalkarken "Ulan Tamay ağzıma ettin Tamay, düştüğüm şu duruma bak yaaa!" diye söylenirken herkesin gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

Onların bu hali baya komiğime giderken kıkırdayarak "Şaka ya şaka gülün diye! " dediğimde kimse gülmemişti.

Herkes şaşkınca bana bakarken Barlas belindeki silahı çıkarıp Adnan'a doğrultarak "Karımın da dediği gibi ihanetin affı olmaz sen karımın kaçırılmasına yardım edersin ben ise bu oyunu bozarım!" diyerek tetiğe bastı.

Adnan'ın bedeni yeri boylarken Barlas ciddiyetle "Arkamdan iş çevirirken iki kere düşünün bundan sonra!" diyerek beni ayağa kaldırıp kendi de ayağa kalktı.

Çantamı alıp yürürken Barlas'ta arkamdan geliyordu Serdar Bey arkamızdan bakarken "Kendisi deli karısı ondan da deli!" dediğinde adını hatırlayamadığım adam gülerek "Boşuna dememişler aslanın eşi de aslan olur diye!" dediğinde Ateş Bey başta olmak üzere herkes onayladı.

Barlas'ın eli belime giderken kulağıma eğilerek "Dişi aslanım evde yemek vardır umarım çünkü ben kurt gibi açım!" dediğinde gülerek kafamı hayır anlamında salladım.

Barlas'ta gülerken "Olsun ev boş nasıl olsa!" diyerek merdivenleri çıkıp salonu arkamızda bıraktık.

Barlas bir bana birde geldiğim arabaya bakarken "Ben bir kere binmedim sen bununla mı geldin?" dediğinde kafamı sallayarak anahtarı ona fırlattım.

Barlas'ın çehresi değişirken anahtarı havada yakalayıp kilidi açtı kendi kendine söylenirken arabaya binerek arabayı çalıştırıp gaza bastı.

Eve doğru giderken Barlas gözünü yoldan ayırmadan "Sırtındaki dövmeler güzelmiş." Dediğinde acı bir şekilde gülerek "Hepsinin altında koca bir enkaz var." Dedim.

Barlas iç çekerken "Hayat çok zor." Diyerek kısa kesti kafamı cama yaslayarak "Daha dün kavga ediyorduk değil mi?" diye sordum.

Barlas gülerek "Evet ama bir süre kavga etmemeye anlaştık diye düşünüyorum!" dediğinde kafamı evet anlamında salladım.

Arabanın içi sessizleşirken Barlas'ın aklına gelen şeyle "Ne yiyeceğiz peki?" diye sordu.

Güzel soruydu ama cevabı yoktu omuzlarımı silkerken "Bilmem ne yiyelim?" diye sordum.

Barlas biraz düşündükten sonra "Makarna ve tavuk yanına da güzel bir salata ne dersin?" dediğinde heyecanla ona dönerek "Neden olmasın ama yardım edeceksin!" dedim. Barlas tepkime gülerken "Yaparız bir şeyler o zaman." Diyerek hızını arttırdı.

Sonunda eve vardığımızda direk üzerimizi değiştirip mutfağa indik ben makarnayı yaparken Barlas'ta tavuğu hallediyordu.

Yemekleri neşeyle hazırlarken Barlas elindeki işi bırakıp "Yasaklıyorum!" dediğinde anlamayarak ona baktım "Neyi?" diye sorduğumda gülerek "Kavgayı böyle iyiyiz sanki." Dediğinde gülerek "Emredersiniz efendim!" dediğimde o da güldü.

Aramızda kalın duvarlar olsa da yavaş yavaş kazıyarak kurtulacaktık bazen düşecek bazen kalkacaktık ama bu duvarlar kalkacaktı buna inanmıştım artık.

Makarnaları soslarken Barlas boş durmayıp salatayı yapmaya başladı makarnayı halledip masayı hazırlamak için Barlas'ın arkasından geçerken kestiği domateslerden alıp ağzıma attım.

Masayı hazırlayıp geri geldiğimde bu sefer kestiği salatalığı ağzıma atıyordum ki beni belimden yakalayarak tezgahla arasına aldı.

Ben bir salatalığa birde Barlas'a bakarken o elimdeki salatalığı ağzına atıp "Beni sabote ediyorsun farkında mısın?" diye sordu.

Muzipçe gülerken "Üstüme iyilik sağlık ben mi?" diye sorduğumda gülerek başını salladı.

Bende gülerken "Hiçte bile yanılıyorsun!" dediğimde "Hımm!" diyerek beni kendine çekti.

Bir süre bakışırken "İyi alıştın sende, hoşuna gidiyor değil mi?" diye sorduğumda kafasını sallayarak "Hem de nasıl bir bilsen!" dediğinde kendimi değişik hissettim.

Ellerimi Barlas'ın omuzlarına getirirken "Beni bırakmazsan aç kalacağız ama!" dediğimde uzanıp yemeklerin altını kapatıp tekrar bana döndü.

Ellerimi Barlas'ın ensesinde kilitlerken "Ne yapmaya çalışıyorsun Barlas?" diye sorduğumda elleri saçlarıma ulaşırken "Saçların kısalmış!" dedi.

Saçlarımı usulca okşarken kafamı salladım "Fark etmezsin diye düşünmüştüm." Dediğinde iç çekip "O kapıdan içeriye girdiğin an dikkatimi çekti hem neden saçlarını kısalttın?" diye sordu.

Saçlarımdaki değişimi fark etmesi hoşuma giderken "Benim gibi onlarda çok yıpranmıştı ondan." Dediğimde kafasını salladı.

Elleri hala saçlarımdayken saçlarımı öperek "Böylede güzel olmuş." Dediğinde gülümsedim.

Gözlerimin içine bakarken "Şimdi seni şu an burada öpsem ne yapabilirsin ki?" diye sorduğunda derin bir nefes alıp "Bilmem ne yapabilirim ki?" dedim.

Barlas anlını anlıma yaslarken "Denesek mi?" diye sorduğunda "Bence sen sarhoşsun." Dediğim de gülümsedi.

Barlas başını biraz daha eğerken burnu burnuma değmişti ikimizin de kalp atışları hızlanırken aramızda mesafeler vardı.

Hiç beklemediğim bir anda "Sarhoş değilim ama sen aklımı bulandırıyorsun hem de seni ilk gördüğüm günden beri." Diye itirafta bulunurken nefesimi tuttum.

Gözlerim kapanırken dudaklarımın üzerinde hissettiğim sıcaklıkla kalbimi hissedemez olmuştum.

Barlas ise halinden memnunmuş gibiydi içimde uyanan hislerle ona karşılık vereceğim sırada kapının çalmasıyla Barlas'ı hızla kendimden uzaklaştırdım.

Gözlerim Barlas hariç her yere değerken o söverek kapıyı açmaya gitti bende bir bardak su içip tabakları hazırlamaya başladım.

Sinirle tekrar mutfağa girdiğinde kaseyi bana uzatıp "Yandaki kızlar kek yapacaklarmış şeker istiyorlar!" dediğinde ciddiyetle ona baktım.

Kapıda kızlar vardı ve benim kocam yarı çıplaktı bu da kuzuyu kurtların önüne atmak demekti.

Elindeki kaseyi hızla alarak "Ben hallederim sen burada otur sakın dışarı çıkma!" dediğimde muzipçe güldü.

Kaseyi şekerle doldurup kapıda bekleyen kızların yanına gidip elimdeki kaseyi onlara uzatarak "Buyurun kızlar!" dediğimde ikisinin de yüzü düştü.

Elimdeki kaseyi alıp teşekkür ederek hızla uzaklaştılar bende kapıyı kapatarak salona girdim.

Barlas tabakları hazırlayıp mutfaktan çıkıp masaya koydu bende direk masaya oturdum O da oturduğunda yemeğe başladık.

Barlas'a bakamazken o gülerek "Neden bana bakmıyorsun?" diye sorduğunda "Nereden çıktı bu şimdi bakıyorum ya işte!" dediğimde daha çok güldü.

Yemeklerimizi güzelce yiyerek masayı toplayıp koltuklara yığıldık. Barlas televizyonu açacakken "Yine mi o saçma tartışmaları izleyeceğiz?" diye sordum.

Barlas elindeki kumandayı kenara bırakırken "Ne yapmak istersin karıcım?" diye sordu biraz düşündükten sonra "Uyuyalım çok uykum var." Dediğimde kafasını sallayarak "Planım bu değildi ama neyse!" dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım.

Barlas oturduğu yerden kalkıp merdivenlerden çıkarken arkasından gidiyordum aklıma gelen şeyle "Selim gelmeyecek mi bu gece?" diye sordum.

Barlas başını bana döndürürken "Hayır bu gece bu koca evde sadece sen ve ben varız." Dediğinde gülüp "Ne güzel uyumanın tam zamanı o zaman." Dediğimde imayla kafasını salladı.

Odaya çıktığımızda ben üzerimi değiştirmek için giyinme odasına girerken o da yatmadan önce son sigarasını içiyordu.

Üzerimi değiştirip odaya girerek yatağı açtım Barlas son dumanı çekip sigarayı söndürerek yatağa girdi.

Işıkları söndürerek yatağa girdiğimde sadece abajurlar açıktı telefonumu karıştırırken "Acaba Adarlar ne zaman gelecek?" diye sordum heyecanla.

Barlas iç çekip yattığı yerde doğrulurken "Bilemiyorum ama kazasız belasız gelsinler başka bir şey istemiyorum!" dedi.

Gülerek Barlas'a baktığımda "Amin hem biliyor musun Sarya seni görünce hiç yabancılık çekmeyecek" dedim.

Barlas anlamaz gözlerle bana bakarken "Nasıl yani?" diye sorduğunda "Ona hep senden bahsetmiştim çünkü benim sonum belli değildi ve onu kimsesiz bırakamazdım." Dedim.

Barlas acıyla gülerken "Sende bana getirildiğinde yabancılık çekmesini istemedin?" dediğinde kafamı sallayarak "Ama seni şimdiden uyarayım Sarya geldiğinde bu yatak 3 kişilik olacak." Dedim.

Barlas bana ciddiyetle bakarken "O ne demek şimdi?" diye sorduğunda gülerek "Geldiğinde ne demek olduğunu anlarsın." Dedim.

Barlas bıyık altı gülerken "O zaman bizde 2 kişilik yatağımızın tadını çıkaralım!" diyerek beni kendine çekti.

Hala sarhoş olduğundan şüphelenirken onu kokladığımda "Alkol de kokmuyorsun nereden geliyor bu haller?" diye sordum.

Barlas gülerken "Akışa ve senin baş döndürücü kokuna diyelim!" diyerek boynumu kokladı.

Kalbim teklerken fısıltı gibi çıkan sesimle "Barlas bozma ayarlarımı!" diye uyardığımda boğuk çıkan sesiyle "Sen benimkileri bozdun sıra bende karıcım!" dediğinde boynumu öpmüştü.

Elleri rahat durmayıp çıplak belime dokunurken nefes alışlarım hızlandı.

Elim tişörtümün içindeki elinin üzerine giderken tekrardan "Yapma!" dediğimde dudakları haylaz bir çocuk gibi boynuma sürünüyordu.

Başını boynumdan kaldırıp gözlerime bakarken "Çok güzel kokuyorsun ve her defasında bunu benden esirgiyorsun!" dedi sitem ederek.

Nefes alışlarım hala hızlıyken "Biliyorsun durumları!" dediğimde kaşlarını çatarak "Artık bu durumları düşünmek istemiyorum!" dediğinde gözlerinde öfke kırıntıları oluşmuştu.

Barlas'ın yüzünü avuçlarımın içine alırken "Haklısın ama bazı şeyleri hazmetmemiz lazım değil mi?" diye sorduğumda kafasını sallayarak "Tamam sana istediğin kadar zaman ama seni istediğim zaman öperim!" dediğinde güldüm.

Ben ne diyordum adamın aklı neye çalışıyordu gülmem derinleşirken yüzünü bırakıp "Aklın sadece oraya çalışıyor değil mi Barlas?" diye sordum.

Barlas gülerken "İnsanın karısı güzel olunca aklıma sadece o geliyor!" dediğinde gülerek "Güzelim yani?" diye sordum.

Barlas kafasını sallarken "Sadece güzel değil afetsin afet!" dediğinde gülerek omzuna vurdum.

Barlas elimi tutarken "Bak öperim sıkma benim canımı!" dediğinde şaşkınca yüzüne bakıp "Bir de tehdit mi ediyorsun?" diye sordum.

Barlas gözlerini kısıp bana bakarken "Hayır tehdit değil yaparım dediysem yaparım!" dediğinde imayla başımı salladım.

Barlas'ın gözleri büyürken elleriyle saçlarımı severek birden başımı kendine çekip sıcak dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

Kısa ama bir o kadar etkili bir öpücükten sonra aramızda milim kalacak şekilde uzaklaşıp "Burası artık evim olsun istiyorum ama sen zaman istiyorsun nasıl olacak bu iş?" diye sordu.

Ellerim Barlas'ın yanaklarında yerini alırken bu sefer ben onu öptüm geri çekilmek istesem de Barlas buna müsaade etmedi.

Nefesimiz yavaş yavaş tükenirken aniden zilin çalmasıyla Barlas beni bırakarak "Çalar çalar gider boş ver!" dediğinde gülmeye başladım.

Zil tekrar çalarken Barlas sinirle ayağa kalkıp "Anlaşıldı zili söküp çalanın götüne sokma vakti gelmiş sökeceğim bu zili!" diyerek yataktan çıktı.

Bende yataktan kalkıp usulca arkasından giderken Barlas hala sövüyordu arkasından kıkırdarken bu seferde bana dönüp "Gül sen gül!" dedi.

Merdivenlerin son basamağındayken kapı tekrar çaldı Barlas sinirle "O zile tekrar basarsan parmağını götüne sokarım!" diye bağırdığında bu sefer sesli güldüm.

Barlas sinirle kapıyı açtığında karşımızda Adar'ı görmeyi beklemiyorduk ikimizin başı direk aşağıya kayarken sevimli bir şekilde bize bakan Sarya'yı gördük.

Barlas'la birbirimize bakarken onun çoktan gözleri dolmuştu bile.

Sarya parmağını bize uzatarak "Ayeyle papa" dediğinde Barlas'ın sol gözünden bir damla düştü.

Bu yaş acının ve hasretin göz yaşıydı. Bu yaş ondan aldığım yılların göz yaşıydı...

O an Barlas dizlerinin üzerine çömelerek kollarını açtığında Sarya vakit kaybetmeden babasının kanatlarının altına girdi.

Sarya babasının yüzünü öperek tekrar "Papacım." Dediğinde Barlas burnunu Sarya'nın saçların getirerek kokusunu içine çekti.

Elleriyle saçlarını severek "Güzel meleğim hoş geldin babana." Dediğinde onu kucağına alıp salona doğru yürüdü.

Adar'ı içeriye alıp "Yolculuk nasıl geçti?" diye sorduğumda Adar gülerek "Soru bombardımanıyla!" diyerek salona yürüdü.

Kapıyı kapatıp arkasından giderken Adar'ın koluna girip "Alışkınsındır!" dediğimde gülerek "Alışkın olmak ne kelime!" dedi imayla.

Salona girdiğimizde Adar şakayla "Babayı buldun sattın hemen amcayı Sarya Hanım!" dediğinde Sarya kıkırdayarak "Papacııım" diye bağırıp başını Barlas'ın omzuna gömdü.

Onların bu haline gülerken Sarya başını kaldırıp bana döndüğünde gözü bende takılı kaldı kaşları çatılırken babasının kucağından inerek yanıma geldi.

Sinirle Adar'a bakarak "Aye benim!" dedi ve Adar ile beni ayırmaya çalıştı gücü yetmezken Adar gülerek "Anne artık senin değil!" dedi.

Sarya yüzünü buruşturarak Barlas'a dönerken "Aye benim!" diyerek ağlamaya başladı Barlas şaşırırken Adar ise gülüyordu.

Ben de Adar'ın kolundan çıkıp Sarya'yı kollarımın arasına alarak "Amca şaka yaptı meleğim ağlama." Dediğimde Sarya çoktan kollarını boynuma dolamıştı.

Sarya'yı kucağıma alıp koltuğa otururken bir yanımda Barlas diğer yanımda Adar vardı.

Sarya'nın başı hala boynumdayken "Aye benim dit sen!" diyerek Adar'ı ittiğinde Adar gülerek "Annen artık benim annem." Dedi.

Sarya daha çok ağlarken Adar'a vurup "Her seferinde aynı şeyi yapıyorsun Adar!" diye kızdığımda omzunu silkip "Hoşuma gidiyor birde uykusu var ya daha bir hoş oluyor." Dedi.

Barlas Adar'a ters ters bakarken "Alırım seni ayağımın altına çocuk ağlatmasana kızımı!" diyerek kızarken Adar muzipçe gülüp "Amca yeğen arasına girme sen!" Dedi.

Barlas eline yastığı geçirip Adar'a fırlatacakken ikisine ters ters bakarken Sarya ile ayağa kalkıp "Nerede benim kızımın cicileri?" diye imayla sorduğumda Adar ayağa kalkıp "Bagajda alıp geleyim bari." Diyerek çıktı.

Elimi Barlas'a uzatarak "Hadi Barlas kızımızın yeni odasını gösterelim!" dediğimde elimi tutarak ayağa kalktı.

Merdivenlerden çıkarken Barlas elimi bırakıp belimi tutarken Sarya'nın saçlarından öpüp "Çok güzelsin babacım." Dedi.

Sarya gülerek "Aye güzel." Diyerek omzuma yattığında Barlas gülerken "Evet bebeğim annede çok güzel." Diyerek yanağımı öptü.

Gözlerimi büyütüp Barlas'a baktığımda belimi sıkıp göz kırptı bende gülerken "Allah'ım rüyada mıyım?" dediğimde gülerek "Bütün rüyalar böyle olsa keşke" dedi. Ona gülerken merdivenleri çıkmış Sarya'nın odasına girmiştik Sarya etrafı keyifle izlerken bizde keyiflenmiştik.

Adar, Sarya'nın eşyalarını odaya getirirken "Küçücük kızın bu kadar eşyası olabilir mi?" diye homurdandığında durup "Tabi o koskoca Tamay'ın kızı normal!" diyerek odadan çıktı çok geçmeden dış kapının da sesi geldiğinde gitmiş olduğunu anladım.

Barlas bana bakarken bende Sarya'nın eşyalarına bakıyordum Barlas boğazını temizleyerek eşyaları işaret edip "Bu az olmuş Tamay daha çok alsaymışsın!" diye söylendi.

Ben hala eşyalara bakarken "Aslında o kadar da fazla değil Pera'nın da hemen hemen bu kadar var galiba!" dediğimde Barlas iç çekti.

Barlas'ı es geçerek Sarya'nın kıyafetlerinin arasında pijamalarını ararken "Duş alma işlemini yarına bıraksam iyi olur!" diye kendi kendime konuşurken Barlas Sarya ile hasret gideriyordu.

En sonunda pijamalarını bulup "Hadi bakalım baba kız saatini başka zaman bırakın uyku vakti!" diyerek Sarya'nın üzerini değiştirdim.

Sarya'yı yatağına yatırırken bebekliğinden beri en sevdiği battaniyesini üzerine örttüm saçlarını öperken "İyi geceler meleğim." Dediğimde yanağımı öperek "Yiyi gecler aye." Diyerek Barlas'a el salladı.

Barlas yasladığı kapı eşiğinde doğrularak yanımıza gelip Sarya'yı kocaman öperek "Güzelce uyu bücürüm." Dediğinde ikimizde güldük.

Sarya gözlerini yumup rahat bir pozisyon alırken bizde odadan çıkıp odamıza girdik.

Barlas direk yatağa yığılırken "Tamay, kızım çok güzel sabah akşam oturur izlerim o kadar güzel." Dediğinde gülerek "Dışı seni içi beni yakar Barlascığım!" dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı.

Bir süre bir şey diyemezken bende yatağa girerek "Uyu Barlas uyu düşünme zamanla anlarsın." Diyerek kafamı yastığa gömdüm.

Barlas'ta sırt üstü yatarken ışıkları komple kapattı bana yandan bakışlar gönderirken "Bir şey mi diyeceksin Barlas?" diye sordum.

Barlas kafasını sallarken bana dönüp kolunu belime sarıp beni kendine çekerek "İyi geceler Tamay." Dedi.

Bende kolumu Barlas'ın beline sardığımda "İyi geceler Barlas." Dedim gülerek.

Tam uykuya dalacakken Barlas'ın belime yaptığı daire hareketi huylanmama neden olurken kolunu dürtüp "Uyusana Barlas hadi uyumuyorsun bırak da ben uyuyayım!" diye kızdım.

Barlas içten içe gülerken "Ben uyuyamıyorsam sende uyuma!" dediğinde göz devirip "Gecenin bu saati ne yapmayı planlıyorsun mesela?" diye sordum.

Barlas düşünür gibi yaparken "Yarım bıraktığımız iş vardı sanki onu tamamlayabiliriz mesela?" diyerek tek kaşını kaldırdığında "Sen iyice kudurmuşsun haberimiz yok!" dediğimde gülmeye başladı.

Yavaş yavaş bana yanaşırken kapının gıcırtısıyla durup o tarafa döndü Sarya elindeki battaniyeyi sürükleyerek yatağa yanaştı.

Bir gözünü kaşırken yatağa çıkıp Barlas'la aramıza girerek "Aye benim!" diyerek bana sarıldı.

Bende Sarya'ya sarılırken Barlas şaşkınca "Bu ne şimdi?" diye fısıldarken gülerek "Sana demiştim Barlas Kara!" dediğimde oflayarak yerine yattı.

Sarya iyice yerleşirken Barlas kolunu ikimize de sarıp Sarya'nın saçlarını öptüğünde içim sıcacık oldu.

Selim haklıydı Barlas çok güzel baba olacaktı ama eminim ki benim 3 yıl verdiğim mücadeleyi veremeyecek kadarda sabırsız bir adamdı.

Herkesin nefesi düzenli bir hal alırken bende gözlerimi kapatıp her şeyin en güzelini dileyerek huzurla uyku moduna girdim. Uzun zamandır bu huzuru tadamamışken şimdi tadını çıkarmak istiyordum umarım hep böyle huzurlu ve mutlu oluruz bunu tüm kalbimle inanmak istemiştim.

 

Herkese merhaba yeni bölümle sizinle tekrardan buluşmak beni çok mutlu etti.

 

Umarım zevkle okursunuz beğendiyseniz yıldız atmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

 

Kendinize iyi bakın bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

Loading...
0%