Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@zelosssclk

Zorluğa sabredince, sonu huzur olur.

 

"Oo Alev Hanım duydum ki kaçıyormuşsunuz"

Duyduğum ses ile kafamı hızlıca kaldırdım bu nerden biliyor benim burda olduğumu

"Sanane"

"Haydi kalk gidiyoruz"

"Pardon ya sana mı sorucam" diyip karşısına dikildim

"Evet bana soracaksın"

"Bak ben seninle evlenip de hayatımı mafetmeyeceğim"

"Senin hayatın zaten mafolmuş"

"Seni ne ilgilendirir sen beni sevmeyeceksin bende seni sevmeyeceğim senle de evlenecek değilim"

"Annen baban sevmemiş seni ben niye seveyim?" Dediği şey ile zor yutkundum

"Haklısın annem babam sevmemiş beni başkaları niye

sevsin "

dedim ve bavulumu alarak ordan uzaklaştım göz yaşlarımı tutamadım ben ilerlerken uçağımın anonsu yapılıyor du işlemlerimi yapıp uçağa bindim ve yerime geçtim göz yaşlarım sel olsaydı da içinde boğulsaydım diye düşündüm uçak kalkış yaptı ve yolculuğum başladı galiba gidene kadar sadece ağlayacaktım...

Alaz Akın

" Ne dedim lan ben az önce" ne demiştim ben nasıl neden bunu dedim hay kafama tüküreyim sinirden ayağımı çöpe vurdum hızlıca gidip arabaya bindim.

Ellerimi direksiyona vurdum ve eve doğru yol aldım sinirden patlamak üzereydim eve gelince kimseyi takmadan çalışma odama geçtim Allah kahretsin öyle denir mi lan öyle denir mi elime ne gelirse ne var ne yok hepsini kırdım sonra kendi odama geçip ellerimde ki kanı yıkadım daha sonra evden çıkıp bara gittim bir kaç kadeh içtikten sonra yanıma sarışın bir kız geldi cidden her yerinde bolca estetik vardı estetikli kadınlardan hiç haz etmem

"Ağam isterseniz sizle odaya çıkalım" dediğinde parmağıma yüzük takılan elimi kaldırıp kıza gösterdim

"Defol git başımdan" dediğim de suratı asıldı sonra çekip gitti.

Biraz daha içtim sanırım sarhoş oluyordum daha fazla içmeden kalktım ve arabaya binip İstanbul'a doğru yola çıktım.

Yaklaşık bir saattir yoldaydım aklıma Alev'in gülüşü geldi o kadar güzel gülüyordu ki beni daldığım cennetten çıkaran bana doğru gelen tırın kornası oldu yola baktığımda ters şerite saptığımı gördüm hızlıca arabayı sağa kırdım ancak uçurumdan aşağı yuvarlandım...

Yazardan

"Güneş kızım abini arada bir sor nerede kalmış?" Dedi Kadir Ağa

"Tamam baba hemen arıyorum" diyen Güneş abisini aradı ancak açan başka birisiydi

-Siz kimsiniz?

-Ben Diyarbakır Hastanesi'nden hemşire Gül, telefonda kardeşim diye kayıtlısınız muhtemelen abiniz asıl meseleye gelirsek abiniz geçirdiği trafik kazasından dolayı şuan hastanede tedavi görüyor.

Duyduğu şey yüzünden elinden telefonu düşüren Güneş ailesine dönüp acı haberi verir Akın ailesi hızlıca yola çıkar...​

Alev Şanlı

Gözlerimi zorlukla araladım dün o kadar çok ağlamıştım ki gözlerim hala yanıyor,telefonuma baktığımda saat 14.00'a geliyordu zorlukla yataktan çıktım ve banyoya girdim aynada gördüğüm görüntü hiç hoş değildi saçlarım kabarmış gözlerimin altı morarmış dı hızla kısa bir duş alıp çıktım üzerime göğüs dekoltesi olan siyah bir crop altına ise kot şort giydim croptan dolayı açıkta kalan sırtımdaki bı kaç izden dolayı fondeten sürdüm yaklaşık on dakika mı almıştı hafif bir makyaj yapıp perçemlerimi açıkta bırakarak saçımı üstten topladım siyah bir çanta alıp içine telefonumu kartımı ve rujumu koydum daha sonra spor ayakkabılarımı giyip odadan çıktım aşağı yemek bölümüne inip köfte patates istedim sabah kahvaltısından hiç haz etmem

Yemeğimi bitirdikten sonra dışarı çıktım yavaş yavaş yürürken karşıma bir anda siyah bir araba çıktı tam yürümeye devam edecektim ki arabanın kapısı açıldı ve içerden bir çift kol beni içeri çekti

"Ne oluyor be siz kimsiniz bırakın beni"

"Kadir Ağamızın kesin talimatı var sizi Mardin'e götüreceğiz"

"Bırakın artık beni hepinizden bıktım"

"Malesef hanımım bırakmayız lütfen şimdi gideceğimiz yere kadar susun"dediğinde kafamı cam tarafına çevirdim bunların ailecek bana garezi var...

🌷

"Hanımım uyanın geldik"diyen ses ile gözlerimi açtım çantamı alıp arabadan çıktım ancak geldiğimiz yer beni fazlasıyla tedirgin etti.

"Neden hastaneye geldik"

"Kadir Ağam içeride o size açıklar şimdi içeri geçelim" diyip ilerledik ikinci kata çıktığımız da tüm koridoru korumalar kaplamıştı hızlıca ilerlediğimde Akın ailesinin hepsi buradaydı ancak Alaz yoktu

"Kadir baba ne oluyor?"

"Kızım sen geç içeri" diyip bana bir oda gösterdi odaya girdiğimde karşılaştığım manzara çok kötüydü hızla Alaz'ın yanına gittim ve yüzünü avuçlarımın içine aldım.

"Ne oldu sana bu halin ne?"

"Alev affet beni ben o an ne dediğimin farkında değildim"dediğinde yaptıkları aklıma yeni gelmişti hızla ellerimi geri çektim

"Ben en iyisi gideyim" dedim tam gideceğim sırada kolumdan tutup kendine çekti

"Benimle evleneceksin" dediğinde kolumu hızla çektim ve sinirle konuştum

"Sen hala akıllanmamışsın" diyip odadan çıktım her kes bana meraklı gözlerle bakıyordu

"Ben eve geçeceğim" dedim

"Dur kızım Güneş de senle gelsin" dediğinde Güneş yanıma gelip koluma girdi ağlamaktan gözleri şişmişti aradan yirmi dakika sonra eve gelmiştik

"Güneş bana olan biten her şeyi anlat" dediğimde kafa sallayıp anlatmaya başladı o gün eve gelip çalışma odasını yıkıp döktüğünü daha sonra beni almak için yola çıktığını ve uçurumdan düşüp ölümden kılpayı kurtulduğunu söyledi.

Benim yüzümden kaza geçirmişti sebebi bendim

"Güneş sen yat ben geri hastaneye gideceğim"

"Peki yenge dikkat et" dedikten sonra odadan çıktım ve mutfağa indim hızlı bir şekilde kemik suyu hazırladım dolaba girip baktığımda yaza girmek üzereydik ama portakal vardı onları da bı güzel sıkıp termusa koydum daha sonra evden çıktım geri hastaneye geldiğimde herkes yine bana meraklı gözlerle bakıyordu

"Kadir baba hadi siz gidin zaten kimseyi içeriye almıyorlar belliki sizde yorulmuşsunuz gidin dinlenin"

"Peki kızım biz gidelim hadi Ayşe çıkalım"

"Yok ben de burada kalacağım"

"Hadi Ayşe zorlama da çık" dediğinde Ayşe anne bana yaklaşıp sarıldı bana kızıp bağırmasını bekliyordum

"Kızım oğluma da kendine de dikkat et" deyip benden ayrıldı bende gülümseyip tamam anlamında kafa salladım onlar gittikten sonra odaya girdim kafası diğer tarafa dönük olduğu için beni görmeden sinirle konuştu

"Ben demedim mi size Alev'den başkası girmeyecek diye"

"Merak etme ben geldim zaten" dediğimde kara gözleri hızla beni buldu

"Sen gitmemişmiydin?"

"Gittim ama geri geldim" diyip yanına gittim oradaki sandalyeyi çekip yanına oturdum saat gecenin üçüydü

"Acıktın mı?" Dedim

"Biraz" dediğinde çantadan cam kaba koyduğum kemik suyunu ve bir kaşık çıkardım kapağı açıp kaşığı içine daldırdım ve yemesi için uzattın bana şaşkın şaşkın bakıyordu

"Sen mi yaptın?"

"Evet ben yaptım ama biraz daha yemezsen kolum kopacak" dedim hepsini içirdikten sonra biraz su verip ağzını sildim

"Şu bez parçasını giymek zorundamıydın?" Dediğinde üzerime bakıyordu

"Evet giymek zorundaydım"

"Sana bakan olursa öldü say o zaman" dediğinde kahkaha atasım geldi

"Hayırdır kıskandın mı?" Dedim

"Benim uykum geldi" diyip lafı değiştirdi

"İyi uyu sen ben de kantine inip gelicem" dedim ve odadan çıktım aşağı inip kendime çay aldım sonra geri yukarı çıktım geldiğim de uyuya kalmıştı bile sandalyeye oturup çayımı sehpaya bıraktım ellerim istemsizce yeni çıkmış sakallarına gitti parmaklarım yüzünde gezindi kaşının hemen üstünde küçük bir bant vardı muhtemelen kaşı patlamıştı gözlerinin altı biraz morarmış ve yüzünde küçük çizikler var dı elimi geri çekip soğuyan çayımdan bir kaç yudum daha aldım üzerime çöken uyku ile kafamı Alaz'ın yastığına koyup gözlerimi kapadım.

Alaz Akın

Burnuma gelen şeftali kokusu ile gözlerimi açtım Alev'in başı boyun girintimdeydi kafamı ona doğru çevirdim dudaklarımı saçlarına bastırıp derin bir nefes aldım bir insan bu kadar mı güzel kokardı ben nasıl böyle bir kadına kıyıp saçma sapan konuştum elimi yumuşacık saçlarına daldırdım ve yavaşça okşadım hareket ettiğinde elimi geri çektim kafasını yavaşça kaldırıp konuştu

"Kusura bakma uyuya kalmışım" iyi ki uyuya kalmışsın

"Sorun değil" gözleri bir anda uyurken belime kadar kayan örtüyü buldu daha sonra açıkta kalan vücudumu parmakları yavaşça göğüsümün üzerinde ki doğum lekesini buldu aklına kazımak istercesine parmakları üzerinde dolaştı kasılan vücudumu fark etmişti ki parmaklarını geri çekti

"Çok güzel şekli var" dediğinde bir kaşım havaya kalktı

"Senden daha güzel değil ya" ağzımdan kaçan sözler yüzünden hızla gözlerimi kaçırdım beni bu durumdan kurtaran doktorun gelmesi oldu

"Alaz Bey daha iyi misiniz?"

"Evet daha iyim ne zaman çıkacağım?" Dedim ancak kadın şuan da vücudumu süzmek ile meşgul dü ben bunu düşünürken üzerimin örtülmesi ile gözlerim Alev'i buldu yüzü sinirli bir şekilde doktora bakıyordu

"Doktor hanım duymadınız herhalde sözlüm diyor ki ne zaman çıkabilirim?!"

"Bugün çıkabilirsiniz Alaz Bey isterseniz numaranızı alayım belki bir şeyler içeriz?" Dediğinde gözlerim Alev'i buldu o da bana döndü resmen yicekmiş gibi bakıyor du bana zar zor yutkundum tekrar doktora döndüm

"Saçmalamayı kesin ve lütfen çıkın" dedim kadının suratı düşerken odadan çıktı tekrar Alev'e döndüm ve güldüm gülmem kahkahalara dönerken konuştu

"Ne gülüyorsun be"

Alev Şanlı

Karşımda kahka atarken gözlerim gamzelerine kaydı kahkahası bittikten sonra gözlerim yine kara gözlerini buldu

"Sen beni kıskandın"

"Hayır kıskanmadım"

"Tabi sözlüm benim sen kıskanmazsın" hay dilimi eşşek arısı sokaydı da o kelimeyi demeseydim bide sözlüm eksikti

"Of Alaz kocam olucak adamın vücudunu neden bir başkası görsün yani kıskanmadım ben nasıl başka bir adamın vücuduna bakmıyorsam ki onların da bakmasına izin vermiyorsam kimse de senin vücuduna bakamaz"

"Sana bakanın gözlerini oyarım bu bir ikincisi de demek benimle evleneceksin ha" Alaz'ın yüzüne doğru eğilip konuştum

"Aynen öyle seninle evleneceğim ve sana hayatı zehir edeceğim"

"Şu hallerine bayılıyorum" dediğinde geri çekildim

"Portakal suyu sıkmıştım sen onu iç ben de eşyaları toplayayım" dedim ve portakal suyunu ona uzattım o içerken ben eşyalarımız topladım Ayşe annenin getirdiği gömleği çıkarıp Alaz'a döndüm

"Gömleğini giydireyim"

"Ben böyle iyiydim"

"İyi mi kötü mü ben bilirim Alaz Ağa şimdi sus da gömleğini giydireyim" dediğimde yine sırıttı gözlerim yine yanağındaki çukura gitti bir insana gamze bu kadar mı yakışır dı

"Heeyy Alev hanım ağaca dönmek üzereyim anladık gamzem güzel de bu kadar da dalma be" dediğinde gözlerimi kaçırdım daha sonra ona yaklaşıp gömleğini giydirdim düğmelerini de kapatıp onu ayağa kaldırdım bir kolumla onun beline sarıldım diğer koluma da çantayı alıp çıktık dışarı çıktığımızda her kes bize bakıyor du nedensizce bir anda tüm gözler aşağı döndü

Alaz'a baktığımda çenesinden dişlerini sıktığını anladım

"Alaz hadi gidelim" dediğimde kara gözleri bana döndü yine masum bir çocuğa dönüp tamam anlamında kafa salladı.

🌷

Alaz Akın

Eve gelmiş odaya çıkmıştık duş almak için banyoya girdim duşum bitince altıma eşofman giydim Mardin sıcağı yüzünden üzerime bir şey giymedim çıkınca gözlerim yatakta olan Alevi buldu üzerine giydiği pijama takımını şeftali dilimleri renklendiriyordu sanırım şeftaliyi baya seviyordu odada ki klimayı açıp yatağa girdim yatağa girmemle bana sarılması bir oldu kafasını göğsüme koyup biraz saçlarını okşadım gelen şeftali kokusu ile gözlerimi huzura kapadım...

Uyandığımda Alev hala yatıyordu elimi saçlarına daldırdım parmaklarım saçlarında gezinirken kafasını kaldırıp bana baktı ancak gözünden gelen bir damla yaş kaşımı çatmama neden oldu

"Ne oldu?"

"İlk defa baba sevgisini hissettim teşekür ederim" dediğinde boğazımda bir yumru oluştu sanki nefesim kesiliyordu kafasını göğsüme geri koydu

"Alev ben gerçekten özür dilerim öyle demek istememiştim"

"Seni affederim ama tek bir şartım ile"

"Nedir şartın?"

"Saçlarımı böyle hep okşa olur mu?" Dediğinde saçlarını öptüm

"Söz bir daha öyle bir saçmalık yapmayacağım" dediğimde başını kaldırdı yine doğum lekeme baktı parmakları yine keşfe çıkmış gibi gezindi parmaklarını geri çekti ancak yaptığı şey ile şaşkınlıktan şuracıkta ölebilirim doğum lekeme dudaklarını bastırıp geri çekildi

"Hatun ölmemi istemiyorsan şöyle şeyleri aniden yapma"

"Öyle pat diye hatun denir mi ya az daha şurada ölüyordum" dediğinde güldüm

"Hadi hatun acıktım ben"

"O zaman ben üstümü değiştirip kahvaltını getireyim" diyip kalktı eline yine geçen giydiği kıyafetlerini aldı

"Onları giymesen hem kirlenmiştir"

"Maalesef Alaz Ağa tüm kıyafetlerim İstanbul'da kaldı"

"Aman iyi giy de senle alışverişe çıkalım bu böyle olmaz" dediğimde kocaman gülümsedi

"Ayy en sevdiğim şey"

"Alışveriş yapmak mı"

"Yani hobilerim arasında" dediğinde göz kırpıp konuştum

"O zaman her istediğinde alışveriş yaparız" dediğimde küçücük bir çocuk gibi yerinde zıplayıp alkışladı

"O zaman ben hemen kahvaltını getireyim" diyip önce banyoya gidip üstünü değiştirdi sonra da aşağı indi aradan beş dakika sonra yine geldi

"Bakıyorum da çok hızlısın hatun"

"İşin içinde sevdiğim bir şey varsa elbette" yanıma gelip oturdu

"Eğer sende yersen yerim" dedim

"Tamam" dedi ben hayatımda bu kadar huzurlu olmamıştım bu kız bana çok iyi geliyor onun sayesinde bir kaç gündür kabus görmüyordum resmen hayatımı renklendirdi nasıl kısacık bir süre de bağlandım anlamıyorum beni bu kıza çeken başka bir şey var ama emin değilim

"Ama sen nasıl yürüyeceksin zorlanmaz mısın?"

"Yok be hatun sayende turp gibiyim zorlanmam" dediğimde yine gülümsedi gülümsemesine ölürüm

"Ben şunları indireyim sen de üstünü değiştir"

"Tamam" dedim ve yataktan kalktım o aşağı inerken ben de siyah gömlek siyah pantolon çıkarıp banyo da giyindim çıktığımda Alev de gelmişti ona yaklaşıp saçında ki tokayı çıkardım ve bileğime taktım

"Böyle daha güzel" diyip göz kırptım

"Biliyor musun ilk defa biri benim saçlarımı açık bir şekilde beğendi"

"Benden başka kim beğenecek"

"Ay Alaz hemen celallenme"

"Tamam tamam hadi çıkalım"

🌷

Alev Şanlı

"Hadi geldik inelim" diyen Alaz'a döndüm ne yani siyah gömlek giymeseydi olmuyor muydu?

"Tamam" dedim ve indim Alaz ellerimi kendi elleri ile kavuşturduktan sonra yürümeye başladık tüm gözler bizim üzerimizdeydi duyduğum mırıldanmaların çoğu kıskançlıktan çatlayan kızlardan geliyordu

•Kaptı tabi bizim yakışıklıyı böyle havalı havalı yürür

•Alaz Ağa nasıl bu kadının böyle giyinmesine izin verir

•Birbirlerine çok yakışıyorlar

•Bizim ağa bulmuş güzeli yürüyor

•Koskoca Alaz Ağa nasıl buna bakar anlamdım...

Daha fazla dinlenmemek için bir alışveriş merkezini Alaz'a gösterdim

"Buraya gidelim mi?"

"Bana sorma hatun istediğin yere gidebilirsin ama elimi bırakmadan" hızlı adımlarla mağazaya girdim çok güzel şeyler vardı elime bir tane ince askılı hafif dekoltesi olan ve yırtmacı olan uzun bir elbise aldım rengi beyaz dı.

Kabine girip üzerimde denedim tam da üzerime olmuştu kabinden çıkıp Alaz'a seslendim

"Nasıl güzel mi?"

"Çok güzel ama sen alacaklarını denemeden al olmazsa geri gönderirim ben yoksa akşam yemeğine yetiş

meyiz"

"Tamam" diyip geri kabine girdim geti çıktıktan sonra bir kaç şey daha aldım daha sonra ayakkabı çanta gözlük makyaj eşyası açıkçası Alaz'ın zulayı patlamıştım

"Alaz dondurma yiyelim mi?"

"Gel hadi yiyelim" diyip dondurmacının oraya geçtik

"Neli istersin?" Diyen Alaz'ın sesi ile dondurmalara göz gezdirdim gördüğüm şeftalili dondurma ile kocaman gülümseyip Alaz'a döndüm

"Şeftali"

"Senin şu şeftali aşkın ne zaman geçecek be?" Diye yakınan Alaz'a göz devirdim dondurmalarımızı da alıp yürümeye devam ettik biten dondurmalarımızın ardından arabaya doğru gideceğimiz sırada çıkan silah sesi ile arkamıza döndük...

 

​​​​​​Hasta olduğum için bölüm de geç geldi sabırla bekleyen okurlarıma bir sonraki bölüm de görüşmek üzere

Sizce ikilinin birbirine karşı değişen hisleri nasıl?

Silahı patlatan kim sizce? tahminleri alalım

:)

Loading...
0%