Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm " Buğulu Gœzlər "

@zemheria97

 

İyi okumalar.

♤♤♤

Hayat ,sonsuz bir yuva gibi bizde ,o yuvanın içinde çaresizce debelenmekte olan çocuklarız .Sanki tüm kirlilikler bizi kendine çekiyor,en sonunda çabalamaktan bıkıp her şeyi akışına bırakmaya çalışıyoruz. Bilmiyoruz ki dahada dibe çekiliyoruz.

 

Aklımdan, düşüncelerimden çıkmayan bu kısacık cümle bir nevi beni hayata bağlıyordu. Ne kadar yaşamak istemesemde.

 

Tamam artık her şey bitti, dediğimde bu cümle aklıma geliyor ve 'Sen bitti demeden hiçbir şey bitmez!' Diyorum, yani her anımda dediğim sözdür.

 

Lakin şuanda benim için her şey bitti .

Çünkü bu adamlar sen ne kadar doğruyu söylersen söyle eninde sonunda seni öldürür. Farklı yüzler aynı ruhlar tek tek ve seçilen kişilere dağıtılmış ,

Ey ölüm! Bu adam senden önce alacak canımı!

Çatla!

"HA ha ha ha!"

"Allahım ya kafayı yedim sonunda." Dedim karşımda oturan adamı çoktan unutmuş bir halde kendi kendime konuşuyordum. Taki o bana seslenene kadar ,

" Hişt! Neden kendi kendine konuşuyorsun yabancı?" Uyarıcı sesi ile kendime geldim.

Eyvah! Sesli mi söyledim (?) Ben onu içimden söyledim sandım. Of ! Rezil oldum ya ,salak nâle içsel konuşmanın sırası mıydı şimdi.

 

Yayıldığım koltukta kendimi toparlayıp ,dik duruşuma geçtim.

" ı-ıı-ıı" Sağ elimi yumruk yapıp ağzıma götürüp ğırtlağını temizledim . Karşımda, anlamaz gözleri ile ' Ne yapıyor bu? ' bu bakışı atıyordu. Hiçbir şey belli etmeden sorulduğu soruya cevap vermeye hazırlanıyorum.

 

Bana doğru eğildi. Zaten boyu uzundu ve vücudu iri olduğu için çok kalkmadı bile sadece üst bedeni ile yaklaştı. Siyah irislerini, kaşlarını kaldırarak bana baktı. Biraz sinir biraz anlamamazlığı barındıran bu bakışlar yeniden içimde bir sıcaklık hissi oluşmasına neden olmuştu.

 

" Sorduğum soruya cevap verecek misin?" Dedi dişlerinin birbirine sürtüşünü duyabiliyordum. Bağırmamak için kendini tutuyormuş gibi masanın üstüne koyduğu ellerini sıkıyordu. Bu kadar sinirlenecek bir şey yapmadım yani .

 

Dedim içimden .

Bunu da sesli söylersem daha fazla kızacak , kesin.

 

İrislerimi gözlerine diktiğim de en ufak bir duygu hissi yoktu. Karşımda her şeyi yapabilecek bir mafya ya da bir psikopat vardı. Bu tanımadığım adam bana yapacaktı? Sanırım biraz sonra göreceğiz.

 

"Nâle!" Dedi sesi yüksek değildi fakat çok sertti.

 

" öz-özür dilerim, dalmışım özür dilerim. " dedim titreyen kipriklerim ne halde olduğumu açıkça belli ediyordu. Hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum.

 

" cevap ver artık, aval aval bakma yüzüme."

 

"Tamam, ben her zaman böyleyim kendi kendime konuşurum. Sizlik bir şey değil yani ,lütfen oturunda konuşmamıza başlayalım. " hızlı nefes alıp verişimi fark edecek olacak ki gözlerini göğsüme dikti .

 

Sağ elini hızla inip kalkan göğsüme bastırdı. Ne yapıyordu bu (?) " sakin ol ,korkacak bir şey yok ." Dedi sanki az önceki bağıran, sinirlenen adam değilmiş gibi gayet sakin ve yumuşaktı konuşması.

Kasılmış çene kemikleri ,gevşemiş ,çatılmış kaşları normal halini almıştı.

 

Kalp atışlarım yavaşlamış ,nefes alıp verişim düzene girmişti . Bu sefer ben anlamaz gözlerle , " korkmuyorum ,sadece ..." elini göğsümden çekip yeniden koltuğa oturdu. Sağ bacağını sol bacağının üstüne atıp, kafasını bana sabitledi.

 

Bir nefes alıp, " Sadece ne ? " Dedi yüzünde hınzır bir ifade vardı. Kafamı sallayıp, "hiçbir şey."

" Sorguya başlayalım artık, çok uzadı. Eve gitmem gerek ,tabi adamlar gittiyse." Dedim .

 

Onun gözlerine bakmamaya çalışarak, ne kadar işe yararsa .

 

" Tamam, başlayalım o zaman ." Ani bir hareketle koltuktan kalkıp masanın arkasına geçti. Ne yaptığını anlamaya çalışarak ona bakıyordum.

Yere eğilip , masanın sol tarafında olan ilk çekmeceden bir anahtar çıkardı.

 

Ayağa kalkıp elindeki anahtarla , masanın sağ tarafında kalan arka taraftaki odaya gitti . Niye gitti şimdi bu?

Ben ,eve gitmek için acele ederken şu adamın yaptığına bak ya , mıy mıy -mıy mıy oyalanıp duruyor.

 

Ayağa kalkıp gittiği yöne doğru yürüdüm. 1 metre uzunluğunda bir koridorun sonunda beyaz ahşaptan bir kapı vardı. Girişteki kapıdan çok farklı dümdüzdü ,hiçbir şekilde iz yada bir işleme yoktu . Duvarlarda yine hiçbir şey yoktu . Ne değişik bir yerdi burası böyle heryer kapkaranlıktı .

 

Acaba gitsemde kapıyı çalsam mi? Bir şey der mi kızar mı?

....

Hayır ya ,belli olmaz şimdi buna alevleni verir sonra uğraşdur . En iyi buradan sesleneyim yapacak bir şey yok.

 

Ona sesimi duyuracak tonda ,

 

" Bakar mısınız? Benim acelem varda işiniz uzun sürer mi ? Evde bekleyenler varda !" Dedim çok mütevazi bir biçimde.

 

....

 

Biraz bekledikten sonra ," Bekle! " demekle yetindi.

Of ! Allahım delirtecek bu adam beni ya. İşim var diyorum 'Bekle' Diyor .

 

Ay! Delireceğim gerçekten.

 

Gitmekle gitmemek arasında kaldığım koridordan yeniden seslendim. " Hey! Ne zaman çıkacaksınız? Benim zamanım yok. Evdekiler bekler biraz acele etseniz olmaz mı? " sesim daha yüksek çıkmıştı birazda sinirli normal olarak .

 

Tabiki cevap gecikmedi . " Bekle dedim Nâle! Hem zaten ben gitmene izin vermeden gidemezsin. Oyüzden otur ve uslu uslu bekle ." Dedi .

 

Görmeyeceğini bilerek asker duruşuyla, " Emredersiniz efendim ." Dedim duyacağı şekilde söyledim . Duymuş olacak ki içeriden kıkırdama seslerini duyuyordum.

 

" Hayret! Gülebiliyor muydu ya! Şaşırdım vallahi. " Dedim yeniden eski duruşuma geçtim. Madem onu gelmesini bekleyeceğim oturayım bari ayakta durmayayım. Koltuğa doğru yürüyüp oturdum .

 

Ablam! Ablamı aramam lazım çok merak etmiştir. " Telefon - telefon nerede ? " panikle ceplerimi yoklamaya başladım ama yoktu . Ee! Nerede bu telefon şimdi ,Allah Allah!

 

Bir dakika ! Yoksa !

....

" Kahretsin ya! Salaklardan kaçacağım diye telefonu düşürdüm. Allahım ya ablam çok merek edecek. Ne yapacağım şimdi?" Endişeli halimle odanın içinde bi sağa bi sola yürümeye başladım.

Bir yerdende sağ elimin tırnağını yiyordum. Stresli olduğum zamanlar hep yaptığım bir ritüeldir.

 

Offf! 

 

Ona mı söylesem acaba ? Hani,ablamı arayabilir miyim desem mi ? Kızarmı ki acaba ?

Yok yok ! Düşündümde iyi bir fikir değil. Belli olmaz buna beni tehdit etmek için falan kullanır.

Her şeyi beklerim yani.

 

 

Oh , yapacak bir şey yok bekleyeceğim. Yeniden yerime oturarak onu beklemeye devam ettim tabii ki tırnağımı yemeye devam ederek. Şunu anlamıyorum yani ,ben burada streslenirken bu salak ne yapıyor acaba ?

 

......

" Barut ,ne yaptınız ? Adam konuştu mu?" Dedi siyah ,vücudunu saran gömleği giyerken , yatağının üstüne koyduğu telefonunun hapörlerini açtı.

 

" Hayır,abi daha konuşmadı. Anasını satayım! Her şeyi denedim üstünde şerefsizin bir türlü konuşmuyor. "

 

Mehmet , gömleğinin iliklerini tamamen geçirmiş ,sinirle pantolonun içine katmıştı. Son bir kez aynada kendisine bakıp aynadan beş adım uzaklıkta olan yatağının üstündeki telefonu sert bir hamleyle eline alıp hapörlerini kapattı.

 

" Nasıl konuşturamadınız ! Oğlum her adamı konuşturuyorsun bi bunu konuşturmadın? " dudaklarından sertçe dökülen kelimelerle kaşlarını çattı.

" kabus gelmeden konuşmam diyor, ne yapayım yani adam illa ki kabusta kabus diyor . " stresle karşıdan gelecek cevabı bekliyordu.

 

Mehmet , öfkeden, sertçe dudaklarını ısırıp odanın içinde deli gibi dolaşıyordu. Her adımını tutarsızca yere vurarak bi nevi öfkesini gidermeye çalışıyordu .

 

Resmen burnundan soluyordu.

" Tamam ..." dedi kafasını salladı ve konuşmasına devam etti.

" ...madem illa kabusu istiyor bizde ona istediğini verelim dimi? " Telefonu kapatıp hızlıca yatağının üstüne fırlattı. Odasının kapısını açıp silahını almak için Nâlenin olduğu odaya geçti.

 

Ama bir şeyi unutmuştu.

 

" Lan ! Allah kahretmesin ya ben bunu tamamen unuttum ." Dedi eliyle kafasına vurarak ne yapacağını bilmeden masanın üstüne kafasını koymuş ellerini önünde bacaklarının arasına gizlemiş uyuyan Nâleye bakıyordu.

 

Saha yakınına gidip eliyle omzundan tutup sıraladı ama hiçbir tepki yoktu. Çok bir uykuya dalmıştı .

 

" of! Uyanmayacak bu kız en iyisi işimi halledip geleyim sonra kaldığım yerden devam ederim ." Diyip sırsalamayı bırakıp dik duruşunu geçti ve yeniden yatak odasına gitti . Kapıyı kapatıp odanın tavanından aşağıya doğru bir merdiven indirip yukarı doğru çıkıp yavaşça arkasından tavana yerleştirilen kapıyı kapatıp Barutun yanına gitmek için hazırlanmaya başladı.

 

.....

 

" Hayır-Hayır-hayır! Lütfen Lütfen lütfen!"

" Hı!" Gördüğüm rüyanın etkisi ile aniden sıçrayarak uyandım. Bedenimde nasıl bir iz bıraktıysa artık her yerim terlemişti.

 

" Allahım! Nasıl bir rüyaydı öyle ya çok değişikti. Bilinç altımda ne varsa artık beni korkutmaya yemin etmiş herhalde ." Korkudan mı yoksa başka bir şeyden mi bilmem kalp ritmim değişmişti.

 

Bi kendime gelmem lazım yoksa çatlayacağım .

Yerimden kalkıp onun olduğu odaya doğru yürüdüm herhalde işi bitmiştir diye düşünüyorum.

Tam kapının önünde durup, " Oh! Hadi bakalım. "

" Tık -tık -tık " üç kez vurdum ama duymamış olamaz dimi? Başka bir oda yoksa tabi .

 

Biraz bekleyeyim bari .

.....

" Allah Allah ya! Nerede bu adam tam on dakika oldu ya bu kadar bekletilmez ki tık-tık-tık adını bilmediğim adam üçe kadar sayıyorum açmazsan giriyorum bak ! " dedim sinirle, onun keyfini mi bekleyeceğim ya kaç saat oldu hâlâ yok.

 

" 1 ,bak saymaya başladım ha!"

 

" 2,bak üçe yaklaştım sonra kızma. " nerede bu adam ya insanı sinir hastası eder yeminle ya.

Of ,vallahi yapacak bir şey yok ben ona zaman verdim . Kapıya yaklaşıp kulağımı dayadım.

 

" Benden günah gitti ." Dedim ve çat diye bi cesaretle kapıyı açtım fakat hiç kimse yoktu . Çok da büyük olmayan odada gözlerimi gezindirdim . Tamamen bembeyaz , olan bu oda az önceki odaya nazaran gayet sadeydi .

 

Sol tarafımda aynalı bir dolap onu karşısında 5 adımlık mesafeyle yatak vardı. Yatağın üst kısmında duvara asılı bembeyaz şaha kalkmış at vardı gerçekten mükemmeldi. Bu adam gerçekten atları seviyor .

Bu sefer gözlerim sağ tarafımda üç yukarıda üç aşağıda olan altı kapaklı dikdörtgen bir gardırop vardı tabiki oda beyazdı . Geri kalanında da hiçbir şey yoktu .

 

Yavaş yavaş biraz daha adımlarımı ilerlettiğimde gardıropun yanında kapalı banyo kapısını gördüm.

" Acaba burada mısın? Buradaysan beni duymayacak kadar ne yapıyor olabilirsin ? " söylediğimi icraata geçirip elimi kapının kulpuna götürdüm. Derin bir nefes bırakıp " hu!" kulpu terleyen elimle ileri doğru açtım .

 

" Gözlerim kapalı hiçbir şey görmüyorum. " Dedim panikle gözlerimi kapattım fakat kulağıma bir ses gelmedi. Yinede ne olur olmaz diye temkinli olarak gözlerimi açtım kirpiklerimi birbirinden ayırdım.

 

Göz netliğini kazandığında oda dahada netleşti. " Eeeee! Kimse yok burada iyice bakayım diyeceğim de çok da büyük değil. " anlamamış bir ifadeyle içeri ilerledim. Çokta bir şey yok ki baksam bi lavabo bi de duşa kabin var .

 

Allah Allah nereye gitti bu adam şimdi ya ! Yer yarıldı da yerin içine mi girdi?

 

Nereye gitti bu şerefsiz şimdi yarım saat önce buradaydı ne zaman gitti . Hım, acaba ben çok mu uzun uyudum ... hiç sanmıyorum bu kadar uzun uyumuş olamam.

Anlamıyorum yani ben uyurken benim geldiğim yerden mi gitti acaba diye aklıma bir soru geldi.

Neden olmasın dimi?

 

Kesin oradan gitti başka gidecek bir yer yok çünkü bildiğim kadarıyla ,tabi gizli bir çıkış yok ise .

Ah! Düşün düşün boktur işin demişler .

 

Ne yapacağımı düşünür bi halde yatak odasından diğer odaya doğru yürüdüm. Beni bırakıp gitti kesin ama neden yani bi işi falan mı çıktı? Kim olduğunu ne yaptığını bilmediğim bir adamın evinde sallanıyorum. Ablam bunu duysa saçımı başımı yollar vallahi ,ona da haber veremedim merak etmiştir.

 

Zaten çokta uzak olmayan odaya geldiğimde hapseden düşüncelerimdem sıyrılıp gözlerimi kapıya doğru diktim ve aklıma gelen o soru ' kapıyı açıp gitsem mi?'

Adımlarımı kapıya doğru yönlendirdim bir kaç adım sonra adımlarımı durdurdum.

 

Ya hâlâ oradalar ise?

 

♣️♣️♣️♣️♣️

 

Beğendiysen bi yıldıza dokun ve yorum yapmayı unutma kuşum.

Nâle ne yapacak ?

Mehmet sizce nereye gitti ?

Siz Mehmet nasıl yorumlarsınız?

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%