Kafede yapılması gerekleri öğrenip önlüğümü bağladım ve çalışmaya başladım. Saat henüz 5 ti ve ben saat 9 a kadar burda çalışmak zorundaydım.

Herşey yolunda gidiyodu ve servisleri teslim edip ücreti kasaya bırakıyodum. Saat 7 buçuk olmuştu bile ama iş gayet de yorucuydu.

Şikayet etmek yok Eda başka şansın mı var!!

Ama burda yolunda gitmeyen tek şey vardı ve o da geldiğimden beri dik dik bakan patronun oğlu. Adının Furkan olduğunu öğrendiğim çocuk sürekli bakışlarıyla rahatız ediyodu ve canımı sıkmaya başlamıştı.

Ulan ben senin o gözlerini-

Bir dakika o gelenler ???

Hayır hayır hayır hemde 3 ü beraber!!!!

Patronun "ne bekliyorsun git siparişlerini al" demesiyle kendime geldim ve kapıya çıktım.

Ya Allah Bismillah

"Hoşgeldiniz ne alırsınız"

Hiç de hoş gelmediniz defolun burdan !!

Aynı anda üçünün de bakışları beni bulduğunda Melih hiç şaşırmadı ama Emre ve Kerem bakışlarını üzerimde gezdirmeye devam ettiler.

Emre "Vay vay vay demek ki bizim pısırık burda işe başlamış ama ne yalan söyleyeyim sana yakışan da bu" diye söze girince aynı anda üçü de kahkaha atmaya başladı.

"Siparişinizi alabilir miyim artık "

Az sonra olay çıkartıp işten atılmamak için dua ediyodum.

Kerem buz gibi sesiyle "üç tane limonlu soda" dedi ve bakışlarını diğerlerinde gezdirdi. Siparişi hazırlamak için içeri girdim ve çok geçmeden üç sodayı da alıp dışarı çıktım.

Konuşma Eda konuşma ilk gün atılmak istemezsin.

Sodayı önlerine koyup tam gidecektim ki aniden cam kırılma sesi duydum. Kerem sodasını bilerek yere atmıştı.

"Çok afedersin yanlışlıkla oldu" diyip yalandan sırıtsada oyununa gelmeyecektim. Amacı beni işten attırmaktı.

Ona yeni soda aldım ve sertçe masaya bıraktım. Ben bunları yaparken 3 ününde bakışları bendeydi.

Elimle cam kırıklarını toplamaya başladım ama çok geçmeden bir parça elimi kesti.

Diğer parçalar elimden düşünce Melih farketti ama diğer ikisi hiç farketmedi bile.

Furkan içerden gelip"Eda elini çok kötü kesmişsin bekle peçete getiriyorum" diyince üçünün de bakışları tekrardan beni buldu. Furkan elimi kendisi silmeye kalkıştı ama ona izin vermeyip kendim silmek için elinden aldım. Furkan da çok takılmadan içeri geri döndü.

Saat 9 olmuştu bile ve önlüğü bırakıp çıkmak için çantamı aldım.

Eve az yol kalmış olsada tedirgindim çünkü hava çok karanlıktı ve ben yanlızdım.

Bingo 

Ne işi vardı burda bunun? Acaba evimi mi öğrenmişti? Bela yok başımıza bela açılıyor işte

Bir dakika bir dakika bizim binaya giriyor bu!!

İyide Keremin bizim binada ne işi varkine

Sanırım öğrenmem gerekiyor ama önce onun binaya girdiğinden emin olmalıyım.

Kerem gözden kaybolunca bende çok oyalanmadan eve girdim ve kapıyı iyice kilitledim.

Evim 8. kattaydı ve ne olur ne olmaz diye her gün güzelce kilitliyodum.

Hemen bişiler atıştırıp dişlerimi fırçaladım ve daha da geç olmadan alarmımı kurup yatağa geçtim. Tam uyuyacağım esnada bildirim sesiyle gözümü araladım ve telefonu elime aldım.

Abilerin en yakışıklı olanı yazmış yavvvv

Bartu: Sabah kapıdayım güzellik kardeşime jest de yapmadım demem haaa :)

Eda: Abilerin en mükemmeli şimdiden heyecanlandımmm!!!

Bartu: Hadi hadi çok şımarma da uyu iyi geceler.

Eda : İyi geceler abimm

Bartum benim be sabah okula havalı giriş yapcaz demek haaa

Mükemmelll