@zemherininruzgari
|
Sabah henüz alarmım çalmadan kendimi yataktan attım. Attım derken gerçekten aşağı atmadım yani binevi yuvarlandım. Yani amaaan çok uzadı düştüm işte ehehehe.
Günlük sabah dozumu aldıktan sonra okul için hazırlandım herşeyi kontrol ettikten sonra kapıyı kitledim ve asansörü beklemeye başladım.
Ulan asansör bir gün senin şu düğmelerini tek tek sökmek lazım da ne zaman.
Asansör 9. kattaydı yani bir üst kattaydı ama bir türlü aşağı inmiyordu. Bi yandan da Bartu o kadar çok aramıştı ki stres oldum ayol.
Tam yürüyerek inemeye karar vermiştim ki asansör bizim kata geldi.
Yarabbi sana şükü-
Kerem reis!!
Ulan bu ne arıyor burda??
Kerem gözlerini dikmiş bana bakarken afalladım ama kendimi çabuk toparlayıp bende asansöre bindim. Aramızda sadece eksik olan şey çalı geçme sahnesiydi
Üzeri yine düzensizdi ama parfüm şişesini üzerine boca ettiği her halinden belliydi. Bana laf atar diye beklerken çıt çıkarmamıştı.
Ne o yalnız kalınca zorbalayamıyon mu beni haaaaaaa
Neyse ki asansör en alt kata geldi ve hızla önden çıktım. Binanın zaten açık duran kapısından çıktım ve beni bekleyen Bartuyla göz göze geldim.
Abooo sinirlenmiş bu kızzz
"Nerdesin be güzelim ağaç olduk burda"hafifçe kıkırdadım ve bana uzattığı kaskı alıp başıma geçirdim.
"Geldim geldim asansör gelmek bilmedi valla yoksa seni bekletir miyim benn" diyip yalandan üzgünmüş gibi ses çıkardım.
Bartu da gülümseyince sıkıca beline dolandım ve hâlâ binanın önünde duran ve bakışları bende olan Keremle göz göze geldim.
Niye burda bizim binanın önünde bu çocuk yav
Bizim binada oturmuyor büyük ihtimalle ama yakını olarak kim bu binada diye düşünmüyor değilim
Neyse ne banane ne hâli varsa görsün canım Beni tüm bu düşüncelerden kurtaran Bartunun sesi oldu.
"Geldik canım benim inmeye tenezzül etmez misiniz?" "Ederim canım o ne demek" diyip güldüm ve Bartuyla vedalaşıp okula girdim.
Zeynep henüz gelmemişti ve erken olduğu için başımı biraz sıraya koyup uyuyabilirim diye düşündüm. Kaç dakika geçti bilmiyorum ama yüzüme gelen su ile aniden yerimden sıçradım ve neye uğradığımı şaşırdım.
Emre elinde su şişesi ile sırıtıp yüzüme bakıyordu. Kerem ve Melihinde ondan aşağı kalır yanı yoktu.Bu sefer çizgiyi çok geçmişlerdi ve ben susmayacaktım.
Kazamız mübarek olsun arkadaşlar.
Elimi çantama atıp su şişesini çıkarttım ve onlar daha ne olduğunu anlamadan hepsinin üstüne doğru attım. Hepsi ıslanınca içim az da olsa rahatladı. Sınıfta şaşkınlık nidaları dönerken Kerem bi anda elimi kavradı ve tersine büktü. Kulağıma yaklaştı ve "Özür dile" diye tısladı. "Hemen" diye kükreyince korktum ama belli etmemeye çalıştım.
"Özür dilemesi gereken biri varsa o da sizsiniz şimdi rahat bırakın beni sizinle uğraşacak vaktim yok."
Yürü ben Eda kim tutar sen-
"Senin vaktin yok demek ama bizim var sen görürsün sadece olacaklara hazır ol " diye üstüme yürüdü Kerem ve sırasına geçti. Ders başlamak üzere olduğu için Melih ve Emre de kendi sınıflarına gittiler.
Aman çok korktum. Korktum...
Acaba okul çıkışı beni sıkıştırıp dövmesin bunlar? Yok yav daha neler
Zeyneple olanlar hakkında konuşurken hafta sonuna bizim evde buluşma kararı aldık ve teneffüslerde de her zaman beraber vakit geçirdik. Zaman yine çabucak geçti ve ben yine maalesef ki işe gitmek zorundaydım.
Zeynep çok iyi birine benziyordu ve beni gerçekten çok iyi anlıyodu ama ona henüz ailemden bahsetmemiştim. O da hiç konusunu açmamıştı.
Okul çıkışı oyalanmadan kafeye doğru yola çıktım ve çok geçmeden kafeye vardım. Saat tam 5 olunca işe koyuldum ve ilk olarak tezgahda biriken bulaşıkları yıkadım.
Müşteri siparişlerini al kasaya para götür derken saat 8 olmuştu bile. Furkan'ın bakışları beni germeye devam etse de pek oralı olmadım ve işime devam ettim.
Veeeee tadammmm
Bizim üçlü grup tam takır intikam almaya gelmiş
İstemeyerek de olsa yanlarına gidip "Ne alırsınız" dedim ve cevap bekledim.
"Bize şöyle güzelinden bi pasta ama kesilmemiş olsun yanına da üç tane sade soda" Emre lafını bitirince içeri gittim ve istediklerini hazırlamaya başladım.
Dükkanın camı direk içeriyi gördüğü için Keremin bakışlarını üzerimde yakaladım. "Bunlar sana çok mu yakın güzellik"
Ne diyon Furkan
"Anlamadım" "Anlamiycak bişi yok eğer sana karşı zorbalık yapıyorlarsa ve zor durumdaysan" yavaş yavaş üzerime gelip beni tezgahla kendi arasına aldığında korkup gerilmiştim. "Zor durumda falan olduğum yok mesafene dikkate eder misin?" diye uyarıda bulundum. "Tamam ya bişi demedik sadece merak" diye geri çekildi ve bende oyalanmadan pastayı ve sodaları alıp dışarı çıktım.Furkan beni çok germişti..
Siparişleri dikkatlice masaya yerleştirdim ve afiyet olsun diyerek arkamı döndüm daha iki adım atmadan Kerem "baksana" diye seslendi ve arkamı dönmemle pastayı tam suratıma geçirdi. Ardından Emre ve Melih kalktı ve sodalarını üzerime döktüler hızlıca.
Ulan Allah sizin b....
O kadar berbat durumdaydım ki önümü bile göremez haldeydim. Furkan hemen yanıma geldi ama o gelene kadar diğerleri çoktan gitmişti bile...
Furkan sessizce küfür savurmuştu ama duymamazlıktan geldim.
Yüzümü temizleyip göz yaşlarımı silip önlüğü çıkardım ve çantamı alıp dışarı çıktım.
Tek suçum ilk gün yanlış bir sıraya oturmaktı ve hâlâ bunun yüzünden başıma gelenlere anlam veremiyodum.
Furkan eve bırakmayı defalarca teklif etse de amacının asla iyi olmadığını seziyodum. Hava yine karanlıktı ve ben hızla eve doğru yürümeye devam ediyodum.
Sanırım o işten çıkmam gerekiyodu. Hatta yarın gitmekle gitmemek arasında kalmıştım.
Ne diyoduk gün ola hayro-
Issız yolda aniden kolumun tutulmasıyla durdum ve korkudan titremeye başladım. Canım acımıştı ve ben ne olduğunu bile anlamadan biri belirdi arkamda.
Furkan..
Hızlı adımlarla yanıma gelip koluma yapıştı. "Evine bırakıcam ve sende itiraz etmiyceksin Eda" dedi sessizce "İstemiyorum Furkan senin derdin ne ?" diyip ıssız yolda yürümeye yeltendim ama Furkan ikinci kez kolumu kavrayınca tekrar göz göze geldik.
Korkmaya başlamıştım ama bunu ona belli etmemek için yüzüne baktım."Furkan bırak kolumu yoksa-" "Yoksa ne beni mi döversin" diyip iğrenç bir kahkaha attı. Canımı yaktığının farkında bile değildi ama kolum çok acıyodu. Tam kolumu kurtarmak için tekrar hamle yapacaktım ki karanlıkta bir ses kulağıma ilişti.
"Bırak kızı"
|
0% |