Yeni Üyelik
11.
Bölüm
@zemherininruzgari

Gece açık bıraktığım pencerereden esen soğuk rüzgârla gözümü araladım. Havalar soğumaya başlamıştı yavaştan.

 

Kış en sevdiğim mevsim ee işin ucunda en sevdiğim meyve varrr

 

Portakalllll

 

Hemen yataktan çıktım ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Üzerimi değiştirmek yerine sarı limon desenli pijama takımımla kalmayı tercih ettim.

 

Desenli pijama takımı kültürdür

 

Hemen kahvaltı için aşağıdaki bakkala inip bir kaç şey almaya karar verdim.

 

Üzerime kalın bi hırka geçirip telefonumu aldım ve aşağı indim. Bakkal eve çok yakın olduğu için üzerimdekileri sorun etmedim ve rahatça bakkala girdim. Bi ekmek iki yumurta sucuk ve küçük bir paket peynir aldım.

 

Ödemeyi yapmak için kasaya geçtim ve tam o an en son görmek isteyeceğim kişiyle göz göze geldim.

 

Kerem..

 

Gözleri her zamanki gibi soğuk ve gizemliydi benim aksime gayet düzgün giyinmişti ve ağır parfüm kokusu hemen burnuma dolmuştu. Oyalanmadan gözlerimi kasaya çevirdim ve adama parayı verdim. Bakkalcı abi "bende bozuk yok kızım bekle iki dakika karşı dükkana gidip geleyim" dedi ve bakkaldan koşar adım çıktı.

 

Harika oldu ya tam da Keremle baş başa kalmak istediğim an yok oldun bey amca.

 

Kerem arka reyonda bir şeyler karıştırırken bende sabırla adamı beklemeye başladım. Tam o esnada telefon çaldı.

 

Canım abim bee

 

"Alo güzelim günaydın nasılsın."

 

Hele hele Bartuşa bak sen.

 

"Günaydın Bartum bakkala geldim sen nasılsın?"

 

"Bende evdeyim bugün kardeşimi alıp bi gezmeye mi gitsem acaba dedim ne dersin abisinin gülü?"

 

"Çok isterim de bugün sınıftan bir arkadaşım gelicek yarın gezeriz olmaz mı Bartuşş"

 

Yine kızacaktı ponçik şey

 

"Eda deme şunu yeter yav yeter" diye isyan ederken bakkalcı amca gelmişti bile.

 

"Kapatıyorum evde konuşuruz canım öpüyorum seni " dedim ve aynı karşılığı alınca telefonu kapattım. Para üstünü alıp bakkaldan çıktım ve eve doğru yürümeye başladım. Binaya girip asansörü beklemeye başladım.

 

Senin gibi asansö-

 

Kerem reis yetti ama beni sal artık ya!!

 

Geçen seferki gibi merdivenlerden gider diye düşünürken dibimde bitti ve o da asansörü beklemeye başladı.

 

Aniden merdivenlere yönelip kaçma fikri çık aklımdan..

 

Asansör geç de olsa gelmişti ve hızla içeri girdim. Keremin de dünya umrunda değildi pek. Keremle göz göze gelmemek için telefonun ekranını açtım ve boş boş oyalanmaya başladım.

 

Asansör 2. kata geldiğinde aniden büyük bir gürültü çıkardı ve ışık birden bire kesildi.

 

Hayır hayır hayır karanlık en korktuğum şeydi.

 

Hemen arkamdaki demiri sıkıca kavradım ve elimin titremesinden dolayı poşeti yere düşürdüm. Nefes almaya çalıştıkça canım acıyordu. Nefes alamıyordum aklım geçmişe anneme kayıyordu.Nefessizlikten dolayı gözlerim dolmuştu bile. Kerem ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bana doğru yaklaştı iki adım.

 

"Be- ben karanlıktan korkuyorum"diye ağlamaya başladım.

 

Annemi kaybettiğim gün o kahrolası gece geldi gözümün önüne ve daha çok ağlamaya başladım.

 

"Şşş hey hey sakin ol noluyor?" Keremin endişeli sesi kulağımı doldurdu fakat sakin olmanın aksine korkum giderek artıyordu.

 

"Eda bana bak gözlerime bak" Keremin karanlıkta parlayan ela gözlerine baktım.

 

Nefes almaya ihtiyacım vardı..

 

"Sakin ol az sonra kapı açılacak ve burdan çıkıcaz söz veriyorum" diye beni sakinleştirmeye çalıştı. Az da olsa nefes almaya çalıştım. Asansörde yanlız olsaydım ne olurdu bana?

 

Kerem hemen telefonunun ışığını açtı ve korkumun azalmasına yardımcı oldu.

 

Biraz daha durduktan sonra nefesim düzene girdi ve aniden bir şeyi farketmemle gözlerim kocaman açıldı.

 

Keremin ellerini tutmuştum?????

 

Hemen ellerimi çektim ve iyice arkama yaslandım. Telefonun ışığını açtım ve Bartuyu aramaya çalıştım. Şebeke çok düşüktü ama tekrar tekrar aramaya devam ettim.Kerem kurtulmak adına hiç bir şey yapmıyordu.

 

"Panik yapacak bir şey yok birazdan birileri fark eder yardımcı olur"diyen Kereme cevap bile vermedim.

 

Cevabı bile haketmeyen biriydi o

 

Telefon üçüncü aramamda açıldı.

 

"Alo Bartu" dediğim anda yeniden gözlerim dolmuştu. Etraf karanlıktı ve ben boğuluyordum.

 

"Alo Eda iyi misin noluyor??" diye gürleyen Bartunun sesiyle kendime geldim ve ona asansörde kaldığımı söyledim.

 

"5 dakikaya ordayım güzelim sen sakin ol" diyip telefonu kapattı ve beklemeye başladım. Keremle aramda ölümü sessizliği oluşmuştu. Aradan 7-8 dakika geçmişti ve asansörün ışıkları yanmıştı. Derin bir nefes alıp tuttuğum demiri bıraktım.

 

Kapı açılınca Bartuyu karşımda buldum ve aniden gelen ağlama isteğiyle göz yaşlarımı serbest bıraktım. Hemen Bartuya sıkıca sarıldım.

 

"Şşş geçti güzelim sakin ol ben burdayım yanındayım." diyip saçlarımı okşayan Bartuyla beraber az da olsa rahatlamıştım.

 

Kerem hızlı adımlarla yanımızdan geçti ve merdivenlerden yukarı çıktı.

 

Noldu şimdi buna?

 

Çok fazla uzatmadım ve Bartuya ısrar etmeme rağmen gittiği için oyalanmadan eve girdim.

 

Zeyneppp tabi yaa

 

Zeynep'i aradım ve geleceğinden emin olduktan sonra kahvaltımı yaptım.

 

Başlasın ev temizliği.

 

 

 

 

Loading...
0%