@zemherininruzgari
|
Saat 8 olduğu için gecikmeden evden çıktım bol kazağımı ve pantolonumu giymiştim.
Ne demişti Hayriye teyze??
11. kat sağ taraftaki kapı.
Asansöre ihtiyaç duymadan katları çıktım hızlıca. 11. kata geldiğimde sağ taraftaki kapıya yöneldim.
Birden kafama dank etmesiyle olduğum yerde kaldım.
Bu ev o gece gözümü açtığımda bulunduğum evdi!!!!
Ne yani Hayriye teyzenin bahsettiği öve öve bitiremediği torunu Kerem miydi??
Kapıda bekledim bir süre. Eve geri dönmeyi bile düşündüm. Ama bu saatten sonra eve dönsem Hayriye teyzeye büyük ayıp olurdu..
Keremin evde olmamasını ümit ederek kapıyı tıklattım biraz durduktan sonra kapı açıldı.
Ve tadammmm Kerem !!
O da benim kadar şaşırmış duruyordu. Hatta bi ara içeri davet etmeyecek diye düşünmeye başladım. Kendine gelmiş olacak ki
"Babaannem içerde hoş geldin" dedi sesinde en ufak duygu kırıntısı barındırmadan.
Ayakkabılarımı çıkartıp içeri geçtim ve Hayriye teyzeyle göz göze geldim.
"Hoşgeldin güzel kızım." dedi içtenlikle. Aynı samimiyetle karşılık verdim ve beni yönlendirmesiyle salona geçtim.
Hayriye teyze ben içeri geçtikten sonra mutfağa gitti ve Keremde ortalarda görünmedi.
Telefonda biraz oyalandıktan sonra içeri gelen Hayriye teyze ve Kereme çevirdim bakışlarımı.
Ev hali okuldakinden bin kat iyidi en azından abuk subuk konuşup canımı sıkmıyordu.
Hayriye teyze aramızdaki soğuk rüzgarı fark etmiş olacak ki konuşmaya başladı.
"Kızım gelsene masaya niye ordan bakıyorsun?"
Ah be teyzem bilseydim gelir miydim??
Yavaşça ayağa kalktım ve masaya oturdum. Masanın başına Hayriye teyze oturdu sağ koltukta ben solda ise Kerem oturmuştu.
Keremle karşılıklı masa date müthiş!
Hayriye teyze beklemeden yemekleri doldurmaya başladı ve bi yandan da sohbet açtı.
"Ee yavrum okulun nasıl gidiyor?"
Torunun sağolsun teyzem gitmiyorki
"İyi geçiyor Hayriye teyze zaten Keremle aynı sınıfayız" diye söze girince Keremin gözleri anında beni buldu.
"Kerem hiç bahsetmedin yavrum siz tanışıyormuşsuz ya" diye güldü Hayriye teyze.
"Aynen teyzecim tanışıyoruz biz " diyip yalandan gülümsedim.
Sohbet benle Hayriye teyze arasında geçip gidiyordu.
Keremin ağzını bıçak açmıyordu.
"Yavrum ara sıra seni alan motorlu bi çocuk görüyorum kim o sevgilin falan mı?"
Keremin bakışları anında beni bulmuştu.
Tabi bulur sürekli sevgilin diye başıma kakan oydu ya!
"Yok Hayriye teyzecim o benim kuzenim hatta abim sayılır beraber büyüdük biz " diyince Keremin elindeki kaşık masaya düştü.
Şaşırırsın tabi.
"E madem aynı okuldasınız de bakalım kızım Kerem derslerde napıyor" diyince hiç beklemeden cevabı yapıştırdım.
"Uyuyor pek bişi yaptığı yok" diyince Kerem sinirle başını kaldırdı.
"Ah Kerem hep aynısın yavrum küçükken de uyurdun hâlâ uyuyorsun derslerde" Hayriye teyzenin sitemine hafifçe kıkırdadım.
"Yok babaannecim ara sıra oluyor arkadaşımız abartmayı çok sever de " diyip bana laf çarpan Kereme çevirdim bakışlarımı.
Aklınca intikam alıyor.
"Eda senin annen yok biliyorum yavrum peki baban nerde ne iş yapar" diyen Hayriye teyzeye döndüm yavaşça. Gözlerim dolmuştu bile.
"Ah yavrum benim kötü bişi mi dedim ben seni üzmek istemem kızım biliyorsun demi " diyen Hayriye teyze kalbime dokunmuştu yine.
"Yok Hayriye teyze annem geldi aklıma ondan oldu" diye toparladım konuyu
Kerem ve Hayriye teyzenin bakışları merakla beni süzerken bi açıklama yapmam gerektiğini farkettim ve söze girdim.
"Aslında ben daha 6 yaşındayken annemi kaybettim" Keremin gözlerinin tam içine baktım. Tahmin ettiğim gibi gözlerini kaçırdı.
"Babam çok kötü biriydi annemi de aldatırdı yine öyle bir günde annemi kaybettim" dediğim an gözyaşım istemsizce yanağımı ıslattı.
Sustum bir süre
Keremle göz göze geldim ama bu sefer başkaydı acı çeker gibi baktı gözlerime. Gözlerinden okuduğum özrü başka kimseden anlamazdım da zaten..
Hayriye teyze destek verircesine sırtıma dokununca devam ettim.
"Babam annemi gözlerimin önünde öldürdü." diyip sustum ve akan gözyaşlarımı temizlemek için medile uzandım. İşte o an asla tahmin edemeyeceğim şeyi gördüm.
Keremin akan gözyaşı..
Aynı zamanda Hayriye teyzede akan gözyaşını silmekle meşguldü.
Olanlar aklıma doluşunca masada duran suya uzandım usulca ve içmeye başladım.
"Canım kızım benim kıyamam sana minicik yaşında neler çekmişsin sen" diyen Hayriye teyzeye baktım ve zoraki şekilde gülümsedim.
"Alıştım ben teyzecim merak etme üzülme sen sadece bazen hatırlamak acı veriyor işte" diyip Kereme baktım. İma ettiğim şeyi anlamış olacak ki başını kaldırmadı masadan.
Saat epey geç olmuştu bile. Yemekten sonra Kerem odasına girmiş ve daha da çıkmamıştı. Belkide anlattıklarım onu gerçekten yaralamıştı ama hiç düşünmedim onu haketmişti.
Hayriye teyzeyle bulaşıkları toparlamış karşılıklı çaylarımızı almıştık elimize.
"Ah yavrum Keremin kusuruna bakma sen o da seninle aynı durumda olduğu için çok etkilendi" diyen Hayriye teyzeye baktım şaşkınca.
Ne demişti o?
"Nasıl yani benimle aynı durum" diye sorgulamıştım onu.
"O da annesini çok ufak yaşta kaybetti yavrum hatta 5 yaşında kaybetti. Zavallı gelinim kansere yenik düştü." ağzım açık kalmıştı.
Keremin de mi annesi yoktu?
Sohbet bu şekilde akarken saatin epey geç olduğunu fark ettim ve kalkmak için müsade istedim.
Hayriye teyze tüm ısrarlarıma rağmen Keremin beni geçirmesini söylemişti ve onu çağırmak üzere odasına gitmişti.
Çok geçmeden Keremi gördüm ve yüzüne baktım ama o asla bana bakmadı.
Bakabilir miydi ? Suçluluk duyuyor muydu?
O da kapıya çıkınca sessizce merdivenleri indik ikimizden de çıt çıkmıyordu. Kapının anahtarını çevirdim ve içeri girdim. Keremde anında yukarı çıktı.
Eve girip tüm geceyi düşündüm önce Keremin benimle ilgili öğrendikleri.. gözyaşları ve beni en derinden etkileyen onun da benimle aynı kaderi paylaşması..
Tüm bu düşüncelerle alarmımı kurup uykuya dalmıştım bile~~
(Değerli okuyucularım yorumlarımız benim için çok önemli lütfen yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayınn💓💖)
|
0% |