@zemherininruzgari
|
Eve girip hızla kıyafetlerimi değişmeye başladım. Tüm olanlar Keremin özür dilemesi ve dahası..
Kafam allak bullak olmuştu Kerem ne demişti?
Seni o çocukla görünce canım yandı. Ama neden ve bahsettiği çocuk Bartu muydu??
Duvarın kenarında duran şemsiyeye takıldı gözlerim. Ardından kızaran yanaklarım ve hızlıca çarpan kalbim...
İyi değilim iyi değilimmmmm
Bundan sonra ne olacaktı? Hiç birşey olmamış gibi mi davranacaktım? Tüm bu düşünceleri savurup kendimi duşa bıraktım.
Ama bi sorun vardı.. Çok üşüyordum. Hemde ev sıcak olmasına rağmen. Tahmin ettiğim gibi soğuk almıştım ve en nefret ettiğim şey oluyordu.
Soğuk algınlığı küçüklüğümden beri çok zor geçerdi benim için. Çoğu zaman hastanede bulurdum kendimi. Duştan çıkıp eşofman takımımı giyindim ve yorganın altına attım kendimi. Çok üşüyordum ve bir türlü ısınmak bilmedim.
Kapının çalması ile bilincim yavaş yavaş açıldı. Kapıya sürüklenir vaziyette gidip kapı deliğinden baktım.
Kerem!!!!
Tipimin kaymış olması umurumda olmadan kapıyı açtım. Kerem karşımda dikiliyordu. Benim konuşmaya hâlim olmadığı için konuşmaya başladı.
"Ben şemsiyeyi almak için gelmiştim de sen iyi misin?" diyip gözlerime baktı. Cevap bile veremeyecek gibi hissettim kendimi çünkü aniden midemin bulanmasıyla kendimi banyoya attım. Midemde hiç bir şey olmasada midem kasılıp duruyordu. Aynada aksime bakıp içerden seslenen Kereme kulak verdim.
"Eda neyin var iyi misin?" endişeli sesi kalbimin çarpmasına yol açıyordu ama şu an bilincim alakasız şekilde kitlenmişti. Duvara yaslı olan şemsiyeyi alıp kapıya çıktım ve Kereme uzattım.
Hiç beklemediğim bi anda Kerem içeri girdi ve elini alnıma koydu.
"Eda çok ateşin var ne ara bu kadar soğuk aldın sen" diyip endişeli şekilde gözlerime baktı.
İçeri girmesine bile şaşırmamıştım ve artık halim olamadığı için kendimi bıraktım.
Kerem ani bi refleksle beni kucağına aldı ve banyoya doğru götürdü. Yarı baygın biçimde ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım.
Kerem beni banyonun ortasına yerleştirip elini tişörtüme götürünce elini tutup "Yapma" dedim yalvarırcasına.
"Bana güven sana zarar vermem iyiliğin için" diyen Kereme baktım uzun uzun ve elimi çektim. Kerem tişörtümü çıkarmıştı. Karşısında sadece sütyenle kalmak yanaklarıma ateş bastırmıştı ama şu anlık bu duygumu bastırmaya çalıştım.
Eli alta doğru eşofmanıma kayınca elini hızla tuttum ve "olmaz yapma istemiyorum." diyip ağlamaya başladım. Ne için ağladığımı bile bilmesem de bilinçaltım bana türlü türlü oyunlar oynuyordu. Keremin hafifçe tebessüm ettiğini duymamla elimi yavaşça çektim. Kerem güven verircesine gözlerime baktı.
"Eda bak sana yardımcı olmaya çalışıyorum. Ben sana dokunmam güven bana kendini kasıp durma." demesiyle kendimi ona teslim ettim.
Kerem yavaşça eşofmanımı da çıkardı ve suyu açtı. Yavaşça üzerime dökmeye başladı suyu. Aniden "çok soğuk üşüyorum" diyip kaçmaya çalışsam da Kerem beni sıkıca tutup suyun altına çekti. Benim yüzümden o da ıslanmaya başladı.
Su bana bir süre sonra kendimi iyi hissettirdi.
"Ben içeride bekliyorum giyinip gelirsin" diyen Kereme çevirdim başımı.
Kerem çıktıktan sonra temiz çamaşırlarımı giyindim ve kendi odama geçtim. Keremin salonda olduğunu unutup uykuya daldım..
Sabah ışığı odama vurunca vücudum gevşemiş şekilde gözlerimi açtım. Sağıma baktığımda ise gözlerim irice açıldı. Sandalyede uyuyakalan Keremi görmeyi asla beklemiyordum..
Bir anda dün okuldan sonrası parça parça yüklenmeye başladı ve aniden yüzüm yanmaya başladı. Bazı şeyleri şimdi idrak edebiliyodum..
Kerem bana iyilik yapıp beni yıkamaya çalışmıştı ama ben rezil gibi yapma çıkarma gibi şeyler söylemiştim.
Bu utanç beni öldürür gençler...
Ve şimdiye bakıcak olursak Kerem odamda sandalyemde uyuyordu???
Tüm gece burda mıydı?? Tam ayağa kalkacakken Keremin hareketlendiğini farkettim ve yatağa yatıp uyuma taklidi yapmaya çalıştım.
Kerem ayaklandı ve yanı başımda durdu.
Ellerini yanaklarımda ve sonrasında alnımda gezdirdi.
Gözlerimi yavaşça açtım ve ela gözlere baktım.
Ne yaşıyoruz la??
"Günaydın uyandın sonunda" diyen Kereme cevap vermeden ayakalandım. Yüzüne bakmaya utandığım için yüzüm eğik şekilde "günaydın" diye yanıtladım onu.
İkimizde ne yapacağımızı bilemez şekilde odanın ortasında dururken Kerem konuşmaya başladı.
"Ben gece ateşin yeniden çıkar diye gitmedim bu yüzden burda uyuyakalmışım kusura bakma" diyen Kereme hemen cevap verdim.
"Hayır sen olmasan şimdi ne haldeydim Allah bilir teşekkür ederim yaptıkların için" diyip hafifçe başımı kaldırdım.
Gözlerim ela gözlere değince hemen kafamı yere eğdim yeniden. Bu utanç bana fazla.
"Eda?" diyip sorgularcasına konuşan Kereme
"Hı" diye cevap verdim.
Hı ne rezil hı neeeee
"Utanıyor musun sen?" yanaklarım yeniden alev alırcasına kızarırken cevap veremedim.
Kahkaha sesi duyunca başımı kaldırdım ve Kereme baktım.
Allah'ım bune güzel gülüş!!!!
"Niye utanıyosun bunda utanıcak ne var" diye kahkaha atmaya devam edem Keremin koluna bi tane geçirdim ve bende gülmeye başladım.
"Sussana ya aklım başımda değilken ne dediğimi karıştırdım biraz sadece" diyip kurtulmaya çalışsam da Keremin beni bırakmaya niyeti yoktu.
Bana doğru adım atınca başımı kaldırdım ve Kereme baktım. Eş zamanlı olarak bende bi adım geri çıktım.
Kerem adım attıkça geriye adım attım ve en son duvarla bir olmuş biçimde buldum kendimi.
Kaçacak yer kalmamıştı... |
0% |