@zemherininruzgari
|
Sırtımı çarptığım duvarla olduğum yerde kalakalmıştım. Mecburen başımı kaldırıp Kereme baktım. Kalbim yine hızla çarpmaya başlamıştı bile. Bi an kalbimin sesi Kereme gidecek diye ödüm kopmuştu.
Kerem aramızda az bi mesafe kala konuşmaya başladı.
"Ne demiştin dün akşam" tam gözlerimin içine baktı ve devam etti. "Yapma olmaz istemiyorum" diyip göz kırptı sorgularcasına..ve devam etti. " Neyi yapmiyim? Söyle bende biliyim" diyip cevap bekler şekilde gözlerime bakınca alev alan yanaklarımla cevaplamaya çalıştım.
"Ben" diyip sustum aklıma bir şey gelmiyodu.
Allah'ım yardım et!
"Sen ne" diyip tek kaşını kaldırdı Kerem.
"Ben yıkanmak istemediğim için öyle söyledim işte" diyip başımı önüme eğdim yeniden.
Yine rezil olduk iyi mi..
Keremin gür kahkahası ile başımı kaldırdım ve ona baktım.
"Eda sen varya utanınca çok tatlısın" diyen Kereme şaşkınca baktım. Geri çekilirken kahkahası da yavaşladı ve beni süzmeye devam etti.
Benim kaymış tipin ortaya çıkış hali;
"Hiç de bile niye utanacakmışım doğruyu söylüyorum ben" diyerek kurtulmaya çalışsam da yanaklarım beni dünden ele vermişti..
"Ne yapıcaz Eda senle" diyen Kereme kaydı gözlerim.
Ne yapıcaz derken?
"Ben kendimi gayet iyi hissediyorum burda kalıp yardımcı olduğun için teşekkür ederim ama biraz dinlenmeye ihtiyacım var müsade edersen." diyip Keremi kış kışladım.
"Tamamdır ben salondayım bir şey lazım olursa seslenmem yeter"
Kerem evine gitsene!!
Şaşkınca Kereme bakarken bi anda dönüp
"Şaka şaka babam merak etmiştir eve gitmem gerek" diyip sırıtan Kereme baktım.
Ne bu samimiyet?
"Peki herşey için teşekkür ederim tekrardan."
"Teşekküre gerek yok kim olsa aynısını yapar demek isterdim ama maalesef diyemiycem çünkü herkes benim gibi iyi niyetli olmayabilir" diyip göz kırpan Keremin neyi ima ettiğini anlayınca yeniden utancımdan yerin dibine girmiştim.
"Hadi ama Eda hâlâ utanıyo olamazsın."
"Tamam kapat konuyu işte " dedim küçük çocuklar gibi. Keremde halimi görmüş olacak ki konuyu kapattı.
Hiç konuşmadan beraberce odadan çıktık ve ardından kapıya.
Keremi kapıya kadar geçirdikten sonra içeri geçtim ve karnımı doyurdum.
Bi yandan da Zeynepten ve Bartudan gelen mesajları yanıtladım.
Ölmedim kız yaşıyorum ne bu telaş aaaa
Rahat kafayla oturunca tüm gece gözümün önünden geçti.
Keremin eve gelmesi beni yıkaması başımda sabahlaması...
Onu görünce çarpan kalbim..
Güzel bi kahvaltı ve soğuk algınlığı hapı ile kendimi çok daha iyi hissetmiştim. O sırada çalan telefon ile gözlerimi telefona diktim.
Beklediğim gibi Zeynep arıyordu.
"Aloo nasılsın Zeynep"
Kızmadım önce biraz şirinlik yapalım..
"Bilmem Eda sana sormalı hasta olup haber vermeyen merakta bırakan sensin!"
Kız aklım başımda değildi kii
Zeynep'e olanları anlatıp telefonu kapattım.
Zeynepde aynı benim gibi Keremin bu davranışlarını garip bulmuştu.
Ama ben her zaman temkinli ve mesafeli olacaktım sonuçta neler yaptığını gördük dimi
Evde sıkıldığım için Bartuyu aradım ve eve çağırdım. Onun gelmesini beklerken de telefonda sosyal medayada dolanmaya başladım.
Kapının çalmasıyla hızla kapıya gittim ve delikten kimin geldiğine baktım. Görünürde kimse yoktu. Bartu beni kandırmaya çalışıyor diye düşünürken eş zamanlı olarak kapıyı açtım.
Kimse yoktu karşımda neler olduğunu çözmeye çalışırken gözüm aşağıdaki zarfa kaydı.Usulca elime aldım ve içeri geçtim. Zarfın üstünde yazan yazıya baktım.
Eda Çelik.
Elimi zarfı açmak için atmıştım ki kapının tekrar çalması ile zarfı odamdaki çekmeceye bıraktım.
Bu sefer gelen kişi Bartuydu.
Aklım odamdaki zarfa gitse de Bartuya bahsetmedim ve içeri geçtik.
Nasıl olsa Bartu gider gitmez zarfı açacaktım.
|
0% |