Okul mu??

Okul mu? Daha yeni taşınmışken okula mı gitmem gerekiyordu.

Babam beni çoktan bi okula yazdırmıştı bile. Müdür babamın bir tanıdığı olduğu için kıyak ile bu okula girmiştim.

İçerden yükselen ses ile uyandım "Uyan artık Anna. İlk günden okula geç kalmak istemezsin"

Gece odamı düzenlemek için çok geç yatmıştım. Bu yüzden uyanmaya çalıştığımda yere kapaklandım.

"Anna, iyi misin?"

" iyiyim baba"

Kıçımı zor da olsa yerden kaldırıp lavaboya gittim. Eğer çişimi biraz daha içimde tutarsam mesanem patlıyacaktı muhtemelen.

Elimi yüzümü güzelce yıkadıktan sonra aynaya baktım.

Keşke bakmasaydım.

Burnum patlamak üzereymiş gibi şişmişti. Saçlarımın ve yüzümün her yerinde yağ tabaksı oluşmuştu. Gözlerimin altı ise mosmor olmuştu.

Okula gitmek için kötü bir gündü. Babam ise tam tersini yani okula gitmek için kusursuz bir gün olduğunu düşünüyordu.

Giyinip çantamı hazırladıktan sonra babamın yanına mutfağa gittim. Kahvaltı hazırlamıştı.

Yumurta ve süt.

Ne kadar kahvaltı yapmak istemesem de babamı kırmaktan nefret ettiğim için bişeyler yemiştim.

Babam tam evden çıkacakken bana seslendi. " Anna istersen seni bırakabilirim"

Büyük ihtimalle yanlış otobüse binmemden falan korkuyodu. Benim büyüdüğümü anlayamamıştı. Aslında bende anlayamamıştım. Zaman çok hızlı geçiyordu.

"Hayır baba, kendim gidebilirim"

" Tamam, dikkatli git. Seni seviyorum Anna"

"Bende seni baba"

Ve o an geldi. Otobüsten inip yeni okuluma bi baktım. Pek içime sinmemişti ama olsun. Nasıl olsa babamın işi yüzünden tekrar taşınmak zorunda kalacaktık

Sınıfımı bulup içeri girdim. Yol boyunca en arka köşenin boş olması için dua etmiştim ve birde sınıfımızda yakışıklı birinin olması içinde.

Dualarım gerçek olmuştu. Ama sadece bir tanesi. O da en arka köşenin boş olmasıydı. Genelde uzun olduğum için arkaya otururdum. Bu rutinimi gerçekleştirip köşküme çöktüm.

"Yanlız orası benim arkadaşımın yeri" Daha sınıfa yeni gelmişken o gıcık kız beni bulmuştu

"Burası babanın okulu değil. Ayrıca üstünde tapulu mal felan da yazmıyo. Ne kadar ısrar edersen et burdan beni kaldıramıyacaksın" Gerçekten bunları mı demiştim. Bu kadar havalı olduğumu bilmiyordum.

"Sen bana karşılık mı veriyorsun bide. Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" dedi. Bu kadarı da fazlaydı artık

" Açıkçası kim oldığun umrumda değil. Ülkenin kraliçesi bile olsan beni burdan kaldıramazsın"

Kız tam saçma zırvalıklarına devam etmek için ağzını açacakken hoca geldi ve herkes ayağa kalktı.

Hoca "Sara, kızı rahat bırak. Derslerin bu kadar kötüyken uğraşcağın tek şey ödevin olmalı. Ve kimse senin kim olduğunu meraka temiyor. Anla artık"

Demek kızın adı Sara'ydı. İsmi de kendi gibi gıcıktı.

Tam yanıma kimse oturmadığı için sevinecekken kapıdan sarışın mavi gözlü kısa ve hafif tombul dünya güzeli bir kız girdi ve gelip yanıma oturdu. Umarım Sara gibi gıcık biri değildir diye geçirdim içimden.

İlk ders bitti. Teneffüste dışarı çıkarken derste fark etmediğim birini gördüm . Koyu kahve saçları vardı gözleri ise elaydı uzun ve yapılı bir vücudu vardı. Acayip YAKIŞIKLIYDI.

Sara çocuğun yanına gidip "Naber canım" dediğinde tüm yakışıklılığı bi anda kayboldu.

Okulda biraz dolaşıp sınıfa girdim. Teneffüs acayip uzundu ve bu beni mutlu etmişti. Yanımda oturan kızla tanışmaya karar verdim. Konuşkan görünmüyorde ama yinede şansımı denemek istedim

"Merhaba, ben Anna. Tanışmak istermisin. Eğer istemzsen sorun değil. Kendi başımın çaresine bakarım. Ne kadar da boş konuşmuştum. Bi an için kendimdem iğrendim.

Cıvıltılı bir sesle "Ben aria" dedi. " Tanıtığıma memnun oldum" dedim