@zero__
|
Abimle üçüncü menemenimizi yiyorduk. Tabak değil. Porsiyon değil. Tencere. Evet. Abim biraz ‘AYI’ olduğu için. Ve baktık biz bu işi ilerletiyoruz bebe saat altı olmuş herkese yaptık ve biz yemeye devam ettik. Allah’ım sana şükürler olsun ki yiyip yiyip kilo almıyorum. Bir anda mutfağa elinde boş sürahi ile babam girdi. Bir gözü kapalıydı. “Ne yapaysinuz uşaklar?” Diye sordu. Evde şive, dışarda İstanbul Türkçesi. “Menemen, yaptık yiyoruz.” Dedi abim ve anlam girdi mutfağa. “ALLAH’IM!” Diye bağırdı. Abim umursamadan yemeye devam etti bende suyumu içtim. “RÜYA DEĞİLMİŞ!” Dediği an güldüm. “Lütfen rüyanda Menemen görmediğini söyle abla…” dedim kahkahalarımın arasında. Babam ve abimde söylediğime güldüler. “Gördüm. Kokusunu bile alıyordum meğer siz yapmışsınız. Canım velet kardeşlerim benim.” Abimin ona bir bakışı vardı. “Ahsen. Biz ikiziz Ya hani.” Dedi. Ablam dil çıkarttı. “Ben senden önce doğdum.” Annemin sesini duydum. “İkizlerden ikinci doğan daha büyük olurmuş.” Abim sırıtarak ekmeğini tabağındaki menemene bandırdı ama bilekliği düştü. Güzelim menemenin içine… Ablamın kahkahasını duydum. “Ne oldu Arden?” Dedi gülerek. “Neyse, doymuştum zaten.” Dedi. Bende doymuştum. İkimiz de ayağa kalktık. “Ha bu arada şu görmüş olduğunuz tencere bizim yaptığımız üçüncü menemen tenceresi.” Dediğinde annemin gözleri kocaman açıldı. Abim bana baktı. “Hadi kız, bugün benimsesin. Zaten okulda yok.” Tam itiraz edecektim ki bağırdı, bana doğru eğilerek. “HAYDEEE!!” Kulaklarım… Sizi çok seviyorum. Odama gittim ve dolabı açtım. Ne giysem? Yeşil olan cropu mu giyse- AHA! Buldum! Odamdan çıkıp abimin odasına daldım. “Beraber kombin yapalım!” Diyerek girdim içeri. Çıkardığı tişörtü suratıma fırlattı. “Tamam. Git yeni sipariş ettiklerimizi giy. Bende onları giyeceğim.” Başımı heyecanla salladım ve odama gittim. Dolabımdan siyah renkli, dikiş yerlerinde beyaz detayları olan tişörtü çıkardım. Ve beyaz renkli, aynı şekilde dikiş yerleri siyah çizgili pantolonumu giydim. Üstüne de beyaz gömlek. Abim tam tersi renklerde bir kombin yapacaktı. Makyaj yapmadım. Sadece dudağım fazla kuru göründüğü için parlatıcı sürdüm. Hafif allık… Saçlarımı mükemmel bir örgü yaptım. Sağ taraftaki saçlarımın yarısını diğer tarafa aldım ve çok sıkı iki örgü yaptım. Sonra bir yerden sonra o iki örgüyü birleştirdim ve biraz daha uzattım örgüyü. Ardından bağladım ve saçımın geri kalanını tekrar o örgülerin üzerine örttüm. Çok güzel oldu ya. Saçım da çok uzun olmadığı için harika olmuştu. (**Yazar Notu: Saç modeli benim çok sevdiğim bir model lakin hiçbir yerde fotoğraf yok ve tam olarak anlatamayabilirim. Özür dilerim.) Abim aniden odaya girdiğinde yerimden sıçradım. “Güzel olmuşsun he…” dedi. “Ahsen niye senin gibi özenmiyor kendine ya? Tipi berbat. Hep bakım yapıyor ama bir şey değişmiyor.” Dediğinde ablamın “ARDEN!” Diye bağırdığını duydum. “Koş koş koş!” Dedi abim. Onun beyaz ve benim siyah ayakkabılarımız vardı. Çok uyumluyduk be… Kombinin tek sorunu ne söyleyeyim mi? Onun Pikachu’lu ve benim Winx’li çorabım. *** Bir kafeye geldik ve cam kenarındaki bir masaya oturduk. Kendimize kahve söyledik ve ben bir şey fark ettim. Abimin sol arka çaprazında kalan iki kız ona bakıp konuşuyordu. TALİBİN ÇOK ABİM! “Arkana sol çaprazına bak.” Dedim ve telefonumu elime aldım. Arkasına baktı ve bana döndü. “Uğur getirdin lan bana. Şimdi geliyorum.” Dedi ve o masaya doğru gitti. İnsanların yüzde ikilik kısmı abim kadar değerimi bilseydi bu kadar dert yanmazdım hayattan. Ah ah… Hazırcevap: Kız seni alan yaşadı. Hazırcevap: Dertlerini de boşadı. Hazırcevap: Mest oldu. Hazırcevap: Vallahi jest oldu… Siz: Mustafa Sandal ha? Siz: İlk aşkım… Hazırcevap: Biliyorum. Siz: WTF!? Siz: Nasıl? Siz: Bunu sadece abim biliyor… Hazırcevap: Abinin sosyal medya hesaplarını takip etmiyorsun değil mi? Hazırcevap: Ya da engellediniz birbirinizi? Siz: ABİMİN TAKİPÇİSİSİN! Hazırcevap: Evet, abinin 23,5K takipçisinden biriyim. Siz: Ben o detayı unutmuşum Ya… Siz: Engellemeden önce 15K takipçisi vardı ya. Hazırcevap: Yine de bulamazdın beni. Siz: Maalesef… Yazdım ve biri telefonu elimden aldı. Abim. “Bakalım kimmiş bu konuşurken şekilden şekile girdiğin insan evladı.” Kızlar da bize bakıyordu. Sabır. Hayır! LÜTFEN İLK MESAJDAN OKUMA! Yo… O mesaja gelmedim de. ”Benim olana zarar gelsin istemem…” diye mırıldandı abim. “Kim bu embesil ve niye konuşuyorsun?!” Diye sordu. ”Bilmiyorum. Zaten öğrenmek için konuşuyorum. Okuldan biri ayrıca tanıştığım biri.” Dedim. “Ama kim bilmiyorum. Fazla sosyalim…” diyerek gülümsedim. “O embesil evladını buluyoruz ve bitiriyoruz. Tamam?” Diye sordu. Aslında redd gibi bir şansım yok benim. Başımla onayladım. “Şimdi o masaya gel.” Dedi ve çantamla telefonumu alarak o masaya gitti. Kızları olduğu masaya. Lan! Tuğkan değil mi o masadaki çocuk? Ayağa kalktığım an yere kapaklandım. Birkaç kişinin bana güldüğünü duydum. Sonra da abimin sesini. “Bir kickboks antrenörü tarafından darp edilmek sizde güzel bir tecrübe olur sanki(?)” Canım abim. Bende bıraktığı korkutucu etkiyi biliyor Ya o yüzden hep bunlar. |
0% |