@zero__
|
Öz ailem beni bırakmamakta kararlı olduğu için beni yanlarında götürmüşlerdi.
Lüks, siyah, Mercedes bir arabaya binmiştik. Güzel. Asaleti severim.
Sedef hanım bana bir çok şey anlatıyordu. Fakat tek dikkatimi çeken şu cümlesiydi. "...Ve ayrıca beş tane abin var..." beş mi? Be beşi Ya? Sedef hanım bir tane yetmiyor muydu niye beş tane!?
"Sedef hanım durun bir dakika." Dedim. Sesimi duymanın heyecanıyla durdu ve ne diyeceğimi merakla bekledi. "Beş tane abim mi var?" Güldü.
"Evet. En büyük abin; Bartu, diğer abin; Vural-diğer ismi Enzel ama pek kullanmıyoruz- diğer abin; Adal, diğer abin; Mert. En küçük abin: Demir." Ne?
Eda hep abimiz olsun isterdi. Senin isteğini ben gerçekleştireceğim kardeşim. "Biliyor musunuz Sedef hanım, ikizim Eda hep abimiz olsun isterdi." Dediğimde gözlerimdeki yaşlar firar etti. Sedef hanımda benim gibi duygulandı.
Araba durdu. Sedef hanım elinin tersi ile gözlerini sildi. Ben buna gerek duymadım. Kapı açıldı. Murat bey kapıyı açmıştı. Başka bir arabayla gelmişti. Ya- ah! Boş versenize.
"Hanımlar? İyi misiniz?" Başınızla onayladık. Arabadan ilk ben indim. Sonra da Sedef hanım.
Karşımda duran eve baktım. Harikaydı... tıpkı hayallerimizdeki ev gibi. 'Söz veriyorum kardeşim, senin için de mutlu olacağım.'
Eve girdiğimizde Murat beyi takip ettim. Evin oturma odası olduğunu düşündüğüm yere geldik. Çok güzel...
"Baba?" Bu ses çok gür ve toktu. Beni korkutmaya yetiyordu. "İkizler... yoksa..."
"Evet Bartu, tahmin ettiğin gibi."
"BABA SEN BUSE VE ŞULE'Yİ BIRAKIP NASIL TANIMADIĞIN BİRİNİ GETİRİRSİN?" Bağırması beni irkiltmişti. Beni korkutuyordu. Çenem titremeye başladı. Oturan diğer abilerim öfkeliydi.
Biri hariç...
Beni soran gözlerle süzdü ve inceledi. Oturanlardan biri daha ayağa kalktı. "ANNE! SEN BUSE VE ŞULE'Yİ NASIL BIRAKIRSIN? VE BU KIZI NASIL GETİRİRSİN?" Lütfen bağırmasınlar!
Diğeri konuşmaya devam etti. "HEM İKİZİ NEREDE?" Bağırmayın! Tan bir şey daha söyleyecekken beni süzen kişi buna engel oldu.
"Bağırmayın. Ne söyleyecekseniz sakin bir şekilde söyleyin." Bartu güldü. Ama ardından hemen ciddi tavrına tekrar büründü ve dişlerinin arasından konuşmaya başladı.
"Şaka mısın!? BU KIZ KARDEŞLERİMİZİN YERİNE GÖZ DİKMİŞ BİRİ."
"CİDDEN, ARAMIZDA MANTIĞINI YANLIŞ YÖNDE KULLANACAK EN SON KİŞİ BİLE DEĞİLDİN!" Halen bağırıyorlardı ve bunu yapmaya devam ederlerse dizlerimin titremesinden sonra ağlayacaktım.
"Bağırmayı kesin!" Bartu tam bana doğru yürüyüp bir şey daha söyleyecekken ayağa kalktı ve onun kolundan tutup sertçe kendine çekti. "Farkında mısın bilmiyorum ama o kız korkuyor." Bartu bana baktı. "O kız nasıl bir ailede büyüdü bilmiyoruz. Belki bu yüzden diğer kardeşimiz yok. O kız senin bağırmandan korkuyor. Haklı olarak. Sesin gür, kalın ve tok. Onu korkutuyor. Ve eğer bağırmaya devam ederse kriz geçirebilir." Derin bir nefes aldı. "Bunu sana bir psikolog olarak değil, iyi bir gözlemci olarak söylüyorum. Bağırma!" Ona minnetle baktım.
Herkesin gözü benim üzerindeydi. Ben onalara alınabileceğimi sanmıyorum. Özellikle de Bartu'ya. Ama beni savunan ve adını henüz bilmediğim abimi seveceğimden eminim.
Yani umarım... |
0% |