Yeni Üyelik
14.
Bölüm
@zero__

"Hayır!"

 

"E. V. E. T. BİTMİŞTİR!"

 

"İSTEMİYORUM!"

 

"ADA!"

 

"ÖMÜR!" Şu anda paintball için Ömür ile kavga ediyorum. Ona istemediğimi söyledim. Fakat o kızda keçi indaından daha başka boyutta bir inat var.

 

"Bak kızım, abinlerde gelecek. Canım sevgilim ve Mert." Dedi. Bu her şeyi değiştirir.

 

"Peki." Dediğimde afallamıştı. Telefonu suratına kapattım ve "Savaş..." Diye mırıldandım.

 

Eda hep abisi olmasını ve onlarla her türlü şekilde savaşmayı istiyordu. Şimdi ben onun, ikizimin hayalini gerçekleştirmek için burdayım.

 

*

 

Paintball için bir alana gelmiştik ve oyun için bir takım şeyler giymiştik. Ay yemin ederim bunaldım. "Sude." Dedi Mert, Alper'e doğru. Alper ona onu öldürecekmiş gibi baktı.

 

"Kapa çeneni, Mert!"

 

"Ne dedim ya? Sude dedim. 'Su' ya da 'H2O" diyebilirsin. 'Hidrojen peroksit' de diyebilirsin yani. Sen ne anladın Alper'im?" Dedi imalı imalı.

 

Demir, "Daha soğuğu yapılana kadar en soğuğu bu." Dedi. Espriyi kullanacak gibi duruyordu. Semih bıkmış gibi duruyordu.

 

"Başlasak mı beyin yoksulu topluluğu?" Bana döndü, "Sen hariç."

 

Mert ve Demir ona onu öldürmek istercesine baktılar. Mert en sonunda; "Kardeşime mi yürüyorsun lan sen yavşak?" Dedi bi' anda.

 

"Ne alaka oğlum," diye savunmaya geçti Semih. "Kız iki saattir benim gibi mal mal bıkmış bir edayla bakıyor. Şu ana dek sinirlerine iyi hakim oldu yemin ederim," derin bir nefes aldı. "Bu kız ile şu anda burada isteksizce ve mecburen bulunan tek kişileriz. Anlıyorum onu. Kapiş?" Dedi ve elindeki paintball silahını ona doğrulttu.

 

Sonra Semih ile beraber güldük. Sonra Ömür sevgilisinin yerin dibine girmesine izin vermediği dayanamadığı için başlamamızı önerdi. Ardından dağıldık.

 

*

 

Tam yarım saattir dolanıyorum ve diğerlerini arıyorum. Yok arkadaş, kayboldular. Bıraktılar beni.

 

Boş boş ve yavaş yavaş yürürken karşıma Alper çıktı. Onunla göz göze geldik ve bir kaç saniye boş boş birbirimize baktık.

 

En sonunda Alper, "İki kişi çok sıkıcı olur." Dedi ve silahını bana doğrulttu. Onayladım ve bende silahımı doğrulttum. "Üç dediğimde." Başım ile onayladım yine. "Bir... İki..." Silahlarımızı ateşlememiz de üç oldu.

 

Yanıma geldi ve elini omzuna koydu. Başladığımız alana doğru yürümeye başladık. Vardığımız zaman üstümde bana fenalık getirecekmiş gibi hissettiğim oyun elbiselerini çıkardım.

 

Alper de aynı şekilde. "Kulübeye bırakalım," dedi ve kulübeye doğru yöneldik.

 

Eşyalar onun elindeydi. Ben kapıya yönelip kapıyı açtım ve... Açmaz olaydım. Alper elindekileri düşürdü. Karşımızda şu an dudak dudağa öpüşen çifte kumrular Demir ve Ömür vardı. Bizi görünce ayrılmışlar idi ama Ömür'ün pembe ruju abimin dudağındaydı.

 

Ve taşmıştı.

 

"Alper tut beni." Dedim ve dizlerimi büktüm. Alper beni tuttu ve oda yere oturdu. "Ne suçum günahım vardı Alpeeerrr." Diye feryad ettim.

 

"Bu gözler daha ne görecek Adaaa?" Diye bana katıldı.

 

Ömür ve abim Demir bize şok olmuş gibi bakıyorlardı. Utanmazlar.

 

Utanmaz arlanmazlar.

 

Edepsizler.

 

Oyun ayağına yaptıkları şeye bak.

 

Ayıp.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%