@zero__
|
Yeni ailemin bana hazırladığı yeni odada oturuyorum. Bir saat önce yaşadığım korkudan sonra ne bir şey yedim ne de bir bardak su içtim.
Kapım çaldı. Kim gelmişti? "Girin!" Kapı usulca açıldı ve Bartu içeri girdi. Hızlıca ayağa kalktım.
"Ada..." adım onun dudaklarından pişmanlıkla dökülmüştü. Bana doğru yaklaşmaya başladı. Ben kapının tam karşısındaki masaya doğru geri geri adım atmaya başladım.
Fakat masaya çarpıma durmak zorunda kaldım. "Özür dilerim. Ben sadece onlara çok düşkündüm." Diye açıklama yaptı. Beni belimden sardı.
Bir an ona sarılarak karşılık vermeyi düşündüm. O çenesini omzuma koydu ve güldü. "Benim dediklerime inanma küçük kız." Bir anda gerçekten ciddi olduğunu sanmıştım.
Beni belimden tutup masaya oturttu. Başını kaldırarak yüzüme baktı. "Kural bir: Şule ve Buse'nin yerine geçtiysen eğer, Bartu Timurtaş seni asla kabul etmeyecek ve sana söylediği hiçbir sözde ciddi değil." Dudağının sol kısmı yukarı doğru kıvrıldı.
Gözlerinde intikam vardı. Aynı duyguyu ikizim öldüğünde kendimde görmüştüm.
"Hadi gel, aşağıya inelim. Yemek için bizi bekliyorlar." Dedi. Elimi tutup inmeme yardımcı oldu. Elleri belimi arkadan ikinci kez sardı. Çenesini omzuma koyarak sessiz bir şekilde konuşmaya başladı. "Benden korkmuştun değil mi? O zaman korkmaya devam et!" Bu yutkunmamak sebep olmuştu.
Bir süre bu pozisyonda kaldık. Anacı neydi? Bana güven vermek mi? Beni korkutmak mı?
Seni çok özledim be Eda... Bana hep 'Kork!' Derdin ama ben şimdi korkmak istemiyorum.
"Hadi gidelim." Dedi ve boynuma bir öpücük bırakıp benden ayrıldı. Neden yapıyor bunu? O benim abim değil mi?
Aşağıya indim. Gergindim. Bu yüzden alt dudağımı kemiriyordum. Masaya yaklaştığımda alt dudağımı kemirmeye devam ettim. Bana bağıran diğer abim alayla bana bakıp güldü. "Ne o? Acıkınca dudağını kemirip kendini avutuyor musun?" Beni koruyan dışında diğer abilerim de gülmüştü.
Ne annem ne de babam burada olduğu için diledikleri gibi konuşuyorlardı. "En azından o sadece kemiriyor, Adal. Senin gibi yeme bozukluğu yok!"
"Vural!" Bartu sinirle söylemişti bunu, dişlerinin arasından.
Vay! Demek çok seveceğim abimin adı Ural'dı. Sevdim.
"Ne var Bartu? Yalan mı? Ha sen Ada'nın bilmesini istemiyorum, şimdi anladım. Peki şu kıza bakar mısın? Duygusuzlaşmış biri eline geçen kozu umursar mı? Ya da şöyle sorayım; eline bir koz geçtiğini fark eder mi?" Yine hepsi bana baktı.
Ben dudağımı kemirmeye devam ettim. "Ve ayrıca, şu anda gergin olduğu için dudağını kemiriyor. İstemsiz." Diye bir açıklama daha yaptı.
Gerçekten, niye durduramıyorum?
"Annem ve babam nerede?" Bu soru benden pek de büyük olmayan kişiden gelmişti. Demir olabilir.
Bartu yerinde gerinerek açıklamada bulundu. "İşleri var. Sadece bunu söylediler." Elerini masaya koyup devam etti. "Akşama kadar gelebilme ihtimalleri yokmuş." Bunu bana bakarak nefret solu gözlerle söylemişti.
Başımı öne eğmeye uygun buldum. Biri elini çeneme koyarak başımı kaldırdı. "Timurtaş soyadını taşıyorsan, başın hep dik duracak. Bu arada ben Mert. O Demir." Tahminim doğruydu. "Diğer üçünü zaten tanıyorsun. Onların arasında bir yaş var. En küçükleri Adal. Adal ile aramda beş yaş var. Demir benden bir yaş küçük. Sende Demir'den bir yaş küçüksün." Vural abim hariç diğerleri ona öldürücü bakışlar atıyordu.
"Ne var? Bizi tanımadı gerekiyor. Hele ki biz abilerini. Gerçi sadece Vural abime abi diyecekmiş gibi ama neyse." Saate baktım. Dur bir dakika! Okulum?
"Sorun ne?" Soru Bartu'dan gelmişti.
"Okul?" Diye ben de bir soru yönelttim.
"Beraber gideceğiz. Mert mezun oldu fakat kaldırım mühendisliği okuyor. Ben de bu yıl kurtulduğumuz matematikçi yüzünden sınıfta kaldım. Okul benim ama sınıfta kalıyorum." Sonra durdu. Düşündü. "Harbi lan! Nasıl?" Bu gülmeme sebep olmuştu.
Hepsi bana baktı. "Vay! Gülünce güzel oluyormuşsun!" Demir'in sözü ile soluma döndüm.
Adal, "Kendileri süzme salaktır." Bartu güldü.
"Sende bir DNA testi ister misin? Kim bilir belki de benim gibi evlatlıksındır. Ya da boş ver. Ada ile aynısınız. Ada DNA testi taptırdı ve bu ailenin çocuğu. Hem tip hem de huy olarak aynısınız." Dedi Bartu.
Tabağındaki şeylerden biraz yedim! Dur bir dakika! Yukarıdaki hal ve hareketlerinin sebebi öz abim olmaması mıydı yani? Ne demek oluyor bu?! |
0% |