@zero__
|
"Ebenin-" Arsen söyleyeceği sözü devam ettiremedi çünkü ben buradayım.
"Arsen, lütfen. Sadece bir oyun işte." Dedim sakin kalması için.
"Bak Ada'cığım. Bu oyun sıradan bir oyun değil. Oyunun adı League of Legends yani bu oyunda sinir krizi geçirme ihtimalin çok yüksek." Hadi ordan!
"Abartıyorsun." Bana baktı. Ciddi bir devlet adamı edasıyla. Tek kaşını kaldırdı. Benim ciddiliğimi sorguluyordu. "Ciddiyim."
"B- AHA!" Dedi ve bilgisayar ekranına tekrar döndü. Oyun hakkında onun sayesinde az çok bir bilgim olmuştu. Sadece iki gün yetmişti. İki gündür buradayım.
Ve yalnızlığını hissetmiyorum ikizim. Sanki buradasın. Senin kokun... Sesin kulağımda çınlıyor. Neşeli kahkahanı hatırlıyorum.
Seni özledim.
Ama burada özlemini hissetmiyorum.
Arsen, düşman sahasına girmişti. Sırasıyla şunları duydum:
"İkide iki."
"Üçte üç!"
"DÖRTTE DÖRT!"
"Katliam..."
Arsen bu oyunda cidden iyiydi. Saate baktım. Geç oluyordu ve uyumam lazımdı. Yarın okul var. "Ben uyumaya gidiyorum."
"Okay!"
Bana verdiği odaya geçtim ve pijamalarımı giydim. Daha doğrusu Arsen'in sweetini ve kendi pijamamı. Çok güzel kombin. Yatağa uzandım ve telefon çaldı.
Uykum vardı ve kimin aradığına bakmadan telefonumu açtım.
"Alo." Dedim. Karşıdan bir süre ses gelmedi.
"Aşağı in." Batu! Hayır!
"N-ne?"
"İn aşağı!"
"Neden?"
"Dediğimi yap Ada. Gerisini sorgulama."
"T-tamam." Telefonu suratıma kapattı. Beni bulmuştu. Bu kadar kolay bir şekilde.
Arsen'e bahane uydurmam lazımdı. "Arsen!"
"Hııı..?"
"Ben noodle almaya gidiyorum."
"Var zaten."
"Sebzeli yok!"
"Tamam!" Sonra küfrettiğini duydum. Bu oyun cidden beterdi.
Aşağı indim. Bartu'nun siyah BMW markalı arabasını görmemek imkansızdı. Diğer arabalara kıyasla dikkat çekiciydi.
Onun arabasının yanına gittim ve bindim. Arka koltuğa. Ona baktım ama o bir süre bana bakmadı. "Özür dilerim..." diye fısıldadı. Hüzün ve pişmanlıkla. Ayrıca... Sesi titriyordu.
Ona baktım. Çenesini tutup bana bakmasını sağladım. Gözlerinde o kadar çok duygu vardı ki okuyamıyordum. Ona doğru yaklaştım ve yüzümü de şu an pürüzsüz olan yüzüne yaklaştırdım. Ne yapacağımı anlamıştı.
Ah. Keşke bunu neden yaptığımı da bilseydim.
Dudaklarımız buluştuğunda ellerimi boynuna sardım. Oda belime. Sonra beni kendisine biraz daha yaklaştırdı. Şu an benden yana bir sorun yok.
Oğuz beni öptüğü zaman da böyle hissetmiştim. Düzeltiyorum; Şu an daha yoğun ve bambaşka şeyler hissediyorum.
Bartu benden uzaklaştı, nefes almak için. "Neden yaptın bunu Küçük kız?" Yutkundum.
"Bilmiyorum. Ama yaptım." Güldü. "Özrün kabul edildi." Dedim ve ikimiz de güldük.
Sonra dudaklarımı ona teslim ettim.
Ruhunu şeytana satmak gibi...
|
0% |