Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@zeybik_yz

Alparslan tek elini belime sararak beni kendine yasladı.

"neydi o cilveli haller yavrum. Hiç mi acımadın bana"

 

Dudaklarıma doğru konuşuyordu onun verdiği nefesi ben alıyordum dudaklarımızın arasında milimler vardı şuan

" niye acıyayım kii yoksa minişle yaptığımız şovu beğenmedin mi"

 

Yalancı bi şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırarak sorduğum soruya gözlerimin içine büyülenmiş gibi bakıp gülerek cevap verdi. Gözleri yüzümün her yerinde santim santim geziniyordu.

 

"Efsun"

 

İsmim dilinden ihtiyaçla dökülmüştü. Alnını alnıma yasladı bir süre nefeslerimiz birbirine karıştı.

 

"efsun.. gidelim kendimi tutamamaktan korkuyorum"

 

Elini başımın yanından saçlarıma sertçe indirirken söyledi bunu ve geri çekildi gözlerime baktı tam arkasını dönecekti ki kolundan tutup kendime çevirdim. Anlamaz şekilde bana bakıyordu.

 

Ellerimi omuzlarına koydum bir yandan da yavaşça okşuyordum.

"ama alparslaan"

Dedim mahsunkar çıkarmaya çalıştığım sesimle

 

"söyle, alparslan sana kurban olsun söyle"

 

Ses tonu şuan öyle bir kıvamdaydı ki bu tonla bana her istediğini yaptırabilirdi. Hem talepkar, davetkar, hemde muhtaç gibi.

 

Ellerimi göğüslerine indirdim biraz sever gibi okşadım. Göğüs uçlarında işaret parmağımla daireler çiziyordum. Gözlerimi gözlerinden bir an olsun ayırmıyordum.

 

dudaklarımı yaladım ve

"yoksa benden kaçıyor musun doğru söyle sana dokunmamı istemediğin için mi hı"

 

Bu seferde sesimi küskün çıkarmaya çalıştım oltaya gelmiyo bu deli işim zordu cidden .

 

Nefesleri hızlanmıştı arada ellerimi karın kaslarında gezdirip tırnaklarımı batırıyor yine göğüslerine çıkarıyordum.

 

" yavrum iyi şeyler olmaz diyorum. Senin saçının telini incitmekten korkan ben sana hoyratça dokunmak için böyle sabırsızken o minik ellerin üzerimde gezerken nasıl zorlanıyorum bir bilsen ama henüz değil bebeğim henüz değil.

 

Ben bile çok fenaydım şuan o bana bu şekilde dokunsa burdan çeviremezdim bile ama adam bana mısın demiyordu yahu. Bana dokunsun istiyordum şuan amacım aklımdan çıkıyordu.

 

Göğüs uçlarını sıktım parmaklarımla kendime doğru çekiştirdim bu hareketimle ufak bi hırıltı bıraktı.

 

"hıh korkuyorum demiyosu-"

 

Elleriyle beni kendine yapıştırarak dişleriyle alt dudağımı çekiştirdi ve bıraktı. Dudaklarımız birbirine değiyordu, nefes verdikçe ikimizinde ağzı açılıp kapanıyordu.

 

"beni zorlama güzelim ateşli çıkarsın"

 

"ya zorlamak istiyorsaam"

 

Fısıltıyla söylediği şeye fısıltıyla cevap verdim. Ve söylediğimle beni kucağına alması bir oldu.

 

Düşmemek için bacaklarımı beline dolayıp ellerimi omzuna koyup neşeli bi kıkırtı savurdum.

 

Bu halime gülüp başını boynuma gömdü ve kulak dibime öpücük bıraktı.

 

Gülüp huylandığım için başımı çevirdim ki hiiih dideee.

"alparslan alparslan indir beni çabuk"

 

"ne noluyor kızım birden"

 

"indirsene be adam kızı unuttuk kızı"

 

Omuzuna vurarak söylediğim şeyle beni bıraktı

"off yaaa çocuğun yanında düştüğümüz hallere bak naptık biz yaa" dide'yi kucağıma alarak söylendim.

 

"abartmasan mı yavrum sanki seni yatakta altıma almışım gibi konuştun"

Diyerek göz kırptı arsız.

 

"esra sesleniyo duyuyo musun gidelim artık anlaşılmasın"

Aceleyle konuşmama karşı yüzü düştü

 

"anlaşılsın Efsun anlaşılsın. Benim kimseden kaçtığım yok ayrıca bu belirsizlik çok uzadı bu akşam kesinlikle konuşacağız bu sefer kaçışın yok.

 

Dudaklarımı dişleyerek kafa salladım.

 

" Kızım nerdesiniz siz kaç dakikadır bağırıyorum"

 

"Geldik işte esra öyle bi gezintiye çıkardık sulusepkeni ne var ne yok diye"

 

Gözlerimi kaçırarak esraya verdiğim cevap onu tatmin etmedi.

 

" denize girmeye geldik ve sen tırnak içinde söylüyorum abim ve minişle dağ taş gezeyim dedin hı"

 

"aa bu ne sorgu canım yeter hadi denize girelim"

 

"kaç bakalım Efsun hanım kaç"

 

Esranın yüzüme bakıp söylediklerinden sonra denize girdik hep beraber. Minişin kolluklarını takıp simite koyduk hem onunla oynuyor hem yüzüyorduk.

 

"halatlara kadar yarışmaya ne dersiniz gençler"

 

Abimin sorduğu soruyla tuğrul abi esraya döndü sanırım vereceği cevaba göre oda karar verecekti.

 

Ee yerin kulağı varsa bizimde gözümüz var tuğrul abicim.

 

"ne bön bön bakıyosunuz lan hadi"

 

"sahne sizin beyler benim küçük hanımla ilgilenmen lazım değil mi prensesim"

 

"lan sende kazanamam çocuğu bahane ediyorum demiyosunda"

 

"siktir lan siz daha çizgiye varmadan ben dönüyo olurum"

 

Alparslanın abime göz kırparak söylediği şeye güldüm haklıydı çünkü profesyoneldi ama tuğrul abi ve abimde öyleydi.

 

Küçükken üçüde yüzme kulübüne gitmiş şehir dışında yarışmalara katılmışlardı ve bi çok madalya kazanmışlardı.

 

"siz dördünüz yarışın ben dide'ye bakarım zaten yoruldum "

 

Tuğrul abi hemen kabul etti esra da bana emin misin bakışı attı ve eminim anlamında göz kırptığımda oda kabul etti.

 

Onlar yarışa başladığında ben dide'yi alıp denizden çıktım. Kurduğumuz sandalyeye oturdum çantamdan güneş kremini alırken bir yandan da dide'yle konuşuyordum.

 

"seni kremleyelimde sonra bize ağlama küçük hanım... Hııh tamaam bacaklarınada sürelim pamuk tenin yanmasın pamuk kızım benim ya "

 

Kremlemeden önce üstünü çıkarmıştım şimdi diğer takımını giydirecektim evet sıcaktı ama üzeri ıslaktı belki hasta olurdu.

 

"kız sulusepken seni vura vura sevmek istiyorum ben mıncırsam şu etlerinii allahımm" göbeğinden öperek mayosunu da giydirdim. Şapkası ve gözlüğünü de takıp kucağıma yatırdım tekrar uyuyacaktı muhtemelen çünkü su onu yormuştu.

 

 

 

Sulusepken:)

 

Abimler hala yüzüyordu. Gözümden kaçmayan bi detaysa esrayla hep yan yana yüzen alparslan abiydi. O bi jet gibi hızlı yüzer ama esrayı hiç geçmedi yarışta sanırım esranın iyi bir yüzücü olmadığını bildiği ve derinlere doğru yüzükleri içindi. Sezgilerim beni yanıltmayacak gibi duruyordu.

 

"aşk olsun Efsun böyle kaçamak yapıp bizi çağırmıyosunuz ha çok darıldık size"

 

Arkamdan omzuma dokunup konuşan kişiyle şoka uğradım. Arkamı döndüm yılan şehrazat ve semih abi ellerinde plaj çantalarıyla bana bakıyorlardı.

 

"sizin ne işiniz var burda hem burda olduğumuzu nerden biliyosunuz ki"

 

Evet sorum biraz kabaca olmuş olabilir ama şuan çok sinirliydim onlarla gelmek istesek zaten onlara söylerdik değil mi. Böyle davet edilmediği yerlere istenmediğini bildiği halde gelen insanlardan hiç haz etmiyorum.

 

"aa ayıp ediyosun ama tatlım sizin esra paylaşmış kucağındakini birde konum eklemiş e bizde dedikki biz neden onlara katılmayalım"

 

Göz kırpıp söylediğiyle sinirlerim iyice bozuldu şimdi tüm gün alparslanın dibinde bitecekti allahım sen bana sabır ver.

 

"Efsun sanırım yanlış yaptık habersiz gelerek"

 

Semih abinin beklentiye gözlerime bakarak sorduğu soru sinirlerimi iyice gerdi yok canım olur mu öyle şey başımızın üstünde yeriniz var.

 

"yok semih abi koy bizim değilya keyfinize bakın şaşırdım sadece beklemiyordum o yüzden"

 

Şehrazat iki ara bi dere bizim masaya kendi sandalyelerini de açtı ve şortunu çıkarıp yayıldı.

 

"ee canım alparslan nerde göremedim"

 

Şehrazatın sorduğu soruyla ona döndüm ki abisi de sert bi çehreyle ona bakıyordu.

Pot kırmıştı toplamaya çalışmasından belliydi.

 

"ay canım alparslan derken yani ya esra falan göremedim"

 

Küçümseyici tarzda yüzüne karşı gülümsedim

 

"gelirler birazdan denizdeler.

 

" sen neden girmedin Efsun "

 

" bende girdim semih abi ama biz yorulduk dide'yle güneşlenelim dedik "

 

" anladım, istersen şehrazat ilgilensin biraz bende şimdi gireceğim denize birlikte girelim "

 

Dediğiyle kaşlarım çatıldı. Semih abicim sen, ben, deniz bu üçlü ne alaka yani.

Tam istemiyorum diyecektim ki şehrazat söze atıldı.

 

" abi ya hayır ben çocuk falan bakamam. Bakıcılık yapmaya gelmedim buraya değil mi eğlenmeye geldim "

 

Gözlerini belerte belerte söyledikleri beni sinirlendirdi sen istesen bile ben minişimi sana verecek miyim bi sor bakalım.

 

"şehrazat teeyzesi korkma sen bak eğlenecene miniş zaten yabancılarla durmaz hemen ağlar "

 

Umursamaz bir şekilde omuz silkti. Bu kadın alparslanın yanında dide'ye yanaşmıyo muydu ya. vay cin şehrazat vay

 

Semih abi yanıma oturarak didenin yanaklarını sıkıp onunla konuşuyordu. Bebekleri severdi biliyordum ama şuan hoşuma gitmiyordu çünkü dide benim kucağımda olduğu için ister istemez yakın bir pozisyonda duruyorduk.

 

"Efsun ne tatlı değil mi bu kız baksana gözleri seninki gibi boncuk boncuk bakıyo"

 

Dedikleriyle şaşırırken alparslanın sesini duydum karşıya baktım

 

"cibiliyetini siktiğim"

Sanırım diğerleri fark etmemişti bu tarafa doğru geldiğini.

 

"oo sizi hangi rüzgar attı buraya semih bizi mi gördünüz"

 

Elindeki havluyla didenin üstünü örter gibi yaparak aslında benim açıkta olan bascaklarımı örterken konuştu. Dide kucağımda olduğu için göğüs dekoltem gözükmüyordu zaten.

 

Semih abi cevap vermeden şehrazat atladı lafa o arada diğerleri de geldiler zaten.

 

" e esra paylaşmış dide'yi konumda eklemiş bende o tatlı halini görünce gelip sevmek istedim hemde hep birlikte zaman geçiririz dedik"

 

Yalancı pislik kızın yüzüne bile bakmadın

 

Abim ortamdaki gerginliği fark etmiş olacak ki semih abinin omzuna kolunu atıp

"her neyse oğlum hoş geldinizde geç geldiniz yemek yiyip kalkacaktık bizde"

 

"e ama bizde geldiğimize göre birkaç saat daha burdayız değil mi"

 

Şehrazat beklentiyle alparslanın gözüne baka baka sordu ama alparslan oralı bile olmadı aferin aslanım aferin.

 

"e hadi o zaman masayı kuralım da yemek yiyelim"

 

Esranın söyledikleriyle tuğrul abi hemen cevap verdi .

 

"esra sen benimle gel arabadan yiyecekleri alalım"

 

Tuğrul abiye esrada bende şaşkınlıkla bakıyorduk çünkü esrayla doğru dürüst iki kelam etmeyen adam güzellikle bir şey sormuştu vay be.

 

"e tamam o zaman geleyim"

 

Esralarla abimde gitti. Bende kucağımda sulusepkenle ayağı kalktım uykusu gelmişti elleriyle gözlerini ovuşturuyordu. Kucağımda kendine rahat bir pozisyon bulamaya çalışıyordu.

 

Ayağı kalkınca üzerimizdeki havlu yere düştü alıp kenara koydum ve alparslanın delici bakışlarıyla karşılaştım.

 

"Efsun gel yanıma"

 

Yüksek sesle söylemişti, yanına gittim. Biraz uzaklaştık.

 

" pareon nerde senin yavrum, hatta onu boşver zaten içini gösteriyo şortunu üstünü falan giy böyle dolanma"

 

Aceleci ve sinirli şekilde söylemesi beni dediğini yapmamaya itiyordu aslında ama her nedense semih abinin yanında bende huzursuz hissediyordum. İkiletmedim tamam giyeyim hemen diye cevap verdim.

 

Alparslan diretmemi bekliyor olacak ki şaşırdı

 

"e itiraz etmiyosun"

 

"gerek yok çünkü sen dide'yi al bende şortumu falan giyeyim"

 

Dide'yi ona uzattım ama gitmemek için direndi. Uykusu da geldiği için şuan baygın balık gibiydi ve aşırı tatlıydı. Alparslan belinden tutup kendine çekerek ikna etmeye çalışıyordu.

 

"pamuk kızım benim babana gelmeyecek misin hadi gel"

 

"güzel kızım gel babaya baba seni uyutsun hı"

 

Ama dide mızırdanıp ıııı ıııı diye sesler çıkararak boynuma sarıldı iyice bu hali o kadar masum ve tatlı kii.

 

"ben yetmiyo muşum gibi kızımında gönlünü fethetmişsiniz hanımefendi"

 

Alparslanın gülerek söylediği şey çok hoşuma gitti.

 

"e şeytan tüyü varsa demekkii...e üstümü nasıl giyeceğim böyle"

 

Alparslan şortum ve tişörtümü eline aldı tişörtümü omuzuna attı ve yere eğildi.

 

"alparslan napıyosun"

 

" e şortunu giydireceğim"

 

"saçmalama biri görecek kalk hem ben giyerim"

 

"ya hadi kızım getir şu ayağını çok konuştun"

 

Alparslanın bu haline güldüm ve önce bir ayağımı sonra diğer ayağımı şorttan içeri geçirdim alparslanda yukarı çekti önünü kapatmadan önce şortun bel kısımlarından tutup beni ve dide'yi yukarı doğru kaldırdı.

 

"yaa alparslaan napıyosuun"

Gülerek söylediklerime oda gülerek karışılık verdi. Şuan 2 yaşındaki çocuğunun pantolonunu giydiren bir anne gibiydi.

 

"nee hoşunuza gitmedi mi yoksa bak kızım gülüyor"

 

Diyip tekrar kaldırdı. Kollarımda dide olduğu için harekette edemiyordum ama kahkaha atıyordum alparslan yere indirip bıraktı saçlarım yüzüme geldiği için bir elimle geri çekip yan döndüm. Yılan şehrazat bizi izliyordu.

 

Göz göze geldik gülüp göz devirdim ve alparslana döndüm. Şehrazatta arkasını dönüp gitti zaten

 

Alparslan önce tişörtümü başımdan geçirdi saç dişlerimden öpmeyi de ihmal etmedi tabii. Sonra bir şekilde kollarımı da soktu içine.

 

"kız sulusepken bizi soktuğun hale bak"

 

"kızım babasına yardım ediyo değil mi pamuğum "

Alparslan söyledikleriyle önce kızının boynundan öptü sonra benim boynumdan öptü koklayarak.

 

"yaa deli hadi gidelim gelmişlerdir"

 

Şehrazatın buraya alparslanın peşinden geldiği belliydi ama iyi ki de gelmişti eminim ki gördüğü görüntü ona bir şeyler anlatıyordu. Eğer anlamazsa ben çok güzel anlatırdım zaten.

 

Hep beraber sohbet ede ede getirdiğimiz yemekleri yiyorduk ama esra da bende sadece mıncıklıyorduk çünkü abimler denizdeyken biz acıkıp atıştırmıştık.

 

"Efsun sen hiçbir şey yemedin, beğenmediysen ton balıklı sandviç var arabada sen seversin getireyim mi"

 

Semih abinin söylediği şeyle hepimiz ona döndük.

 

"yok semih abi sağol yedik biz o yüzden"

 

Alparslanın kendi kendine homurdandığını duydum ama anlamadım.

 

Tuğrul abinin tabağındaki ton balıklı sandviçi esranın tabağına bıraktığını gördüm. Esra da ona bu ne der gibi bi bakış attı. Tuğrul abide karşılık olarak senin der gibi baktı. E bunlar konuşmadan bakışlarıyla işi götürüyoduyaa vay vaay.

 

Şehrazat yanında getirdiği termosundan bardağa kahve koyarak alparslana uzattı. Her yolu deniyo şeytan karı. Ama kahvesi sütlüydü alparslan filtre kahve içer reddetti onu gün böyle şehrazatın alparslana yanaşmaları ve ondan karşılık bulamamalarıyla devam etti.

 

"e o zaman denizde bi tur atıp gidelim biz"

 

Abim semih abiye söylemişti bunu çünkü onlar geç geldiğinden daha kalmak isterler diye.

 

"hep beraber kalkarız oğlum hava kararır zaten"

 

Abim denize doğru gidiyordu

 

"Efsun sen gelmiyo musun"

 

Semih abi sen niye ısrarla benimle birlikte denize girmek istiyosun bugün ya noluyoruz.

 

Alparslan bize taraf gelirken şehrazat konuştu hemde alparslanın koluna girerek.

 

"alparslaan hadi biraz yüzelim ya sen çok iyi yüzüyosun ben batmadan zor duruyorum bana yardımcı olursun değil mi"

 

Şuan ağzın yüzünü yayıp konuşarak tatlı olduğunu düşünüyordu muhtemelen ama maalesef şehrazatcım çok iticisin ve kartsın.

 

Alparslan kolundaki elleri çekerek konuştu :

 

"abinde iyi yüzücüdür öğretsin sana"

 

"kardeşim kız senden rica etti hem biz efsunla yüzecektik"

 

Nee semih abi niye böyle bi yalan söyledin sen şimdi. Alparslanın gözlerinde öfke ruh bulmuştu resmen öldürecek gibi bakıyordu semihe abiye.

 

"aa ne münasebet semih abi e sen şehrazat ablaya öğretsene... 40'a merdiven dayadın öğrenmen lazım senin şehrazat abla daha nasıl öğrenmedin bak iyi değerlendir bu fırsatı yaşlanınca zor oluyomuş öğrenmesi"

 

Büyük bir öfkeyle bana bakıyordu şuan üzerime atlayacak gibiydi.

 

Alparslan onun bir şey söylemesine fırsat vermeden

 

" hadi semih yüzmeye gelmediniz mi deniz orda kardeşim "

Dedi ve beni belimden destekleyerek ilerletti ve yerimize oturduk.

Herkes denize gitmişti esra ben tuğrul abi ve alparslan hariç.

 

Esranın kucağında uyuklayan dide'yi kucağıma aldım esra denize gitmek için almamı işaret etti gözleriyle.

 

"e bende son bi gireyim o zaman"

 

Alparslan uyarıcı bakışlar gönderdi esraya bu hayır demekti esra küsünce omuzlarını indirip ayağını yere vurarak

 

"of abi ya nedeen şu arka tarafa yüzeyim bari biraz"

 

"olmaz esra zaten doğru dürüst yüzemiyos-"

Alparslanın lafını bölen şey tuğrul abiydi.

 

"bende girerim esrayla son bi gireceğim zaten"

 

Alparslan tek kaşını kaldırdı

 

"ne var oğlum boğmam kardeşini can kurtaran gibi çocuğum icabında"

 

Sen onu benim külahıma anlat tuğrul abi ben asıl niyetini çoktan anladım ama bu zamana kadar nasıl fark etmedim bilmiyorum acaba esra fark etmiş miydi. Yok ya fark etse böyle deve kuşu gibi sırıtmazdı.

 

"hadi esra yürü"

 

Tuğrul abinin bariton sesiyle esra peşinden ilerledi.

 

Bir süre aramızda sessizlik oldu ikimizde denizi seyrettik daha doğrusu ben denizi alparslanda kızını ve beni seyretti. ardından alparslan sandalyesini bana yaklaştırdı önce eğilip kızının anlından öptü sonra gözlerimin içine baktı o kadar derin ve manalı bakıyordu ki anlımdan öptü.

 

"Efsun bi an önce aramızdaki bu belirsizliği bitirelim. Biliyorum adam akıllı konuşamadık oturup aklında soru işaretleri var ama kaçtın efsun artık kaçmana izin veremem"

 

Aramızdaki belirsizliği bitirmek demek resmi olarak bir ilişkiye başlamak demekti ama ben buna henüz hazır değildim ki.

Ne diyecektim şimdi?

 

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

 

Efsun nasıl bir yol izleyecek sizce

 

 

Loading...
0%