Yeni Üyelik
28.
Bölüm

28.Bölüm

@zeydib_

"Adam resmen piskopat!"

 

 

Fırat abiye doğru bakarak

 

"Keşke bıraksaydınızda orayı ona cehennem etseydim."

 

Kızlar bana katıldı. Baran arabayı evin önünde park etti

 

"Bıraksaydık öldürebilecek miydin? Vicdanın böyle birşeye-"

 

"O kadınların intikamını almak için öldürürdüm ve vicdanım gayet rahat olurdu."

 

Abim ile Ece arabadan inerek

  

"Biz içeriye geçeceğiz."

 

Hepimiz başımızla onayladık ve bizde içeri girdik.

 

 

𝐒𝐚𝐛𝐚𝐡

 

Elimi masanın üstünde duran salatalığa attım ve bir tanesini ağzıma attım.

 

"Kızlar salatalığa neden şeker koydunuz? Kültür şoku yaşadı salatalık."

 

Esma gülerek

 

"İkra'ya tuz at demiştim şeker mi atmış?"

 

 

İkra elindeki tavayı aldı ve masaya koyarak

 

"Bilerek atmadım ki. Ama durun bakayım bi tadı kötüyse erkeklere normali öyle diye kakalayalım."

 

Ece sıktığı portakalları bardaklara doldururken

 

"İkra gerçekten nasıl becerdin tuz ile şekeri karıştırmayı?"

 

"Hmmm.. E bu çok güzel."

 

 

"E sen ye o zaman?"

 

"Ha yok. Sadece ben değil hepiniz yiyeceksiniz."

 

Sesini kalınlaştırdı ve cadı gibi gülüp

 

"Hepinizi zehirleyeceğim."

 

Ardından 'hihihiha' gibi bir kahkaha attı. Tezgahın üstünden tostları alıp masaya koymak için arkamı döndüm ve erkeklerin kapının önünde bizi izlediğini fark ettim.

 

Fırat abi onları gördüğümü fark edince boğazını temizledi ve konuşmaya başladı

 

"Hanımlar, yardım edeceğimiz bir şey varsa söyleyin."

 

Ece Fırat abinin omzunu tutarak

 

"Yok abiciğim. Siz içeri geçin en iyisi bize yardım falan etmenize gerek yok."

 

Ben sırıtarak Cemal, Berat, Fırat abi, Abim ve Yusuf abiye teker teker hızlıca baktım

 

"Aslında var."

 

Baran gülümseyerek bana baktı

 

"Ben anladım galiba. Bu bakışı biliyorum ben. Kesin çikolatalı, çilekli ve muzlu süt isteyensin. Çikolatalı Esma ve İkra için , Muzlu Ece için ve son olarak çilekli ise tabiki senin için."

 

"Evet! Şimdiden markete gideceğiniz için teşekkürler."

 

Kaşlarını kaldırdı

 

"Markete gitmek? Kızım sen beni salak falan mı sandın? Ben bunu söyleyeceğini tahmin ettiğim için az önce hepsinden alıp geldim."

 

Berat Baran'ın kafasına vurarak

 

"Yalan söyleme lan! Az önce sipariş verdin ve geldi."

 

Baran Berata dönerek

 

"Berat, oğlum sen ispiyoncu musun?"

 

Cemal kolunu Beratın omzuna koydu ve Baran'a cevap verdi

 

"Geçende beni Yusuf abiye ispiyonlamıştı. Oğlum ne yapmaya çalışıyorsun cidden?"

 

 

Berat onlardan kaçarak yanıma geldi

 

"Aa ne yapmışımki?"

 

Kahkaha atarak Baran ve Cemal'e baktım

 

"Çocuk bir şey yapmamışki, yanlışlarınızı düzeltmiş."

 

Abim ile Ece ortalıktan kaybolmuştu. Ve kahvaltı çoktan hazırdı.

 

"Arkadaşlar, siz oturun ben abim ve Ece'yi alıp geliyorum."

 

Hepsi beni onayladı ve yerlerine oturdular.

 

Abimgilin nerede olduğunu biliyordum. Bahçedelerdi.

 

Bahçeye girdiğin anda gülmeye başladım. Ece abimi "posterlerimi yırtmayacaktın Emir!" diyerek kovalıyordu. Abim beni görür görmez arkama saklandı

 

"Zeynep, Allah aşkına beni şu minik cadıdan kurtar!"

 

"Abi kim bilir yine ne yaptın?"

 

Ece sesini yükselterek

 

"Kitap posterlerimi yırtmış!"

 

"Ne!? Abi sen delirdin mi?"

 

"Evet delirdim! Bir sorun neden yırttım?"

 

Ece derin bir nefes verdi

 

"Neden yırttın Emir?"

 

Abim sırıtarak ona baktı

 

"Canım sıkıldı ve minik cadı hallerini merak ettiğim için yırttım."

 

Ece abimin kafasına vurup

 

"Yenisini almazsan odanı dağıtırım."

 

Abim yine sırıttı

 

"Toplarım."

 

"Kıyafetlerini yırtarım."

 

"Yenisini alırım."

 

Ece abimin kafasına vurmak için hazırlanmıştı ki onu durdurdum ve

 

"Ece vurma ya,"

 

Abim sözümü kesti

 

"Canım kardeşim benim."

 

Gözlerimi devirerek Ece'ye baktım ve cümlemi devam ettirdim

 

 

"Ece vurma ya, zaten düzgün bir beyni yok birde vurunca zekası azalmasın."

 

Abim bağırarak

 

"Lan!"

 

Ece ve Ben gülerek ona baktık. Ben hemen abimin koluna girdim ve

 

"Abi şaka yaptım ya."

 

"Tamam kızım biliyorum."

 

"Ha bu arada çabuk yemeğe koşmamız lazım çünkü içerdeki canavarlar yemeği bitirebilir."

 

Ece kolumdan tutup beni mutfağa doğru sürüklerken

 

"Doğru, koşun bakalım!"

 

𝐊𝐚𝐡𝐯𝐚𝐥𝐭𝛊𝐝𝐚𝐧 𝐬𝐨𝐧𝐫𝐚

 

"Hadi gezmeye çıkalım."

 

Evde otur otur canım sıkılmıştı. Yusuf abi beni onaylayarak

 

"Hadi herkes hazırlansında cafeye falan gidelim."

 

Esma gülerek

 

"Çok sevdiğim bi cafe var, tatlıları falan aşırı güzel."

 

 

Berat kolunu uzatarak Esma'nın yanağından bir makas aldı ve

 

 

"Tamam tatlı kız, hadi gidelim o cafeye."

 

 

Kafeden dönünce

 

 

Baran bahçede, Yusuf abi dışarıda diğerleri ise uyuyordu.

 

Ben 10 dakikadır içeride oturuyordum ve canım sıkıldığı için Baran'ın yanına gitmeye karar verdim.

Yanına gittiğimde sigarasını içerek bahçedeki havuzu izlediğini ve bir şeyler mırıldandığını duydum.

 

Ardından yanına giderek

 

"Selam."

 

Beni duyunca bana baktı ve gülümseyerek

 

"Aa, Lavinya sen neden uyumadın?"

 

Omuzumu silktim

 

"Uyku tutmadı. Yanına gelebilir miyim?"

 

Başını salladı

 

"Olur, gel otur."

Loading...
0%