@zeylalvci
|
Beğenirseniz ☆'ı parlatmayı unutmayınn <333 "Zeren odama geç" dedi. Ağır adımlarla odasına doğru ilerliyordum demek ki öğrenmişti birinden ve kovacaktı beni. Odasına girdim ve ardımdan da o girdi. "Otur Zeren" dedi. Gösterdiği sandalyeye oturdum. İç çekti "Dün olanlardan haberim var." dedi. "Efendim gerçekten işe dönmemezlik yapmadım ben-" cümlemi tamamlatmadı ve "Birdaha olmasın." dedi. Çok şaşırmıştım. Hemen ardından "Çıkabilirsin" dedi. Teşekkür ettim ayağa kalktım tam çıkarken "Şimdi evine git iş başı vakti gel" dedi. "Peki efendim" dedim ve odadan çıktım. Çok şaşkındım neden kovmamıştı beni? Birden arkamdan "Ne oldu neden böylesin?" Diye bir ses işittim. Arkama döndüğümde ise sesin sahibinin Doruk olduğunu fark ettim. "Hiiiç bir şey olmadı." "Dünkü olayı konuştu seninle değil mi?" "Sen de mi biliyorsun?" "Ee tabi. Bu kadar şaşkın olduğuna göre beklemediğin bir şey olmuş olmalı ne dedi sana?" "Kovmadı beni inanabiliyor musun ben çoktan ümidimi kesmiştim" "Ne güzel işte. Hâlâ bizimlesin" dedi ve ekledi "Senin şuan eve gitmen gerekmiyor mu eve git demedi mi sana yoksa" "Dedi dedi de sen nereden biliyorsun?" Yüzü pot kırmış gibi bir hâl almıştı "Tahmin ettim sadece" dedi ve "Hadi neyse benim işe başlamam gerek görüşürüz" diyerek beni geçiştirdi. "Görüşürüz " Bunda bir hâl vardı ama hadi hayırlısı. İş yerinden çıktım montum ıslaktı bu yüzden üzerime giymeyecektim hava da çok soğuktu yürüyerek bu halde gidersem kesin hasta olurdum. Bu saatte otobüs var mıydı acaba olsa bile oraya kadar yine yürümem gerekecekti. Ben kafamda bunları tartışırken arkadan bizim motorsikletin korna sesini duydum. Kafamı çevirdim gelen Doruk'tu "Bu saatte taksi de otobüste bulamazsın hava da çok soğuk bırakayım mı seni?" "Gerek yok teşekkür ederim kendim giderim yolunu uzatma şimdi" "Gideceğim yerde senin evin yolunda zaten bir şey olmaz" "Doruk geç kalacaksın" "Evet senin naz yapmanı beklersek sipariş geç kalacak. Hadi atla iki dakikalık yol zaten" Binmekten başka çarem yoktu. "Yol benim evin oradan geçiyor ama değil mi?" "Evet evet hadi bin" Motorsikletin arka kısmına bindim ve Doruk'un omzundan tutundum. Eve doğru yol aldık. Konuşsak da birbirimizi duymayacağımız için ikimiz de sessizdik. Ya da Doruk bir şeyler söylemişti ben duymamıştım orasını bilmiyorum. Birkaç dakika sonra evime varmıştık. Motoru durdurdu ve bende indim. "Bıraktığın için teşekkür ederim" "Hiç önemli değil. Neyse ben gideyim görüşürüz" "Görüşürüz." Motoru çalıştırdı. "Ama dur bir dakika ya Doruk yalan mı söyledin of" Motorsikleti geldiğimiz yöne doğru sürüyordu sırf beni bırakmak için yolu uzatmıştı itiraz etmeyeyim diye de yalan söylemişti. Ben ona konuşunca arkasını döndü kaskını açıp güldü. "Gülüyorsun birde pişkin pişkin ya" diye bağırdım. O ise çoktan bayağı yol almıştı. Son söylediğimi duymamıştı bile. Rüzgarın esmesiyle hâlâ eve girmediğimi fark ettim ve hemen kapıya yöneldim anahtarı çevirip içeriye girdim. Eve girince uykusuz olduğumu fark ettim evet vardiyamı tamamlamamıştım ama yine de uyumamıştım ve uykusuzdum. Yatak odama geçip üzerimi değiştim ve yatağımın içine girdim. Saatlerdir uyanık olmanın verdiği yorgunluğun bedenimi ele geçirmesine izin verip uykuya daldım. Birkaç saat sonra Alarmın çalmasıyla uyandım. İşe gitme vaktinin geldiği alarmdı bu. Şu iki gündür doğru düzgün uyuyamıyordum ya canım ona yanıyordu en çok. Ama en azından kovulmamıştım ve buna şükretmem gerekiyordu. Zorla yataktan çıktım. Lavaboya gittim yüzümü yıkayıp dolabımdan uyduruk bir şeyler giydim. Saçımı hızlıca ördüm ve birkaç bir şey atıştırıp yola çıktım. Taksiyle gitmek daha rahat olsa bile fiyatı da cep yakıyordu motorsiklet için para biriktirmiyor olsaydım konforu tercih eder ve hep taksiye binerdim. Mecburi otobüse kalmıştım şimdi. Sabahın bu saatinde bile sıkış tepişti. İğrenç geçen dakikaların sonunda iş yerine varmıştım. "Daha 3 saat önce buradaydım zaten" diye söylendim. "Günaydın" "Günaydın Merve" "Dün neler oldu anlatsana neden siparişe çıkıp geri gelmedin?" "Sende mi öğrendin Merve" "Ay Zeren sen buna mı takıldın. Anlatsana kötü bir şey olmadı değil mi?" "Yok yok kötü bir şey olmadı" "Neredeydin o zaman?" "Merve sen Hünker Nekir misin?" Dedim sıkılmış bir ses tonuyla. "Alacağın olsun Zeren seni merak ettiğim için sordum. Seni düşünende kabahat." "Bir şey demedim ya Merve alınma hemen. Siparişi götürdüm yağmur çok yağdı gelemedim olay bu. Hatta Olay bile denmez buna bak" "Olay denmez olur mu Doruk olmasa kovulurdun valla" "Doruk mu? Doruk ne alaka?" "Senin haberin yoktu demi ayy" "Neyden haberim yoktu? Merve anlatır mısın şunu doğru düzgün " Telefon çaldı. "Merve anlatsana" dedim kısık sesle "Buyrun sizi dinliyorum siparişiniz neydi?" Diye telefonla konuşurken aynı anda bana bakıp sus işareti yapıyordu. Telefonu kapattı. "Zeren sipariş var şu adrese teslim edeceksin" dedi "Soruma cevap versene Merve" "Siparişi geciktiriyorsun Zeren hadi durma durma" diyerek beni geçiştirdi. "Bugün sizde bir tuhaflık var ve ben bunu çözeceğim" dedim ve siparişi alıp yola çıktım. Yerine teslim ettim ve geri döndüm. Merveyle konuşma fırsatım olmadan akşam paydos vaktine kadar sipariş getir götür yaptım. Son siparişi de teslim ettikten sonra iş yerine döndüm. Merve'ye baktım fakat yoktu benden önce çıkmıştı. "Ben bu işte ne var öğreneceğim" diye mırıldandım. Üzerimi değiştim ve eve gitmek için yola çıktım. Ne otobüsle ne de taksiyle gidecektim yürüyerek sakin kafa ilerleyecektim. Sabah umursamadan seçtiğim kombinin saçmalığının farkına şuan varıyordum. Ama bunu aldıramayacak kadar yorgundum. Yürüyerek skuter olan yere kadar gelmiştim ama daha fazla ilerleyemezdim. "Birkaç kuruş motorsiklet almamı engellemez ya" diyerek skuter'e bindim. Birkaç dakika sonra eve varmıştım. Her zamanki gibi anahtarı çevirdim ve direkt pijamalarımı giydim. Kaç gündür hiç acıkmayan ben şuan acıkmıştım ama kalkıpta yemek yapamazdım. "Hep ben sipariş götürüyorum bu sefer de başkası bana getirsin " diye düşünerek yemek sipariş etmeye karar verdim. Bizim yerden sipariş ettim çünkü kendim bizzat nasıl yapıldığını görmüş ve önceden de tatmıştım. Siparişin gelmesini beklemeye başladım. "Ben neredeyse 15 dakikada teslim ediyorum. Bakalım diğerleri de öylemi" diye kendi kendime konuştum. Yaklaşık 10 dakika sonra kapı çaldı "Benden hızlıları da varmış demek ki" diye yine kendi kendime konuşarak kapıya yöneldim. Kapıyı açtım ve tanıdık bir ses "Siparişinizi getirdim" dedi. "Teşekkür ederim" Diyip siparişi aldım. Ve "Doruk sen misin?" Diye ekledim. Kaskını çıkardı ve "Evet benim. Bizden yemek de mi sipariş ederdin sen ya" dedi alaycı bir sesle "Hep götüren oluyordum bu sefer de bana getirsinler dedim " dedim aynı alaycı ses tonuyla. "Neyse hanımefendi size afiyet olsun benim gibi kuryelerin çalışması gerek siz bilmezsiniz şimdi" dedi alaycılığa devam ederek. Bunu derken bir yandan da sırıtıyordu. "Görüşürüz öyleyse bay kurye " dedim "Görüşürüz kesinlikle kurye olmayan hanımefendi " dedi ve gitti. Kapıyı kapatıp mutfağa geçtim gelen siparişi açtım içinde bir kağıt vardı şaşırdım elime aldım ve okumaya başladım "Geçen arkandan resmini unuttun diye seslendim fakat duymadın. Bu kadar uğraşmıştın onu orada bırakmana gönlüm el vermedi. Çok güzel çizmişsin bu arada. Belki birdahakine beni de çizersin ~Doruk" Okurken yüzümde gülümseme oluştu. Paketi biraz daha karıştırdım ve çizdiğim resmi buldum. Notu ve resmi masaya koydum. Sipariş ettiğim yemeği yedikten sonra notu alıp yatak odama geçtim notu ve resmi kaldırdım. Yatağımın içine girip telefonu elime aldım. Telefonu elime alırken elimde yazı yazdığını fark ettim ve o an Bertuğ'u hatırladım. Bana haber ver demişti ama ben tamamen unutmuştum. Elimdeki yazı biraz silinmişti ama hâlâ okunuyordu. Hemen İnstagram'a girdim ve yazdım "Bertugbarlas_official" Yazdığım şeye inanamadım ama elimde aynen bu yazıyordu. Belki başka Bertuğ Barlas'tır diye düşündüm fakat official? O kısım ne alakaydı. Bir türlü anlayamıyordum. Onun bu Bertuğ olma olasılığı neydi ki milyonda 1. Ben kendi kendime bunu tartışırken bir mesaj isteği geldi. Gelen isteğe tıkladığımda ise şok oldum. "Bertugbarlas_official ' dan mesaj isteği" "Zeren iyi misin?" |
0% |