@zeylalvci
|
Beğenirseniz ☆'ı parlatmayı unutmayınn <333 WhatsApp'tan çıktım. Daha hazırlanmak için vaktim vardı bu yüzden zaman geçmesi için hep yaptığım şeyi yaptım instagrama girdim. Bertuğ yeni bir şey paylaşmış mı diye bakmak için hesabına girdim. Yeni bir post ve reels atmıştı. Normalde reelslerine bakardım postlarına bakmazdım bile. Ama bu sefer farklıydı posta tıkladım ve hiç yapmadığım önceden hiç merak etmediğim yüzü incelemeye başladım. Normalde erkekler kaskı çıkarınca çirkin olur derler ya bu Bertuğ'da ters işliyordu. Hem kaskla hem de kasksız iki türlü de çok yakışıklı oluyordu. Ekipmanın olmaması onun karizmasını etkilemiyordu. Hâlâ fotoğrafına baktığımı fark ettim ve hemen posttan çıktım. Reelsine bakmak için tıkladım. Grup halinde motor sürüyorlardı. Kendimi de orada motor sürerken hayal ettim ister istemez. Ne yazık ki 10 saat çalışan ben hâlâ bir motor alacak kadar para biriktirememiştim. Birden bir takip isteği geldi. Arkadaş olsun akraba olsun dolu olan toplamda 100 takipçiyi bile geçmeyen hesabıma çok nadir istek gelirdi. Merakla isteği kimin attığına bakmak için kalbe tıkladım. Tıklamamla kalp atışımın hızlanması bir oldu. Bertuğ takip isteği atmıştı. Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Mideme ise daha önce hiç hissetmediğim kramplar girmişti. Neden böyle oluyordu sadece bir takip isteğiydi ama beni gerektiğinden fazla heyecanlandırmıştı. Gözlerimi ekrana çevirdim istek hâlâ bekliyordu. Kabul etmek ve etmemek arasında kalmıştım. Üstten gelen bildirim ile dikkatim dağıldı. Merve konum atmıştı ne çabuk hazırlanmıştı da konum atmıştı anlamadım. Yarım saate geliyorum yazdım ve tekrar instagrama girdim. Bertuğ hikaye atmıştı. Attığı isteğe elimi değdirmemeye özen göstererek hikayesine tıkladım. AEA'nın moto kuryeler ile ilgili olan reelsini paylaşmıştı. (AEA'nın açılımı Altın elbiseli adamdır. Bahsettiğim reels AEA'nın sondan 24. reelsidir) Moto kuryelikle bir ilgisi yoktu Bertuğ'un. Ama AEA'nın reelsini paylaşmak için de sebebe gerek yoktu. Her motorcu severdi onu çok güzel tavsiyeler verirdi. Bu hikayeyi benimle karşılaşmasından sonra paylaşmasını sadece tesadüf olarak varsaydım. Başka ne olabilirdi ki zaten adımdan başka bir şey bilmeyen bir kişi olarak benim için reels paylaşacak değildi. İnstagram'dan çıktım ve Merve'yi daha fazla bekletmemek için hazırlanmaya başladım. Üzerime beyaz bir kazak seçtim. Ona uygun olan kot pantolon seçip giyindim. Saçlarımı açtım. Zaten işte yeterince bağlıyorum bu sefer salacaktım. Aynanın karşısına geçip hafif bir makyaj yaptım. Üzerime kahverengi kabanımı giydim ve son dokunuş olarak parfümümü sıktım. Çantamı elime aldım ve ayakkabımı giyip evden çıktım. Merve'nin attığı konuma yürüyerek gidemezdim. Otobüsle gitmek de benim tercihim değildi zaten gececiydim otobüs ile kendimi şimdiden yoramazdım. Mecburi taksiye binecektim. Doruk ve Merve'nin ne işler çevirdiğini öğrenmem için taksi parası küçük bir bedeldi. Bir taksi çevirdim gideceğim yeri söyleyip koltuğa iyice yerleştim. Anlaştığımız saat 13.30 du ama şuan saat 12.47'ydi. Merve'nin daha önceden demeliydin demesinden beni 13.30'a koymayacağını anlamam gerekiyordu. Merve'nin attığı konuma gelmemiz fazla uzun sürmedi. Taksiciye ödemeyi yapıp indim. Merve'ye mesaj atmanın tam zamanıydı çünkü etrafta onu göremiyordum. Telefonumu çantamdan çıkarırken arkadan birisinin omzuma dokunduğunu hissettim hızla arkamı döndüm ve arkamda Merve'yi gördüm. "Ödümü kopardın öyle dokunulur mu arkadan." Dedim. Gülmekle yetindi. Birkaç saniye sonra "Ee nereye gidiyoruz?" Diye sordu. "Bana konumu sen attın ve alışveriş konusunda da uzmansın yani sana kalmış." "Ayy Zeren seninle çok güzel alışveriş yapacağız." Pek hevesli olmayan bir ses tonuyla "Harika" dedim. "Alışveriş yapmayı sevmiyor olabilirsin ama bugün benimlesin yani neşelen. Artık alışverişe çok farklı bir gözle bakacaksın. " Elimden tuttu koştururcasına "Hadi gidelim." Dedi. Sesinden çok mutlu olduğu anlaşılıyordu. Bu mutluluğa bende katıldım ve ona ayak uydurmaya çalıştım. Birlikte bir mağazaya girdik girmemizle Merve'nin eline koluna kıyafet doldurması bir oldu. "Ben bunları denemeye gidiyorum sende tek tek yorumlayacaksın." Dedi "Memnuniyetle Merve hanım." Dedim. Çocukça enerjisi beni de enerjik hâle getirmişti. İşteyken hiç böyle olmazdı demek ki masa başı iş ona uygun değildi. Kabinden turuncu bir elbiseyle çıktı ve "Nasıl olmuş?" Diye sordu. "Çok güzel olmuş Merve tam da sonbahar rengi bir elbise bulmuşsun. Çok yakıştı sana." "Gerçekten mi?" "Gerçekten. Kesin almalısın." Böyle böyle 2 saat kadar Merve'ye kıyafet bakmıştık. Kendime de birkaç parça kıyafet almıştım fakat ben dene çıkar yapmıyordum. Mağazaya giriyor alıyor ve çıkıyordum. Merve ile vakit geçirmek güzeldi ama keşke konu alışveriş değilde başka şekilde vakit geçirmek olsaydı. "Merve bir kafeye filan mı geçsek artık ne dersin?" "Bana uyar." Elimizdeki poşetleri bir mağazaya emanet olarak bırakıp yakınlardında ki bir kafeye geçtik. Kahvelerimizi söyledik. Merve kahvesini yudumlarken ben konuya girdim. "Merve kovulmamamla Doruk'un bir ilgisi olduğunu biliyorum. " "Öyleyse niçin soruyorsun?" "Çünkü neden ve nasıl yaptığını bilmiyorum. O da benim senin gibi sıradan bir çalışan işte. Yapsa bile nasıl yapabiliyor anlayamıyorum." "O bizim gibi değil işte." "Nasıl yani? Ortada bir sır yoksa bana düzgünce anlatır mısın olanları." "Sır yok fakat Doruk gizli kalmasını istiyordu. Neyse anlatıyorum." Dedi. Merve anlatıyorum der demez pür dikkat onu dinlemeye başladım. "Doruk sıradan bir kurye değil. Bizim şirketin kurucusunun oğlu Doruk." Duyduğum cümle ile şok olmuştum. "Neden enayi gibi 10 saat çalışıyor o zaman?" Diye akla gelebilecek ilk soruyu sordum. Heyecanla Merve'nin vereceği cevabı bekledim. "Babasının ona verdiği bir ceza bu. Tam olarak ne yaptı da bu cezayı aldı bilmiyorum ama babası burnun sürtene kadar çalışacaksın demiş." "Burnu yeterince sürtmedi mi. Sahi o ne zamandan beri çalışıyor?" "4 aydır çalışıyor. Senden 1 ay önce başladı işe yani. Senin kovulma konuna gelirsek Doruk senin için babasıyla konuşmuş. Babası normalde çok disiplinli birisidir. Ama Doruk'un seni anlatması ilk kez birini savunması üzerine kovulmaman konusunda ikna olmuş." Doruk şirketin sahibinin oğluydu ve ben yeni öğreniyordum. Benim için de babasını karşısına almış ve konuşmuştu. "Peki neden bana söylemedi?" "Bilmiyorum. İyilik gizli kalmalı diyordu." Dedi. Benden cevap gelmeyince "Ee bir şey demeyecek misin?" "Diyeceğim. Arayıp teşekkür edeceğim." Çantamdan telefonumu çıkardım ve hâlâ bende kayıtlı olmayan numarayı tuşlayıp aradım. Telefon uzun uzun çaldı fakat cevap gelmedi. "Sence işte mi?" Dedim. "Tabiiki işte babası çok disiplinli dedim ya bir dakika boş durdurmaz onu." Dedi ve hemen ardından "Şimdi kalkarsak ancak yetişiriz. Kalkalım mı?" Diye ekledi. "Olur kalkalım." Dedim. Hesabı ödedik ve kafeden çıktık. "Düşünceli gibisin Zeren. Bir şey mi oldu?" "Hayır olmadı dalmışım öyle." "Hayır hayır kesin bir şey var sende. Bak ben sana istediğin şeyleri anlattım sende ne derdin varsa bana anlatacaksın." "Bir derdim yok gerçekten ama olursa sana anlatırım söz" dedim. Direkt işe geçmeyecektik bu yüzden ikimiz de farklı taksilere bindik. Bir süre sonra eve varmıştım. İşe gitmeme daha 1 saatten fazla zaman vardı. Normalde ilk işim duş almak olurdu ama bu sefer ilk işim Doruk'u aramak oldu. Telefon çaldı fakat yine yanıt gelmedi. Neden açmıyordu yoksa başına kötü bir şey mi gelmişti? Bu düşünceler aklımda yavaş yavaş yer edinmeye başlamıştı. Ama sonra bir keresinde annemin beni 5 kere aramasını hiçbirinde de duymamamı hatırlayıp belki de sipariş götürüyordur düşüncesiyle kendimi rahatlatmaya çalıştım. İşe gitmek için yavaş yavaş hazırlanmaya başladım. |
0% |