@zeyn_y
|
Sabah saatlerinde güneş henüz doğmamışken son hazırlıklar yapılmıştı. Üç günlük bir erzak hazırlanmış ve Brian ailesinin annesi Jeniffer tarafından erzaklar paketlenip trene yerleştirilmişti. Genç kızlar karşılıklı yataklarında oturmuş yaşanabilecek şeyler için plan hazırlıyorlardı. Büyük olan Maria elindeki haritayı hava kaldırıp kardeşi Sarah'a birkaç yer gösteriyordu. Sarah gösterilen yerleri tek tek not alıyordu ve artık bileği kopmak üzeriydi. Maria bazen fazla planlı davanabiliyordu. Not aldığı yerlerden en fazla üç ya da dört bölgede sorun yaşanabilirdi fakat Sarah şuan 42.bölgeyi not alıyor, Maria ile tartışmaktan kaçınıyordu. Bu konu hakkında konuştuğunda ablasının cevapları hiç değişmiyor "İhtimalleri göz ardı edemeyiz Sarah, şurayı da yaz." şeklinde bir cevap alıp susuyordu. Jeniffer erzakları ve eşyaları hazırlayıp trene yerleştiriyor, kız kardeşler plan hazırlıyor, baba ise tren için arıza kontrolleri yapıyordu. Baba Garret trenin her vagonunu kontrol etmişti ve şimdi önündeki tüm tuşlara basıyor çalışıp çalışmadıklarını kontrol ediyordu. Bir ara bastığı tuş yüzünden tren havalanmış daha sonrasında dalgınlığından dolayı sertçe devrilmişti. On iki vagonlu trenden geriye on sağlam vagon kalmıştı fakat kimse Garret'a bir şey dememişti. Garret zaten yaptığı hatadan dolayı yeterince sinirliydi. Kız kardeşler merdivenlerden ellerinde harita ve not defteriyle indiklerinde Jeniffer ellerindekilere bir bakış atıp göz devirmişti. Bu kadar plana gerek olmadığını düşünüyordu ki haksız değildi. Kendisi bu tarz durumlarda herkesi öncesinde uyarıyordu. Maria annesinin ne düşündüğünü anlamış bir şekilde mutfağa ilerledi. "Hadi ama anne abartmıyor musun?" diyerek annesine döndü. Sarah alışagelmiş bu sohbeti dinleme zahmetine girmeyerek babası Garret'ın yanına gitti. Jeniffer kızının amacının kötü olmadığını bilse bile bu düşüncesiz davranışlarına her zaman kızıyordu. "Bu son Maria, senin şu takıntıların yüzünden hepimiz gecikiyoruz. Bir şey olsa ben derim zat..." henüz sözünü bitiremeden öylece kaldı. Birkaç saniye sonra gözleri beni buldu. "Sarah'ın listesindeki 7. ve 21.bölgeyi kırmızıyla işaretleyin ve bana unutturma 34.bölgeden ileri gitmicez." Maria annesinin sözlerini aklında tutmaya çalıştı. Hatasını biliyordu bu nedenle annesinin beline sıkıca sarıldı. Bu esnada Sarah babasına yardımcı oluyordu. Zor bir işi yoktu. Trendeki tuşları gösterip babasına ufak sınavlar yapıyordu. "Peki bu tuş neye yarıyor?" diye sorduğunda Garret elini çenesine koydu ve hatırlamaya çalıştı. Nasıl olur da bu kadar çabuk unutabilirdi her şeyi anlamış değildi. Birden hatırlamanın verdiği heyecanla olduğu yerde zıpladı. 42 yaşındaki babasını bu şekilde gören Sarah küçük bir kahkaha attı. "Su altında giderken oksijen ayarlıyor." Sarah sorduğu soruların cevabını bilmiyordu. Sadece babası sor dediği için soruyordu. Yani babası buna gelip 'uçağa dönüştürüyor bizi' dese herhangi bir sorun olmazdı. "Emin misin baba?" dedi her aldığı cevap sonrasında sorduğu gibi. Garret hızla onu başıyla onayladı. "Hadi şunlara seslenelim de gelsinler yola çıkmaya hazırız." Herkes trende yerini almıştı ve Garret'in tek tuşuyla hızla kalkış yapıp ilerlemeye başladılar. Herhangi bir insan Brian ailesinin garajında on ,bir zamanlar on iki, vagonlu bir tren olduğunu bilmiyordu. Bilseler dahi görmek istediklerinde göremezlerdi. Bir insan gibi yaşasalar da aslında insan ırkından değillerdi. İnsan ırkına komşu bir ırktı kendileri. Herhangi bir isimleri veya kabileleri yoktu. Aslında insandan farkları da yoktu görünüş olarak. Tek fark her birinin ait olduğu doğuştan gelen özel yeteneklere sahip olmalarıydı. Önceleri dünya nüfusu kadarlarken daha sonra insanoğlu ile evlenip ürediklerinden dolayı bu güç aktarımı bir yerden sonra kesilmişti. Şimdilerde yine az olmamakla birlikte belli bir nüfusa sahiplerdi. "34.bölgeden sonrasına gitmicez. Farklı bir yola girmemiz gerekiyor." Jeniffer'ın sözlerinden sonra Garret onaylamadığını belirterek homurdandı. Vagonları kırdığından beri biraz huysuzdu zaten. "En fazla 40.bölgeden sonra dönebiliriz Jen burada yol bölümü yok ve uçurumun dibindeyiz." Jeniffer panik olmuş bir halde yerinden kalktı ve etrafa baktı. "Kaçıncı bölgedeyiz?" dedi. "Şuan 6.bölgeye giriyoruz." Jeniffer Maria'ya döndü. Maria ise elinde kırmızı kalemle 7.bölgeyi çizmek üzeriyken kendisine bakan annesine hatalı olduğunu belirten bir gülümseme gönderdi. "Anne bir sakin olur musun? Sanki ilk defa tehlikeli bir şey görücez." Jeniffer dikkate alınmamanın siniriyle yerine oturdu. Kızlarına güveniyordu. Herhangi bir durumla nasıl başa çıkacaklarını biliyorlardı. Fakat 34.bölge ve sonrasında karanlıktı, hiçbir şey göremiyordu. Bu gençliğinde bir kez olmuştu ve o zamanlarda bunun ne anlama geldiğini çok iyi öğrenmişti. Kara büyüydü ve bölge gizleniyordu. Orada ne çeşit iblisler olduğunu kimse bilemezdi. Bu bilinmezlik yüzünden dostlarını kaybetmişti. Eşi ve evlatlarını kaybedemezdi. "7.bölgeye girdik hazır bir halde olun." Garret ailesini uyardığında Sarah omuzlarını ileri geri hareket ettirdi. Maria onun bu haline güldü. Her zaman çok cesurdu ve güçlüydü. Öyle ki kendisine yapacak bir şey kalmıyordu. Maria koltuğunun altından kalın uzun halata uzanacağı sırada yan koltuğunda oturan Sarah ablasına bitmiş su şişesini fırlattı. Maria kafasına yediği şişeden sonra geri yaslandı ve halatı olduğu yerde bıraktı. Sarah gücünü ilk denediği zamanlarda trene yetişemeyecekken Maria kardeşini halatla yakalamıştı. Sarah bu durum sonrası utanmasına rağmen ablası yılmamış ve her an kendisiyle dalga geçmişti. Trenin tavanından içeriye doğru büyük bir ses yankılandı. Ailenin tüm gözleri Sarah'a döndü. Her şey zaten yeterince planlıydı ve herkes ne yapması gerektiğini biliyordu. Sarah trenin demir sürgülü kapısını itti. Trenin arkasına doğru baktığında ablasına döndü. "İyi izle ve halatı eline sakın alma. İblislere rezil ediyorsun beni." dedikten sonra saçını savurdu ve kendini trenden aşağıya uçuruma bıraktı. Tren yüksek bir dağın eteklerinde ince bir yolda ilerliyordu ve sağ tarafta sadece bulutlar görünüyordu. Herhangi biri buradan düşse neler olurdu düşünmek bile istemezlerdi. Maria trenin içinde demir bir çıkıntıya tutunarak trenden sarktı ve kardeşinin dediğini yaparak onu izledi. Kardeşine sesli söylemediyse bile onunla gurur duyuyordu. Sarah havada süzülerek elindeki hava dalgasını trenin üstüne fırlattı. Çoktan işini bitirmiş gibi duruyordu. Maria geri koltuğuna dönecekken ufak bir çığlık duydu. Bunun üzerine Jeniffer'da hızla kapıya koştu. "Sarah nerde göremiyorum?" dedi korkmuş bir şekilde. Maria ise gülerek eliyle bulutların ilerisini gösterdi. İblis Sarah'ı siyah dumandan bir iple kollarından vurmuştu. Bu ip zarar vermiyordu sadece kolları vücuda yapıştırıyordu ve güç kontrolünde büyük bir kayıp yaşatıyordu. Tamam belkide zarar veriyordur... Jeniffer kızına döndü ve eliyle tehditkar bir şekilde kardeşini gösterdi. "Bana halat yok dedi." Maria'nın keyfi yerindeydi. Kardeşine bir şey olmayacağını biliyordu bu yüzden rahattı. "Maria ciddi misin sen? Şu iplerden kurtar kızı yürü." annesinin sözleriyle ciddi olmayan bir şaşkınlıkla ona döndü. "Nasıl yürüyeyim? Bir adım atmamla ölmem bir olur. Baksana ne kadar yüksek." Jeniffer kızına ciddi misin bakışı attığında Maria gülümsedi. Geri doğru açılıp ileri doğru koştuğunda karşısında babasının açtığı portaldan atladı. Kardeşi Sarah şimdi dibindeydi. Bedeni boşluktan aşağıya kayacakken Sarah'ın iplerine tutundu. "İkimizde ölücez." diyen Sarah'a aşağıdan bir bakış attı. "İblis nerde?" diye sordu ve bu arada da ipi açmaya çalışıyordu. Sarah gücünü sadece havada kalmaya kullanabiliyordu şuan. Maria ise kardeşinin vücudundaki ipleri ellerinden yayılan ateşle yakmaya çalışıyordu. "Trenin tepesinde hala." Maria sesli kahkaha attı. "Sen buraya nasıl fırladın?" sorusu bittikten sonra ipler açılmıştı ve Maria aşağı doğru düşerken açılan portalla geri trene döndü. İblisler tamamen gitmişti ve Maria kardeşinin kendisine sorduğu mantıksız soruları cevaplıyordu. "Uzaktan ateş atsaydın yansaydı ipler." Sarah bu soruları nasıl düşünüp soruyordu. "Sende yanabilirdin öyle olsa babam portal açma zahmetine girmez." Sarah tekrar düşündü ve Maria'ya döndü "Neden hemen yakamadın?" .Maria yerdeki siyah dumanlı ipi gösterdi "Temas ettiğim için güçlerimde azalma oluyor doğal olarak. İblisler senden zeki. Keşke halat atsaydım." Sarah kırılmış bir şekilde önüne döndüğünde Maria kardeşinin yanağına bir buse kondurdu. Tren yavaşladığında Garret eşiyle birlikte kızlarının yanına geldi. Yerdeki ipi eline alarak inceledi. "Bu tarz ipler kara büyü ile yapılır. Normal bir iblisin bulacağı şeyler değil. Bu iblis bu şeyi çalmış olabilir." dediğinde Jeniffer gerildi. Kara büyüden ailesini uzak tutmak istiyordu. Ailesine 34.bölge için durum açıklaması yapmayı düşünmese de söylemesi gerekiyordu. İlk başta gitmeyelim dediğinde gidilmeyeceğini düşünmüştü fakat şimdi durum daha farklıydı. Jenniffer boğazını temizleyince ailesi ona döndü. "Çaldığını sanmıyorum. 34.bölge ve sonrası... ben göremiyorum. Bu da bölgenin kara büyü ile gizlendiğini gösteriyor. Buralarda kara büyü yapılmaya başlamış. Yüksek ihtimal iblise bu ip verildi ki yolda olanları uzaklaştırsın." Jenniffer sözleri bitince ailesinin tepkisi için onlara baktı. Garret hayal kırıklığına uğramıştı. "Bunu evdeyken söylemeliydin Jen. Her neyse olan oldu bu durumu bildirmemiz gerekiyor." Garret trende duvara sabitlenmiş eski telefona doğru gitti. Belirli bir numarayı çevirdikten sonra durumu bildirdi ve sonra bir şeyler hakkında daha konuştu. Garret rahatlamışa benziyordu ve ailesinin yanına döndü. "Bölge bugün ordan geçen farklı ir aile tarafından bildirilmiş ve temizlenmiş. Yani korkacak bir durum yok rahat olabilirsiniz." dediğinde kızlar ne zamandır tuttuklarını bilmedikleri nefeslerini bıraktılar. Sarah nefes tutma konusunda sorun yaşamazdı fakat Maria bayılabilirdi. Jenniffer hariç herkes rahatlamış görünüyordu. Garret kolunu eşinin belinde doladı ve nazikçe onu öptü. "Dert etme her şey çözülmüş." dese bile Jenniffer hala aynıydı çünkü bölgeyi görememeye devam ediyordu. Belki dedi kendi kendine belki de eski kara büyü bölgesi olduğu için sorun yaşıyordu. "Kızlar 7.bölgedeki mücadeleniz beklediğimizden uzun sürdü normalde şimdi diğer iblis bölgesinde olacaktık fakat mola vermemiz gerekiyor. Biraz dinlenin önümüzde 19.bölge var." Garret sözlerinden sonra kendi koltuğuna gitti ve uzandı. 21.bölge daha tehlikeli olacaktı. Kızlar ne kadar bu durumda eğleniyor gibi dursalar da Garret ve Jenniffer kara büyülü bir nesnenin 7.bölgede karşılarına çıkması sonrasında 21.bölgede neler olabileceğini düşünüyorlardı. Jeniffer kızlarına zarar gelmeyeceğini biliyordu fakat kara büyünün bu şekilde bir uzaklığa sahip olması yeteneğini büyük ölçüde engelliyordu. Artık yeteneği geri plana atılmıştı ve tek güvencesi eşi ile kızlarıydı. |
0% |