Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@zeyneepaslann

Eve geldiğimde sinirden ellerim titriyordu. Aslan ile geçirdiğim vakitlerde beni en çok etkileyen nazik ve ince düşünceli oluşuydu. Bu karşımdaki adam ise bambaşka biriydi. O gitti yerine ikizi geçti deseler şaşırmazdım. Hırsımı alamamıştım. Tekrar dış kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm adamla sinirlerim iyice gerildi.


"Sen kendini ne sanıyorsun ya?" diyerek üstüne yürüdüm.


Beni bileğimden çekerek eve soktu. Başka hiçbir tepki vermedi. Bana o kadar sakin bakıyordu ki bu bile beni çıldırtıyordu. Göğsüne vurarak konuştum.


"Sen ne kadar narsist bir insansın. Kendi yaptıklarını hiç görmüyorsun değil mi? Bana siktiri çekip gittin o kızla birlikte oldun. Şimdi birine numaramı verdim diye bana hesap sorabileceğini mi zannediyorsun?"


Beni izliyordu. Hiçbir tepki vermiyordu. Ben ise bir sinir krizinin eşiğindeydim. Günlerdir olanları düşünmek için bile kendime izin vermemiştim. Hatta düşünmemek için uyku ilaçlarıyla kendimi uyutmuştum. Bir şekilde ortaya çıkacaktı. İçime attığım bütün hisler bir şekilde ortaya çıkacaktı, biliyordum ama böyle olmasını istemezdim.


"Bütün gece benimle sohbet ettin. Beni öptün. O lanet gece bana sarılarak uyudun sen. Seni sarılarak uğurladım. 12 gün seni bekledim ben. Ne doğru düzgün uyuyabildim, ne işime odaklanabildim, ne yemek yiyebildim. Sadece seni düşündüm. Bütün gece dua ettim sana bir şey olmasın diye. Geldiğinde sana aşık olduğumu söyleyecektim."


Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken kahkaha attım. Ellerim titriyordu. Böyle bir krizi hiçbir zaman yaşamamıştım.


"Sen basit bir etkilenme diye düşünürken, ben sana aşık olduğumu söyleyecektim. Geldiğinizi gördüğümde gözlerim ilk seni aradı, bulamadım. Balkonda olduğunu gördüm, yanına gelip sarıldım birde salak gibi. Çünkü benim o gün gönderdiğim adam bu değildi. Beklediğim adam bu değildi. İstemediğini söyledin, sana hiçbir şey hissetmiyorum, uzak dur benden dedin. Saygı duydum. Beni istememene saygı duydum. Uzak durdum senden, bakmadım bile. Daha ne istiyorsun benden Aslan? Hayatıma devam etmeye çalışıyorum sadece. Benden ne istiyorsun? İstediğin her şeyi yaptım. Ne senin karşına çıktım ne sevgilinin. Beni artık rahat bırak. Zaten benim için çok büyük bir hayal kırıklığısın."


Onu son kez ittiğimde, kolumdan tutup kendine çekti. Ona vurmayıda bıraktım, bağırmayıda. Yorulmuştum. Gerçekten çok yorgun hissediyordum. Nefes almaya bile halim yoktu. Titreyen bacaklarım beni daha fazla taşımadı. Yere düşecekken belimden tutarak beni kucağına aldı. Yatak odasına girip beni yatağa bıraktı.


Yanda duran sürahiden bardağa su doldurup bana uzattı. Titreyen ellerimle alıp içtim. Kendime bir kaç dakika zaman tanıdım. Titremelerim azaldığında ayağa kalkmaya çalıştım ama bana engel oldu.


"Çekil, gideceğim." dediğimde başını olumsuzca salladı.


"Olmaz, iyi değilsin." Hala düzelmeyen sinirimle güldüm.


"Öpüştük, sarıldık, beraber uyuduk. Sonra istemiyorum dedin. Şimdi ne istiyorsun? İstersen şimdide sevişelim, yarın yine bana siktiri çekersin."


Gözlerinde ki saf acıyla bana bakıyordu. Ama acı çekmesi gereken o değildi. Ben onu mahvedecek hiçbir şey yapmamıştım. O yapmıştı.


"Konuşmak istiyorum." dedi.


"Konuşalım, Aslan. Ne konuşmak istiyorsun? Daha söyleyecek ne kaldı? Beni daha nasıl aşağılamak istersin?"


"Elzem, ben hiçbir zaman seni kırmak istemedim. Yapmak zorundaydım. Seçim şansım yoktu. Sadece anlattığımda beni affedeceğini umdum. Sana en az hasarı vererek yapmak istedim ama başaramadım."


Anlamayarak ona baktım. Derin bir nefes aldı.


"İzin ver anlatayım. Sonra sen nasıl istersen öyle olacak. Sadece bir kere, dinle beni."


Bir şey söylemeden ona baktım. Karmakarışıktım. Onayladığımı düşünerek konuşmaya başladı.


"Beni beklediğini söyledin. Ben de bekledim, Elzem. Sana geleceğim günü bekledim. İlk defa bir görev hemen bitsin istedim. Geldiğimde ise düşündüğüm gibi olmadı. Sana gelemeden önce albay çağırdı odasına. Bir asker Sedef'i telefonla konuşurken duymuş. Gidip albaya terörle bağlantısı olduğunu söylemiş. Eğer öyle bir şey varsa kanıt sunulması gerekiyor. Bana olan hislerini bilmeyen yoktu askeriyede. Bana verdiler görevi."


Sustu. Gözlerini kapatıp bir kaç saniye bekledi. Ben ise duyduklarıma anlam vermek için uğraşıyordum.


"Görevi istemedim ama almak zorunda kaldım. Herkes ablamlarda toplandı. Ben ne yapacağımı düşünüyordum. Asil'e bakmak için kapıyı açtığımda sizi gördüm. Uyuyordunuz. Elzem yemin ederim hayatımda daha güzel bir manzara görmemiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum. İçeri gidemedim hava almak için balkona çıktım. Sana ne söyleyeceğimi düşünürken sen geldin, sarıldın. 12 gündür bu anı bekliyordum ama sana karşılık bile veremedim."


Gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Aslan başını eğdi.


"Sana söylediğim o sözler, senden önce bir kurşun gibi benim içimden geçti. Dolan gözlerini gördüğümde mahvoldum. Eğer sen gitmeseydin ben sana her şeyi anlatacaktım. Beni öldürseler tek kelime etmem kimseyede, senin göz yaşın benim bütün irademi kırdı. Ertesi gün Ahsen'i arayıp çağırdığında bir şey olduğunu anlamıştım ama seni kanlar içinde görmeyi beklemiyordum. Benim ameliyat olduğundan bile haberim yoktu. Elzem, öleceğimi düşündüm. Seni öyle göreceğime, ölseydim canım bu kadar yanmazdı. Dikişten ne kadar korktuğunu gördüm, canının yandığını gördüm yanına bile gelemedim. Eymen'in elini tuttun."


Konuşurken yumruklarını sıkmıştı. Hala başı öne eğikti, yere bakıyordu.


"O kadar çatışmaya girdim, vuruldum, bıçaklandım hatta işkence gördüm. Hiçbiri canımı o kadar yakmadı. Ben gerçek acının nasıl yaktığını o gün öğrendim. Gelmek istedim, gelemedim. Seni bırakıp gidemedim. Hayatımda ilk defa kardeşimi kıskandım o gün. Benim yapamadığımı Eymen yaptı. Dedim bari şu lanet görev çabuk bitsin. Gittim Sedef'in yanına. Ben kendimden iğrendim. Kalbimde başka kadın vardı ama ben onun yanında olamıyordum. Melek bizi gördüğünde sana söyleyeceğini biliyordum. Birde onun için yandım. Sonrasında yüzüme bile bakmadın. Hakkındı. Ben sadece beni affedeceğin günü hayal ediyordum."


Bu kez hem kendim için hem onun için ağlıyordum. Dik duramayınca yastığına bıraktım kendimi. Göz yaşlarım yastığını ıslatıyordu.


"Bugün bitti. Gerekli bütün kanıtları buldum, Sedef'i ben tutukladım. Sana gelecektim ama ondan önce sen Eymen'i aradın. Dediklerini duyduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. Sana bir şey olacak diye aklım çıktı. Geldiğimde seni Ediz'le gördüm. Ediz çapkın herifin tekidir. Sen ise onun etkileneceği kadar güzel bir kadınsın. Numaranı verdiğinde kıskandım. Hayır, sadece kıskanmadım. Aklımı yitirecektim. Sana haketmediğin şeyler söyledim. Üstelik dediğin gibi hiç hakkım yoktu."


Gözlerinden akan 2 damla yaşı gördüm. Uzanıp çekmeceyi açtı. İçinden ne aldığına baktığımda, bilekliğimi gördüm.


"Bana verdiğin emanetin. Bana geri getir dedin. Getirdim ama veremedim. Senden kalan bir şeye ihtiyacım vardı. Sabretmem için bir nedene ihtiyacım vardı. O gün bileğime baktığını gördüm. Gözlerin bilekliği aradı. Cebimdeydi. Her gün yanımdaydı."


Yüzümü ellerimle kapattım hıçkırıklarım durmuyordu. Bileklerimden tutarak beni kendine çekti. Doğrulduğumda belimden tutarak kucağına oturtup, belime sardı kollarını.


"Ağlama artık yalvarırım. Senin ağlamana dayanamıyorum. Sana aşık olduğumu söyleyecektim dedin. Ben söyleyecektim aslında. O gün uyandığımızda söyleyecektim. Ne giderken söyleyebildim, ne geldiğimde. 12 gün boyunca aklımda sadece sen vardın, Elzem. Oysa ben görevde hiçbir şey düşünmezdim. Gözlerimi her kapattığımda yüzün canlandı aklımda. Özür dilerim. Çok özür dilerim, Elzem. Sana bu acıları yaşattığım için çok özür dilerim. Yemin ederim her anında bende acı çektim. Senin kırıldığın her an, ben paramparça oldum. Keşke elimden gelseydi de senin bütün acılarını ben çekebilseydim."


Yüzünü saçlarıma gömerek konuştu.


"Aslan, ikimizde çok kırıldık. Nasıl geçecek? Nasıl unutacağız?" diye sordum iç çekerek.


"İzin ver bana, bütün yaralarını sarayım. Kanadığın her yerinden öperek iyileştireyim. Yalvarırım izin ver, Elzem. Senden daha fazla nasıl uzak kalabilirim, bilmiyorum. Dayanamıyorum."


Ne diyeceğimi bilmiyordum. Eğer o söyledikleri gerçek olsaydı onu asla affetmezdim. Ama anlattığına göre elinde değildi. Aslan'ın doğru söylediğine inanıyordum. Bütün bunları anlatırken çok samimiydi. Onu affetmek istiyordum. Onu istiyordum.


"Bir gece ver bana. Günlerdir uyuyamıyorum, Elzem. Lütfen bir gece sende dinleneyim. Yarın istersen canıma okumaya devam edebilirsin. Ama bu gece sen de, ben de çok yorgunuz."


Başımı sallayarak onayladım. Benimde ihtiyacım vardı. Yarın ne yapacağıma karar verirdim ama bugün dinlenmeliydim.


Beni kucağından indirmeden uzandı yatağa. Yanına kayıp başımı göğsüne koydum. Günler sonra ilk defa ilaç almadan uykuya daldım.


Loading...
0%