Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@zeyneepaslann

Sabah uyandığımda bütün gece rüyamda Aslan'ı gördüğüm için sinirlerim bozulmuştu. Adam resmen bütün bilinçaltımı ele geçirmişti. Banyoda işlerimi hallettikten sonra odama kahvaltı siparişi verdim. Giyinip bir şey unutmamak adına son kontrolleri yaptıktan sonra hazırdım.


3 tane valizi aşağıya indirmek zor olmuştu. Neyse ki taksici halime acıyıp arabaya yüklememe yardım etmişti. Bir marketin önünden geçerken taksiyi durdurmuş ve temizlik malzemeleri almıştım. Yarım saat süren yolculuk sonrasında taksinin ücretini ödeyip indim. Ve yine taksicinin yardımlarıyla bagajdaki valizleri ve poşetleri indirdik.


Telefonu çıkarıp Aslan'ı aradım. İkinci çalışta açmıştı. "Aslan günaydın. Ben askeriyenin önündeyim."


"Günaydın Elzem 10 dakikaya yanındayım."


"Tamamdır bekliyorum."


Gerçekten tam 10 dakika sonra yanıma ulaşmıştı. 3 tane valizle onu beklediğimi gördüğünde güldü. "3 tane valizi ve bu poşetleri ben gelmeseydim nasıl taşımayı düşünüyordun acaba?"


Sorduğu soruya dudaklarımı bükerek cevap verdim. "Ya 2 sefer git gel yapacaktım ya da bir centilmenin imdadıma yetişmesini bekleyecektim."


Cevabım tekrar gülmesini sağlamıştı. "O zaman çok şanslısın aradığın centilmeni buldun."


2 büyük valizi ve poşetleri o alırken bana küçük olan kalmıştı. Yeni evime ilerlerken gülerek konuştum. "Ah evet, oldukça mütevazi bir centilmen buldum."


"Mütevazi olmadığımı düşünüyor olamazsın Elzem."


"Tabii ki düşünmüyorum." Abartılı verdiğim cevap ikimizide tekrar güldürmüştü. Yanımızdan geçen askerler bize şaşkınca bakıyor Aslan onlara döndüğünde ise hızla gözlerini kaçırıyorlardı.


Fazla ilerlememize gerek kalmadan bir apartmanın önünde durmuştuk. İçeri girerek asansörü çağırdık. Asansör oldukça genişti. 3 valizle binmemize rağmen bizi çok sıkıştırmamıştı. Aslan 3. kata bastığında yeni evimi görecek olmanın heyecanı içerisindeydim.


Asansörden indiğimizde olduğumuz katta 2 tane daire vardı. Aslan sağ tarafa yöneldi ve cebinden anahtarı çıkardı. Kapıyı açtığında benim geçmem için tuttu ve valizleri girişe bıraktı.


"Bu centilmenliğin için sana bir kahve ısmarlamayı çok isterdim ama gördüğün gibi ev çok pis ve çamaşır suyundan başka içecek hiçbir şey yok. Lütfen kuru teşekkürümü kabul et sana bir kahve sözüm olsun."


Güldü. Çok güzel gülüyordu. "Kuru teşekkürünü kabul ediyorum bu seferlik. Ama kahve borcun aklımda." diyerek göz kırptığında kalbimin sesi kulaklarımda yankılanmıştı. Vicdansız herif çok yakışıklıydı.


"Verdiğim sözleri unutmam. En kısa zamanda telafi edeceğim." dedikten sonra vedalaşarak kapıyı kapattım.


İçeri girdiğimde heyecanla dolaşmaya başladım. Salonda bej renginde büyük bir L koltuk vardı. Koltuğun üstünde büyüklü, küçüklü, desenli bir sürü yastık ve yerde büyük bir puf vardı. Orta sehpa ve televizyon ünitesi ahşap seçilmişti. Televizyon ünitesi ışıklıydı yanında ise büyük bir devetabanı bitkisi koyulmuştu. Salon açık renkler ve büyük camlar sayesinde çok aydınlık ve ferah görünüyordu. Çarşıya çıkıp birkaç tablo ve biblo alırsam tamamlanacaktı.


Mutfak genel olarak büyüktü. Beyaz ağırlıklı döşenmişti. Dolaplar kulpsuzdu. Beyaz eşyalar gri tercih edilmişti. En sevdiğim ise kahve köşesi olmuştu. Kahveye çok düşkün olduğumu bilen Efsun abla hem espresso hem Türk kahvesi makinesi almıştı. Yerdeki kolilerde ise mutfak eşyaları vardı.


Küçük bir odada tek kişilik yatak ve bir çalışma masası vardı. Burası misafir için ayrılmadığı sürece kiler olarakta kullanılabilirdi.


Yatak odası ise içeride ki ferahlığın aksine koyu renkler ile döşenmişti. Işıklı makyaj masası ve aynalı bir gardrop seçilmişti. Koyu gri yatak başlığı ve siyah perdelerle tamamlanmıştı. En ufak ışık bile uyumama engel olurken siyah perdeler benim kurtarıcım olacaktı.


Valizlerimi yatak odasına taşıyıp, rahat olacağım kıyafetler giydim. Saçlarımı topuz yaptığımda temizlik için hazırdım. Tam temizlik malzemelerini çıkarmayı bitirdiğimde çalan kapıyla duraksadım. Herhangi bir misafir beklemiyordum. Merakla kapıyı açtığımda karşımda 2 kadın duruyordu. Biri otuzlu yaşlarının başında görünüyordu. Uzun boylu, kumral, yeşil gözlü çok güzel bir kadındı.


Diğeri ise tahminimce ellili yaşların başında, orta boylu, sarışın, hafif kilolu ve oldukça tatlı bir kadındı. Şaşkınlıkla onlara bakarken genç olan konuştu.


"Merhaba Elzem değil mi? Ben Asil'in annesiyim. İsmim Ahsen. Yanımdaki de benim annem Esma. Duyduk ki yeni taşınıyormuşsun sana yardıma gelmek istedik." Elinde su kolisi ve bezlerle bana bakıyorlardı.


"Merhaba, evet ben Elzem memnun oldum. Kapıda kaldınız buyurun lütfen." Kenara çekilerek geçmeleri için yol açtım.


İçeriye girdiğimizde Ahsen'in aniden bana sarılmasıyla donakaldım. "Elzem dün olanları Aslan ve Asil bize anlattılar. Sana ne kadar teşekkür etsem az. Hakkını nasıl öderim inan bilmiyorum. Üstelik yaralanmışsın. Ben doktorum bakayım mı yarana?" diyerek geri çekildiğinde olayı anlamıştım.


"Ahsen hiç gerek yok büyütülecek bir şey değil. Yerimde kim olsa aynısını yapardı. Çok ufak bir çizik var sadece bakmana değecek bir yaram yok."


Bu sefer sözü Esma teyze almıştı. "Nasıl büyütülecek bir şey değil kızım? Allah senden razı olsun. Sen olmasaydın ne olurdu düşünmek bile istemiyorum. Ahsen yine de bir baksaydı yarana?"


Sanırım Aslan ailesine bacağımın koptuğunu söylemişti. Hepsinin tek derdi benim bacağımda ki ufak çizik olmuştu. Ama o kadar samimi ve içten davranıyorlardı ki onlara bakarken bile içim ısınıyordu.


"Esma teyzecim inan sadece küçük bir çizik. Hiçbir şey yok bacağımda. Hem siz böyle kalkıp gelmişsiniz yardıma zahmet ediyorsunuz. Ben hallederdim."


Ahsen kaşlarını çatarak konuştu. "Saçmalama ne zahmeti? Bu evi tek başına bitiremezsin. 3 kişi hemen hallederiz şimdi. Hem evde akşam için yemeklerde hazırladık çıkmadan. İşimiz bitince bize çıkarız yemek yemeye. Bugün geldin dolap bomboştur."


"Çok teşekkür ederim. Ben çok mahcup oldum size karşı."


"Mahcup olunacak bir şey yok güzel kızım. Komşu olacağız biz. Boşuna dememişler komşu komşunun külüne muhtaçtır diye. Ahsen sen mutfağa geç. Ben banyolara giriyorum. Kızım sende yatak odanı hallet. İşi biten salona ve küçük odaya geçer. Haydi başlayalım çok işimiz var."


Esma teyze iş bölümünü yapmış, hepimizi görev yerlerimize dağıtmıştı. İşe camları ve kapıları silerek başladım. Heryerin güzelce tozunu alıp, süpürüp sildim. Nevresimleri geçirdim. Valizlerimi boşaltıp hepsini yerlerine yerleştirdim. Ebeveyn banyosuna geçtiğimde ise Esma teyzeden aldığım fırça ile bütün banyoyu iyice fırçalayarak yıkadım. Asıl kullanacağım banyo burası olacağı için özel eşyalarımı yerleştirdim.


Esma teyze salonu hallederken ben küçük odaya geçtim. Aynı şekilde her yeri güzelce silip süpürdüm.


Arada verdiğimiz ufak molalarla birlikte evi tamamen temizlememiz 5 saatimizi almıştı. Kendimizi salonda ki koltuğun üstüne attığımızda herkes çok yorulmuştu. Çalan kapıyla ayaklandım. Ahsen 10 dakika önce Aslan'ı arayıp buraya kahve getirmesini istemişti.


Kapıyı açtığımda tek kolunu duvara yaslamış Aslan ile karşılaştım. Beni baştan aşağı süzdüğünde yanaklarım yanmaya başlamıştı. Üstümde askılı bir crop altımda ise gri eşofmanım vardı. Topuz yaptığım saçlarımla temizlikten değil savaştan çıkmış gibi göründüğüme emindim.


Aslan beni süzmeyi nihayet bitirdiğinde konuştu. "Temizlik zor geçmiş gördüğüm kadarıyla."


"İnan düşündüğünden daha zor geçti. Yıkılmadım ama ayaktada sayılmam." diyerek kapının girişine yaslandım.


Ufak bir kahkaha attı. "Görebiliyorum. Elimde destek ile geldim. Kahve sizi biraz toparlar. Akşam yemeğe geleceksin değil mi?"


"Geleceğim. Ahsen ve Esma teyze bana çok yardımcı oldular. Kırabileceğim insanlar listesinde değiller."


Tekrar güldü. Ne kadar sık gülüyordu. "Demek kırabileceğin insanlar listen var. Ben o listede miyim?"


"Sabah ki centilmenliğinden sonra mı? Kesinlikle değilsin."


"Centilmenliğimin bir işe yaramasına sevindim. Akşam görüşürüz o zaman."


"Görüşürüz." diyerek elinde ki poşeti alıp içeri geçtim. Kahvelerimizi içtikten sonra Ahsen ve Esma teyze ayaklandı.


"Biz geçelim sen duş aldıktan sonra gelirsin. Çok geç kalma oğlumun kalbimi çalmışsın. Evde sabırsızlıkla meleğini bekliyor."


Asil'in hali gözümde canlandığında güldüm. "Ben de sabırsızlıkla Asil'i görmeyi bekliyorum."


Onları uğurladığımda kendimi hemen duşa attım. Kahve ve su biraz yorgunluğu atmamı sağlamıştı. Duştan çıkıp hızlıca hazırlandım ve üst kata çıktım.


Loading...
0%