@zeynegul
|
Küçük bedeni biraz daha olgulanmamıştı ama nefreti daha da büyümüştü. Geçirdiği bu iki yılda sadece ailesinden geriye tek kalan amcasında kalıyordu. Amcasında kalmasının tek sebebi onun yüce dolu bilgisiydi. Nafya'nın yanı sıra amcasında da büyük bir nefret vardı ama bunu profesyonelce Nafya'ya yansıtmıyordu. Nafya o istediği için onu eğittiğini sanıyordu, oysa ki amcası bir intikam uğruna Nafya'yı eğitmeye bu kadar istekli davranıyordu. Nafya küçük bedeniylede olsa eğitimlere cevap verecek nitelikteydi ama bedeni değildi onu güce iten ; nefretiydi. Yorulduğunu hatta hareket edicek gücü kalmadığını anladığında, amcasına elini kaldırdı, bu el kaldırma işaretinin amcası ne anlama geldiğini bildiği için kafasını bir kere daha sallamakla yetindi. Nafya hızla küçük, az eşyasız, renksiz odasına girdi. Yorulduğunda dinlenmemesi, pes etmemesi için hızla tahta yatağının Pes etmeyerek, sert bir nefes çekerek sandığı hızla yerine yerleştirip, hızla odadan çıktı. "Nerede kalmıştık? " Diye sordu tek kaşını kaldırarak. Amcası yani bir nevi ustası ne için gittiğini bilerek sırıtarak cevap verdi. 1993 Eylül'ün 5. (Şimdi ki zaman) "Ha! " Havada olan sol tekmesini hızla önünde duran büyük ustaya salladı. Ninjaların ustası olan usta hızlı hareketleriyle kolayca sert darbesinden kurtulabildi. O şimdi ortada ustasından gelebilecek tehlikeleri gözlemleyerek etrafında dönen yetişkin bir kızdı. Usta arkasından sessiz ve bir O kadar hızlı bir biçimde darbeye hazırken omzunun üzerinden, keskin gözleriyle, darbe atıcak olan ustasına baktı ve hemen yan bir şekilde hızla kendi etrafında döndü. Ustası, Nafya'nın darbeye vericek olan karşılığını bilerekten nefes dahi almadan, ön taraftan saldırıya geçti. Nafya aynı hızda nefes nefese ayaklarını yerde sürterek düşmesini engelledi. Elindeki küçük çakıyı tam yaşlı adamın kulağının bir santim gerisinde durdu. "Yapacakların bu mu? Hala beceriksizsin" Yaşlı adam bunları , karşısında duran kızı kışkırtmak için söylemişti. Nafya yerinden doğruldu "Eğer hala beceriksiz olsaydım, o çakı bir santim yanında değil, tam beyninin içinde olurdu" Adam bunları biliyordu. Eğer beceriksiz biri olsaydı, o çakıyı fırlattığı gibi yaşlı adamı öldürürdü ama yaşlı adam karşısında ki kıza sonsuz güveniyordu, bu yüzden kızın hamlesine kaçarak değilde, onu izleyerek cevap vermişti. Nafya Keskin, hayatını değil de çoçukluğunu çalanlardan intikam almak istiyordu. Anlından düşen terlerle duvara sabitlenen çakıya baktı ve sadece uzun zamandır istediği şeyi hayal ederek gözlerini kapattı. Elinde tuttuğu silahı karşısında ki hayal ettiği figüre saplamak istiyordu. "Şimdi hazırmısın? " Dedi usta, Nafya'nın hazır duran gözlerine bakarak. Nafya için bu soru hoşuna gitmişti çünkü Nafya, usta karşısında kendi kararını veriyordu, tabi bu yüzüne yansımadı. "5 yaşında hazırdım" Dedi her zaman ki boğuk sesiyle. Gözünden o onlar gitmiyordu ve bu vücudunun daha istekli hale gelmesini sağlıyordu. Usta ise sırıtarak Nafya'ya baktı çünkü o da kardeşinin intikamını en içten şekilde almak istiyordu. Kardeşi için yarım bıraktığı mesleğine tekrar döndü. Ve en iyi öğrencisini yetiştirdi . O Çese halkının en iyi ninjası artık. Çalışmalara kısa süreliğine ara vermişlerdi. "Ne yapman gerektiğini biliyorsun değil mi? Orası senin planını uygulaman için çok tehlikeli Nafya" Dedi tedirgin sesiyle. Nafya bileğinde ki kumaşı sağlamlaştırırken, ona yandan bakarak "Bunca zamandır, tereddüt etmek için mi çalıştık usta" Dedi katı sesiyle. Ustası ona yumuşak bir gülüş attı. "Her neyse planını uygulamana izin verdim hatta seni bunun için eğittimde " Nafya sıkıcı bulduğu konuşmayı, kısa kesmesini isteyerek "Ee" Dedi. Ustası bıkkın bir bakış attı. "E' si planına uygulamadan bir gün önce bana haber ver. " Nafya ona döndü, kolunda ki kumaşı sağlamlaştırmış biçimde. Ustası onun ne demek istediğini anlamıştı çünkü psi çetesini bu uzun ve verimli süreçte uzunca araştırmıştı. Çete ; kendi halkının gövdesinde büyük bir rol oynuyordu, çokça sevilip, saygı duyuluyordu, bu nedenle eğer çeteden birine zarar gelse tek psi çetesinin halkı değil, diğer halklarda buna haberdar olurdu. Bu Nafya' da oluşan bir özgüven değildi, nefret ve intikamın birleşimiydi. Ustası Nafya'nın bu nefretini en iyi şekilde kullanıyordu, ona gençken eğittiği öğrencilerinden daha fazla eğitiyordu, daha fazla zorluyordu ama bu zorluk Nafya'nın nefretinden daha basit kalıyordu. Ustası artık yaşlanmıştı ve intikam almaya ne kadar o da Nafya gibi cesaret etsede artık vücudunun tek başına on kişiyi yere serecek kadar güçlü olmadığını biliyordu. (2 ay sonra) "Hazır olduğuna inanıyorum " Dedi usta Nafya'yı inceleyerek. "İnanç umrumda değil, sadece tek istediğim -" Nafya sinirle cümlesini kurarken ustası başını sallayarak sözünü kesti "Unutma bu nefretini doğru yerde kullanırsan kimse senin önünde duramaz " Ustası şaun ki kurduğu cümleyle ,Nafya anlatmak istediğini anlamıştı. Bugün planının ilk adımını uygulamak için harekete geçme zamanıydı, Nafya bugün öfkesini kontrol edip, o gün geldiğinde içindeki tüm nefreti haykırmak için bügünlük nefretinin sesini kısmak zorundaydı ama bu nefret hiçbir zaman sessiz kalamayacaktı. Ustası onun inanç'a ve değerlere saygı göstermesini ve inanmasını istiyordu. Kader vardı ve Nafya'ya göre onun yaşaması için birinin ölmesi gerekiyordu. Nafya biliyordu o gün ona da birşey olabilirdi ama o gün tek bir can yok olucaktı. ✳️ Nafya kendini hazırlamış biçimde, amcasının yanına vardı. Grinin siyah tonunda bir kumaşla kendine boydan boya bir kıyafet yapmıştı ve onun için gizliden gizliye önemli olan siyah kuşağı, ince belindeydi. Kuşağının üstünde olan, bıçağı andıran ince ve keskin olan bir odun parçası vardı. "Nelerle karşılaşacığını biliyorsun değil mi? " Dedi yaşlı usta, güçlü duran bakışlarıyla. Nafya'nın eli kuşağında ki silahta,kafasını bir kere salladı. "Kızsın diye en az bir kişi karşı çıkıcak " Usta salonda votka atarak anlatmaya başladı. "Ama önemli olan çetenin lideri. Onun kalbini delmek istiyorsan ilk başta onun gözüne girmelisin. Öyle bir davranıcaksın ki hedefine " Diyerek Nafya'ya tek kaşını kaldırarak baktı "Ulaştığında bile diğerleri asla senden şühpelenmiyecek " Çünkü biliyorlardı, Nafya'dan yada herhangi birinden şühpelenseler acı bir idam vereceklerdi. ✳️ Nafya'nın şimdi o çoçuk görünümlü , içinde büyük bir yetişkini barındıran yıllar önceki hali onunla gurur duyuyordu ama Nafya'ya göre gurur duymanın zamanı değildi çünkü hala o lanet kurşun cebindeydi. Tüm emeklerinin hakkını verme zamanıydı. İdam edilmek umrunda değildi sadece tek istediği ölmeden önce annesinin, babasının ve yıllar önce ki o kızın katili olan katilin, katili olmaktı. Tüm nefretiyle birazdan gireceği kapıya baktı, öncekinden daha da nefret doldu. Uzun , sırmalı saçlarını her zaman ki gibi alttan toplamıştı. Eli silahında kararlı ve çatık kaşlarla birlikte nefretine ilk adımını atmış oldu..... O şimdi ninjanın tam tanımıydı. O buraya casusluk yapmak için ilerlemiyordu O zaten bir casustu. Uzun, demir aralıklı kapının tam önündeydi. Tam ustasının dediği gibi kapıda bir görevli yoktu. Uzaktan zayıf ama kaslı bir erkek vücudu görünüyordu. Onu gören genç adam ne olduğunu anlamaya çalışarak kıza baktı. Kız mı, erkek mi? Olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kapıya merakla ilerledi. Psi halkından biridir diye düşünerek kapıya doğru ilerledi. Bir korumaları vardı ve o şuanda yemek molasında olduğu için ona arada bir kapıya bakmaları için bahçede tutuyorlardı. Bunun gereksiz olduğunu söylemişti onlara ama şimdi kapıda tamamen siyahtan başka bir vücud ve kafa gördüğü için haklı olduklarını düşünüyordu. Kapıya yaklaştıkça Nafya'nın sadece açık teni olarak kalan yüzüne bakıyordu. Garip bir şekilde kafasını kapıya doğru salladı çünkü kapının nasıl açıldığını bilmiyordu ama bunu kıza belli edicek değildi. Eliyle bir dakika işareti yaparak, koşarak kapının önünden ayrıldı. Nafya kafasını yana yatırarak bıkkın bir nefes verdi. İki dakika sonra o çoçuk, koruma üstlü olan bir adamla kapıya doğru yaklaştı. Koruma üstlü adam elinde ki anahtarla kapıyı açtı ve yanında ki adam gözlerini açarak adamın anahtarı açmasını izliyordu, Nafya onun yüz mimiklerini hiç beğenmemişti. Kapı hafif bir gıcırtıyla açıldı. Nafya izin almadan kapının içinden geçti ve cenaze yerini hiçte beğenmemişti. Kapıyı açmayı bilmeyen adam iki adımla Nafya'nın önünde durdu. "Hop. Dur bakalım, nereye gidiyorsun? " Dedi. Omzuna kadar gelen siyah saçları vardı. Altında kot pantolun, üstünde koyu açık fark etmez tüm renkleri bulunduran bir gömlek vardı ve gömleğin de içinde beyaz bir tişört bulunuyordu. Nafya "Sen kimsin? " Dedi onu inceleyerek. Aradığım bu mu? diye düşündü içinden sonra baştan aşığı önünde ki adamı inceledi, hayır. Aradığı bu olamazdı, aradığı bu kadar beceriksiz olmamalıydı. Adam, kızın onu incelemesinden rahatsız olarak kıpırdandı. Sonra yine o Nafya'nın nefret ettiği o yüz ifadesini yaptı ve korumaya döndü "Kıza bak o buraya gelmiş, o böyle giyinmiş, o beni sorguluyor " Dedi tek nefeste. "Oh " Diyerek büyük bir nefes verdi. Ellerini iki yana açıp, kıza kaşlarını kaldırdı. Yan tarafta ise koruma kısık gözlerle Nafya'yı inceliyordu. "Bir bakış bile senin sonunu getirebilir Nafya" Amcasının sözlerinden birini hatırlayarak, korumaya belli etmemeye çalışarak yandan bir bakış attı. O sırada koruma, Nafya'nın önünde duran adama "Baksana iş için gelmiş belli. Kıyafetleri.... Kuşağı..." Nafya bu sözlerle rahat bir nefes aldı. Korumanın bir eli çenesinde, diğer eli çenesinde duran elinin dirseğindeydi, sesi alçak çıkıyordu , eğitimsiz gibi görünen bir eğitimliymiş aslında ama yaşı gereği burada az kalmaya niyetliymiş olan gözlerle bakıyordu, yaşlıydı ve bu Nafya'nın işine gelirdi ama Nafya hiç bir başkasının işinden veya duygularıyla ne kendini yüceltirdi nede bu işlerlerle uğraşmasını bilirdi. Nafya, korumanın sözleriyle birlikte sertçe kafasını bir kere salladı. Önünde duran adam ona gülerek, küçümseyici bir bakış attı, bu sefer o Nafya'yı inceledi. Nafya onun bakışlarının inadına "Beni liderine götür " Dedi onun bakışlarının inadına . Adam ellerini kaldırarak ona baktı "Tamam lider gibi bir görüntümüz yokta ama görevli gibi bir görüntümde yok " Dedi trip atar gibi bir sesle. Yanda duran koruma gülürek onları izliyordu. Nafya onun ne olduğunu anlamıştı. O çetenin üyelerinden biriydi. Nafya sanki bu dikkatini çekmemiş gibi konuşarak "Görevli gibi gözükseydin daha iyiydi " Dedi Nafya. Adam kıyafetlerini inceledi halbuki Nafya'nın bahsettiği bambaşka bir şeydi. Koruma, Nafya'nın ilerleyeceğini anlayarak başıyla ilerlemesi için işaret yaptı, Nafya ise önünde ki adama bakmadan görevliyi takip etti. Arkasında ki o koca gözleri hissediyordu. "Ne gıcık kız " Dedi arkasından söylenip, onları takip ederken ama Nafya duymuştu..... Büyük binaya baktı, avı orada onu bekliyordu. Burası evleri gibiydi, büyük binanın yanında beşe yakın küçük alanlarda bulunuyordu, bu da çalışma yerleriydi. Büyük bir bahçe vardı, giriş kapısından temel kapıya doğru ilerleyen pürüzsüz bir yol ve geri kalan herşey küçük çimenler ve hanlardı. Ve çete için çalışan zavallı insanlar ama birazdan zavallı insanların arasına girmek için o da çabalayacaktı. Nafya, görevlinin ittirdiği kapıdan içeri yavaşça girdi. Burası bir evden çok ihtiyaç karşılama yeri gibiydi ; uyku, yemek. Nafya'nın içinde yıllar sonra az da olsa bir kıpırdama olmuştu içeri girdiğinde. Nafya kısaca ama net bir şekilde içeri baktı. "Buradan " Dedi önünde ki güvenlik, koridorun hemen karşısında ki yarı açık olan kapıyı göstererek. Nafya'nın içi daha bir nefretle dolmuştu ve burnundan soluyarak görevlinin tamamen açtığı kapıdan içeri girdi. Arkasından da kapıyı açmayı bilmeyen adam girdi. Görevli görevini yerine getirdiğine inanarak oradan ayrıldı ama Nafya bu adamı unutmayacaktı çünkü nede olsa liderlerinin katilini o eve sokmuş olucaktı. Nafya görevlinin ayrılışından gözünü ayırıp, temel salonda bulunan kişilere baktı. Hepsi şok içinde Nafya'ya bakıyordu. Hangisi? Diye düşündü Nafya içinden. Kalçasını masaya yaslayan, kızıl ,kerkürlü ,dipleri siyah, uzun saçlı olan kız olamazdı çünkü aradığı bir adamdı. Oturduğu yerden yemeği önünde duran , şaşkınlıkta kaşığı ağzında tutan kilolu adam da olmazdı. Olabilirmiydi? Hayır. Arkasında kalanın zaten az önce o olmadığını anlamıştı. Dışarıdan biri olabilirmiydi? Saçmalık! Nafya her tarafına bakarak avını arıyordu. "Bu ne şimdi? " Dedi kaşığında ki yemeği geri tabağa koyan adam. Kızıl saçlı kız şaşkınlığına bir kenara bırakarak tırnaklarına bakmaya başladı "Den bile yemeğe ara verdiyse ciddi şeyler olmalı" Dedi kız Nafya'ya dönerek. "Kimsin? " Dedi kız masadan uzaklaşıp, Nafya'ya yaklaşarak. Nafya uzun zamandan sonra ilk defa kendi yaşıtında bir kızı görüyordu. Evden dışarı çıkmıyordu çünkü o en son çıktığında bir daha o eve girememişti artık ustasının evi onun eviydi, bu sefer evini terk etmişti ama bu sefer bir kayıpla değil, bir kazançla dönücekti. Kızın yüz hatları Nafya kadar olmasa da onunki de sertti. Üzerinde kapşonlu , gri bir takım vardı. Teni bizlere göre daha kapalıydı ve sanki bunu kapatmak istermiş gibi makyaj yapmıştı. Tırnakları fazlasıyla uzundu ve siyahtı. Nafya güzellikten anlamazdı ama diğer insanlara göre bu kızı güzel bulduklarında da emindi. Kızın sorusu hava da asılı kalmıştı çünkü Nafya ona cevap vermeden karşıya bakıyordu. Hepsi, Nafya'ya tuhaf tuhaf baktı. Yemeğin başında duran adam Nafya'nın Omzunun üzerinden gülerek "Aaaa" Dedi ve ayağa kalktı, oturduğundan daha da kiloluydu. Nafya kimin geldiğine omzunun üzerinden baktı. "Liderim" Kilolu çoçuğun sözüyle kastkatı kesildi. Oydu şuan arkasında duran kişi yıllarını, çoçukluğunu mahveden kişiydi. Sanki ağır çekimdeymiş gibi ilk kafasını haraket ettirdi sonra ise tüm vücuduyla ona döndü. Bakınca bir an afalladı çünkü kilolu çoçuk ona 'lider' demeseydi, lider olduğuna inanmak için bin şahit lazımdı. Pembe yönlü kazağı ve en ilginçide bu kazağın altında olan pembe şortuydu. Açık Sarı saçları gürdü. Bakışları aslında keskindi ama bu kıyafetlerin içinde çoçuk gibi gözüküyordu. Boyu uzundu, vücudu ise kıyafetlerine nazaran çalıştığını belli edercesine sıkıydı, vücudunda da olduğunu belli eden,boynu dövmeyle kaplıydı.Yeni uykudan belli olurcasına yüzünde bir mahrumluk vardı. Nafya onu kısa bir an süzdü. Bu mu? Diye düşündü. Şimdi kirli ellerini bir pembe kazağın içine mi saklamıştı? Nafya onun yüzüne bakınca midesinin bulandığını hissetti. Rezalet diye düşündü içinden. Nafya ona öyle bir bakıyordu ki şaun yüz metreden olan biri açıkça onun nefretini yüzünden okuyabilirdi. Liderleri, Den'nin şakalarından ayrılıp, gülerek davetsiz misafirlerine baktı. Nafya'nın bakışından korkmamıştı ama birşey hissetmişti. O kadar güçlü ki hissedilecek türden. Yapıcam dedi içinden, onun işini bitiricem , ne kadar zor olursa olsun zaten Nafya kolaylığıyla ya da zorluğuyla ilgilenmiyordu. Bu mu yani?! Bu lanet mi benim hayatımı mahvetti. Bu mu benim çoçukluğumun, annemin, babamın nefesine son verdi. Bu kadar kolay mıydı? Tetiği çekip, bu halde olmak bu kadar mı kolaydı! Ama Nafya ona bakınca sadece ama sadece acıma hissetti çünkü onun elinden ölücekti, kurtuluşu yoktu. "Bu da yeni gelen kız, iş için gelmiş sanırım" Dedi kapıyı açamayan adam. Liderleri olacak kişinin tek kaşı havaya kalktı. Nafya izlendiğini bilerek bakışlarını zemine çevirdi. Şaun da ona öyle bakmanın bir manası yoktu, şaun hayalinde ki görüntüyü elde edebilmek için o kızın çığlıklarını susturmak zorundaydı. Lider, bir adım öne çıkıp, Den'nin yanından ayrıldı. Nafya bu uzak olan yakınlığa bile tahammül edemiyordu. Aralarında on adım bir mesafe olmasına rağmen. Nafya sadece Bakışları dikkat çekmesin diye indirmişti, tamamen güçsüzlüğünden değil ama onlar öyle bilsin, onun için fark etmezdi. İnsanların duygularını umursamaması uzun zaman olmuştu, kendi duygularını sildiğinden beri. Nafya yüzünü kaldırdığında, lider ona bakıyordu. Nafya şimdi katilinin gözünün içine bakıyordu, şu durumdan öyle nefret ediyordu ki şuan, gözlerini sökmek istiyordu. "İş mi? " Diye sordu Den inanamayarak "Sen ciddimisin Yaka? " Diye sorarak döndü kapayı açamayan çoçuğa. Yaka ise ellerini iki yana açıp, kaşlarını kaldırdı "Zaten buraya başka ne için gelebilir ki? " Dedi üyelerin yüzüne teker teker bakarak. "Erzak istemek için gelmesin? " Dedi kızıl saçlı kız, ellerini göğsünün, altında bağlayarak. Yaka dalga geçer gibi gülerek elleriyle baştan aşağı Nafya'yı gösterdi "Sence bunda hiç erzak isteyecek tip var mı? " Dedi. " Hem isteyecekse bile gerçekten erzak istemenin kurallarını bilmiyor " Diyerek Nafya'ya döndü "Bak dostum eğer erzak isteyeceksen ilk başta çamura batmalı, sonra saçlarında pireler çıkmalı " Beyaz saçlı kız yüzünü buruşturdu "Peki ne gibi bir iş? " Diye sordu lider, Nafya'nın kötü bakışlarının farkına vararak. Nafya güçlü bir ifadeyle, lidere döndü "Güvenlik " Dedi kısık bir sesle, gözlerini liderden ayırıp, yere baktı. Lider şaşkınlık ifadesini yüzünde gizledi ve dışarı aktarmadı. Şaşırmasının sebebi bunu aniden duymasıydı. "Güvenlik mi? " Dedi Den ve kahkahıyı bastı. Nafya gözlerini yerden ayırıp, ona baktı. Kızıl saçlı kız kaşlarını kaldırdı. Yaka ise olayları sakince izliyordu ve liderinin tepkisine baktı. Lider duyduğu cümlenin etkisiyle içindekileri dışa vurmamaya karar verdi. "Aman tanrım bundan daha saçma birşey duymamıştım" Dedi Den Nafya'nın yüzünde ki ciddi ifadeye bakarak, gülüşü aniden dondu "Hey gerçekten mi? " Dedi ve sonra şaşkınlıkla liderlerine döndü. Lider sadece Nafya'ya bakıyordu . "Şaka olmalı ya" Dedi Den elini savurarak. "Sence şaka yapıyor gibi bir hali var mı? " Dedi Yaka, Nafya'yı göstererek. Den heybetli vücuduyla , Nafya' ya doğru yürüdü "kızım sen kimsin bilmiyorum ama" Diyip yüzünü buruşturarak, Nafya'nın yüzünü inceledi "Sen bu yüze rağmen bizi koruyamazsın" Dedi Nafya'nın ciddi yüzünü ima ederek. Başka bir kız olsa yüzünde ne var diye bakardı ama Nafya sadece ona öyle bakmaya devam etti. Den ellerini başının arasına alıp, arkasına döndü " Kız bir tepki de vermiyor " Dedi. O kız çok önceden tepki vermişti diye düşündü Nafya. Derin bir nefes alarak üyelere ve lidere baktı. "Kararınız nedir? " Dedi kurkusuzca, içinde ki tereddütü göstermeyerek, sesi düz ve katıydı. "Ben hala şoktayım bana bakmayın" Dedi Den. Nafya anladı ki liderleri üyelerinde fikrini sorucak. "Çık şu şoktan amına koyım " Dedi kızıl saçlı kız. Burada, bu zamanda küfür etmek güç isterdi, küfür edebilen güçlüydü kendince ve Nafya duyduğu küfürle bir tepki vermedi çünkü beklediği birşeydi. Üyeler ve liderde kızın küfrüne karşı bir tepki vermedi. Bu demek oluyordu ki liderinden korkmuyordu. Burada sanki herşey bildiği, hayatın tam zıttıydı. Şuanda bu kızın bırakın liderinin yanında küfür etmesini yanında rahatça bu şekilde duramazdı bile. Ama bu kız küfür edebiliyor diye kendini güçlü zannediyordu. "Güçlü müsün ? " Diye sordu Den artık şaşkınlığını bir kenara bırakarak . "Evet " Dedi Nafya bu soruyu soracaklarını biliyorlardı. Bu her güvenliğe girecek olan kişilere sorulan sorulardan biriydi. "Peki ne gibi bir marifetin olabilir ki? " Diye sordu kızıl saçlı kız alayla sırıtarak. Nafya bu soruyuda sorucaklarını biliyordu aslında tüm güvenliğe girecek kişilere aynı soruları soruyorlardı ve bunu sanki ilk defa soruyorlarmış gibi davranıyorlardı, Nafya şuan bu soruların ayarlı olduğunu biliyordu. Hatta, belki de hepsi kendi sorucağı soruları ezberlemiştir. Nafya kısa , net ve uzatmadan cevap vermeyi zaten önceden düşünmüştü ki düşünmesiydi bile yine böyle cevap verirdi "Öldürüyorum" Dedi bu diğerlerine göre fazla kısa ve net bir cevaptı ve Nafya bu cümleyi kurarak liderle özlellikle göz teması kurdu. Lider gözüne girmek istediğim için ona öyle bakacağımı düşünecek diye düşündü Nafya ,zaten de bir nevi amaç ilk başta gözüne girmek değilmiydi ama bakışlarının onu ele vermeyeceğini hatta bu konu da kattı sağlayacağını düşündü. "Buna mı güçlüyüm diyorsun? " Dedi kızıl saçlı kız yüzünü buruşturarak. Nafya stabil bakışlarını ona dikti ve kendine güvenerek konuştu "Küfür etmekte bir güç göstergesi değildir " Dedi. Kızıl saçlı kız küçümseyici bir şekilde sırıtarak, yerinden doğruldu . Yaka ve Den ise ortamın kasvetlendiğini hissediyorlardı. "İnsan öldürmek bir güç göstergesi mi? " Diye sordu . " Eğer öldürme mi hakediyorsa evet öldürürüm ama zaten benim öldürdüklerime insan denilirse " Dedi kaşlarını kaldırarak. Lidere de bakmayı ihmal etmedi. Salonda ki herkes ne demek istediğini anlamıştı. Den açık olan ağzını, eliyle kapattı. Yaka, kızıl saçlı kızın yanına gidip sanki teselli edercesine omuzuna dokundu "Üzülme dostum ama bana bile söylememesini rağmen etkisinde kaldım ". Kızıl saçlı kız yutkundu. " Peki sence nefret bir güç göstergesi mi? " Diye sordu lider, salondakiler konu büyümesin diye böyle bir soru sorduğunu düşündü ama soru tamamen Nafya'nın bakışlarıyla ilgiliydi. "Evet " Dedi Nafya. Bunu en iyisi kendisi bilirdi, ne de olsa nefreti onu buraya kadar getirmişti. "Nefret bir güç göstergesi değildir , bir yangın gibidir doğru ama sonuç ne olursa olsun " Dedi ve Nafya' nın çok yakınında durarak " Geriye sadece külü kalır " Dedi ciddi bir ifadeyle, Nafya şu dakikalardan itibaren en ciddi yüzünün bu olduğunu düşündü. Nafya ona zerre çekinmeden bakıyordu zaten onun için hiçbir insanın konumu önemli olmamıştı, o Nafya'ya göre bir lider değil, kurbandı. "Biz o küllede idare etmesini biliriz " Dedi. "Ama ya o külleri biri aniden üflerse? " Diye sordu lider, kaşlarını kaldırarak. Üflemek mi?! Nafya dalga geçtiğini düşündü ve bu daha da çok sinirlerini bozarak ona bakmasını sağladı. "Oğlum sen baya kara bahtlı oldun şuanda, şaun bu saçlarını siyaha çevirme zamanı geldi , bak zaten dibi geldi" Dedi Yaka, kızıl saçlı kızın saçının bir tutamını savurarak. Kızıl saçlı kız ise oflayarak "Dibi falan gelmedi, bu moda" Dedi. "Kimin modasıymış? " Dedi Yaka tek kaşını kaldırıp, alayla. "Benim modam" Dedi özgüvenli bir şekilde. "Ve ayrıcana sadece kendi modama uyarım ve modayı da ben baştan yaratırım " Sol işaret parmağını döndürerek. "Oğlum bunu siyah saçla hayal edince bir korktum ya. Şu tipe bak be " Dedi Den onun sözlerini duymayarak ve kızıl saçlı kızın yanaklarını çekerek. Kızıl saçlarıyla oldukça uyumlu olan ve bir çekiğe göre rengi yeşile çalan,kedimsi gözlerini devirdi. Onlar kendi içinde sohbet ederken, lider ve Nafya sadece bakışıyordu. Nafya , o ve nefreti bir tek varmışçasına ona bakıyordu. O ise Nafya'nın gözlerinden aldığı cevapla , kararlı bir sesle " Sınavı hazırlayın " Dedi. İşte Nafya'nın duymayı beklediği cevap tam olarak buydu. Nafya geri adım attı ve hazırda bekli olan Yaka'yı takip etti. "Desen, Den sizde geliyorsunuz " Dedi lider emir tonuyla. Nafya'nın arkalarından ilerlerlerken Nafya yan gözle onlara baktı, hepsinin gösteriyi izleyecek olması onu daha da sevindirdi. Herşey hazırdı ,ok yerleri , katanısı ve yıldızlar ama tek bir yer yoktu, Nafya'nın gizlice usta olduğu konu silah. Bu Nafya'yı daha sevindirdi çünkü en zorlandığı konu ve en başarılı olduğu konu aynıydı ve onu yine tam vaktinde kullanıcaktı. Asla silah çekmemişti sadece nasıl çekileceğini öğrenmişti çünkü ilk silah çektiği şeyin bir tahta ya da elma olmasını istemiyordu, öğrenmesine zorladığı kişiye çekmek istiyordu. Ve silah genelde kullanılmazdı. Uzakta bekleyen bir zamanlıyıcı vardı ve aniden bağırdı "İlk ok! " Dedi ve bayrağı hızla indirdi. Üyeler onun ne yapıcağına merakla izlerken, Nafya onlara yandan bakarak ok yerine ilerlemeye başladı. Çalışanlardan biri eline oku verdi ve kilometrelerce uzakta olan küçük ovulmuş ağıcı gösterdi. Nafya oraya atmak zorunda değildi aslında yakına atması bile yeterdi, bu kuralı da biliyordu ama daha iyisini yapıcakken neden kötüsü nü yapsın ki? Bu yüzden bu Kuralda onun için sayılmazdı. Nafya oku yavaşça ve yüzünün hatlarına göre zarifçe aldı. Lider onu izlerken ilk defa bir ok bir insanın elinde hem gücü, hem zarifliği tarif ediyor diye düşündü. Nafya oku tam kulağının dibinde ayarlamaya çalışarak, gelecek olan talimatı bekliyordu. "Atış! " Gelen talimatla birlikte Nafya oku hızla hedefine doğru fırlattı ve okun sertliğiyle ve hızıyla toplu olan saçları uçarak açıldı. Lider ise bir mucizeye bakıyormuş gibi bakıyordu, Nafya' ya, lider olarak bir okun nereye gittiğine bakması gerekirken, fark etmeden hayranlıkla Nafya'ya bakıyordu. Nafya atışının nereye isabet ettiğine bakıyordu ve tam da tahmin ettiği gibi değil, kendisinden tamda beklediği gibi ok tam oyluğun içindeydi. "Vay! Kıza gel " Dedi, Den ağzı açık bir şekilde, anlaşılan tek hayran olan lider değilmiş. Nafya onlara uzakta olduğu için seslerini çok kısık bir biçimde duyabiliyordu. Eğildi ve yerden ikinci okunu aldı, diğerleri ne yapıcak diye heyecanla bekliyordu. Nafya onlara döndüğünde bir anda onu izleyen iki çift keskin göze isabet etmek istediğini düşündü ve oku onlara tutarak ve bakarak gevşetti. Den korkudan yutkundu. Lider ise o an gülümsemesi dondu ve onun gözlerinde ki şeyi gördü. Nafya ise kısık bir sesle " Daha zamanı değil " Diyerek yan döndü ama onlara da bakmaya devam ederek oku tam ağacın yanında ki sincaba vurdu ve oku yere bırakıp, Tam Desen'nin yanında durdu "Size insan öldürmediğimi söylemiştim " Dedi küçümseyici bir alayla "Akşam yemeğinizde hazır olmuş oldu" hızla onların yanlarından ayrıldı. Hepsi yapılan bu kinayeci cümleyle birlikte Nafya'nın arkasından baktı. Koyu kahve uzun ve doğal olan dalgalı saçları sallanarak, güçlü bir şekilde ilerliyordu. "Bu kızın davranışlarına mı alışmak daha zor yoksa sözlerine mi? " Diye sordu Den şaşkınca. "Bıraktığı etkiye " Dedi lider kısık bir sesle gülümseyerek. Hepsi şaşkınlıkla liderlerine döndü. Lider biraz etrafına baktıktan sonra "Yaka'ya karşı " Dedi ve Yaka, liderin yanına gelip, kısık bir sesle "Beni öldürmek mi istiyorsun? " Dedi, bunu duyan Den'de olduğu yerde gülüyordu. Nafya katınası yerinde ona tiksinerek baktı, işte böyle insanları bir birine düşürürsün diye düşündü ama liderin düşüncesi onunla tam zıttı, lider kendi grubunun da güçlü olduğunu Nafya'ya gösterme niyetindeydi. Yaka yutkunarak ve silkelenerek katınası yerine girdi. Hepsinin tabiki de en iyi olduğu konular vardı ama hepsi tüm silahlarda aynı derecede eğitim alıyordu. Yaka , liderine dönerek ne yapması gerektiğini söylemesi için bekledi. Lider ise köşede duran plastik yıldızları, Yaka'ya doğru uzattı, Yaka ise biraz uzağında olan Nafya'ya uzattı diğerlerini. "Başlayın! " Çalışandan gelen emirle birlikte, Nafya dehşet içinde lidere bakıyordu , burada birbirimizi öldürmemizimi isteyecek diye düşündü. Lider ise Nafya'nın bu işi bilmediğini düşünmeye başladı. Nafya ilk adımı Yaka'dan bekledi, Yaka ise Nafya'dan. "Yaka'yı biliyorsun sürekli ilk adımı karşı taraftan bekler, bu aşkta da ve savaşta da aynı şekil" Dedi Den ve devam etti "Ama karşısında ki ni bilmiyoruz Yaka'ya zarar vermesin ? " Diye devam etti kollarını birleştirip, kaşlarını kaldırarak. Lider ise ona imalı bir şekilde bakarak, tek kaşını kaldırdırdı. Den ise akıllı liderinin ne yaptığını anlamıştı. Lider olmak için akllı, güçlü ve lider ruhu taşıman gerekiyordu ve liderleri her ne kadar ilk bakışta bu özellikleri taşımıyor gibi gözüksede, ruhunda taşıyordu. Ki zaten aksi olsa şuan ki konumda olamazdı. Her ne kadar aile soyundan lider yapmaya çalışsalar da, bu özellikleri taşımayanı yapmıyorlardı. Nafya bir Yaka'ya, bir elinde ki yıldıza ve birde onu izleyen acımasız bulduğu lidere bakıyordu. Yüz ifadesi daha da sertleşiyordu. O bunu isteyecek kadar zalim diye düşündü. Yaka'ya baktı ve elinde ki yıldızı yukarı doğru fırlattı. "Düşündüğümün aksi çıksaydı, kendimden şühpe ederdim " Dedi lider, dudakları yukarı kıvrılarak. Yaka önünü göremiyordu ama cam kırıkları ve patlamaya benzer sesi duymuştu. Nafya sertçe, lidere doğru döndü "Masum bir insana zarar vereceğime, aydınlığı karanlığa çevirmeyi tercih ederim " Diyerek sahanın çitinden atladı. Tam liderin yanından geçicekken, lider onun önüne çıkarak önünü kesti "Bende masum bir insana zarar vereceğime kalkanlarımı plastik olarak kullanmayı tercih ederim " Dedi aslında bunda birçok anlam vardı, masum insanlar için kendimi tehlikeye atarım demek istiyordu çünkü silahı plastiktendi. "Hem bir yukarı bak istersen " Diyerek başıyla yukarıyı gösterdi. "Eğer o yıldız gerçek olsaydı, burası sadece karanlık olmazdı, yangın çıkardı " Dedi ciddi bir ifadeyle, Nafya'ya dönerek. "O zaman benden sana bir tavsiye lider " Dedi bir adım atıp, son kelimeyi vurgulayarak "Bir daha ki ne, ne olduğu belli olmayan birinin eline" Dedi imayla " Plastikte olsa silah verme " Diyerek patlattığı ampülü gösterdi . Lider ise sırıtarak ona bakıp,at dudağını ıslattı. "Eee o zaman " Diyerek yakın olan arayı daha çok yakınlaştırdı, Nafya rahatsız olsa da güçlü durmak için bir milim bile kıpırdamadı. "Welcome to me" Diyerek başını eğerek güldü. Nafya onun ne dediğini anlamayarak, çatık kaşlarla yanından geçti. Bu yerlerde sadece zengin olanlar başka diller öğrenebiliyordu. Ki zaten başka bir dil Nafya'nın düşündüğü en son şeydi. Nafya'nın arkasından bakarken ne dediğini anlamadığını anlamıştı ve bunu tahmin etmişti. Halkın sadece yüzde üçü başka dilleri biliyordu. "Herkes ortak salona " Diyerek kimseye bakmadan salona doğru ilerledi. "Ne olucak dersin " Dedi Den liderlerinin ardından yavaşça ilerleyerek. "Ne olucağı sence de belli değil mi " Dedi Desen elleri cebinde ilerleyerek. "Birde şöyle birşey var işe alınırsa çeteninde bir üyesi olucak. " Dedi Yaka. "Yaşlı bekçi geçiciydi, birini bulana kadar dı " Diye devam etti. "Malesef" Dedi Desen ve içeri girdiler. Den hemen masada ki yerine oturdu. Desen , kalçasını masaya yaslayarak söylenicek sonucu bekliyordu, Yaka ise Desen'nin yanına geçti. Lider ve Nafya onlardan önce salondaydı. "Seni bekliyoruz " Dedi Den dirseklerini masaya yaslayıp, avuçlarını çenesine koyarak. Lider derin bir nefes alıp, hepsine kayıtsızca baktı. "Neler yaptığını gördünüz" Diyerek Nafya'yı gösterdi "Ve geçici olarak yaşlı bekçiyi zor ikna ettik " Diyerek yere baktı "Yanii " Nafya'ya dönerek güldü. Üyelerin hepsi anlamıştı. Yaka kaşlarını kaldırarak güldü. Den ise şaşırmamasını düşünerek şaşırdı, bir kızın güvenlik yapması onun hala tuhafındaydı. Desen ise bilmiş bir tavırla kafasını salladı. Nafya üyelere bakarak durumun ne olduğunu anlamıştı. Bu gruba üye olucağını da biliyordu ama tahmininde hızlı olmuştu ve grubun üyeleri onu şuan itibariyle kabul etmesede saygı duymalıydı ve tepkilerini ona göre ayarlamıştılar, ki Nafya'ya göre gerçek tepkileri hiç önemli değildi. Nafya bir kere başını salladı. Onun himayesi altında çalışmak ne kadar iğrencine gitsede, hedefi için ilk başta bu pisliği çekmesi gerekiyordu. Hayat ona bunu öğretmişti. O bu hayattan da nefret ediyordu. Nafya içinden bir dedi çünkü birinci hedefini tamamlamıştı ama Nafya ustasından bu eğitimleri sınava girmek için değil, birinin canını almak için almıştı ve her zaman da bunun bilincindeydi ve bu gerçeği unutmayarak, burada ki zamanını geçirecekti. Den kabullenmiş bir şekilde nefes vererek "Söyle bize adın ne? " Dedi ve bunu ezber olduğu için söylemişti ama içten içe kendisi de merak ediyordu. Nafya güçlü bakışlarla lidere döndü ve onun da ona merakla baktığını fark etti. Önünde de olan masada ki tebeşiri aldı ve büyük harflerle 'NAFYA' yazdı. Tebeşiri masaya koyup, geri çekildi ve yazısının farklılığına baktı ama bu sırada hiç beklemediği birşey oldu : Den kendini yerden yere vurarak kahkaha attı. Nafya ona sertçe döndü. Kahkahalarının arasından "Nafya " Diyordu. Nafya başını eğerek derin bir nefes alıp, gözlerini devirdi. İsmi, ona komik gelmişti. Den koca gövdesiyle ayağa kalkıp tebeşiri aldı ve Nafya'nın 'N' sini 'M' ye çevirdi ve "Mafya" Diyerek daha çok gülüp, Yaka'nın omzunu ittikçe itiyordu. Diğerleride kendini tutamayıp güldü, Nafya hariç, o hiç gülmezdi. "Oğlum tamam Mafya da beni ne itiyorsun burada! " Dedi Yaka ona dehşetle bakarak, Den ise kalkan eline bakıp geri indirdi ciddiyetle "Pardon" Diyip tekrar gülmeye başladı. Şimdi bu çoçuğu öldürmek istiyorum dedi Nafya içinden ve ona kötü kötü baktı. Lider ise bir Nafya'ya birde Den tarafından değiştirilen isme manalı manalı bakıyordu. Mafya normalde buraya aykırı bir kelimeydi. Burada sadece samuraylar, ninjalar ve onların üstü olabilirdi ve birde öğrenciler onlar da zaten karateciydi. Den ortaya geçip ellerini kaldırarak "Vampirimiz vardı " Diyerek Desen'i gösterdi "Liderimiz zaten vardı " Diyerek liderlerine baktı gülerek , Yaka'ya yüzünü buruşturarak bakıp "Bu desen iskelet, zombi " Diyerek Yaka'nın zayıf vücudunu gösterdi, Nafya'ya bakıp "Bir mafyamız eksikti o da oldu tam oldu" Dedi gülmeye devam ederek. "Sen nesin? " Dedi Desen, Den'nin kafasına vurarak "Balina mı? Obez mi? Ayı mı? " Diyerek küçümseyerek sırıttı. Nafya bu laflar karşısında gözlerini devirdi. Kendini tutmaya çalıştı ama "Biraz karşımızda ki ni düşünerek mi konuşsak " Dedi kaşlarını kaldırarak. Desen sırıtmaya devam ederek "O alınmıyor" Dedi. "Domuz" Dedi Nafya kayıtsız bir şekilde Desen'e bakarak. Desen, Den'e bakarak gülüyordu, ta ki tüm bakışları üstünde hissedene kadar "Ha" Dedi şaşırıp, herkese bakarak ve sonra Nafya'nın ona dediğini anladı. Nafya idrak etmesini bekledikten sonra "Burun deliklerin büyük " Dedi omzunu aşığı yukarı hareket indirerek. Desen ise hepsine dehşetle bakıyordu. "Alınmadın değil mi? Nede olsa sende olan birşey" Dedi omuzlarını aşağı yukarı hareket ettirerek. Liderleri gülmemek için dudaklarını bir birine bastırıyordu. Desen ise herkesin güldüğünü görünce öfkeyle odadan çıktı. Nafya böyle birşeyi söylemekten hoşlanmadı ama hayat ona birisi neyi yaşatırsa, yaşaması gerektiğini öğretmişti. Desen herkesin içinde Den'nin fiziki olan özelliğiyle dalga geçti, yaşadı ve liderleri..... Lidere baktı..... O anne ve babasının canını aldı ve Nafya'da onun canını alıcaktı. Den, Nafya'nın yaptığı bu davranışı takdir edercesine baktı "Eee" Dedi ve mahcupmuş gibi elini Nafya'ya uzattı "Madem artık bu grubun bir üyesidin " Dedi lidere ve Yaka'ya bakıp, tekrar Nafya'ya döndü "Ben Den" Dedi gülümseyerek. Nafya onun eline bakıp "Öldürmediğim sürece birine dokunmam " Dedi. Lider ise şaşırıp, kaşlarını kaldırarak başını salladı. Den bir eline birde Nafya'ya bakıp elini indirdi "Ee tamam" Diyip Nafya'nın önünden çekildi. Bu sefer Yaka kendini tanıtmaya geldi "Ben Yaka" Dedi hafifçe gülümseyerek. "Kapıyı açamayan çoçuk " Dedi Nafya ona kayıtsızca bakarak. Den ise Nafya'nın omuzuna vurarak, güldü "Bu da iyiydi kız " Dedi. Nafya ise omuzuna vuran eline bakıyordu "Bir daha tekrar ederse Yaka gibi davranmam, o elini kemiksiz bırakırım" Dedi. Den ise tırsarak elini geri çekip, Yaka'nın yanına gitti , birşey mırıldanarak salondan çıktılar ama Yaka'nın bağrışına bakılırsa, Den onunla alay ediyordu. Nafya ve lider ortak salonda tek kaldılar. Nafya lidere tek kaşını kaldırarak baktı. Lider yerinden doğruldu ve Nafya'ya doğru ilerledi. Elini şakacı bir şekilde uzatıp, gülerek geri çekti "Merak etme uyarıyı aldık " Dedi ve sonra ciddiyetle baktı "Ama ben pek uyarılara uyan biri değilim, bu da aklında olsun" Diye devam etti göz kırparak. Nafya onun yüzünü görmek istemeyerek kafasını hafifçe yana çevirdi. Lider, Nafya'nın kulağına doğru eğildi "Aker " Dedi, Nafya şaşkınlıkla ona döndüğünde fark etmeden oldukça yakındılar. "Adım" Dedi ve gülerek geri çekildi. Güldüğünde daha da çekici oluyordu ve bunu biliyormuş gibi gülüyordu. "Ne o adım sana birşeyler mi hissettirdi " Dedi tekrar yakınlaşarak . Nafya ona tiksinerek baktı "Asla" Dedi sinirle , zaten nefret hissettiriyordu ama Nafya nefretin de bir duygu olduğunu unutuyordu. Aker tekrar geri çekildi, omuz silkerek "Pekii ,adım birşeyler hissettirmese de başka şeylerim birşey hissettirebilir " Dedi imayla ve odadan , elleri ceplerinde geri geri yürüyerek kapıya doğru ilerledi . Nafya onun ahlaksızlığına karşı kusmak istedi. "Bu arada " Dedi kapının tam önüne geldiğinde "Bir güvenlik için fazla güzelsin " Dedi şakacı bir şekilde, Nafya yaptığı şakayı anlamıştı, genelde erkekler güvenlik olduğu için hatta tüm erkekler güvenlik olduğu için bunu söylemişti. Nafya bıkmış bir nefes verdi ve onun kendi yaptığı şakaya kendisinin gülmesini izlememek için kafasını başka yöne çevirdi. Aker omuz silkerek odadan çıktı ve Nafya'yı artık kullanabileceği ve onun da olduğu odada yanlız bıraktı. Nafya birinci adımını atmıştı, bu adımı oldukça sağlam ve güçlüydü. Analiz yaptığında bir çoğu şeyi yanlış hesapladığını fark etti. Lider beklediğinin aksi çıkmıştı aslında ama onun için onun nasıl biri olduğu değil önceden ona ne yaptığıydı. Ve yemin ediyorum ki, o alçak gülüşünü söndürücem diye düşündü sinirle. Bu oda , bu insanlar ve bu intikam onun hem başlangıcı hemde eskisiyle ama hiçbir zaman sonu onlarla olmayacaktı, kendi ne de sözü buydu........ |
0% |