@zeynegul
|
" Ninja olmak için bir çok özellik gereklidir. " Usta on beş yaşında ki öğrencisinin soluklanmasına izin vermişti ama bu süreçte de Nafya'nın pes etmemesi için gerekeni yapıyordu " Ve sende geneli var " Yoğun ve bilge bakan gözleriyle öğrencisine döndü "Ama sende en çok ne var biliyormusun? " Soru sormamıştı aslında " Yada ne yok? " Devam etti yere bakıp kendi kendine gülerek .
Başını yerden kaldırıp, acımasızca Nafya'ya baktı bu kez "Duygu.... "
Uyandığımda kuşların huzurlu sandığı rahatsız edici ciyaklamasını duydum.
Ve bunun yanı sıra ardı ardına gelen küfürler.
Yatağımdan bir dürtüyle kalktım.
Gevşek olan kuşağımı sıkarak, bahçeye hızla ilerledim.
Hararetli bir tartışma da olan ikiliyi gördüm. Yaka ve Desen.
"Sen varya... O kadar safsın ki " Yaka işaret parmağını ona doğru değil de, kendine doğru sallıyor gibiydi ve galiba bu sözleri de kendine diyiyordu.
"Safsam safım! Bu seni niye bu kadar ilgilendiriyor ki?! " Desen ne diyeceğini tam olarak bilemeyerek.
"Çünkü biz birbirimizin arkasına kollamak için aynı evde yaşıyoruz! Çünkü biz bizi bu pisliklerden korumak için yan yana duruyoruz!" Dedi Yaka çatık kaşlarla.
" Den... O niye bu kadar olaylara karışmıyor " Dedi Desen kaşlarını kaldırıp, elini sebep olarak sallayıp.
" O bu tür olaylar da hep geri planda durmayı seçti " Dedi Yaka ses tonunu sakın tutmaya çalışarak.
"Aker.. O lider olmasına rağmen tırnağını bike kaldırmıyor! " Desen sanki birşey duymak istiyor gibi bakıyordu.
" Onu bilirsin gerektiğin de müdahale etmeyi sever" Dedi Yaka soğuk olarak.
"Nafya... "
"O da yeni geldi! " Dedi Yaka artık dayanamayarak " Ben bir şey yaptım diye bir sebep aramana gerek yok! Sen busun işte " Dedi sağ eliyle Desen'i baştan aşağı göstererek " Sürekli yaptıklarımdan bir sebep arıyorsun keşke birazda babanın yaptıklarına bir sebep arasan! Sonsuz inanmasan! " Devam etti acımasızca.
Kendini durdurmak için arkasını dönerek yürüdü sinirle. " Asıl sen " Desen bir adım attı öne doğru " Birileri senin yaptığın birşeyi yapmadığı için bir sebep uydurmasan " Desen arkasından acıklı ama güçlü bir şekilde sırıtarak.
Yaka gözleri olduğu yerde sıkıca yumdu. Derin bir nefes verdi ve yandan bir şekilde ona bakarak gözlerini devirip tekrar ilerledi sert adımlarla.
Aralarında ki konuşmadan bir haberim ama arkada ki çoktan bana karşı yumuşak olan ses konuştu " Sence aralarında ki gerçekten dün ki konu mu yoksa bu kavga da tamamen başka birşey mi gördün? " Arkamı sırıtarak tek kaşını soru sorarcasına kaldıran yüzü gördüm.
" Vay be sizin kızgınlığınız yarım gün mü sürüyor? " Dedim alayla.
"Normal de kızgın kalırdım ama " Dedi ve alt dudağını ısırdı " Bugün öyle bir rüya gördüm ki " Sırıtarak devam etti " Kızgınlığın k'sini bırakmadın "
'Bırakmadın ' derken?
" Ben ve rüya ne alaka şimdi? " Dedim kaşlarımı kaldırıp, kollarımı kavuşturarak.
" Sen vardın rüyam da " Dedi imalı bir sırıtışla.
" Ne yapıyormuşum? " Dedim tiksinerek. Bana rüya gördürtmeyi bırakan adam şimdi gördüğü rüyalardan memnun. Oysa ben hergün kabusu görüyorum.
" Altımdaydın .... Sonra.... İstersen uygulamalı olarak anlatabilirim " Dedi ciddi bir gülümsemeyle.
Ona tiksinerek bakmamaya kendimi ne kadar zorlasam da bu her türlü yüzüme yansımıştı.
Bir adım doğru ona atarak " Ben asla ama asla senin altında olmam. Böyle hayaller kurma. " Dedim gözlerimi kısarak " Ama üstünde olabilirim " İmayla kaşları mı kaldırarak. Yüzü stabil bir şekilde beni izliyordu. Az buçuk gerizekalı değilse böyle şeylerden hoşlanmadığı mı bilmeli! " Ama senin bunu algılayacak bir algın açık kalır mı orası muamma " Dedim rekabet edermiş gibi.
Bu söylediklerimden zerre korkmayarak bir adım attı. Aramızda sadece bir nefes kadar boşluk vardı "Emin ol ben birşeyi boşuna söylemem. Mucizelere sonsuz inanırım " Dedi beni baştan aşağı süzdü " Ve birini istediğim de, ister istemez himayem altına sokarım " Dedi imayla sırıtarak.
Geri yerinde doğruldu ciddiyetle "Merak etme istemediğin sürece sana asla dokunmam ama gözlerim sana bakınca benden bağımsız hareket ediyor tıpkı kalbim de hareket ettiği gibi " İçten bir şekilde sıratarak, elleri cebinde arkasına dönerek uzaklaştı.
Tanrım beni neyin içine düşürdün böyle? Sana kızmıyorum ama çok zor birşeyin içindeymiş gibi. Bu kadar zor olucağını tahmin etmemiştim. Bunu zorlaştıran ne böyle?
Belki normal bir kız olsaydı yada o normal biri olsaydı, bu normal kız ona tutulabilirdi .
Ama konu buydu işte o ilk başta normal olmayarak beni de kendi gibi anormal yaptı.
⚔️
Kader diye birşey varmıdır? Varsa bu kader niye bana karşı bu kadar zalim? Benim güçlü olmamı istediği için mi ama tam tersi ben bu dünyada ki en güçlü güçsüzüm...
"Seni çağrıyorlar " Yanıma gelen bir işçi bana pekte yakın durmayarak, soğuk sesle konuştu.
Kim? Diye sormaya hiç gerek yoktu. Beni çağıran kişinin hızla odasına gitmek için olduğum bahçeden hızlı adımlarla ilerledim.
Eve girip, kapısını çalmadan içeri girdim.
Sağında Yaka duruyordu. İkiside gayet tam istediğim ciddiyetliklerdi.
Aker içtiği sigarayı küllüğe bastırıp, rastgele bir yere attı. " Madem bu kadar bu olayın içine girdiniz " Dedi ben ve Yaka'ya sırayla bakarak " Bu görev sizin. Desen'in babasını bulucaksınız" Dedi ciddiyetle. Bu bir lider olarak ona birşey sormadan yaptığımızın çıkışıydı bu .
"Yakalayıp ne yapıcaz? " Dedi Yaka ümit ve sinirle.
Özellikle bana bakarak bu cümleyi kurdu " Öldürüceksin... "
Ona hayretle bakmakla yetindim sadece. Kaşlarımı sorarcasına kaldırdım.
Bunu yaparsam ondan bir farkım kalmayacaktı. Beni de kendisi gibi yapıyordu. Ben bir katil olamazdım. Ben bu küçük kızı bir katil olsun diye değil sadece onun canını alan kişinin canını alması için yetiştirdim!
Aklıma birşey dank ederek kaşlarım istemsizce yukarı kalktı.
Ben Desen'in babasını öldürücektim ve O bana düşmancasına davranıcaktı.
Dişlerini sıkarak yine bana bakıp, düşüncemi destekler nitelikte konuştu " Desen'in önünde idam ediceksin "
Hayır dercesine kafamı sallayarak yetindim.
Sinirini belli etme Nafya.
Gözlerimi yumup, kafamı eğdim.
Desen'in babasının acımasız olması Desen'in acı çekmesi gerektiğini ifade etmez.
Zaman çok yavaş.. Bir O kadar da hızlı şuan... Dört çift gözün içinde en çokta iki çift göz bana her santimiyle odaklıydı..
Her zaman böyledir zaten birine kendini kanıtlamak için sürekli daha acısını yapman gerekiyordu.
Eğer hayır dersem güvenliği mi sorgular ve bir amacım olduğuna kadar anlayabilir ama eğer evet dersem küçük Nafya'nın nefret ettiği kişi olmama ramak kalmış demektir.
Kötüler ölmeli ama tüm ben dünyadan öldürerek silmeye kalsam , onların tüm kötü kanlarını üzerim de taşıyarak yaşarım.
Ben sadece birinin kötü kanını üzerim de taşıyabilirim,O da asla ama asla günah değildir .
Tek kelime etmeden hızla odadan ayrıldım.
⚔️
Büyük bir sisin içinde var olmama rağmen yok gibiyim.
Boğulmuyorum ama boğulmuş gibi gözüküyorum.
Belkide o sisin içinde olan ruhumdur...
Kimseyi düşünme Nafya! Sadece o küçük kızın zavallığını düşün!
Yakalanmak istemiyorsan, o katile bile benzemeyi göze al!
Ben karanlık, yanlız başıma bahçede oturmuş bunları düşünürken adım sesleri geliyordu kulağıma.
Adımların sahibi olan Yaka bağdaş kurarak karşıma oturdu.
Sanırım kendisi bu dünya da sıkıcı olan hayatıma daha fazla sıkıcılık katmak için gelmişti.
Ne için geldin dercesine kaşlarımı kaldırdım.
Gözlerine devirdikten sonra yüzüme baktı " Herkes uyudu " Dedi sanki ne diyeceğini bilmiyormuş gibi.
"Eee" Dedim zerre ilgimi çekmeyen bir bilgi olduğu için.
" Sen niye uyumuyorsun? " Dedi nedeni ni bilerek.
Halbuki uyuyamadığım o kadar çok gece oldu ki, uyumak hayatım da son seçeneklere düştü.
Ona tip tip bakıp, yüzümü çimenlere çevirdim ve tekrar ona baktım " Kimseye uyumadığım için hesap vermedim " Çünkü verecek kimsem yoktu " Ayrıcana ben buranın korumasıyım, uyumamam normal " Dedim bahane olarak "Asıl sen niye ayaktasın? " Dedim topu ona atmak için çünkü gereksiz derecede kendim hakkım da konuşmaktan nefret ediyorum. Hatta ben konuşmaktan nefret ediyorum. Keşke dilsiz olsaydım çünkü bu dil varken de kendimi ifade edemiyorum.
Yüzünü sola doğru çevirdi. Derin nefes aldıktan sonra bana döndü "İkimizde salak olmayalım. Niye uyumadığımızı gayet biliyoruz" İşte böyle olun ,boş konuşmayın o katil gibi.
Yaka ve bana bu görev diye nitelendirdiği şeyi söylemişti.
Ondan bir farkım olmayacağını o kadar iyi biliyordum ki çünkü benim için o neyse bende Desen için öyle olucaktım. Adamın ne kadar pis biri olduğunu şuanda biliyorum ama benim bilmem Desen'de bir etki yada kabullenme yaratmayacak.
Yaka kafasını eğip, gözlerini kapattı. " Ne yapıcağız? " Dedi ümitsiz bir şekilde gözlerini açıp, bana bakarak. Birşey demeden ona baktım. " Bak Desen'i düşünüyorum ama o adam kadar idam edilmeyi hak eden de bir mahlûk yok işte! " Diyerek aniden yükseldi.
"Onun idam edilmesi yada edilmemesi bize düşmez" Dedim sert bir sesle.
Dediğimi anlamayacğını biliyordum " Yani denileni yapmak zorundayız diyorsun? " Dedi kaşlarını kaldırarak. Hayır onu demiyorum, O katile kalmadı demek istiyorum. Neyse O öyle anlasın. Uğraşmamak adına gözlerimi yumdum.
" Hayat bok gibi " Dedi Yaka tükürür gibi. Buna da gözümü yumdum. Hayatında ki en haklı konuşmayı yaptı sanırım.
Ayağa kalkarak " Neyse yarın belliki çok işimiz var " Esneyen ağzımı elimle örttüm.
Bana oturduğu yerden bakıp kafasını salladı . Çimenlere uzanıp, ellerini başının altına bakıp, yıldızlara odaklandı. Belliki uyumucaktı.
Sorgulamadan içeri girdim. Nefret ettiğim haneye, yada içindekinden nefret ettiğim haneye .
⚔️
"Lanet olsun bu güne " Bahçede Yaka'nın isyanlarıyla birlikte bekliyordum.
"Bize birkaç daha koruma getireceğiz" Dedi bana dönerek.
Benimde uyuyamadığım gibi onunda gözlerinden uyuyamadığı açıktı. Üstünde yas günü ilan etmişçesine siyah kuşak vardı, bende ise kırmızı ; O günkü çoçukluğum da kan gördüğüm gibi giydiğim kırmızı fılfırlı küçük elbisem ama rengini kumaşından değil kandan alan elbise. Şimdi üstümde ise akıtacağım kanları saklamak istermişçesine giydiğim kırmızı kuşak.
" Korumalarla işim yok. Tek başıma da hallederim"
"Nereden geliyor bu özgüven" Dedi sırıtarak.
Herşeyini kaybetmişliğinden....
Gözlerimi devirerek önüme döndüm. "Hadi çıkalım. Çok konuştun" Dedim kollarımı kavuşturup, önden giderken. Arkamdan hala sırıttığını biliyordum.
Seçtiğim motorun üstünde çaylak olduğumu belli edercesine sürüyordum.
İki kişi bir adam . Serçe parmağım bile tek başına gitse rahatlıkla halledeceği bir işti.
Ama içimde ki huzursuzluk benim bile baş edemeyeceğim derecede olan birşeydi.
O pisliğe haber vermeden çıkmıştık ki zaten ona haber vericeksek, bu işi yaptık demek için haber verilmesi gerekiyordu. Kurallar böyleydi.
Yaka yolu biliyordu. O benim biraz önümde sürüyordu ve bende onu takip ediyordum.
Kaskın siyah camından çevreye bakınca hiçte birşey değişmediğini fark ettim. Siyah bir cama gerek yok zaten ben hayatı öyle görüyorum.
Yaka hiçte beklemediğim bir hanenin önünde durunca , bende durdum.
"Vay bizim ki bizim paramızla baya kendini geliştirmiş " Diyerek motordan indi Yaka.
Hane bunların hanesine bile geçicek türdendi.
Kaskını kafasından çıkarınca saçını düzeltmek adına kafasını salladı ve yüzünde küçümseyici bir gülümseme vardı.
Bende motordan indim ve kaskı çıkardım. Saçımı alttan doladığım için bozulmamıştı.
Kaskı moturun üstüne koyup, Yaka'ya doğru ilerledim.
"İyice sıkıldım içeri girelim de ne yapıcaksak bir an önce yapalım" Dedim sıkılmışçasına.
Yaka kaskı moturun üstüne koyup, elini önden geçmem için uzattı sırıtarak " Buyurun matmazel "
Buna gülerdim ama gülmeyi unuttum .
Büyük kapıya doğru yaklaştık. Aklıma bunların hanesinin kapısına yaklaştığım an geldi.
Kapıya yaklaştım ve küçümseyici bir gözle bir yandan Yaka'ya bakıp, bir yandan ise kapının kolunu tutuyordum " İçeride ne iş yaparsın bilmem ama kapıyı kesinlikle benim açmam gerektiği kesin " Dedim imayla kaşlarımı kaldırarak.
O anı hatırlamışçasına kaşlarını kaldırdı ve güldü.
Kapının önünde bir koruma yoktu, demek ki adam sadece ev alabilmişti.
Kapıyı sertçe açtım ama yavaşça çektim.
İçeri ilk ben adım attım, Yaka ise arkamdan girdi.
Haneye doğru adım attık ve içeride rahatlıkla girebildik.
" Göt herif " Dedi Yaka hanenin lüks düşemesine bakarken. " Gelde odasına çıkalım " Merdivenleri çıkmaya başlayınca. Alt katta yoktu kendisi.
Üst kata çıktığımızda bir oda hariç diğer odaların kapısı açıktı ve odadan da tek tük sesler geliyordu.
Yaka'yla bakışarak ne yapıcağımızı bulmaya çalışıyorduk.
Yaka kafasını kendinden emin bir şekilde sallayarak ilerledi . Bende peşinden ilerledim. Yaka kapıyı hiç beklemeden açtı açmasıyla bir adım gerilemesi bir oldu...
Gördüğüm görüntü midemi bulandıracak türdendi.. Ama yüzümden okunmadığı açıktı... Dişlerim titredi...
Ama en korkunç olan ise arkamdan duyduğum acı içinde olan bir hıçkırık sesiydi ...
Hıçrırık sesine duyduğumuz da ben ve Yaka aynı anda kafamızı hafifçe arkaya doğru çevirdik.
Ve acı olan odanın içinde ki görüntü değil, arkamızda olan hayal kırıklığının bir bütünü olan görüntüydü...
Eğer ağlamayı da unutmasaydım yada bir yerde göz yaşlarım kalmış olsaydı, onlarda bügun akardı.
Özür dilemişçesine arkamda ki kıza odaklandım.
Babası ise bir arkamızda duran kızının yüzüne birde altında olan kızıyla aynı yaşta olan kıza bakıyordu.
Adam hemen çıplak olan vücudunu kapatmak için üstünde ki örtüyü kendine örttü. Yatakta kalan yarı çıplak olan kız ise bir yandan kaçmak bir yandan da utancından ne yapıcağını bilmiyordu ve bu görüntüden tek gördüğüm kızın yatakta zorla tecavüz edildiğiydi.
Desen'e odaklanmışken arkasında duran sigarasını içine çeken Aker duruyordu.
Desen'in hemen bir adım gerisinde ise Den duruyordu. Onları yeni fark etmiştim. Peki ne ara geldiler, ben ve Yaka nasıl hiç fark etmedik?
Yaka'ya baktım. O tamamen odada ki görüntüye dehşetle bakıyordu.
Desen bir adım öne attı, hıçkırıkları sessizliğe gömüldüğünde "Ba-" Kelimenin devamını getiremedi. Yaka sertçe gözlerini yumdu devamını duymamak için. Halbuki kulaklarını kapatması gerekiyordu çünkü sesin sahibini tanıyordu.
Tekrar ağlamaya başladı .. .
Neydi ben hıçkırıkları duymak için mi yaşıyordum yoksa onları ağlatanları toprağa gömmek için mi?
İlerledim. Hepsi bana şaşkınlıkla baktığını biliyordum.
Kötü kokan odaya adımımı attım. Kirli yatağın önünde durdum. Gözüm ilk başta korkudan titreyen kıza kaydı.
Ona doğru hızla ilerleyip, yere iğrenç bir şekilde atılan tişörtünü hızla üstüne geçirdim. Adamı tutmaya gerek yoktu zaten korkudan kaçamayacağı kesindi. Kız ise korkusu devam ederken aşağı indirilmiş pantolonu yukarı çekti hızla.
"Den! Kızı al! " Dedim ve kızı hızla Den'e teslim ettim.
Kız odadan çıkıp, seslendiğim kişinin Den olduğunu anlayarak ilerledi ama tam Desen'in yanından geçerken Desen sertçe kızın ısırılmış koluna bakarak, sıktı. "Ben istedim de " Dedi dişlerini sıkarak. " O beni zorla almadı de! " Diye bağırdı. Bu bir tehdit değildi, kendini kandırma isteğiydi. "Lütfen. Bak eğer öyle değilse benim hayatım biter " Son kelimesini sertçe söylemişti. Yaka konuşmamak için kendini zor tutuyordu. Den kıza doğru ilerleyip, Desen'in elinden kızı çekti.
Desen eli boşluğa düşünce yatakta duran adama döndü. "Yalan.. " Dedi kısık bir sesle. "Yalan! " Dedi bu kez bağırarak. Hızlı adımlarla odaya doğru ilerledi lâkin tam kapının önünde durdu.
Odayı acı içinde süzdü...
Sanki can alan melek bir santim arkasındaymış gibi derince gözlerini kapatıp, nefes almaya çalıştı.
Zar zor odaya girdi ve adamın tam önünde durdu. " Sen benim için öldün. Mekanın cehennem olsun. " Diyerek geri döndü.
Ne yapmamız gerektiğini bilmediğim için mecburen katilime baktım.
Desen ise sendeleyerek yürüyordu. Dolmuş gözlerinden önünü göremeyerek.
"Ama ben ölmedim kızım" Son söylediği kelime tüylerimi diken diken etmişti.
Desen duyduğu cümleyle kala kaldı.
"Kızım mı? " Dedi Yaka en sonda dayanamayıp, dehşetle.
Bu cesaretine inanamayarak kaşlarımı kaldırdım.
"Evet kendisi kızım değil mi? " Dedi alayla kaşlarını kaldırıp, alay edercesine gülerken. "Annesini siktim, kendisi doğdu işte. Bari bir işe yarasın değil mi? Madem dokunma ma izin vermediniz, maddi olarak işime yarasın " Bu sözleri nasıl bir psikolojiyle söylediği şuan aklım almıyordu.
Sözle birlikte arkamda duran vazoyu aldığım gibi kafasına fırlattım.
Her yer vazonun kırığı ve tozu olurken, o kanayan kafasını tutup alaylı sırıtması acımasız bir hale büründü.
Yastığının altından bir küçük kumanda çıkardı.
"Gösteri başlasın. Ben ölmeden siz ölüceksiniz" Elinde ki kumandanın düğmesine bastılar zevkle.
Merdivenden onlarca adım sesi geldi.
"Madem ben ölücem. Madem bir işe yaramamı istiyorsun. Madem bu yatak boş olsun istemiyorsun... " Desen hızla önüne dönüp, sertçe ilerledi. İşte şimdi duygusuz olmanın ilk adımını atmıştı. Şuan onda kendimin ilk halini görüyordum.
Yaka'nın arkasında duran hançerini sırtından tek hamleyle çekip, hızla odaya ilerledi.
O arada tamda bir düğme basımıyla gelen onlarca her yerleri siyaha bürünmüş olan adamları yukarı çıktı.
Ne yani arsızca konuşmasının sebebi elliye yakın adammıydı. Zor iş değil, ben olsam karşımda ben dursam elli adama bu kadar güvenmem şartları biraz daha zorlamalıydı.
" Mekanın cehennem olsun dedim ya işte mekanın benim " Diyerek zerre acımadan yatağın önünde bu sefer korkarak duran adamın kellesini anında kesti. Yaka'ya döndü " Üzgünüm Yaka. Hançerin bu kanı haketmiyordu ama " Dedi tamamen bir saniye içinde değişen Desen ifadesine bürünerek.
" O zaman O kirli kanı kapatmak için yeni kanlara ihtiyacımız var " Dedi siyaha bürünen adamlara bakarak.
Havamız hemen değişmişti.
Bu benim bunlarla hiç planlamadan çıktığım görevimdi.
Bu hallerine sevinerek odadan çıktığım gibi arkamda duran hançerimi hızla çektiğim gibi bana doğru kılıcını sallayan adamın kolunu kestim.
Diğeri çıkınca "Süper bir korumasın " Sesle dönerek ayaklarını kestim. Bir saniye göz teması kurduğum, arkama sinen Aker'e baktım. Korkak. Anca arkama saklanırsın.
Bir adım daha arkamda durunca nefesini hissettim " Dikkat et de bu hançer yanlışlıkla sana da değmesin " Dedim alayla. Halbuki değmesini o kadar çok istiyorum ki ama üyeler buradayken sırası değil .
Gülme sesi geldi.
Zaten bu idam olayından sonra kendisi bir idamı hak ediyordu.
Önümde ki adamı bu sefer karnından kestim. " Süper dokunuş" Dedi beni izleyerek.
"Beni böyle izleyecekmisin yoksa sende bir dokunuş yapıcakmısın? " Dedim sinirle.
"İzleme seçeneği şuan daha cazip geliyor " Dedi sırıtarak.
Ona sinirle döndüm ve hemen elinde ki hançeri kafamın üstünden geçirdi ve arkamdan sırtıma dokunan keskin hançeri hissettim.
Elini uzattı ve kafasını eğdi " Şimdi elimi tut ve şu arkanda ki kişinin şah damarından bir geçiş yapayım. Yada o senin " Dedi arkamdan sırtıma bakarak " Sırtından bir geçiş yapsın " Dedi acımasızca gözlerimin içine bakarak.
Bu hayatta elini tutmam son seçeniğimdir.
Ona diklenerek baktım, yüzümden ne düşündüğü mü anlamış olmalı ki kaşlarını rekabetçesine kaldırdı. Biraz daha eğildi yüzüme doğru "Çok çabuk kandırılıyorsun. Dikkatini dağıtmam bir dakika mı bile almadı " Dedi sinirle. Kolumu sertçe tutup, kendine daha çok bastırdı " İdam için seni ve Yaka'yı seçmemin bir sebebi vardı " Arkamda ki bıçak hafiften daha bastırıldı. Yüzünü sertçe adama doğru kaldırdı " Sen dur orada. Sessizce yerini bekle " Dedi ciddiyetle. Şuan arkamda ki adamın yüz ifadesini görmeyi isterdim. " Siz gittiğiniz gibi öldüreceklerini Desen'e söyledim çünkü peşinizden gideceğini biliyordum . Den'i seçebilirdin diyorsundur , o da bende biliyoruz ki Den öldürmek için gitmezdi. She ve Yaka bir tek karşıydınız onun için. Bu sadece bir plandı." Çekebildiği kadar kendine çekti beni " Şimdi elimi tutda bu adamı fazla bekletmeyelim " Dedi adama bir saniye bakıp, bana dönerek.
"Ne yani elini tutmasam adamın beni öldüreceğine izin mi vericeksin? " Dedim alayla.
Yüzüme ciddiyetle baktı. " Eğer bir karar vermezsen böyle bekleriz sen karar verene kadar " Adama döndü " Değil mi? " Dedi . Tekrar bana döndü.
Bu katilin bir söylediği diğer kulağımdan çıktığı için hiç takmadım ve ona zerre inanmıyorum. Eğer tutmazsan beni öldürür bu.
Ne söz vermiştik küçük Nafya ? O ölmeden biz ölmeyecektik.!
Sertçe ,uzatılan ele baktım .
Çoçukluğumu ailesinin kanına gömen ele baktım.
Çoçukluğumun gülüşünü kapatmak için ağzını sıkan ele baktım.
Ağlamasına izin vermeyen,
Kendisini sevmesine izin vermeyen,
Ve benide katile dönüştürecek ele baktım.
Eğer elini tutucaksam, söz veriyordum ki kendime ;elime bir çizik atıcaktım. Elim ağrısın ki hiçbir eli tutamayayım diye.
Ben böyle öğrenmiştim, yara alarak tehlikeye karışmayı.
Ve ben elime o çiziği atıcaktım çünkü şuanda şu lânet adamın elini tutmuş bulunmaktaydım.
|
0% |