@zeynep56
|
Hayatta ne olursa olsun, hiçbir şeyi içine atma, ne varsa dök ortaya. Herkes payına düşeni alsın. Kimseyi hayatında tutmak için kendini yorma bırak biraz da onlar senin hayatında kalmak için çabalasın.
Cemal Süreya...
Bölüm 2 "Yorgun beden"
Her şeyi içime atmak gibi bir çabam vardi; üzüldüğümde, sevindiğim de kalbim kırıldığında. Ağladığım zaman belli olmasın diye banyo yaparken ağlamayı tercih ederdim. Gerçi ağlasam ne fark ederdi ki bir düşünenim bile yoktu.
Aval aval geziyordum maksat evden uzak kalmaktı nereye gittiğimin ne yaptığımın ne önemi vardi ki...
Çıkmadan önce ceketimin cebine mektubu sıkıştırmıştim. Banka oturdum. Cebimde dörde katlanmış mektubu açarak okumaya başladım.
Akın Akbulut.
Selam kardeşim. Bu şekilde bu mektuba başlamam belki salakça gelebilir, ama gerçeği bilmeyi hak ediyorsun.
Ben senin abinim. Ha siktir çok tuhaf kaçtı. Küfür için kusura bakma. Mektubun arkasında Dna testinin sonucu var. Ve seni birazcık tanıdıysam muhtemelen o yazı ile ilgilenmemişsindir bile sadece bu yazdığım mektuba odaklanmışsındır.
Söyledim işte, şimdi mektubu çevir ve gerçeği gör. Canım kardeşim. Şaka değil gerçek. Yarın 15.30' da benimle mektubu sana bırakan çocuğun top oynadığı sokağın parkında buluş. Sana güvence yalnız olmayacağız, bana güvenmek zorunda değilsin.
Ama elbet bir gün güveneceksin ve ben o günü dört gözle bekliyor olacağım.
Yarını heyecanla bekleyen abin. Akın Akbulut.
♤
Yazardan. Eftalya Kırmaz.
Genç kadın Anahtarı şişme ceketinin cebinden çıkararak evinin kapısını açtı. Spor ayakkabılarını çıkarttıktan sonra solana girdi. Annesi bıraktığı yerde değildi. Derin bir nefes aldı.
Elinde burusan mektubu açıp bir kez daha okudu. Aynı sözcükler kafasında döndü durdu. Akın Akbulut. Abin. Yarın o parka gidecekti.
Belki bir kaç aptalın oynadığı oyundu. Yanlız olmayacağız demişti, açaba kim gelecekti. Annesine bu konuyu açsa...Hayır hayır şimdi olmaz doğruyu öğrenmesi gerekiyordu.
Elvan içeriye girdiğinde sarsak adımlarla kızının yanına oturdu. Karnını tutuyordu."Eftalya halının üstüne kusmuşsun, ve resmen temizlemeden evden çıkmışsın. O kusmuk halının üzerinde kurudu." Derin bir nefes alıp kızının ifadesiz suratiyla karşılaştı. "Ne bakıyorsun öyle bari bir işe yara da halı yıkamaciya ver. Başta anlaşalım para senden çıkar sonuçta senin yüzünden kirlendi." Diyerek kızın kolunu kavradi.
"Lanet kız cevap ver. Beni delirtiyorsun. Eftalya aynı o suratsız baban gibisin." Baban gibisin.
♤
Bazı kızların yaraları babalarıyken, Bazı kızların kahramanı ve ilk aşkları babalarıdır...
Yazardan. Lena Akbulut...
Genç kız odasında akşam aile ortakları ile beraber ailecek yemek yiyeceklerdi ve ona hazırlık yapıyordu. Abartı makyaj sevmediği için yüzünde ki ufak tefek kusurları kapatıcı ile kapatmıştı.
Kırmızı ruj vazgeçilmezdi Lena için, Lena demek Kırmızı ruj demekti.
Odası tam bir genç kız odasıydı. Krem ve beyaz renkleri hakimdi. Küçükken sevdiği oyuncak ayıları hala yatağın üzerinde duruyordu.
Odasının kapısı tıkladığında annesinin zarif sesini işitti. "Kızım hazir misin?." Onları daha fazla bekletmek istemediği için üzerine giydiği siyah elbisesi düzeltti. Kapıyı açtığında maviler içinde annesini görmüştü. Ela gözleri on planda kalmıştı ve tam bir tatlılık abidesiydi.
"Anne çok güzel olmuşsun." dedi hayran hayran. Mine kızına gülerek baktı ve etrafın da bir tür döndü.
"Tabi güzelim. Ve sende çok güzelsin Lina'm, Hadi baban ve abilerini daha fazla bekletmeyelim." Diyerek önden yürümeye başladı, ben de arkasından ilerledim.
Holden geçip büyük solana girdik evde tam üç salon bulunuyordu. Misafirler için, televizyon izlemek ve ailece vakit geçirmek için ve bütün salonu kaplayacak bir yemek masamız vardi. Kalabalık bir aileye anca yetiyordu akrabalar geldim mi, tam bir kraliyet sofra ortamı çıkabilirdi.
Annem ile aynı anda salona giriş yaptığımız da babam hizla annemin yanına geldi ve diz çöktü. Aynı abimler gibi bu hallerini ağzımız bir karış açık izliyorduk.
"Benim güzeller güzeli karım. Bu akşam bana ruh eşi olur musun?."
"Seve seve beyefendi. Sizde çok yakışıklı olmuşsunuz onu napalim." Babam müzipce gülerek "Bilmem" dedi.
Demir abim boğazını temizledi. "Baba biz çıkalım isterseniz. Hani aile varya."Annemin utançla yanakları kızardı.
"Ahmet biz çocukları unuttuk." Dedi babam sırıtarak "Ben unutmadım, sen unuttun." Dediğinde annem sahte bir sinirle babamın omuzuna vurdu. Babam çöktüğü yerden kalkarak benim yanıma geldi, beni etrafımda bir tür döndürerek,
"Çok güzel olmuşsun prensesim"dedi.
Akın abim saçlarını dağıtarak, "Hadi gidelim yoksa geç kalacağız" dedi.
Sankii bu günlerde benden çok uzaktı. Ve sanırım onunla konuşmam gerekiyordu ama ya gerçeği öğrenmiş Hayır bu olsaydı benim yanımda olmazdı, belki de olurdu. Kendimi toparladım, ve yüzüme sahte gülümsememi yerleştirdim.
2. Kısım.
Şimdiki dostluğun adı bir hiçlik Hep bir ağızdan kendine iyi bak.
No1.
Bölüm 3 "Gizemli Adam
Annem dışarıya çıkmıştı ve ben artık ondan sıkılmıştım. O benim annemdi ama sanki onun annesi benmişim gibi onun arkasını topluyordum. Kalbimi bin parçaya böldüğü halde.
"Aynı baban gibisin." Demişti. Benim canımı yakmak istemişti çünkü babamın kötü bir varlık olduğunu en çok o biliyordu. Gözümden süzülen yaşı sildim. Odamda oturuyor dakikaları sayiyordum bir an önce mektubun sahibi ile görüşmek istiyordum.
Yatağın üzerinde duran telefonumun ekranı yanıp sondu, mesaj geldiğini anladığımda telefonu elime aldım.
'Gizemli Adam'
Merhaba.
Bu kimdi şimdi, profil fotoğrafına baktığımda resim yoktu.
'#Eftalya'
Merhaba.
Çok mu garip olmuştu. Acaba siz kimsiniz? Falan mi yazsaydım.
'Gizemli Adam'
Yazıyor...
Seni ısırmak istiyorum.
Ne?
'#Eftalya'
Vampir misin be adam beni ısırıp napacaksin.
'Gizemli Adam'
Çevrim içi...
Yazıyor...
Vampir değilim insanım. Bu fotoğrafta kanıtı olsun. ;)
'Gizemli Adam.'
Gördüğünü beğendin mi? Eftalya Akbulut.
Sırtımı yatak başlığına dayadım.
'#Eftalya'
Çook beğendim şuan dudağımı kanatacak kadar ısırıyorum. Bu arada soy adımı bile bilmiyorsun.
Yazıyor...
Kimsin sen?
'Gizemli Adam.'
Yakında kim olduğumu göreceksin, çevrene çok dikkat et. Güzel kız.
Çevrim dışı...
...
15:30.
Parka gelmiştim ve bekliyordum. Belki de benimle dalga geçecek bir kaç serseri gelecekti.
Gizemli Adam bence kopyala yapıştır yapmıştır. Çünkü gerçekten yakışıklı bir adamdı kaç yaşındaydı eğer fotoğraf ona aitse yirmi iki yaşında olabilirdi.
Parkın önüne siyah bir AUDI arabayı park etti. Arabanın kapısını açarak indi. Saçları özenle taranmış üzerinde çizgili gömlek siyah bir pantolon vardı ve en fazla yirmi üç yaşında duruyordu. Boyu tahmini 1.87 olabilirdi.
Yanıma geldiğinde banka oturmadan önce "Oturabilir miyim?" Diye sordu.
"Tabi" dediğimde rahat bir şekilde arkasına yaşlandı. Elimde tuttuğum mektubu göğsüne fırlattım.
"Mektubu" dedim bastıra bastıra "Açıkla." Parkta oynayan çocukların çığlıkları kahkahaları, salıncakta sallanan bir çocuk ve onu sallayan babası ileri geri çocuk bağırıyor çiçekli elbisesi var üzerinde,
"Daha hızlı, daha hızlı baba."
Yanımda ki adam'a döndüm. "Adınız ne?"
"Akın Akbulut."
O an Gizemli Adamın soyadımı söylerken Akbulut'u kullanması aklıma geldi.
.
.
.
THE END.
|
0% |