Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@zeynep_813

Sizi özlemiş bir yazar olarak geldim🤍


kahvaltımızı yaparken Funda garip bir heyecan içerisinde gülümserken bana bakıyordu kaşlarımı çatarak "Hayırdır sende bugün ayrı bir mutluluk seziyorum. Yine neler planlıyorsun?" Funda gözlerini kısarak kendinden emin bir cevap verdi "Planlıyorsun değil. Planladım bile" kaşlarımı kaldırarak şaşkın bir yüz ifadesiyle Funda'ya odaklandım. O da bunu fark ederek geçiştirmeye başladı. "Aa bakma bana öyle alış veriş yapacağız. Annenden çoktan izin aldım" yüzümü buruşturarak istemsiz bir ifadeyle "Off hiç havamda değilim Funda, hem ne alış verişi?" dediğimde Funda hiç itiraz istemiyorum der gibi bir bakış attıktan sonra "Hayır canım mecburuz çünkü hatırlatırım yarın bir mezuniyet törenimiz var!" Gerçekten de öyle... Ben bunu nasıl da unutmuştum. Kendi içimde verdiğim savaştan mezuniyet törenimizi çoktan unutmuştum. Funda da bu mezuniyet için çok heyecanlıydı taa aylar öncesinden ne giyeceğimizin planını bile yapmaya başlamıştı. Şimdi tam da o gün gelmişken bu plani mahvedemezdim... "Haklısın ben onutamamen unutmuşum." "Aaa sorun değil bugün halledeceğiz işte. Hem sana da çok iyi gelecek göreceksin..." bakışlarım annemi buldu Funda'ya hak vererek başını sallıyordu. Aslında benim içime kapanmamı engellemeye çalışıyorlardı ve bunun için asla vazgeçmiyorlardı. Benim için bu kadar çabalamaları beni oldukça mutlu hissettirmeye yetiyordu. Derin bir iç çekerek "Doğru hadi gidelim." Dediğimde Funda birden oturduğu yerden kalkarak sevinçle alkışladı. "O zaman hadi kalk hazırlan bir an önce gidelim." Başımı onaylarcasına salladıktan sonra hemen odama koştum ve üzerime pembe ince askıları olan bir badi, altıma da kısa bir beyaz pileli etek giyerek beyaz spor ayakkabılarımla annemlerin yanına gittim saçlarımı açık bırakmış biraz rimel ve parlatıcı sürmüştüm. Funda beni gördüğü gibi evin kapısını açtı annem beni desteklermişcesine konuşmaya başladı "Dikkat edin kızım size ve seçimlerinize güveniyorum güzel elbiseler seçin." Annemin bu tarz konuşmaları içime öyle garip bir hisveriyordu ki. Yalnız değilsin Sanem diyordu adeta içimde ki ses. Anneme gülümseyerek cevap verdim "Merak etme anne, kızın her zaman ki gibi yine harika seçimler yapacak" diyerek annemin yanağına bir öpücük kondurdum ve kendimi dışarıya attım.


Funda sıcaktan bunalmış gibi bir ifadeyle "Off bu sıcakta çok zorlanacağız ama yapacak bir şey yok." Kafamı gökyüzüne çevirdim, güneş tam tepeden vuruyordu ve gözlerimin sulanması sadece üç saniyemi almıştı... Ardından hemen hapşırmamla birlikte Funda'nın kahkahaları mahallede yankılanmıştı.


"Ayyy sari civcivimizin alerjisi başlamadan hızlansak mı acaba?" Haklıydı... Güneşe çıktığım anda alerjim başlıyordu.


"Aynen öyle hadi acele edelim." ikimizde yola koyulduk. Hemen alt sokaklarda bulunan küçük mağazalara bakmaya başladık. O kadar kalabalıktı ki etraf,insanlar birbirleri yüzünden yürümekte bilezorlanır hale gelmişlerdi. Funda hemen tanıdık bir mağazaya doğru ilerledi bende onu takip etmeye devam ettim. Mağazanın girişinde bir sürü yazlık renkli elbiseler vardı... O kadar renkliydi ki mağaza. Adete içine çekiyordu insanı...


"Merhabalar nasıl yardımcı olabilirim" diyen tatlı, kumral ve orta boylarda bir kadın bize doğru gülümserken Funda hemen konuya girdi. "Ee biz mezuniyetimiz için bir kaç parça bir şeyler arıyoruz." "Tabii böyle iddialı parçalar mı yoksa daha renkli, yazlık, ferah parçalar mi?"


Diye bir soru yönelttiginde Funda'nın gözleri hemen beni buldu. Kararsız bir ifadeyle gözlerini üzerimde gezdirirken "İddialı olsun değil mi?" diye sordu. Bende çekingen bir ifadeyle Funda'nın kulağına doğru "İddialı parçalar biraz fazla olmaz mı?" diye fısıldadım kısık gözlerle bana bakmakla yetindi ve hemen bizimle ilgilenen kadına dönerek "İddialı parçalardan bakalım lütfen." Diyerek konuyu kapattı. Kadın "Benitakip edin o zaman." Dedi. Funda hiç durmadan giderken arkasından bakmakla yetindim sadece... Funda böyleydi işte... Her zaman parlamalı ve iddialı olmalıydı. Sanırım böyle olmak onu o yapan en güzel özelliğiydi. Beni ayakta tutan şeylerden biri de Funda'nın, en yakın arkadaşımın böylesine sevecen ve enerji dolu olmasıydı. Yanına doğru gittiğimde askılıktan aldığı siyah ince askılı ve yırtmaçlı bir elbiseyi üzerime tuttu. Düşünceli bir ifadeyle kırışan yüzü "kararsızım" diyordu. Beni aynaya doğru çevirdi birde aynada baktıktan sonra sıkıntılı bir nefes vererek "Pff sen ne diyorsun?" Bir elbiseye birde aynada ki kendime odaklandım. Elbise çok iddialı bir parçaydı gerçekten de... "Bence elbise çok güzel ama..." Funda anında sözümü keserek "O zaman bunu alıyoruz." Diyerek elbiseyi hemen askısından çıkardı ve elime uzattı. Bense gözlerimi Funda'ya dikmiş ve anlamsız bakışlarla bakmakla yetiniyordum. "Aa hadi ama denemelisin beğendiysen alacaksın çok yakışacağına eminim." gülümseyerek elbiseyi aldığım gibikabine girdim. Elbiseyi giydikten sonra kabinden ağır adımlarla çıktığım an Funda'nın gözleri hayranlıkla baştan aşağı süzüyordu beni. Oldukça beğendiği her halinden belli oluyordu... "Kızım afet olmuşsun!" gülümsemeye çalıştım. Funda beni aynaya doğru çekti. Aynada ki yansımama bakarken içinde olduğum bu elbise o an değişik şeyler hissetmeme sebep oldu. Çok beğenmiştim ama bu elbiseyi taşıyabilecek biri miydim?


"Evet çok beğendim ama..." diyerek sıkıntılı bir ifadeyle Funda'ya döndüm ve devam ettim. "Sence ben bu elbiseyi taşıyabilir miyim?" Funda şaşırmış bir şekilde ağzını açtı "Kızım saçmalama şuan nasıl göründüğünün farkında mısın? Afeti devransın şuan saçmalamayı kes ve hemen al şu elbiseyi!" yeniden aynada kendime baktım başımı dikleştirdim ve tek kaşımı kaldırarak hafif bir gülümsemeyle kabine doğru ilerledim. Elbiseyi çıkardıktan sonra Funda'da kendine kırmızı kısa ve ince askılı bir elbise seçmişti. Çok güzel olmuştu... Beyaz tenine kırmızı çok yakışmış veben buradayım diyordu. İkimizde kasaya doğru ilerledik. Ödeme yapmak için kredi kartlarımızı çıkarıp poşetlerimizle birlikte mağazadan ayrıldık. Eve doğru giderken Funda'yla yollarımızı ayırdık çünkü o bizim bir alt sokağımızda oturuyordu. Bende eve geldim kapıyı usulca tıklattım ve annem beni karşıladı. "Hoş geldin bulabildiniz mi bir şeyler?" yüzüme yerleşen gülümsemeyle cevap verdim "Evet çok güzel şeyler aldık." içeriye geçerek ayakkabılarımın bağcıklarını açtım ve ayakkabımı bir kenara koydum. "O zaman yarın mükemmel olacaksın eminim. Ben birazdan işe gideceğim sende ne istiyorsan yapabilirsin. İstersen Funda'yla bir şeyler yapın olur mu kuzucum." "Tamam anne." Dediğimde annem hazırlanmak için odaya gitti bende kendi odama çıkarak kendimi yatağıma attım. Bir süre sonra dışardan gelen ve ardı arkası kesilmeyen motor seslerine kulak verdim. Sürekli motorlar geçmeye devam ediyordu mahalleden. Hemen dışarıya bakmak için perdemi araladım bir sürü motorun evin önünden hızla geçtiğini fark ettim.Hatta -bu sokakları çok dar olmasa da


yine dar olan- mahalleden birbirlerine makas atarak geçmeye çalıştıklarını gördüm. Ben böyle onları izlerken annemin sesi odamı doldurdu. "Kızım ben çıkıyorum sende dikkat et motorcular geldi yine." Kafamı hafiften yana bükerek anlamsız bakışlarla annemi inceledim "Yine derken?, sürekli mi oluyordu?" annem sıkıntılı bir nefes vererek "Yani ben çoğu kez denk geldim de sen okuldaydın ilk kez görmen normal. Aman dikkat et canım" diyerek odadan ayrıldı. Başımı tekrardan onlara çevirdiğimde iki tane motorun yan yana durduğunu fark ettim. İkisi de motorların gazlarına basarak ani bir hızla aynı anda ilerlediler. Sanki bir yarış içerisindeydiler...


Ben onları incelerken bu kez de telefonumun sesi odamı dolduran şey oldu. Telefonumu elime aldığımda arayanın Funda olduğunu görünce anında açtım. "Kızım motorcuları gördün mü?"


"Evet gördüm."


"Mahalleyi birbirine katıyorlar!" "Mahalleli bu durumdan rahatsızolmuş gibi ama."


"Öyle zaten. Hadi aşağı inelim bizde."


Funda'nın bu fikri beni biraz kokutuyordu çünkü annemin de dediği gibi sürekli bu hızla mahalleliyi de rahatsız etmeleri... Bana hiç iyi gelmiyordu. Telefonun ucunda ki suskunluğumun ardından Funda yeniden bir şeyler söylemeye başladı. "Yaa hadi ama merak ediyorum."


"Funda bana pek iyi bir fikirmiş gibi gelmiyor." "Pff hadi ama Sanem bir şey olmayacak inan bana."


İstemeyerek te olsa "Tamam ama hemen geri geleceğiz anlaştık mı?" dediğimde heyecanlı bir ses tonuyla "Tamam" dedi. Hemen telefonu kapatıp aşağıya indim Funda çoktan kapının önünde beni bekliyordu bile. Şaşırmış ve sorgulayıcı bir tavırla "Ne ara geldin?" Heyecanı öyle çoktu ki sesine


yansıyordu "Ya koştum hemencik. Ayy çok havalı değiller miydi?"


gözlerimi kaçırarak alaycı bir tavırlacevap verdim "Evet, Funda ve motorcu aşkına yelken açılmıştır." Funda gülerek omzuma bir tane geçirerek "Yaa dalga geçmesene ya off hadi gel takip edelim şunları." Dedi ve beni kolumdan çekiştirerek motorcuların gittiği yöne doğru götürdü. Hepsi sırayı hiç bozmadan arka arkaya son sürat hızla sürmeye devam ediyordu. Mahallenin ortasına geldiğimizde her yer her yerdeydi. Manavın meyveleri yerlere saçılmış, bakkalın stantları yerlere düşmüş, kuaförün dışarıya kuruması için çıkardığı havluları yerlere dağılmış, alt katta ki bir komşunun penceresinin önünde ki saksıları kırılmış... Mahalle birbirine girmişti. Olanları görünce o kadar çok üzüldüm ki dükkan sahipleri hem içlerinden sövüyor hem de yerlere saçılmış eşyalarını toplamakla uğraşıyorlardı. Bakkal Hüseyin Amca'nın sesi ise mahallede yankı yapıyordu "Yav bıktık bunlardan be bıktık! Kaç kere polise şikayet ettik yine aynı yine aynı. Allah'ın zengin bebeleri!" ardından kuaför Reyhan teyze devam etti "Motorları patlayasıcalar!" herkes öyle kötü bir haldeydi ki...Anlatamam. Funda bana doğru dönerek "Pislikler ya şu hale baksana..." dediğinde yanımızdan son sürat geçen bir motor koluma öyle şiddetli çarptı ki hızla yere yığıldım. Ben acı içinde yerde kıvranırken motor aniden durdu. Funda hemen yanıma gelerek "Sanem iyi misin?!" diye sordu sadece acı içinde "Kolum çok acıyor" dedim. Funda koluma baktığında kolumun kanadığını ve küçük küçük yaraların oluştuğunu fark ettim. Motoru kullanan çocuk aniden kaskını çıkardı saçlarını geriye savurdu. Kafasını iki yana sallarken vücudu kendinden önce belli ediyordu kendini. Kasları öyle çoktu ki tam bir sporcu edası vardı üzerinde. Ona doğru öfkeli bir bakış atarak "Sen geri zekalı mısın? Dikkat etsene hayvan!" diye bağırdığım sırada gözlerini üzerime dikerek hiç bir tepki vermeden beni inceledi uzun bir süre. Ardından sessizliği bozarak yeniden söylenmeye başladım. "Ne bakıyorsun öküz gibi şu hale bak!" bu sefer sinirlenmişcesine kaşlarını çattı ve üzerime doğru gelerek eğildi öfkeyle bakan gözleri beni korkutmaya yetiyordu kolumun acısınıunutturacak derecede öfkeli


bakışlarını hissediyordum bedenimde "Bana karşı bu tavırlarından hiç hoşlanmadım. Ayrıca dikkatsiz olan da sensin." yutkunarak çekine çekine


bir cevap verdim.


"Mahalleyi ve beni bu hale getiren sen ve senin ardından gelen motorcular siz dikkatli olacaksınız!"


kaşları iyice çatılmış ve çene kasları iyice kendini belli etmişti.


"Kes sesini aptal! Ben istediğim gibi motorumu süreceğim ve sen dikkatli olacaksın bir daha benimle bu şekilde konuşmaya cüret edersen hiç acımam bu mahalleyi sana dar ederim!"


hala korkum vardı içimde o kadar kötü bakıyordu ki gözleri her şeyi her an yapabilecek ve yaptırabilecek biri gibiydi. Ortamda oluşan derin bir sessizliğin ardından yanımızda bir motor daha durdu ve bakışlarım kaskını ağır ağır çıkaran motorcuyu bulduğunda Poyraz'ı gördüm. Bir kaç saniye göz göze geldiğimizde gözlerinikaçırdığı gibi motorundan havalı bir şekilde indi kaskını motoruna bıraktı ve karizmanın ta kendisiymiş gibi motoruna yaslanarak ellerini birleştirdi. Çene kaslarını sıkarken bakışları tam karşımda duran motorcuya kaydığında oldukça soğuk bir ses tonuyla konuşmaya başladı


"Her şey yolunda mı Volkan?"


Demek çocuğun adı Volkan'dı bakışlarını birden benden ayırdı ve Poyraz'a çevirdi. Asi bir tavırla "Bir şey yok." Diyerek bana döndü aşağılayıcı bir ifadeyle devam etti "Bu aptal kız kendini çok zeki zannediyor. Ona çarptım ve bana hesap soruyor!"


kendimi tutamayarak bağırmaya devam ettim "Tabii ki sorgulayacağım sen kimsin ki bana çarpıyorsun dikkat edeceksin!" Poyraz'ın arkadan elini ağzına götürerek kaşları havada söylediklerime verdiği tavra odaklandım. Sanki şuan olacak olanlara hazırlıyordu kendini... Volkan yaralı kolumu hızla tutarak sıkmaya başladığında acı içinde inlemekle yetindim sadece. Funda herne kadar kolumu bırakması için Volkan'a söylense de çocuk hiç aldırmıyor sadece öfkeyle bana bakıyordu. "Bana bir daha bu şekilde davranırsan kolunu bedeninden ayırırım bu haline şükredersin anladın mı beni!" gözlerine bakmakta zorlanıyordum. En son diyecek hiç bir şeyim kalmadığını anlayarak "Bırak kolumu acıyor" demekle yetindim. Volkan öylece kolumu sıkmaya devam ederken Gözlerim Poyraz'a kaydı. O beni dün gece kurtarmıştı şimdi neden yapmıyordu... Akın'ı da tanıyordu şimdiki Volkan'ı da neden bir kez daha yardımcı olmuyordu da orada öylece bizi izliyordu. Yoksa beni hatırlamıyor muydu? Ben ona yardım istercesine bakarken o bana karşı oldukça soğukkanlıydı. Volkan'ın aniden bağırmasıyla olduğum yerde sıçrayarak ona döndüm. "Duydun mu beni!" ağlamaklı gözlerle öfke içinde Volkan'a bakarken istemeyerek "Duydum." Dedim. O da kolumu bırakarak motoruna doğru yöneldi. Bakışlarım hala Poyraz'dayken umursamadan kaskını kafasına geçirdiği gibi yanımızdan hızla uzaklaştı. Volkan'da onu takip ederekyanımızdan ayrıldılar. Korkum hala bedenimi titretirken kolumun acısı ise içimi yakmaya devam ediyordu... Ağlamaya başladığımda Funda bana sımsıkı sarılarak hüzünlü ses tonuyla "Çok özür dilerim Sanem benim yüzümden oldu. Ben ısrar ettim dışarı çıkalım diye lütfen affet beni." Diye yalvarırken kolumu yavaşça tuttu ve çantasının ucuna bağladığı flarla kolumu sardı. Pişmanlıkla bakan gözleri içimi iyice acıyla sarsarken konuşmaya çalıştım "Senin suçun değil lütfen kendini suçlama bu onların öküzlüğü!" dedim Funda hızla beni ayağa kaldırmaya çalıştı. "Yürüyebilecek misin hastaneye falan mi gitsek?" aklıma annem geldi benim hastanede olduğumu öğrenirse iyice telaşlanacaktı.


"Yok eve gidelim yeter orada dinlenirim ben" Funda endişeyle beni hastaneye götürmek için ne kadar israr etsede ben istemediğimden beni eve getirdi. Eve geldiğimizde beni yavaşça koltuğa oturttu ve üzgün üzgün yüzümü inceledi. "Çok özür dilerim Sanem vallahi çok özür dilerim onlar belalarını bulacaklar.Bu onların yanına kalmayacak sana söz" dediğinde göz yaşlarımı sildim ve onu rahatlatmak ümidiyle


desteklercesine omzunu sıvazladım "Sorun yok buz koyarız şimdi. Ayrıca o çocuklara bulaşmayacağız Funda sakın!" hemen mutfaktaki buzluktan bir buz getirerek koluma koydu ve konuşmaya başladı "Öküzler bir daha yolumuza çıkarlarsa beni kimse durduramaz Sanem." hiç bir şey demeden koluma baktım. Annem eve geldiğinde nasıl bir tepki verecekti acaba diye düşünmeye başladım. Ve çoktan kapı zili çalmıştı... Funda hemen kapıyı açtığında annemin yüzündeki gülümseme usulca solarken gözleri beni buldu. Koşarak yanıma geldi koluma baktığında söze girdi "Sanem ne oldu Nasıl oldu bu iyi misin?" hemen Funda'ya açıklamasını istercesine bakışlar atmaya başladı. Funda ise dudağının bir kenarını ısırarak konuşmamakta kararlı gibi duruyordu. Ardından hemen ben konuşmaya girdim "Bir şey yok iyiyim anne Funda'yla biraz hava almaya çıktığımızda duvara sürttüm kolumu." Funda yalan söylediğimi görünce üzgün üzgün tindibakmakla yetindi. Annem ise söylediğim bu yalana inanmayan gözlerle bana baktı "Doğruyu söylüyorsun değil mi Sanem?" dedi. Hemen başımı onaylarcasına salladığımda Funda konuyu değiştirmeye başladı. "Evet ben buz falan da koydum iyi şuanda Handan teyzeciğim. Annem sizin kurabiye tarfini vermenizi çok istiyor geçen sefer çok beğenmişti." başımı hafifçe sallayarak konuyu değiştirmesiyle iyi yaptığını vurguladım. "Tabii veririm mesaj atarım ben ona. Ama bir daha dikkatli olun kızlar korkutmayın beni" diyerek yanağıma bir öpücük kondurdu ve yanımızdan uzaklaştı. Funda hemen yanıma gelerek elimi sıkıca kavradı. "Ayy anlayacak diye ödüm koptu... Off benim şimdi gitmem gerek yarın görüşürüz tamam mı çok geç kalkma, sabah seni arayacağım." Diyerek o da yanağıma bir öpücük kondurdu ve gülümseyerek evden çıktı. İçimden derin bir off çekerek yattığım yere iyice yayıldım ve serbest bıraktım kendimi. Yarın ki mezuniyeti düşünüyordum... Elbisem çok güzeldi ve aslında ne kadar dikkat çeker diye düşünüyordum. İnsan içine o kadariddialı bir elbiseyle çıkacak olmak... Gerçi yarın herkes öyle giyinecek diye de düşünüyorum evet evet bence kesinlikle herkes çok iddialı olacak. Bu düşüncelerle kendimi rahatlarak uyumaya çalıştım.


Sabah olduğunda telefonumun sesiyle olduğum yerde yüzümü kırıştırarak gözlerimi açmaya çalıştım ve telefonumu elime aldım arayan kişinin Funda olduğunu görünce hemen açtım. "Civcivimm günaydın hadi hazırlan!" saate baktığımda saat sabahın sekiz buçuğuydu... "Funda saat çok erken değil mi? Tören saat on'da." Funda telefonun ucunda itiraz istemiyormuşcasına beni geçiştirmeye başlamıştı yine. "Olabilir hazır olmamız lazım. Hem erkenden gitsek ne kaybederiz vakit geçiririz işte hadi!" oflayarak yattığım yerden kalkıp odama doğru yöneldim. Funda'ya seslendiğimde askıda gördüğüm elbiseme yeniden bakmaya devam ettim. "Ben hazırlanıyorum o zaman seni ararım görüşürüz." o da aynı şekilde karşılık verdi ve telefonları kapattık. Hemen banyoya yönelip önce elimi yüzümü yıkadımardından da dişlerimi fırçalayarak saçlarımı maşayla yapmaya başladım. Saçlarımın ön tarafını düzleştirerek arkadan birleştirdim ve geriye kalan saçlarımıda maşalı bir şekilde sırtımdan dökülmesine izin verdim. Makyajımda siyah bir göz kalemi,


rimel, buğulu siyah tonlarında bir far


ve kırmızı rujumu sürerek sonlandırdım. Ayağıma siyah stlettolarımı giyip kol asmalı çantamı da alıp Funda'yı aradım. "Hazırım ben..."


"Mezuniyet cübbeni almayı unutma sakın" dediğinde onu unuttuğumu fark ederek onu da elime aldım ve artık tamamen hazırdım...


"Aldım şimdi hadi geliyorum kapıya çık." Diyerek telefonu kapattım. Odamın kapısını yavaşça


araladığımda annemle göz göze gelmiştik... Bana hayranlıkla bakan gözlerinde gurur taşıyordu. Bu his beni öylesine rahatlatıyordu ki şuan. Dolmuş gözleriyle bana sımsıkı sarılarak titrek bir ses tonuyla "Çok güzel olmuşsun benim güzel kızım seninle gurur duyuyorum... Hadi şimdi koş ve al o diplomayı" ağlamamak için zor tutuyordum.


Nasıl gidiyoruzzz! Ben sizleri çok ama çok özlüyorum🥺 hepinizi çok seviyorum... Yorumlarınız her zaman çok değerli❤ ha unutmadan...


Sevgili okurlarım, şarkı önerileriniz varsa yorumlarda belirtmek isterseniz bölümlerimizin başına sizlerin önerdiği şarkıları ekleyebiliriz çünkü bizler böyle güzelleşeceğiz


💖


Loading...
0%