Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@zeynep_813

Hellooo yeni ve güzel bir bölümle geldimm💞


Ben onun ağzını gevelerken motora iyice yüklendi... Bu bir tür sesini kes demekti off Poyraz off bu kadar çekici olmak zorunda mısın be adam... Motorun üstünde resmen bir duvar gibi manken gibi... Arabadan camlarını aralayan bütün kızların gözleri Poyraz'ın üzerinde. Motoru süratle kullanan Poyraz kırmızı ışıklara yaklaşırken hızını yavaşlattı ve birkaç arabayı sollayarak kırmızı ve üzeri açık, oldukça lüks bir arabanın yanında durdu. Arabanın içinde bangır bangır çalan müziğe karşı kumral saçlı ve mavi gözlü bir kız arkasına yaslanmış, gözlerini kapamış ve eliyle ritim tutuyordu. Gözleri birden açılınca etrafa bakmaya başladı, Poyraz'ı görmesiyle birlikte kafasını tam çevirecekken yeniden Poyraz'a baktı. Onu baştan aşağı süzüp durdu.... Poyraz'da bakışlarını ona çevirince bu kez ikisi de tamamen birbirine odaklıydı. Kız dudaklarını dişlerken saçının bir tutamını parmağına dolayıp yılışık bir ifadeyle Poyraz'a göz kırptı, Poyraz'da kaskıyla kafasını salladı. Bense bu durumdan oldukça rahatsız olmuştum... Yanında ben varım ve bile bile kızla flörtleşiyor. Pislik! Belinde olmayan elimle Poyraz'ın kaskına vurduğumda kafamı "hayırdır" dercesine sallarken o da "ne var" der gibi bir ifadeye bürünmüştü sanki anlamıyormuş gibi. Hazır kırmızı ışıktayken kaskımı kafamdan çıkarıp saçlarımı geriye savurdum ve kıza bakarak gözlerimi devirdim kız bu kez benimle göz göze gelince yüzü değişti ve önüne baktı. Sarı ışık yanarken hemen kaskı kafama yeniden geçirdim ve Poyraz'da son hız devam etti. Eve vardığımız sırada kaskı çıkarıp Poyraz'a bile bakmadan motordan indim ve eve doğru hızlı adımlarla ilerledim. "Rica ederim Sanem." diye seslendi teşekkür etmemi beklercesine. Yine cevap vermeden evime gittim, kapıyı tıklatınca ablam açtı... Baya bir güzel görünüyordu. Üstüne giydiği buz mavisi ince askılı kalem elbise tüm hatlarını belli ediyor ve altına giydiği gümüş kemerli topuklular ise kombini tamamlıyordu... Kulaklarında su yolu küpeler ve at kuyruğu olan saçı iddialıydı! "A-abla çok hoş olmuşsun ama nereye?" ablam gülümseyerek "Ahu'nun çağırdığı partiye gidiyorum Sanem sen ve Funda'da gelecekmişsiniz." kaşlarımı çattım çünkü ben daha kesin bir karar vermemiştim. "Ben gelir miyim bilmiyorum abla." ablam gelmemi istercesine yalvaran gözlerle beni süzerken kollarımı tuttu "Hadi ama Sanem hem kafamız dağılır..." sıkıntılı bir nefes vererek cevap verdim. "Gelirim belki, neyse sana iyi eğelenceler gelirsem görüşürüz abla." ablamda başını onaylayarak salladıktan sonra evden çıktı. Bende ablamın odasına gidip kendimi yatağa attım. Annemler bugün babamla beraber yemeğe çıkacaklardı o yüzden gecikeceklerdi. Odanın penceresinden ay'a bakan gözlerim yaşarırken aklıma bugünkü kız geldi. Ne kadar da sinir bozucu biriydi... Gözleride maviydi ama hiçte güzel değildi. Aynaya bakarak gözlerimi inceledim ve dışırıdan söylendim "Benim gözlerim daha güzel." ama Poyraz'ın bakması gayet normaldi tabii. Ona yeterki kız olsun, nefes alsın yeterli. Ha ama güzel olması daha önemli Poyraz Demiroğlu'nun yanına yakışmalı, gerçi biz o kızlara güzel değilde başka bir şey diyoruz da neyse...


Telefonum çalarken arayanın Funda olduğunu görünce hemen telefonu açtım. "Alo, efendim Funda."


"Civcivim, gidecek miyiz partiye?" gitse miydik ki... Hem ablamda orada olacaktı. Evde de kimse yoktu, sıkılacaktım bu yüzden kabul ettim. "Gidelim ablamda oraya gitti zaten, üzerimi değiştireyim de." Funda heyecanla "Tamamdır." dedi ve telefonu kapattı. Bende dolabı açıp gözüme ilişen o elbiseyi çekip aldım. Karanlıkta bile parlıyordu elbise... Şuan odanın içi karanlıktı, ama pencereden gelen ay'ın ışığı hafiften aydınlatıyordu odayı ve aynadan kendimi görmemi sağlıyordu. Aynanın karşısına geçip elbiseyi üzerime tuttum ve elbiseyi baştan aşağı süzdüm. Parlak ve kırmızı bir elbiseydi, önü oldukça açık altı çok kabarık olmasada kabarık ve kol kısımları da tenimi gösterebilecek bir kumşa sahipti. Hafiften balon kollu bir yapısı vardı. Elbise epey bir iddialı ve ben buradayım diyordu. Kendini girdiği her ortamda belli edebilecek tüm gözleri üzerine toplayabilecek bir elbiseydi...



Hemen elbiseyi giymeye başladım ve saçlarımı da maşa yapıp alttan bir dağınık topuzla sabitledim. Yanlardan hafif çıkardığım buklelerimi düzeltirken makyajımı tamamladım, son olarak kırmızı rujumu sürüp parfümümüde sıkarken gümüş rengi şeffaf ve her yeri parlayan stelettolarımı da giyip



yine gümüş uzun ve ince küpelerimi de kulaklarıma takıp boynumda sallanmasına izin verdim... Artık tamamen hazırdım. Dışarıdan kulaklarıma gelen bir korno sesiyle kafamı pencereden uzattığımda evin önünde ki siyah bir bmw yi görünce kaşlarım çatıldı, kimdi bu şimdi. Merakla dışarıya çıkarken Funda beni kapıda karşıladı... Üzerinde ki beyaz ve diz kapaklarına gelen altı kabarık ve göğüs dekolteki olan elbisesiyle mükemmel görünüyordu! "Funda çok güzel olmuşsun." diyerek ona sımsıkı sarılırken o da aynı şekilde bana karşılık verdi ve "Hadi gel" diyerek tam önümüzde ki siyah bmw yi işaret etti. Kaşlarım yine çatılırken arabaya doğru ilerledim arabanın ön kapısının camı aralanırken şoför koltuğundan başını çıkarıp sırıtarak bana bakan Kerem'i gördüm. "Yuh, benden önce arkadaşımı nasıl alırsın." gülümsemesi yüzünde yayılırken "Funda sadece senin değil benimde arkadaşım Sanem, hem kötü mü ettim size eşlik ediyorum işte." dalga geçer bir ifadeyle "Evden gelmiyorsunuz inşallah." dedigim sırada Funda bozularak sert bir şekilde çıkıştı bana. "Saçmalama Sanem, bu ev mevzusu çok uzadı Kerem'i ve beni her gördüğünde bu konuyu dile getirmezsen sevinirim." sertçe açtığı kapıyı geriye iterek içeriye girdi ve kapıyı hızla kapattı. Kolların göğsünde birleştirirken bende yutkunarak hiçbir şey demeden diğer taraftan kapıyı açıp arkaya Funda'ın yanına oturdum. "Özür dilerim haklısın bir daha olmayacak." dediğimde Funda gözlerini devirdi "Söz ver Sanem." derin bir iç çekip Funda'ya odaklandım ve elini sıkıca kavrayarak "Söz." dedim. Kerem'de bizi izlerken "Ee hadi ama gitmemiz gereken bir parti var kızlar." dedi ve son gaz bastı arabaya. Hem motorcu hem arabacı... Her neyse partinin olduğu mekana geldiğimizde ortamın oldukça kalabalık olduğunu görüyorduk. Herkes buradaydı, girişte ablam ve Ahu ablayla selamlaşırken içeriye doğru ağır adımlarla giriş yaptım. Esdn rüzgar maşayla serbest bıraktığım buklelerimi savururken gözlerim aniden Poyraz'a ilişti. Üzerinde ki siyah renk boğazlı kazağı ve boynuna taktığı ince bir zincirle her zamanki gibi karizmatikti. Altında ki siyah yırtık pantolonu ve motorcu çizmelerine benzeyen çizmeleriyle kombinini tamamlamıştı. Bileğinde ki saat ise kendini belli ediyordu... Elleri cebinde gülümseyerek etrafındakilerle konuşurken Alev cadısı gelip Poyraz'ı öpmek için parmak ucuna kalkarken Poyraz Bey sağolsun onun kalkmasına fırsat vermeden yanağını uzattı ve elini beline sardı. Alev onu öperken gözleri birden beni bulduğunda bakışları donuklaştı ve beni baştan aşağı süzdü. Yüz ifadesi tepkisiz ve donuktu. Alev onun ona bakmadığını görünce Poyraz'ın gözlerini takip etti ve beni gördükten sonra yüz ifadesi sertleşti. Öfkeli adımlarla Poyraz'ın yanından uzaklaşırken benim yanımdan gözlerini devirerek geçip gitti. Hepimiz kokteyllerimizi içerken belimden kavrayan bir el, elini belimden çekerken tam karşıma geçti ve kokteylinden bir yudum aldı bu Akın'dan başkası değildi. Çalan müzikle birlikte herkesin ortada dans ettiğini izlerken Alev'le Poyraz'ında dans ettiklerini gördüm. Poyraz'ın yüz ifadesi rahatsız oluyormuş gibiydi ama yinede Alev'le dans etmeyi sürdürüyordu. Akın birden kolumu kavradı ve beni insanların arasına götürerek benimle dans etmeye başladı. "Hey ne yapıyorsun sen?" gülümsedi "Dans ediyorum buzlar kraliçesi, hadi sende et." çok itici bir çocuktu ve bu hareketleri hiç hoşuma gitmiyordu. Ama Alev'le Poyraz'ın hala dans ettiğini görünce yapacak bir şey yoktu bende herkese ayak uydurdum ve dans etmeye başladım. Kimseyi umursamıyordum... Bütün vücudumu hareket ettirip kıvıra kıvıra dans ediyordum ve Poyraz beni kıvırtırken her gördüğünde gözlerini kırpıştırıp başını öne eğiyordu. Bunu bir kez daha yapmıştı, Kenan amcanın bizi davet ettiği yemekte tuvaletteyken göğüs dekolteme bakamamıştı. Garip bir ifadeydi... Ne yapmaya çalışıyordu anlayamıyordum... En son müzik bitti ve herkes dağıldı bende nefes nefese kalmıştım, yerime geri dönerken Akın'la birbirimize gülümsüyorduk ki Poyraz kolumdan tuttuğu gibi beni partinin yapıldığı evin içinde ki ağaçlık alana götürdü ve insanlardan uzaklaştırdı kolumu elinden kurtarırken "Poyraz ne yapıyorsun kendine gel!" diye bağırdım. O da oldukça sert bir ifafeyle yüzüme baktı, "Asıl sen ne yapıyorsun Sanem, Akın'la kıvırta kıvırta dans etmek ne demek?!" konuşurken boynunda ki damarlar kendini ne kadar sıktığını belli ediyordu. Ellerimi belimde birleştirerek rahat bir ifadeye büründüm. "Akın sadece yanımda duruyordu ben kendi kendime kıvırtıyordum." sinirle ellerini saçlarından geçirdi ve avuçlarını açarak kendini ifade etmek istercesine üzerime doğru eğildi "Sen kıvırtırken o herifin gözü başka yerlerindeydi ama." gözlerimi devirdim. "Dikkat etmemişim, hem normal kıvırtırken herkes herkese bakar." iyice çileden çıkıyordu ve bende bilerek böyle rahat davranıyordum çünkü artık Poyraz'ın benim hakkımda bir karar vermesi gerekiyordu. "Orada bir sürü kız kıvırtırken o herif sadece seni izliyordu. Bu normal değil Sanem delirtme beni yine!" oflayarak yanından gidiyordum ki beni tutarak kendine doğru çekti ve aramızda ki mesafeyi kapattı, nefes nefese dudaklarıma bakarak kısık bir sesle konuşmaya başladı "Gitme Sanem..." gözlerini yumdu ve alnını alnıma yasladı ve devam etti. "Böyle yapma artık dayanamıyorum..." bu sensiz yapamıyorum demek miydi yani. Seni seviyorum demenin farklı bir yönümüydü... Bende dolan gözlerimle onun gözlerine odaklandım ve titreyen sesimle cevap verdim. "O zaman bir karar ver artık Poyraz..." yutkunurken gözlerini açtı ve belirsizlik içeren gözleriyle yine susmayı tercih etti. Kolumu serbest bıraktığı eli suskunluğunu devam ettirirken "Sanem hanginiz!" diye gelen bir ses bizim ve partide ki bütün insanların dikkatini o yöne topladı. Kaşlarım çatılırken hızlı adımlarla o yöne ilerledim ve insanların arasından geçerken "Benim." diye seslendim kendimden emin bir şekilde. "Dışarıdaki bir motorun lastikleri patlak ve kamerada sadece sen varsın." yutkunurken başımı nasıl yani dercesine sallarken arkadan Alev telaşla koşarak Poyraz'ın koluna girdi ve onu sakinleştirmeye çalıştı. "Poyraz sakin ol aşkım senin motorunun tekerleri patlatılmış ama neyse ki bulduk." dedi bana bakarken son dediğini vurgulayıp. Kaşlarım çatılırken Alev'in üstüne yürümeye başladım ve "Ben öyle bir şey yapmadım, kamerada benim çıkmış olmam suçlu olduğumu göstermiyor." Alev sert çıkıştı. "Tabii ki gösteriyor, bizi Poyraz'la kıskanıp böyle bir şey yaptın değil mi? Bırak artık peşimizi karışma bize!" dediğinde herkes bana bakarak aralarında dedikodumu yapmaya başladı. Benim gözlerim dolarken kendimi toparlamaya çalıştım ve "Ben öyle bir şey yapmadım ve yapmam diyorum neden anlamak istemiyorsun Alev." Alev dişlerini sıkarak üzerime yürüyordu ki Poyraz Alev'i durdurup çene kaslarını sıkmaya başladı. Alev'e soğuk soğuk bakarken bakışlarını bana çevirdi. Arkamdan gelen Funda ve ablam ise durumu öğrenmiş olacaklar ki beni savunmaya geçtiler ikiside.aynı anda konuşmaya başladı "Sanem öyle bir şey yapmaz!" Tam karşımda Poyraz'ın arkasına geçip ellerinde ki telefondan kamera kaydını izleyen Volkan, Barış ve Kerem'in de bakışları sertti. Ama ben öyle bir şey yapmamıştım! Alev sessizliği bozarken herkesin gözü ondaydı. "Bakın o ortadan kaybolduktan hemen sonra tekerler patlıyor ne tesadüf ama!" artık dayanamayıp Alev'in üstüne yürüyordum ki ablam arkadan tuttu beni. "Sanem sakin ol, seni kışkırtmaya çalışıyor uyma şu şeytana." dedi kısık bir sesle... Ama Poyraz... Poyraz sadece susuyordu. Gözlerimden süzülen birkaç damla yaş, konuş artık susma! Diye haykırıyordu Poyraz'ın yüzüne ama o hala susuyor ve olduğu yerde duruyordu. Herkesin telefonuna gelen bildirim sesiyle bakışlarımı Poyraz'dan alıp etrafta gezdirmeye başladım. Hepsi şok içinde ellerini ağızlarına götürüp telefonlara bakarken bana küfürler savuruyorlardı. "Ya ben yapmadım diyorum neden inanmıyorsunuz ya!" diye bağırırken dizlerimin üstüne çöktüm ve ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya devam ettim. Bu hallerime Alev sessiz kalmamıştı tabii ki "Şuna bak kapana sıkışınca bebek gibi ağlıyor fakirdi, zenginleşince başımıza çıktı şımarık, aptal, saf ve sürt-" diye sıralarken Poyraz "Yeter!" diye haykırdı. Alev'e öfkeyle bakarken "Kes artık kes!" diye tekrardan bağırdı ve yanıma gelerek kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Eliyle yüzümü tutup gözlerime bakarken yanaklarımdan süzülen yaşlarımı sildi ve çene kaslarını sıkıp Alev'e döndü. "Sanem yapmaz." dedi... Kalbimi kocaman bir titreme sararken heyecandan kalbimin sesi kulaklarıma bangır bangır gelmeye başlıyordu, sanki kalbimin atışı bütün bedenimi ele geçirmişti. Sanki bütün organlarım kalbimdi... Alev şok içinde Poyraz'a bakarken tek kelime dahi etmedi ama Volkan söze girdi. "Kamera kaydı kesilmiş zaten yapan kişi belli bile olmuyor ki Sanem bir kediyi bile incitmez tekerlekleri mi patlatacak." Volkan beni tanımlamıştı, bunu açıklamış olması içimi rahatlatırken Kerem'de söz aldı. "Belki de Alev sen yapmışsındır ve suçu Sanem'e atıyorsundur." dedikten sonra bütün gözler Alev'deydi artık. Alev ne kadar inkar etsede asla yalan söyleyemiyordu... Bu kadar berbat bir yalancı görmemiştim. Poyraz kolumdaki elini yavaşça elime indirdi ve elimi tutup gözlerime odaklandı. "Sanem'e güveniyorum ve Kamera kaydını bile görmek istemiyorum şimdi herkes gözlerini başka yöne çevirsin, ağızlarını tutsun yoksa gözlerinizi başka yerlerinize sokup, ağızlarınızı da patlatacağım." Poyraz'ın sesi sert çıkmıştı. Barış öfke dolu sesiyle ellerini çırpıp "Parti bitti!" dedikten sonra herkes dağılmaya başladı. Poyraz kalabalığın sesine karşılık bana döndü ve sadece benim duyabileceğim bir sesle "Gel benimle." dedi, elimden sıkıca kavrayıp beni partiden çıkardı ve sessizliğin hakim olduğu bir sokağa doğru yürüttü. Sokağın ortasında durduktan sonra bana döndü ve sımsıkı sardı belimden. Poyraz şuan bana sarılıyordu... Kokusu burnuma gelince gözlerimi sıkıca kapattım ama ona sarılamadım, neden bilmiyorum sarılamadım. Geriye çekildiğinde ise onunda gözlerinin dolduğunu fark ettim. Burnunu çekeren eliyle burnunun ucuna dokundu ve derin bir iç çekti. "B-ben gerçekten yapmadım Poyraz, sana yemin ederim ben yapmadım." ellerini omuzlarıma koyup bana gerçekten inan gözlerle baktı "Şş, inanıyorum Sanem... Alev'in bunu yapmış olabileceği çok muhtemel. Ondan beklerim ama senden asla!" işte bu sözler yüreğimi delip geçerken ortamı bozan Alev cadısının o tiz sesi oldu ayağındaki topuklularla bile yüreyemeyerek zar zor yanımıza geldi "Poyraz bana karşı herkesin içinde bu sürtüğü nasıl savunursun?!" ama yetmişti artık şimdi bittin kızım. "Kes artık kes!" deyip Alev'in saçlarına geçirdiğim elimi hızla çekerek Alev'i yere düşürdüm. Karşı bile koyamıyordu o derece güçsüzdü pislik. Poyraz beni çekmeye çalışıyordu fakat faydası yoktu... Poyraz'a sert bir bakış atıp "Sakın, sakın karışma Poyraz gebertirim seni." dedikten sonra Poyraz dudaklarını bükerek yanımdan bir iki adım uzaklaştı ve Alev'i yerde sürümemi izledi. Alev yerde inlerken asla acımıyordum. "Bir daha beni kendinle karıştırırsan daha beterini yaparım duydun mu beni!" Alev hala çırpınırken bu kez Volkan, Barış, Kerem, Taylan, Ablam ve Funda da başımıza toplanmıştı. Alev'in artık hiç dayanacak gücü kalmadığında onu serbest bıraktım ve ayağımda ki topuklularımla üzerinden geçerek ellerimi birbirine çırptım. Derim bir nefes verirken ellerimi belime koyup ablamlara baktım. Hepsi şok içinde bir bana birde Alev'e bakıyordu... Taylan ağzı bir karış açıkken söze girdi. "İkinci bir İnci Bozoğlu beklemiyordum." yani ablamın da ben gibi hadsiz kızlara haddini bildirdiğini, birbirmize benzediğimizi vurguluyordu. Barış ise başını onaylayarak sallarken "Bende." dedi ve ablamla göz göze geldiler ama ikiside hala şaşkındı... Alev yavaş yavaş yerden kalkarken Poyraz elimi tutup önüme geçti ve parmağındaki yüzüğü çıkarıp Alev'in yüzüne fırlattı. "Artık gerek kalmadı, o babana söyle kardeşimi ben kendim bulurum bu sahte sözü istemiyorum. Sevmediğim bir kadınla hayatımı zindan edemem!" Alev şok içindeyken Poyraz bana döndü ve "Sanem, dinle ruhumu sana teslim ediyor, hayatımı seninle yaşamak istiyorum çünkü içimi görende beni hisseden tek kişide sensin bırak ikimizin ruhunu birleştireyim, güven bana kadın güven artık." ben yutkunmaya çalışırken gözlerim ablama kaydı... Başını hüzünle onaylayarak salladı ve Barış'a döndü. O da gözlerini onaylayarak kırparken... Poyraz'a sımsıkı sarıldım. Alev ise çoktan yanımızdan gitmişti... O da beni sımsıkı sararken Funda mutluluktan ağlamaya başlamıştı. "Ühüü ağlayacağım çok romantik." derken gözlerinden kalpler çıkıyordu. Kerem elleri cebinde Funda'nın yanına geçip kulağına fısıldadı. "İstersen bizde romantik olabiliriz." Funda'nın gözlerinde ki kalpler yerini ateşe verirken diresiğini Kerem'in karnına geçirdi. "Rüyanda görürsün." Kerem ise sırıtıp "Rüyalarımı gerçekleştirmek ister misin?" diye pişkin pişkin cevapler vermeye devam ediyordu. Volkan dayanamayıp "Aa yeter sizin bu romantikliğinizden midem bulanıyor, hadi dağılın bune be." diye haykırdı. Herkes dağılırken Poyraz ablamın yanına çekine çekine gitti ve kulağına fısıldadı. Ablamın bakışları sertleşirken bana baktı ve kafasını sallayarak gitti. Poyraz'da elimden tuttuğu gibi beni peşinden sürükledi. "Ablama ne dedin?" sırıttı "Sanem'i kaçırsam olur mu dedim." şaşırmıştım ablam izin vermiş miydi? "Ablamda buna izin mi verdi?" ego sahibi olan Poyraz cevap verdi. "Tabii ki unuttun mu sarı civciv, ben bir şeyi çok istersem alırım." gözlerimi devirirken geçen koşarak geldiğim denizin kayalıklarına getirdi ve oturdu, bende yanına oturdum... Ellerini dizlerinde birleştirip denize bakarak konuşmaya çalıştı. "Bak Sanem, duygularımdan oldukça eminim belki hala bana güvenemiyorsun ama bunun içim elimden ne gelirse yapacağım." derin bir iç çektim "Umarım Poyraz çünkü bana yaptıkların..." diye devam ediyordum ki sözümü kesti "Lütfen Sanem eskileri açma zaten bu yüzden kendimi asla affedemiyorum." susarak başımı salladım ve denize karşı bakmaya başladım. Gözlerimi yumup temiz havayı içime çekerken yüzüme bir gülümseme yerleşiyordu ve Poyraz'ın beni izlediğini hissedebiliyordum. Dudağının bir kenarı kıvrılırken "Bugün çok güzeldin Sanem." dedi ve yüzünde ki tebessüm kötü bir şey hatırlamış gibi soldu. "Ama Akın'la kıvırtarak oynaman hiç hoşuma gitmedi." oflayarak "Eskileri açma ama Poyraz." diye onun cümlesini ona karşı kullandım alayla. O ise merakla sordu "Ya anlayamıyorum, hem sana dokunulunca tir tir tiriyorsun ama Akın'la bugün dans ederken o herif sana dokunduğu sırada asla titremeden dansa devam ettin." Poyraz'ın yüzünde ki her hattı hayran hayran izlerken gök gürlemişti. Poyraz başını hafifçe gökyüzüne kaldırırken tekrardan bana baktı ve hızla bastıran yağmur birden her yerimizi ıslatmaya başladı. Ama ikimizde umursamıyorduk. Sonra gözlerimde ki hayranlık sesime de yansıdı. "Belki de sadece sen dokunurken titriyorumdur." bu sözlerim Poyraz'ın hoşuna gitmişti. Yavaşça yanıma iyice yaklaşarak kolunu arkamda ki kayalığın arkasına atıp destek aldı ve dudaklarıma odaklandı. "Hımm demek öyle." derken bende onun dudaklarını incelemeye başladım. Yağmur bütün bedenimizi ıslatırken biz şuan sadece ikimizi düşünüyorduk. Elimi Poyraz'ın yanağına götürüp yumuşak hareketlerle okşarken o da belimden kavradı. Burunlarımız birbirine sürterken ikimizde gülüyorduk. Kalbimin atışı hızlanırken Poyraz birden dudaklarımı öpmeye başlarken bende aynı şekilde karşılık vermeye başladım. Kalbimin hızı dinmişti çünkü kalbim durmuştu! Yani öyle gibi hissediyordu... İkimizde aynı anda yavaşça birbirimizden çekilirken nefes nefeseydik ve Poyraz gülümseyerek "Öyle bir titriyorsun ki belini tutarken, dudaklarını öperken bunu çok net anlıyorum. Sanki senin kalbin benim bedenimde atıyor gibi." Küçük bir tebessüm edip omzuna geçirdim bir tane "Ya dalga geçme be Allah Allah titriyorum işte boş ver." eliyle elimi kavradı "Seni titretmek hoşuma gidiyor ama soğuktan titremeni hiç istemem hadi kalk gidiyoruz." dedi ve ayaklandı...


Nasıl gidiyoruzz💖


Loading...
0%