Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. Bölüm

@zeynep_813

Evet sevgili okurlarım iyi geceler yine yazarken gülerek yazdığım bir bölüm oldu, umarım sizleride güldürebilirim şimdiden iyi okumalar...🤍💫


"Nereye?" diye sordum hemen merakla. Yüzüme bakarak hüzünlü bir gülümseme yayıldı yüzünde. Bu şimdi ki mutluluğun sembolüydü işte... Poyraz mutluydu ve benimle birlikte mutluydu. "Gidince görürsün..." diyerek koşturdu beni. Baya bir koştuktan sonra bir taksiye bindik ve yine oraya geldik. O bungalov evine... Buraya şimdi daha mutlu geliyorduk, Poyraz çalıların ardından bungalov evine uzanan taşlı yolun tam ortasında durdu ve yere eğilerek taşın üstüne yerleştirilmiş kablolu bir düğmeye bastı. Düğmeye bastığı anda o taşlı yolu bir sürü ışık aydınlattı... O kadar hoş ve güzeldi ki anlatamam. Bungalov evine kadar yolumuz aydınlanmıştı. Ellerimi küçük bir kız gibi çırpıp "Poyraz ayy bu çok güzel oldu." dedim. O da bana dönerek dudağının bir kenarını kıvırdı "Güzel olan sensin, ben sadece ikimizin güzel olması için uğraşıyorum." gülümseyerek elinden sıkıca tuttum ve ikimiz birlikte bungalov evine doğru ilerledik. Poyraz tekrardan ağacın arkasından bir ışık yakarak bu kez de bungalov evinin dışını aydınlattı.



Ardından cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve bu seferde iç taraftaki ışığı yaktı. İçerisi mükemmel ötesiydi... Kapının girişinde tam karşıda ki duvarda iki tane tablo vardı, tam sağ tarafımda tek kişilik ve siyah örtülü bir yatak, sol tarafımda sallanan bir sandalye ve sandalyenin tam arkasında ise küçük bir şömine. Şöminenin karşısında biri kırmızı biri yeşil olan iki tane armuttan minderler ve minderlerin yanında ise küçük bir sehpa bulunuyordu. Tabloların asılı olduğu duvarın iki köşesinde de asma yapraktan süsler vardı. Tek kelimeyle ev mükemmel döşenmişti... Poyraz buraya baya önem veriyor gibiydi. Eliyle içeri geçmem için yol verdikten sonra içeriye geçtim ve o da kapıyı kapatıp yatağa oturdu. Ben etrafta gözlerimi gezdirirken kollarını yatağa doğru geriye uzatıp "Beğendin mi?" diye sordu. Bende saçımın bir tutamını kulağımın arkasına iterken "Çok beğendim Poyraz çok güzel dekor edilmiş." dedim. Poyraz'ın yüzünde oluşan burukluk gözlerini doldururken kaşlarım aniden çatıldı ve yanına oturdum. Elini tutarak "Bir sorun mu var?" diye sordum onu kırabileceğim bir şey söylemiş düşüncesiyle. O ise dudaklarını ıslatarak yutkundu ve sadece şunu dedi "Burayı annem dekor etmişti..." benimde içimi kötü bir his sararken Poyraz'a destek olmak istercesine elini iyice kavradım. "Üzülme onları bulacağız söz." gözlerimin içine bakarak tebessüm etti "Umarım Sanem, umarım..." ben dudağımı büzdüğüm sırada Poyraz'da ona üzüldüğümü anladı ve kendini toparlmaya çalışıp burnunu çekti "Neyse şimdi bunları konuşmayalım." diyerek ayağa kalkıp şömineye yöneldi. Bende onun her hareketini izlemeye koyuldum. Şömineyi yakarken oldukça çekiciydi, hangi erkek bir şömineyi yakarken çekici olabilirdi ki? "Her erkek!" aman Allah'ım Poyraz resmen hem yıkım hemde yürüyen karizmaydı. Üzerinde ki siyah boğazlı kazağının ardından belli olan kasları ve dirseklerine kadar sıvadığı kollarının ardında belli olan damarlarıyla gel beni öp diyordu remen! Ayy yok yok yok Sanem kendine gel. Sürekli Poyraz'ı öpme isteğinden vazgeç yanlış anlaşılacağım... Ben içimde ki bu düşüncelerle ellerimi yüzüme kapatırken beni gören Poyraz gülümsedi ve elinde ki ince uzun bir sopayla dizlerinin üstündeyken bana doğru başını çevirdi. "Yine ne düşünüyorsun da utandın?" yuh be adam düşünürken böyle hareketlerimin olduğunu nereden biliyordu! Rezillik. Valla rezillik! "Hiç hiç bir şey." sırıttı ve şömineye döndü. "O zaman gelde bana yardım et, şu tabaklara cips koyalım." hemen yerimden kalkıp tabaklara cips koydum, son cipsi de tabağa koyacakken ağzıma atıp yarısını ıssırdım. Ben onu çiğnerken Poyraz'ın gözleri bendeydi ve dudağının bir kenarı kıvrılırken elimde ki cipsi alıp ağzına attıktan sonra bana göz kırptı ve önüne döndü. Ben ona şok içinde bakarken aynı zamanda hayranlıkla da bakıyordum, bir insan bir şey çiğnerken de karizma olabilir miydi? Şimdi diyeceksiniz Sanem'de Poyraz'ı dünyanın en yakışıklı ve kusursuz çocuğu yaptı. Ama valla bana öyle geliyor seviyorum be seviyorum! Ben bu adama aşığım nokta. Çiğnerken çene kasları seğiriyordu ve bu çok hoşuma gidiyordu... Onu izlediğimi biliyordu ve gülerek "Biraz daha beni böyle izlemeye devam edersen öpmek zorunda kalacağım sarı civciv." öp be adam öp, asla hayır demem ki istediğin kadar öp... Tabii ki ona karşı omzuna bir tane geçirdim "Öpme Poyraz hadi işini yap." diye emrettim şakaya vuran bir sesle. O da sırıtarak cevap verdi. "Öpme işinde çok iyiyimdir yapayım mı?" diye sorduktan sonra yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Ve sonra laf sokmaya karar verdim "Hıhı onu biliyoruz Poyraz Bey, daha önce kaç kızı öptünüz bu işte ne kadar iyisiniz hepsini biliyoruz." gözlerini devirdi "Ama sadece seni öperken heyecanlanıyorum." yine gözlerim hayranlıkla ona bakarken sesim ince çıkmıştı "Gerçekten mi?" o da üzerime doğru iyice eğilip elini şöminenin duvarına koydu ve dudaklarıma bakarak kendi dudaklarını ıslattı "Gerçekten..." iyice üzerime doğru eğildi ve dudaklarımız arasında sadece bir iki santim kalmıştı. Poyraz gözlerini yumarken bende gözlerimi sıkıca kapattım ve onun beni öpmesini bekledim... Bu sefer iyice yaklaştı bana nefesini dudaklarımda hissediyordum "Sadece seninde heyecanlanmanı istemiştim." dedi ve hemen geri çekilip elinde ki cips dolu tabağı alıp göz kırptıktan sonra alaylı bir sesle "Bu kadar saf olma Sanem Bozoğlu olmaa öp beni Poyraz de emrine amade olurum." diyerek kapıya yöneldi ve dışarıya çıktı. Fakat arkasında sinirli ve buruk bir Sanem bırakmıştı... Off ne güzelde öpecekti şaka şaka yeter. Bende suratımı asıp yanına bahçeye çıktım ve çimenlere kollarımı göğsümde birleştirip oturdum. Başımı Poyraz'dan çevirip başka bir yöne odaklandım. O ise dizinin birini karnına doğru çekmiş ve kolunu da dizine doğru uzatmış cips yiyordu. Hiç umurunda da değildi beyefendinin, tabii istediğini almıştı keyfi yerindeydi. "Hey, yesene sarı civciv." başımı iyice çevirip kollarımı göğsümden ayırmadan vücudumla birlikte ona arkamı döndüm. Bu hareketime karşılık cips dolu ağzıyla konuşmaya çalıştı "Bana kıçını dönme!" ay terbiyesiz... Bu sözünden sonra başımı omzumun üzerinden ona çevirerek gözlerimi ona devirdim o da kollarımdan tutup beni geriye doğru çekerken başımı dizine yasladı. Kollarımı tutup göğsümden ayırdı ve eliyle yüzümü okşamaya başladı. "Çok güzelsin Sanem..." hafif bir tebessüm oluşuyordu ki yüzümde ona karşı sinirimi hatırlayıp yüzümü geri buruşturdum. O da gülerek "Sinirlenince küçük bir kız gibi oluyorsun asla ciddiye alamıyorum Sanem lütfen sen sinirlenme." yüzüne tersten bakıyorken cevap verdim. "Sinirlendiğimde nasıl olduğumu buraya ilk geldiğimizde görmüştün Poyraz lütfen beni sinirlendirme." ellerini teslim olurcasına kaldırırken "Tamam haklısın sustum." dedi. Ve yüzüme iyice eğilip yanağımı okşamaya devam etti. "Cips ister misin?" diye sordu. Bende "Olur." dedikten sonra tabaktan bir tane cips aldı ve eliyle ağzıma doğru uzattı. Tam cipsi yiyecektim ki Poyraz birden dudaklarımı öptü... Gözlerini kapattığını görünce bende kapattım ve bu kez teslim ettim ona kendimi. Üzerimden geri çekildikten sonra gözlerimi birkaç saniye inceledi ve bende başımı dizinden kaldırıp ona odaklandım. "Üstümüz çok ıslak hadi değiştirelim, sanada birer alt ve üst bulalım." dedi... Bende başımı onaylayarak salladıktan sonra ikimizde içeri girdik. Poyraz önce kendine bir şeyler ayarladı daha sonrada bana. O tam giyinmek için üstünü çıkarıyordu ki elimin biriyle gözlerimi kapatıp diğeriyle de "Dur!" diye işaret yaptım "Ben çıkayım bir bekle." sırıttı "Kızım ne alaka zaten gördün vücudumu." oflayarak cevap verdim "Sürekli görmem mi gerekiyor Poyraz çıkacağım bekle." dememe kalmadan çoktan tişörtünü çıkarmış elinde sallayarak cevap vermişti "Etkilenmekten mi korkuyorsun?" diyerek kahkaha attı. Bende onun ağzını geveliyordum ki hızlı adımlarla yanıma gelerek tam karşımda çene kaslarını sıkıp başını hafifçe büktü. Kafamı kaldırdığımda gözlerine bakarken içim titriyor gözlerim parlıyordu resmen... Sonra kendimi düzeltip ellerimi çıplak olan vücuduna koydum ve omuzlarından ittirdim "Çekil şurdan hadi, dışarda bekliyorum." hemen kendimi dışarıya attığım sırada kalbim deli gibi çarpıyordu. Elimi kalbime görürüp Nefes alış verişlerimi düzenlemeye çalışıyordum. Derin bir nefes alıp verdikten sonra Poyraz yanıma geldi. Altına gri bir eşofman üstüne de mavi bir kapüşonlu sweat giymişti... Elini dağılmış saçlarında gezdirerek "Yatağın üstüne koydum sanada bir şeyler onları giy de hasta olma." dedi. Bende başımı sallayarak içeriye giriyordum ki kolumdan tutup kendine doğru çekti "Yardım etmemi ister misin?" gözlerimi devirerek kaşlarımı çattım "Seni şimdi öldürmeme yardım etmeni isterim evet! Poyraz delirtme beni çekil şurdan." gülerek dudaklarını ıssırdı ve kolumu bıraktı. Hemen yatağın üstünde ki siyah ve oldukça bol olan eşofmanı giydim ve üstümede kırmızı kapüşonlu bir sweat geçirdim. Sweatte sorun yoktu fakat eşofman belimden düşüyordu... Asla durmuyordu. Bu şekilde Poyraz'ın karşısına nasıl çıkacaktım! Off ama yapacak başka bir çaremde yoktu. Yavaş adımlarla kapıya yönelip kapıyı hafiften araladım ve kapının arkasından Poyraz'a seslendim. "Öhöm öhöm, ee Poyraz bir bakar mısın?" Poyraz telaşla yanıma geldi, bir şey oldu sanmıştı. "Ne oldu güzelim." dedikten sonra ne güzellim mi dediii diye kalbim disko topuna dönüşürken aklımda ki bu sözü şuanlık sildim ve "Bu eşofman çok bol belimde durmuyor ne yapacağım ben?" diye sordum. O da içeriye girmek için bir adım atıyordu ki kapıyı tuttum "Dur girme bu halde görmeni istemiyorum." kaşlarını havaya kaldırdı "Saçmalama Sanem bir şey yapmayacağım utanmana gerek yok ip gibi bir şeyle bağlarız belinden." gözlerimi utanarak onun yüzünde gezdirirken "Hadi ama cidden utanıyor musun?" dedi. Bende hiç düşünmeden kapıyı serbest bıraktım ve Poyraz'ın içeri girmesine izin verdim. İçeri girdikten hemen sonra bir tane küçük çekmeceden kalın bir ip çıkarıp ipi belimden geçirecekti ki ellerinden tuttum. "Bekle ben yapabilirim." o ise yüzüme bile bakmadan oldukça ciddi bir ifadeyle ipe odaklanmıştı "Dur sakin ol." diyerek ipi yavaşça belimden geçirdi ve çok sıkmadan ipi bağladı. Dokunuşları öyle hafifti ki... İçim eriyordu resmen, sanki bulutlarda gibi hissediyordum. Yutkunurken gözlerine baktım "Teşekkür ederim." dedim. Poyraz gülümseyerek "Ne demek benim için zevkti." dedi ve dışarıya çıktı. Bende kapıyı tutup ona sinirli sinirli bakarken o hala gülmeye devam ediyordu... Tam bahçeye doğru bir adım atıyordum ki eşofmanın ipi birden açılmaya başladı hemen eşofmanı tutup içimden Poyraz'a sövmeye başladım. "Allah seni kahretmesin Poyraz böyle mi bağlanır bilerek yaptın değil mi?!" o ise hala kahkaha savuruyordu "Off Sanem ne uğraşıyorsun şu eşofmanla, olmuyorsa çıkar işte sende rahat et bende edeyim." yüzüm kıpkırmızı olurken kapının arkasında hızlıca ipi sıkı bir düğüm yapıp Poyraz'a döndüm ve şöminenin yanında ki sopayı alıp saçlarımı geriye savurdum "Bittin şimdi Poyraz." dedikten sonra Poyraz'a doğru sopayla koşmaya başladım.


Nasıl buldunuzzz💞🙃


Loading...
0%