Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@zeynep_813

Devam ediyoruzzz❤


Kollarımı göğsümde birleştirerek rahat bir ses tonuyla cevap verdim "Bana her an zarar verebilecek konumda olan bir adamsın sen, orda Akın değil de başkası olsaydı onunda arkasına sığınırdım." Dedim. Poyraz bu cevabımdan hoşlanmamıştı ve iyice yaklaştı bana kısık bir ses tonuyla da devam etti "Ben kimseye zarar vermem, beni mecbur ederler ve sende onlardan birisin sarı civciv beni daha fazla sinir edip Akın'ın etrafında dolaşma!" dedi. Anlamsızca ona bakarak "Seni neden ilgilendiriyor ki istediğimle istediğimi yaparım." Dediğimde çene kaslarını sıkarak öfkeyle bana odaklandı "Öpmesine izin verseydin ya o zaman!" dedi. Aniden bedenimi bir titreme sararken sadece yutkundum ve sustum. Sonra o devam etti "Doğru ya seni kimse öpmemiştir." Sinirlenmiştim "Öpmesi de gerekmiyor zaten." Dediğimde bana doğru iyice yaklaştı ve elini sırtımın arkasına sandala yerleştirdi... Gözlerini dudaklarıma kaydırdığında nefes nefese Poyraz'a odaklanmıştım.


Kısık olan ses tonu nefesime işliyordu her saniye "Seni öpecek birinin önemli ve doğru kişi olmasını bekliyorsun sarı civciv." Dedi. Gözlerim kapanmış ve sadece Poyraz'ın sesine odaklanmıştım.


"Çünkü sen o kadar aptal ve savunmasızsın ki şuan seni öpsem hiçbir şey yapamazsın, bana karşı koyamazsın..." diyerek dudaklarıma iyice yaklaştı. Bedenim titrerken hızla onu ittim. Ve sandalın içinde ayağa kalktım. Nefes nefese ağlarken Poyraz birden ciddileşti "Sakin ol be bir şey yapmadım." Dedi ama ben durmadan titriyordum... Poyraz eliyle beni tutmak için yanaştığında hızla kendimi geri çektim ve "Dokunma bana!" diye bağırdım. Poyraz şaşkınlıkla beni izliyordu... Yalvaran gözlerle yeniden söylendim "Lütfen dokunma..." Poyraz olduğu yere oturdu ve saçlarını geriye savurarak ellerini birleştirdi. Bende titreyerek oturmaya çalıştım ve ona odaklandım. "Madem her kıza bunu yapabileceksin neden bir sevgilin var onu sevmiyor musun?" dediğimde bir kahkaha attı.


Sonra aniden ciddileşti "Alev'i sevmiyorum tabii ki." şok içinde bakmakla yetinmiştim. "O zaman neden onunlasın ki duygularıyla oynuyorsun." Gözlerini üzerime dikerek cevapladı "Çünkü istediklerimi veriyor." Bu söz, işte bu söz çok can yakıcıydı... Boşuna yıkım demiyorum bu adama. Çok kararlı ve net, kimse onu yıkamaz sanki... Her istediğini yapar ama kimse ona karışamaz. "Çok umursamaz birisin." Dedim aniden. O da bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyormuş gibi sırıtarak cevap verdi "Biliyorum, kimse umurumda olmaz." Dedi. "Kimseye yardım da etmeyen biri gibisin." kaşlarını çattı ve "Seni kurtardığım geceyi hatırlatırım sarı civciv." Dedi. Aslında haklıydı...


"Ama sen o gece Akın'dan hıncını çıkarmak için beni kurtardığını söyledin yani benim için değildi." gözlerini kısarak başını salladı "Haklısın." Dedi sonra. Bende imalı bir şekilde "Yani şimdi şuradan kendimi atsam umurunda olmam öyle mi?" dedim. Birden kaşlarını havaya kaldırdı ve anlamsız bakışlarla bana baktı "Sen kendini çok önemli sanıyorsun herhalde tabii ki umursamam ne halin varsa gör." Dedi ve cebinden çıkardığı telefonuyla uğraşmaya başladı. Bende hızla ayağa kalkarak sandalın tepesine çıktım. Poyraz gözlerini bir saniye üzerimde gezdirdikten sonra "Yüzme biliyorsundur inşallah." Dedi... gülerek cevap verdim "Hayır bilmiyorum." O da sırıtarak gözlerini telefonundan ayırmadan cevapladı "O zaman sana bol şans çırpınışlarını görmek için sabırsızlanıyorum." Bende yüzümde ki hafif bir buruk tebessümle "Buna gerek kalmayacak sanırım." Dedim ve kendimi hiç düşünmeden göle attım. Su tenime öyle bir çarptı ki aniden hissettiğim o soğukluk bütün bedenimi ele geçiriyordu sanki. Suyun içinde dibe batarken çırpınmak için çabalamıyordum bile... Çünkü biliyordum o gelecek Poyraz gelecek. Suyun içinde etkisiz bir hal alıyordum her geçen saniyede... Artık ümidi kesmiştim sanırım. Nefesimi tutamayacak duruma gelmişken su yavaş yavaş genzimi yakmaya başlıyordu. Fakat sonra bir el temas etti belimden sıkıca kavradı beni. Sonra sıkıca sararak beni sandala çıkarmaya çalıştı. Aslında iyiydim sadece gözlerimi kapalı tutuyordum. Poyraz beni sandala koyduktan sonra bir eliyle başımı destekledi ve beni uyandırmaya çalıştı sesinde ki korku kendini belli ediyordu "Sanem, uyan!" dedi birden. Poyraz bana ilk kez ismimle hitap etmişti. İsmimi biliyor muydu yani?


İsmimi ilk kez ondan bu kadar net ve keskin bir şekilde duymuştum. Sanki...


Öksürerek gözlerimi açtığımda Poyraz gözlerini kapatarak derin bir iç çekti ve nefes nefese arkasına yaslandı.


"Korktum lan korktum!" diye haykırdı gölün ortasında... Bende olduğum yerde dudaklarım titreye titreye konuşmaya çalıştım. Poyraz ise endişeyle bana baktı ve sıkıca sardı beni, kollarının arasında ısıtmaya çalıştı. "Çok üşüyorum." Poyraz devam etti "Sen çok aptalsın gerçekten." Dedi.


"Beni kurtardın işte... Sen kötü ve umursamaz biri değilsin Poyraz." Dedim onu buna ikna etmek istercesine. O ise bana derinden bakmaya devam ediyordu... Hiçbir şey demeden. Bir kaç saniye bakışmanın ardından Poyraz doğrularak sandala oturdu ve beni de diğer tarafa oturttu. Fakat hala titriyordum... Poyraz'ın tepkisini izliyordum öylece. O da yerden ağır ağır kaldırdığı başını bana çevirerek düz bir sesle "Neden yaptın bunu?" diye sordu. Titreyerek derin bir iç çektim ve "İyi biri olduğunu sana göstermek istedim." Sırıtarak cevap verdi "Sen sadece kendini buna inandırmak istedin sarı civciv." Öyle net ve kararlıydı ki karşımda ki adam. Yıkımın ta kendisiydi evet ama o hiç yıkılmıyordu... Yıkımdı ama yıkılmazdı... Başımı umursamazca salladım ve "Ne fark eder sonuçta beni kur-" diyordum ki aniden sert bir ses tonuyla sözümü kesti "Tamam kes artık, bir daha böyle şeyler yapma sakın benim yanımda!" kaşlarımı iyice kaldırarak ona karşılık vermeye başladım "Neden, yeniden beni kurtarmak zorunda kalmaktan mı korkuyorsun?" bakışları bu kez iyice öfkeliydi sesinde ki öfke bedenimi iyice titretiyordu "Ee yeter artık fazla soru soruyorsun yine!" dedi ve telefonuyla uğraşmaya başladı. Bende etrafı izliyordum ama hala üşüyordum... Tenime çarpan her rüzgar esintisi tüylerimi diken diken ediyordu. Poyraz bakışlarını yeniden üzerimde gezdirirken telefonunu öylece bir kenara attı ve yanıma geldi bense hem korkarak hem de ne yapacağını kestiremeyen gözlerle ona odaklanmıştım. Birden üstüme doğru eğildiğinde kendimi geri çektim ama o ellerini elbisemin arkasında bulunan çapraz iplerin ardında ki tenimde gezdirmeye başladı. Bedenim öyle titrerken ellerinin sıcaklığını ve yumuşakça olan dokunuşları içimi ısıtıyordu. Yine titriyordum fakat, bu kez içim ısınıyordu... Gözlerimi kapattığım anda burnuma gelen o kokusunu aldım. Çok hoştu... Poyraz çok güzel korkuyordu. Birden konuşmaya başladı... "Çok üşümüşsün, baya ıslaksın." Gözlerimi birden açtığımda karşımda dimdik duruyor ve bana bakıyordu... "Ne?" dedim birden anlamsızca... O da yeniden düz bir ses tonuyla cevap verdi "Çok üşümüşsün diyorum." Diyerek suya girmeden önce çıkarıp tekrardan giydiği tişörtünü çıkarıyordu ki elimle onu durdurmak istercesine "Dur, dur ne yapıyorsun!" diye bağırdım gölün ortasında. O da sırıtarak kendini beğenmiş bir ifadeyle "Tişörtümü veriyorum etkilenmekten mi korkuyorsun?" dedi. Bakışlarımı ondan kaçırarak "Buna gerek yok." bana bakmayı sürdürerek tişörtünü çıkarttı ve "Buna ben karar veriyorum." Dedi... Sonra bakışlarım vücuduna kaydı. Köprücük kemiğinde yılan dövmesi vardı ve göğsünün iki tarafında birbirlerine selam veren iskeletler, tam ortasında da bir örümcek dövmesi bulunuyordu... Karın kasları kendini belli ediyordu. Vücudu çok güzeldi. Bakışlarımı yakaladığında kafamı hemen geri çevirdim ama çok geçti gülmeye başlamıştı bile. "Bir kez bakınca insan kitleniyor haklısın siz kızlar çok garipsiniz ama sen daha bir garipsin sarı civciv." gözlerimi belerttim "Pardon neden ben daha garibim?" sırıttı ve dudaklarını ıslatarak cevapladı "Çünkü çok korkak ve ürkeksin senin gibi ürkek bir kız ilk kez çıkıyor karşıma, kendini savunacak güçte değilsin." Gözlerim dolduğunda konuşmamaya karar vermiştim.


Nasıl buldunuz çok merak ediyorum🙈❤


Loading...
0%