@zeynep_ezel
|
Hep beraber Emre'yi dinliyorduk. ''Test tam düşündüğümüz gibi çıktı. Eren, Karahanlı ailesinin çocuğu; Sadi, Keskin ailesinin çocuğu. Hakkınızda hayırlısı olsun, bundan sonrası size kalmış. İyi günler dilerim.'' Karahanlı ailesi sevinirken Keskin ailesi o nursuz yüzleriyle etrafa bakıyordu. Doktor odasından çıktığımızda Sadi, Jale ve Tarık Keskin kimseye bakmadan yürüyüp gittiler. Şimdi onlarla başbaşa kalmıştım; ailemle, gerçek ailemle... Belki sabahtan beri beraberdim ama artık kesin olarak belliydi. Hatice teyze annem, Resul abi gerçekten abimdi. İkizler kardeşim, Esra yenge yengemdi. Ve Defne'de yeğenim. Kimsesizken bir anda kocaman bir ailem olmuştu. Hepimiz bir süre sessiz kaldık. İlk konuşan Resul abi oldu. ''Şimdi Eren gardaşum, sen Trabzon'a gelecek misun?'' Ben cevap veremeden yeniden konuştu. ''Hemen gelemem dersen bizde seni bekleruz.'' Düşündüm, gidecek miydim Trabzona? Şu an bir aylık raporluydum. Hakkari'ye geri dönsem de yapacak bir işim yoktu. Ankarada kalabilirdim ama bir ay boyunca Emre'ye yük olmak istemezdim. Otele de bir ay para ödeyemezdim. Başka da kimsem yoktu zaten. Hem onlara da güveniyordum. O yüzden kararımı verdim. ''Sizinle geleceğim ama hemen bu akşam değil. İsterseniz siz gidin, ama benim burada yapmam gereken bir işim var. Birkaç gün sonra ben de gelirim'' Hepsi sevinmişti. Resul abi ''Seni bekleruz biz, sen ne zaman gidelum dersen o zaman gideruz." Kafamı salladım. "Peki. Ben şimdi kamera kayıtlarını vesaire alacağım ve araştırma için bir arkadaşıma gideceğim. Araştırmalar sonlanınca gidebiliriz Trabzon'a. Bu birkaç gün içinde yine haberleşip buluşabiliriz." Resul abi onaylayınca hepsiyle vedalaştım. Bana sıkı sıkı eğer yapanı bulursam onlara da haber vermemi tembihlediler ve gittilegittilde başhekimin odasına gidip kamera kayıtlarının olduğu belleği ve doğum kayıtlarının olduğu koca bir dosyayı alıp dışarı çıktım. Bir banka oturup Hakan'ı aradım. Birkaç saniye içinde telefonu açtı. "Efendim Eren." "Ne yapıyorsunuz kardeşim?" "İyiyiz, uğraşıyoruz. Çıktı mı sonuçlar?" Derin bir nefes verip konuştum. "Çıktı. Ben Karahanlı ailesinin çocuğuymuşum, yani karışma mevzusu doğru." Birkaç saniye sustu. "İyi,umarım en kısa zamanda alışabilirsin ailene." İkimizin de yarası aileydi. O ailesini küçük yaşta toprağın altına gömmüştü, bense aile sandığım kişileri çocuk yaşta beynimde açtığım çukura gömmüştüm. Konuyu değiştirmek adına başka bir konuya dikkat çektim. "Her neyse, onu bunh boşver de sen bana arabamı ve bilgisayarımı yollayabilir misin en kısa zamanda?" "Yollarım tabi, sen kayıtları aldın mı?" "Aldım ama burada ben kendim inceleyeceğim." Halledecektim ama kalacak yerim yoktu. Emre'de kalamazdım çünkü rahatsız etmek istemiyordum. Şakasına "Bana burada birkaç gün idare edebilecek bir yer ayarlarsan mükemmel olur Yüzbaşım." dedim. Ama o "Ayarlarım. Yarın sabah saatlerinde bilgisayar ve araban sana göndereceğim konumun önünde olacak. Şimdi boş lojmanlardan birine bakıp sana konum atacağım. Orada güzelce dinlenirsin." Şaşırmıştım. "Vallahi mi?" Gülme sesi geldi. "Vallahi." Bir süre konuşmadı. Sonra konuşan yine o oldu. "Sen benim kardeşimsin Eren. Senin için yapmayacağım şey yok." Sustu. Sustum. Biz iki çocuktuk, günahsız iki çocuk. Ama büyüklerimizin yaptıklarının günahlarını biz çekmiştik. Yine de karanlıktan aydınlığa ulaşmayı başarmıştık beraber. Bir süre daha konuşup telefonu kapattım. Timin olduğu gruba olan biteni yazdım ve arkama yaslanıp Hakan'ın konum armasını bekledim. O sırada öğlen birinin bana verdiği tehdit notunu cebimden çıkardım. Defalarca kez okuduğum yazıyı yeniden okudum. Güzel günlerin geride kaldı komutan. Bundan sonra cehennemi bu dünyada yaşayacaksın. Kim vermişti bu yazıyı bana? Ve neler oluyordu? Kim gerçek ailemi bulduğum gün beni tehdit eder ki? Tabii ki de bugün gerçek ailemi bulacağımı bilen kişi. Demek ki tam tahmin ettiğim gibi bu karışma meselesi bilerek yapılan bir şeydi. Bu konu hakkında kafamı yordukça başım ağırmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatıp birkaç saniye öylece bekledim hiçbir şey düşünmeden. Biraz sonra telefonuma bildirim gelmişti. Hakan bir konum atmıştı. Ona teşekkür edip konuma doğru ilerlemeye başladım. Hastaneye yakın bir yerde olduğu için yürüyerek gittim. Hakan'ın yazdığı mesaja göre ikinci katta oturan teyzeden karşısındaki dairenin anahtarını alacaktım. Bu teyze bizim askeriyeden birinin annesiymiş ve Hakan'ı tanıyormuş. O yüzden de orada kalmama izin vermiş. Binaya gelip ikinci kattaki dairenin kapısını çaldım. Kapıyı bir tezye açtı. "İyi akşamlar teyze, beni Hakan gönderdi." Tezye hemen konuştu. "Hoş geldin yavrum. Bekle anahtarı getireyim." Birkaç saniye sonra elinde anahtarla geldi. "Dolapta meyve sebze bir şeyler var. Ananın ak sütü gibi helal olsun, hepsi sana ait. Yatak odasındaki dolapta da taze nevresimler var. Yatakta kanepe de temiz ama sen istersen değiştirip kullanabilirsin." Gülümsedim. "Allah sizden razı olsun." Aynı şekilde gülümsedi. "Cümlemizden evladım, cümlemizden. Haydi iyi akşamlar." "İyi akşamlar." dedim ve karşı dairenin kapısını açtım. Teyze de kendi kapısını kapattı. Eve girip kapıyı kitledim ve evi gezmeye başladım. Kapı boylu boyunca bir koridora açılıyordu. Sağdaki oda salondu. Salonun karşısında mutfak vardı. Biraz ileride banyo ve tuvalet vardı. Tuvaletin yanında da yatak odası vardı. Acıktığım için mutfağa girdim. Pek uğraşmak istemediğim için buzdolabından salatalığı ve yoğurdu çıkardım. Salatalıkları küp küp doğrayıp bir tabağa aldım ve üstüne yoğurt koydum. Biraz da tuz döküp masaya oturdum ve yemeye başladım. Yemeğim bitince salona geçip televizyonu açtım ve birkaç saat orada oyalandım. Uykum gelince çantamdan pansuman malzemelerini, bir eşofman altı ve tişört çıkardım. Üstümdeki gömleği ve tişörtü çıkardım. Önce yaranın pansumanını yaptım. Sonra çantadan çıkardığım tişört ve eşofmanı giydim. Yatağa yattım ve uyudum.
* * *
Sabah zil sesiyle gözlerimi açtım. Yataktan çıkıp yüzümü ovalayarak kapıya doğru yürüdüm. Kapının deliğinden baktığımda dünkü teyze olduğunu gördüm. Hemen kapıyı açtım. Elinde bir tepsiyle karşımda duruyordu. İlk önce o konuştu. "Günaydın evladım. Sana kahvaltı getirdim." Gülümsedim. "Sağ ol teyzem." Elindeki tepsiyi alıp kapıyı kapattım. Mutfağa gidip tepsiyi masaya bıraktım. Önce banyoya gidip ayılmak için elimi yüzümü yıkadım. Sonra odaya gidip telefonu aldım ve mutfağa gittim. Saate baktığımda dokuz olmuştu. Hakan'dan iki mesaj vardı. Günaydın Araban kapının önünde, bilgisayar da arabanın içinde. Teşekkür ettiğimi yazıp kahvaltılıkları tepsiden masaya boşalttım. Çeşitli reçeller, bal, yağ, ekmek ve bir termosun içinde çay vardı. Çayı bardağa boşaltıp kahvaltıya başladım. Kısa bir süre sonra kahvaltım bitmişti. Bulaşıklarımı yıkadım ve yatak odasına gittim. Dün çıkardığım kıyafetlerimi giyip aşağı indim. Arabamım yedek anahtarını her zaman yanımda taşırdım. Dışarı çıktığımda arabam tam da binanın önünde duruyordu. Arabayı açıp içinden bilgisayarımı aldım. Arabayı kitleyip yukarı çıktım. Kaldığım dairenin önüne geldiğimde tam kapıyı açacakken yerde bir kağıt olduğunu gördüm. Kağıdı alıp arkasını çevirdim. Cehennem yakın komutan. Oyunun başlamasına az kaldı. Kimdi bu notları bırakan adam? Ne istiyordu benden? Nereden tanıyordu beni? Tüm sorularım yanıtsızdı. İkidir gelen notlar cehennemden bahsediyordu. Hiçbir zaman cenneti yaşamamıştım ki, cehennemle tehdit edilmem niyeydi? Kapıyı açıp içeri girdim. Şimdilik not olayından kimseye bahsetmeyecektim. Çünkü bu notları bırakan kişi beni takip ediyordu. Herhangi birine bu notlardan bahsedersem ona zarar verebilirdi. Odadan kamera kayıtlarının olduğu belleği aldım ve salona geçtim. Salondaki sehpanın üstüne bilgisayarı bırakıp açılmasını bekledim. O sırada dosyadaki doğumlara bakıyordum ve buldum. Eren Keskin Doğum tarihi: 24/03/1997 Doğum saati: 17:56 Benden hemen sonraki kayıt benimle karışan adamın kaydıydı. Sadi Karahanlı Doğum tarihi: 24/03/1997 Doğum saati: 18:01 Yani kamerada bakacağım saatler 18:01'den sonrası olmalıydı. Bilgisayar açılınca belleği taktım ve kayıtları açtım. Saat 18:01 olana kadar kaydı hızlı akıttım. Gerekli saate gelince kaydı normal hızına aldım ve bebeklerin durduğu kaydı büyüttüm. Yazılar tam okunmuyordu, o yüzden hangisinin ben olduğunu anlayamıyordum. Bir süre bebeklerin kıpırdanmasını izledim. Sonra içeriye bir hemşire girdi. Kadın önce bir bebeğin yanına gitti ve küvezde yazan ismi karaladı. Oraya başka bir isim yazdı. Sonra tereddütle etrafına bakıp başka bir bebeğin yanına gitti. Onunda ismini karalayıp başka isim yazdı. Bizi karıştıran bu kadındı. Ama yüzü hala net görünmüyordu. Diğer kameradan gördüğüm üzere başka bir hemşire içeri girince normal bir iş yapıyormuş gibi davrandı. Sonra kapıya doğru döndü. Kameraya bir bakış attı. Bu bakışı saniyelikti ama yüzü net olarak görülüyordu. Kaydı yavaşlatıp o saniyeye aldım ve kadının yüzünü daha net gördüm. Bu kadını tanımıyordum. O yüzden fotoğrafını çekip kaydı normal hızında akıtmaya devam ettim. Biraz sonra az önceki iki hemşireden başka bir hemşire girdi. Diğer kamerada odanın dışında Karahanlı ailesini gördüm. Önce sağdaki bebeğe yöneldi ama ismine bakınca başka olduğunu fark etti. Diğer küveze bakınca aradığı bebeği buldu. Yani ben sandığı Sadi'yi. Bebeği kucaklayıp ailesine verdi. Hatice Karahanlı ve yanındaki diğer adam bebeğe ilgiyle bakmaya başladılar. Bir sürü insan da Karahanlı ailesiyle beraber hastaneden çıktı. Biraz sonra Keskin ailesi geldi. Beni aldılar ve gittiler. Kaydı durdurdum ve Karahanlı ailesinin Sadi'yi aldığı yere getirdim. Oradaki adam, babam olmalıydı. Resul abinin aynısıydı resmen. Hatice Karahanlı, İsmini bilmediğim baba Karahanlı ve Sadi Karahalı mesut bir şekilde hastaneden ayrıldılar. Arkalarında kocaman bir kalabalıkla tabii ki. Daha ilerisini, beni aldıkları yeri izlemedim. En başa, bizi karıştıran hemşirenin olduğu saniyeye gittim yeniden. Önce içeri girdi, isimlerimizi değiştirdi ve kameraya bakış attı. O bakışı yeniden yakaladım. Sonra fotoğrafı uygulamaya yükledim. İstihbarat eğitimi aldığım için böyle uygulamaları kullanma hakkım vardı. Biraz bekleyince bu kadına benzeyen beş kadın fotoğrafı düştü ekrana. Bunlardan birisiydi bebekleri değiştiren. Bunlardan birisiydi çocukluğumu çalan. Bunlardan birisiydi hayatı bana zindan eden. Ve bunlardan birisiydi tüm yaşadıkşarımın sorumlusu olan.
************** Bir bölümün daha sonuna geldik. Sizce bu tehdit notlarını bırakan kişi kim? Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya yazabilirsiniz. Bir sonraki bölüme kadar sağlıcakla kalın.
|
0% |