4. Bölüm

3.BÖLÜM

Zeynep demir
zeynep_love

Yatakta uzanmış yarının bizi neler beklediğini düşünüyordum. Aklımda bir sürü senaryo geçiyordu mesela boğma şekilleri, bıçak kullanım şekilleri gibi ve daha birsürü

Ama nedense aklımda bizim bunları gerçek insanlar üzerinden denememiz yani robot olmayan

İşkenceleri de ölü olanlarla deneyebiliriz mesela, yada belki önce birini öldürüp sonrada üstünde işkence yöntemleri deneyebiliriz bu çok mantıklı olurdu

Okulu daha iyi tanımam için gezmeliyim ve incelemeliyim

Okulu gezsem bu saatte kimse beni fark etmez bence saat akşamın üçü uyanık olan yoktur

Evet üçe kadar uyumadım çünkü uyku problemim var günde bir iki saat anca uyuyabiliyorum ki bazen bu hiç mümkün olmuyordu

Yataktan kalkıp telefonumu elime aldım ışık lazım olucaktı. Siyah bir krop ve kot bir pantolon giydim. Saçlarımı toplamadan birde siyah şapka taktım bunlar beni daha iyi kamuflaj edecekti. Ses çıkarmayan botlarımı giyip yanıma iki tane bıçak aldım sonuçta daha yeni geldim ve kimseye güvenemezdim dimi

Yavaşça odanın kapısını açtım. Kafamı çıkarıp etrafa baktım sadece pencerelerden vuran ayın ışığı aydınlatıyordu etrafı. Her yer çok sesizdi uyanık olan yok gibiydi

Yavaş adımlarla odadan çıkıp katta dolaşmaya başladım telefonun ışığı ile şimdilik işim yoktu. Bu katta pek bir şey yoktu sadece öğrencilerin bulundukları odalar vardı

Sesizce zemin kata indim. Burayı sadece kuş bakışıyla görebilmiştim detaylı bakamamıştım şimdi vaktim vardı incelemek için

Sağ tarafta bir koridor vardı oraya doğru gittim. Etraf sessizdi fazlasıyla.

Odalar vardı üstünde de yazılar yazıyordu gözlerim karanlığa alıştığı için zorda olsa okuyabiliyordum üstünde 'girilmez' yazıyordu acaba içeride ne vardı

Kapı kolunu bir elimle yavaşça indirdim diğer elimde bıçağı tutuyordum

Kapı kilitliydi. Zaten niye açık bıraksınlar ki. Diğer kapılara yöneldim bu sefer, hepsinde aynı yazı vardı ama kilitliydi

Son bir kapıya geldiğimde ondada girilmez yazıyordu. Kapının kolunu indirdiğimde kilitli değildi ve yavaşça açtığımda içerisi kapkaranlıktı pencere bile yoktu

Telefonun ışığını açıp tuttuğumda kalp ritimlerim değişti bir adım geriye doğru gittim

Burda bir sürü insan parçaları vardı hepsi ayrılmıştı her taraf kan içindeydi. İçerideki koku midemi bulandırdı hemen elimi burnuma götürüp kapattım en azından bir kaç dakikalığına idare ederdi

İçeriye bir adım attığımda ayağımın altındaki tahta dan sesler çıktı kırıktı

Etrafa ışık tuttuğum da daha da kötü bir durumda olduğunu gördüm

Midem dahada bulanmaya başladı. Aralarında çocuklarda vardı. İşte bu canımı yaktı. Her ne kadar insanları öldürebilsemde çocuklara dokunamazdım bunu yapamazdım

Tam çıkacağım sırada adım sesleri duydum yakında geliyordu. Hızla kapıyı kapatıp bir kolunun arkasına saklandım.

Bıçağımı elimden hazırda tutup gelen kişiyi bekledim

Adım sesleri yaklaştı yaklaştı sonra durdu. Karşımdaki duvardan onun gölgesine bakıyordum

Onunda elinde bir bıçak vardı. Kolona doğru yaklaştı daha fazla yaklaştığında duvarın arkasından çıkıp ona saldırdım oda saldırışıma karşılık verdi

Karnına bir yumruk attım. Arkaya doğru sendeledi ikinci bir yumruk atacağım sırada yumurğumu tutup kolumu ters çevirdi "bırak lan beni" dedim kolumun acısıyla o ise beni kolona sırtımı sert bir şekilde yaslayıp "kimsin" dedi. Aramızda bir karış mesafa vardı. Yüzüne baktığımda bu kişinin demir olduğunu gördüm oda benim kim olduğumu anladığında beni bırakıp geriye bir adım attı "senin burda ne işin var" Diye sordu. Bende onun sorusuna soruyla cevap vererek "asıl senin ne işin var burda" dedim. Sıkıntıyla nefesini verip "okulu geziyordum. Adım seslerini duyunca..." sözünü kesip "bende okulu geziyordum" dedim, kafasını sallayarak "bu odaya baktın mı" Diye sordu girdiğim odayı kast ederek başımı sallayıp "girdim. Çok kötü bir durumdaydı en kötüsüde içinde çocuklarda vardı demir "dedim acı dolu bir sesle bu ses beni de şaşırttı

Demir de beni onaylayarak" herkese zarar verebilirim ama çocuklara asla "dedi. Bir süre ikimiz de o kapıya doğru baktık Demir de tıpkı benim gibi simsiyah giyinmişti saçları da dağılmıştı ve alnına yapışmıştı. Sessizliği bozarak" diğer kapılara da baktınmı "dedim demir kafasını iki yana sallayarak" bakmadım, kilitliydi "dedi." aslına ben kapıları bıçakla açabilirim. Nedersin deneyelim mi "dedim. Demir kolundaki akkılı saatine baktıktan sonra bakışlarını bana çevirdi." bence bu günlük es geçelim saat beş olmak üzere, uyanırlar birazdan " dedi. Saat beş miydi ne zamandır burdayım en son üçtü" yarın saat üçte buluşalım kapının önünde, bu kapıların ardında bir sürü sır var" dedi şüpheci bir sesle "tamam" dedim. Ve sürekli içimde tekrar ettiğim soruyu en son dayanamarak sordum"sence neden bütün odalar kilitli de bu açıktı" dedim. Demir vucudunu tamamen bana döndürerek "bilmiyorum bende sabahtan beri bunu düşünüyorum" dedi bende içimdeki şüpheyi dışa vurarak "bence bu bir oyun olabilir bu odayı görmemizi bilerek istemiş olabilirler" dedim. Demir de bana katılarak "evet hemde çok büyük bir oyun ve bizde bu oyunu kazanacağız" dedi kararlı bir sesle "diğerlerinde söyleyecekmiyiz" dedim. "evet, söyleyeceğiz bu işte birlikte olmalıyız. İkimiz tek yapamayız" dedi. Bir süre daha gözlerimin içine baktı

Sonra birden beni tutup kolonun arkasına götürdü şaşkınlıkla ona bakarken bir şeylerin ters gittiğini anladım "noldu" dedim. Cevap vermediğin de tekrar konuşacaktım ki işaret parmağını dudağıma götürüp beni susturdu

Aramızda neredeyse hiç mesafe yoktu nefesi dudağıma çarpıyordu . Ve Demir bunun farkında değil gibiydi

Adım sesleri duyduğumda birinin geldiğini anladım ve bu gelen kişi tek değildi yanında bir daha vardı.

Adım sesleri ve onların konuşma sesleri yaklaştıkça ben kolonla demirin arasından daha çok kalıyordum. Burnumuz birbirine değiyordu

"sence bu çocuklar iş görür mü" dedi. Bu halitin sesiydi "görür. Görmek zorundalar yoksa diğerleri gibi onlarda ölür" dedi. Buda hikmetin sesiydi. "çok zeki çocuklar Hikmet bey. Her şeyi anlarlarsa asıl biz biteriz" dedi Halit. Gölgesinden kafasını aşağı yukarı ağır ağır salladı Hikmet "sizde o zaman belli etmemeye çalışaksınız onlar ne kadar zeki olursa olsunlar siz onlardan on katı olucaksınız Halit" dedi Hikmet. "bu çocuklardan başka şansımız yok. Başka kimse kabul etmedi bunlar tek etti" dedi Halit. Hikmet durup "o zaman diğer çocuklar da olduğu gibi ufak tefek şeyle şüphelenip öldürmeyin Halit" dedi Hikmet. Altında bir ima geçiyordu. Halit kafasını aşağı yukarı sallayıp hikmeti onayladı

Sonra kilitli kapılardan birinde durup. Kapıyı açtı. İçeri gireceği sırada Halit konuştu "Hikmet Bey, öldürülen çocukların olduğu kapı kilitli değil" dedi Halit. Hikmet sert bir şekilde "bundan sonra kilitleyin bir daha bu katta açık kapı olmayacak sadece bu günlük açık kalmalıydı" dedi. "tamam Hikmet bey" dedi Halit.

Onlar odaya geçip kapıyı kilitlediler. Demir hala aynı şekilde duryordu ve tam gözlerimin içine bakıyordu. Fazlasıyla yakındık ben ne var der gibi bir bakış attığımda. Kaşlarını çattı.

Kolumu tutup beni yukarı odaların olduğu kata doğru sürükledi hiç sesimi çıkarmadan onu takip ettim.

Benim odamın kapısında durup "çok dikkatli olmalıyız" dedi. Hala kolumu bırakmamıştı. Kafamı aşağı yukarı sallayıp devam etmesini bekledim "yarın hiç bir şey olmamış gibi derse giricez. Dersten sonra hepimiz bahçeye çıkıp ne yapmamız gerektiğini düşünürüz" dedi ve kolumu tuttuğunu fark ettiğinde bıraktı "tamam, ozaman bir kaç saat sonra görüşürüz, uyuyabilirsen iyi geceler" dedim. " görüşürüz, uyuyabilirsen sanda iyi geceler" diyerek odasına doğru gitti

Bende odamın kapısını açıp içeri geçtim. Üstümü hiç değiştirmeden sadece botlarımı çıkarıp yatağa uzandım

Derin bir nefes alarak gözlerimi yumdum

Bölüm : 24.11.2024 19:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeynep demir / CİNAYET OKULU / 3.BÖLÜM
Zeynep demir
CİNAYET OKULU

78 Okunma

22 Oy

0 Takip
4
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...