@zeynep_love
|
Kafeden ayrıldıktan sonra eve gelip kendimi hemen odama kapatmış sarışın çocuğu düşünüyordum 'sarışın çok değil Kutay adı Cansu' dedi yine iç sesim durmayarak 'aynen iç ses ama ben onu sarışın çocuk olarak hitap etmeyi seviyorum. Ayrıca sanane' sarışın çocuk hep daha hoşuma gitmişti. 'banane mi, aşk olsun ya' dedi iç sesim. Umarım bir süre konuşmaz. Kutayla çok ortak noktamız vardı bu çok tuhaftı acaba sırf etkilemek için mi yapmıştı böyle. Evet yalnız hissedebilirdim ama o kadar da gözüm kör olana kadar aptallaşmadım Kutayın altın sarısı gibi saçları vardı. Gözü mavi renkti daha yakından görmüştüm bu sefer. Burnu kusursuzdu , alt dudağı üst dudağına göre biraz daha dolgundu. Boyu 1.82 idi. Evet benden yedi santim uzundu. Biraz daha sohbet ettikten sonra benim eve gitmem gerekiyordu. Kutay her ne kadar beni eve bırakmak istesede reddetmiştim. Evimi bilmesine gerek yoktu. Ah, neden düşünüyorum ki şimdi onu, zaten tek seferlik konuştuk bir daha görmem ki 'zaten bir daha göremezsin, sakın çocuktan etkileniyim deme bana, seninle eğleniyor da olabilir' dedi yine iç sesim rahat durmayarak 'hayır tabikide, salak değilim yani o kadar da iç ses. Off ben senden ne zaman kurtulacam ya' interneten araştırmıştım iç ses aslında bizim yalnızlıktan kendi kendimize konuşmamız. Belki yalnızlıktan kurtulursam iç sesten de kurtulurum 'benden kurtuluşun yok malesef cansu, hep ben olacağım' bence benim bu iç sesten hemen kurtulam gerek her şeye burnunu sokuyor bıktım artık Saat kaç acaba? Nerde telefonum ya çekmecede yok, yastığımın altında da yok. Ah, doğru ya sırt çantamdaydı. Yataktan söylene söylene kalkıp çantamdan telefonumu çıkarttım. Ne! Saat 02.07 offf ya nasıl kalkıcam ben şimdi sabah Onca saat kutayımı düşündüm cidden yok artık Hemen uyumam gerek sunumum da vardı kahretsin! En iyisi yarın uyanmam için beş tane alarm kurmam gerek biri 6.00 ikincisi 6.10 üçüncüsü 6.20 dördüncüsü 6.30 ve son olarak da 6.40 evett tamam oldu * Alarm sesine birde kapının çalma sesiyle anca uyanabildim ve şuan da kahvaltı masasında uyukluyorum. Bu saatte sadece ben ve anne kalktığımız için masa da ben ve anne kahvaltı ediyorduz tabi benimkine kahvaltı denirse ağzıma zorluklar bir tane zeytin attım en iyisi okula da biraz atıştırmak evin sessizliği daha da uykumu getiriyor. Kahvaltı masasından kalkıp bide bu uykulu halimle anahtarları arıyorum benimki nerde olabilir ki yani. Neyse, eve gelip kapı çalarım hiç olmazsa da açacaklardır 'çok uyuşuksun cansu' dedi iç sesim 'uyuşuk filan değilim iç ses yorgunum. Hem anahtar gözümün önünde olsa bile göremem' of yani uykum var yorgunum bide bu iç sesin dırdırını çekiyorum evet dırdır ay çok tuhaf oldu bu kelime "Anne ben çıkıyorum" dedim sanki çok duyacak da. Her neyse Bu gün hava ılıktı rüzgar hafif esiyor ama soğuk değil yağmur da yağacak gibi umarım yağmaz ya Okulum evimizin bir sokak yukarısındaydı o yüzden yürüyerek gitmeyi tercih ediyordum abimin aksine. Abim gururuna yediremediği için arabayla gidip geliyor ** Sunumu yaptıktan sonra hemen dersten çıkmıştım Allahtan bu gün okul erken bitti derste ayakta zor duruyordum Şimdi de eve doğru gidip direk uyuyacam yoksa bayılacağım ya, resmen uykusuzluktan ağlayacağım Evet beş dakikalık bir yürüyüşten sonra sonunda eve varmışıtım. Anahtarlığımı almadığım doğrusu bulamadığım için zile basacam. Bir kat iki kat evet şimdi de bizim kapı Tam zile basacakken yerde bir zarfın olduğunu gördüm, beyazdı. Eğilip yerden aldım. Üstümde adım yazıyordu nasıl yani hem neden burda neden kapının önüne koymuşlardı da kutuya koymamışlardıki Neyse odamda okuyayım en iyisi böyle kapıda durmak komşular tarafından garip görülüyordu Zile bir kere bastım açan olmadı ikinci kez daha da baktım yine açan olmadı kimse yokmuydu evde şimdi. Napıcağımı düşünürken telefonuma bildirim geldi. Telefonun ekranını aydınlattığım da bilinmeyen bir numaradan gelmişti. Kaşlarımı çattım bu neydi şimdi Bilinmeyen numara : zarfı aç Bu kimdi şimdi.
Kimsin sen? Bilinmeyen numara : yakında öğrenirsin küçük kız Küçük kız mı? Kaşlarım sanki daha fazla çatılacakmış gibi daha da çatıdı. Telefonun ekranını kapatıp cebime koydum Açalım bakalım zarfı ne yazıyormuş ;
Sevgili kızım Çok yakında her şeyi öğreniceksin, inan ki böyle istemezdim ama karşına her türlü bela gelecek gün gelir düşeceksin belki kaldıramıcaksın belki herkesten çok güçlü olucaksın. Uzun lafın kısası her şey yeniden başlıyor. Bunların hiçbiri seni suçun değil suçlu başkaları ama kefaretini sen ödeyeceksin. Benim gibi olmaya hazır mısın?
Sevgilerle... Bu neydi şimdi. Oyun mu oynuyorlar bana. Cidden hiç komik değil bunu yapanları bir bulursam mahvedicem Zarf elimdeyken yine bir bildirim geldi. Büyük ihtimalle bilinmeyen numrandaydı. Evet doğru tahmin etmişim Bilinmeyen numara : kapıda dikilme bence artık. İçeri geç Ne bide emir mi veriyor Annen ve baban iş seyahatine gitti. Küçük kardeşin mineyide götürdüler. Abin ise ona bir okuldan teklif geldiği için bir süre aranızda olmıcak Gözlerim şaşkınlıktan far taşı gibi açılmıştı. Bunları nerden biliyordu da böyle Anahtar da paspasın altında :-)
Nee, nasıl
Nasıl biliyorsun sen bunları böyle. Kimsin Büyük ihtimalle beni izliyordu. Etrafıma baktım ama hiç kimse gözükmüyordu nerden bakabilir ki. Acaba karşı komşumuz olabilir mi belki kaşı dairemizi tutmuştu. ElimdekşElimdeki ttelefon titreyince mesaj geldiğini anladım Bilinmeyen numara : beni aramana gerek yok küçük kız beni bulamazsın. Evet gerçekten beni izliyor
|
0% |