3. Bölüm

3.bölüm

zeynep süzgün
zeynepask45

Karakola ulaşan helikopter henüz iniş yapmadan havadan yere bir metre kala atlayıp inmişti Gölge komutan. İniş yaptığında da diğerleri inmiş Bulut yüzbaşıya destek olarak karakol binasına yönelmişlerdi...

 

Helikopterin sesine çıkan Poyraz ve Fırat kapıda karşılamışlardı lakin yine konuşmadan yanlarından geçip gitmişti Gölge.

 

Kara'nın işareti ile Deli yüzbaşıyı revire götürmüş Atmaca ile kapıda duran ikiliye yönelmiştiler.

 

"Selamın aleyküm"demişti Kara, binbaşıya elini uzatmıştı.

 

"Aleykümselam."

 

"Haber vermişlerdir geleceğimizi binbaşı.Ben Kara bu da Atmaca."

 

"Binbaşı Poyraz TÜRKOĞLU. Fırat KAYA yüzbaşı.Hoşgeldiniz,içeride konuşalım"diye tanıtmıştı kendini Poyraz.

 

"Olur"diyip binbaşının ardından ilerlemeye başlamıştı Kara ve Atmaca...

 

Gölge toplantı odasına geçmiş üzerindeki silahları bırakmış çoktan binbaşının odasına geçip oturmuş telefon görüşmesi yapıyordu.

 

"Görev tamam,asker iyi durumda.Tedbir amaçlı hastaneye gönderiyorum.Daha sonra Ankara'ya gönderirim komutanım.."

 

"Aferin Gölge.. Başka bir şey var mı?"

 

"Burada kimliğimizi kimler bilecek komutanım?"diye sorduğunda odanın kapısı açılıp içeriye giriş yapmıştı Poyraz,Fırat Kara ve Atmaca. Telefonla konuştuğunu gördükleri için sessizce geçip boş sandalyelere oturmuşlardı.

 

"Binbaşı Poyraz TÜRKOĞLU'na güvene bilirsin.Diğerleri senin kararın Gölge.Uzun süre orada kalacak gibisiniz."

 

"Anlaşıldı komutanım.Allah'a emanet"diyip karşılık alması ile kapatmıştı telefonu.

 

"Deli nerde?"

 

"Yüzbaşıyı revire götürdü.Ne diyor komutan?"diye sormuştu Kara.

 

"Sen kimsin asker?"demişti gözlerini Fırat'a çevirip.

 

"Yüzbaşı Fırat KAYA.."

 

"Ne kadar zamandır buradasın?"diye sorduğunda kısa bir an Poyraz'a bakıp çattığı kaşlarıyla cevap vermişti Fırat.Poyraz da kaşları çatık soru soran sesinden anladığı kadına bakıyordu.

 

"4 yıl olacak..Neden soruyorsun?"

 

"Çıkarın"diyip kendi maskesini başından çıkarıp önündeki sehpaya koymuştu Gölge.Ardından cebinden sigarasını çıkarıp yaktıktan sonra derin bir nefes alıp bırakmıştı. Gözlerini bu sefer binbaşının üzerine çevirmişti.

 

"Ben Gölge..Kimliğimiz gizlidir eğer bu odanın dışındaki birine gördüğünüz yüzleri anlatacak olursanız..."susmuştu zira kapı açılmış Deli içeriye giriş yapmıştı. "Askerlikten muaf olup ceza alırsınız beyler.. Bulut yüzbaşıyı hastaneye gönderin daha sonrada Ankara'ya gitmesini sağlayın Poyraz binbaşı."demişti.

 

"Öncelikle kimliğiniz güvende bundan emin olabilirsin Gölge..Getirdiğiniz asker iki dakika sonra hastaneye gidecek gereken ayarlamalar yapıldı.Rütbeniz var mı yoksa sadece lakaplarınızı mı bilmeliyiz?"

 

"Gölge yüzbaşı ben kıdemli üstteğmen Deli ve Atmaca da kıdemli teğmenler"demişti Kara.

 

"Sürekli maske ile dolaşamazsınız..Bir çözümünüz var mı yüzbaşım?"demişti Poyraz Gölge'nin gözlerine bakarak.

 

"Kendi odamız dışında maskeyle dolaşırız,alıştık binbaşı."

 

"Sorun şu ki size özel verebileceğim oda yok.Diğer askerler ile birlikte kalırsınız diye yataklarınız ayarlandı.Bizim ayrı bir odamız var sadece.Gördüğünüz gibi karakol pek büyük değil yüzbaşı"

 

"Toparlanın gidiyoruz..Yüzbaşı bir saat sonra meydandan gelip bizi al.Sivil olarak gelirsek sürekli maske ile dolaşmamıza gerek kalmaz.Yataklar olduğu gibi kalsın binbaşı.Haydi beyler"diyip sigarasını söndürüp maskesini takıp diğerleri de takınca çıkmıştı odadan.Geldikleri gibi hızla arabaya binip karakoldan ayrılmışlardı.

 

Merkeze geldiklerinde arabasını merkezdeki polis karakolunun otoparkına bırakmıştı polis amiri ile konuştuktan sonra.Ardından maskelerini çıkarmış olan dörtlü girdikleri mağazada üzerlerini değiştirmişti.

 

Gölge komutan soğuk havaya rağmen siyah askılı tişört siyah dizleri yırtık pantolon ve siyah deri ceket almış ayağına da siyah topuklu bot alıp giyinmiş mavi gözlerine güneş gözlüğü takmıştı.Dudaklarına da koyu kırmızı bir ruj sürüp kalçalarına gelen doğal dalgalı sarı saçlarını açık bırakmıştı.

 

Kara lacivert kot pantolon üzerine beyaz bir tişört giyinip pantolonu ile uyumlu kot ceketle kombinini tamamlamıştı.

 

Atmaca siyah kot pantolon beyaz tişört giyinmiş üzerine siyah deri ceket giyinmişti.

 

Deli asker yeşili kot pantolon üzerine beyaz tişört giyinip pantolonu ile uyumlu bir ceket giyinmişti.

Hepside siyah güneş gözlüklerini takmış efsane görünüyorlardı...

 

Yüzbaşı Fırat KAYA bir saat sonra meydana geldiğinde kesinlikle bu kadar şık olacaklarını beklemiyordu.Baya iyi görünen dörtlü arabasına bindiğinde karakola dönüş yoluna girmişti yüzbaşı.

 

Karakola gelip arabayı park etmesi ile aynı anda inmişti dörtlü arabadan.Bahçede bulunan askerlerin gözleri anında üzerlerine dönmüştü. Yeni gelecek dört askeri duymuşlardı lakin aralarında kadın asker olduğunu bilmiyorlardı. Sınır karakoluna daha önce hiç kadın asker gelmemişti, bu yüzdendi şaşırmalarının nedeni...

 

Poyraz binbaşı odasından çıkıp yeni gelmişler gibi karşılamıştı onları.Sabah saatleri olduğundan eğitim yapacak olan askerlere kısaca konuşup yerleşip tanışırsınız demişti dörtlüye Poyraz. Gölge binbaşının dediğini onaylayıp askerleri ile karakol binasına girmiş şuan boş olan yatakhaneye geçmiş üzerlerine siyah askılı tşört ve siyah askeri eşofman altı giyindikten sonra tekrar bahçeye çıkmışlardı.Biran önce tanışma faslını halledip eğitim yapmak istiyordu.Iki gündür doğru düzgün eğitim yapmamışlardı... Onları soğuk havada üzerlerinde askılı tişört ile gören askerler hayretle bakakalmıştılar....

Kısaca kendilerini rütbeleri ile tanıtıp eğitime katılmışlardı.

 

Sonradan başlamalarına rağmen en önde şınav mekik çekmiş olan dörtlü parkura girmiş yarım saatte on tur parkur koşusu yapıp karakol çevresinde de elli tur koşmuş ardından hala eğitim yapan askerleri izlemeye başlamıştılar.

 

"Bunlar insan olamaz amk"demişti eğitim yapmakta olan komando askerlerden biri.

 

"Dalağım düştü amk izlerken lan"demişti bir başkası....

 

Gölge komutan yanlarına gelip selam veren yüzbaşı ile sessizce başıyla selamını almış,sigarasını içmeye devam etmişti.

 

"Hoşgeldiniz diyemedim..Karakolumuza hoşgeldiniz.Ben Yüzbaşı Kenan."diyip elini uzatmıştı Gölge'ye.

 

"Eyvallah"diyip uzattığı eli tutup sıkan Kara idi.

 

Biraz daha sohbet edip özellikle Gölge ile konuşmaya çalışan Kenan yüzbaşı karşılık alamadığı için ayrılmıştı yanlarından. Kahvaltı saati geldiğinde hep birlikte üzerlerine siyah üniformalarını giyinip yemekhaneye geçmişlerdi. Selam veren askerlere oturmalarını söyleyip kahvaltılarını alan dörtlü boş bir masaya geçip oturmuş sessizlik içerisinde kahvaltılarını yapmışlardı....

Birkaç gündür uyumayan dörtlü kahvaltı sonrası yatakhaneye geçip kendilerine hazırlanan yataklara geçip yatmışlardı....

 

******

 

1 hafta sonra:

 

Sabahın erken saatlerinde uyanan askerler rutin sabah eğitimini yapmış görevi olanlar görevlerinin başına geçmişti. Bir haftadır karakolda eğitim yaparak zaman geçiren dörtlü sıkılmıştı baya.. Sırf sıkıldıkları için bölgede devriye gezen komandolar ile dağlarda dolanarak vakit geçirmeye çalışıyorlardı. Günlerdir yatmaya alışkın değillerdi, onlar özeldi dağdan inmezler zorlu görevlerde en önde giderlerdi lakin bir haftadır yatıyordular resmen...

 

Dördününde ailesi olmadığından ziyarete gidecekleri birileride yoktu ki biraz gidip gezsinler. Hal böyle olunca da karakolda kendilerine iş çıkarır olmuştular....

Öyle ki Poyraz binbaşının uğraştığı birkaç dosyayı bile can sıkıntısından doldurmuşlardı.

 

Gölge komutan sıkıntısını eğitim yaparak komando askerler yerine gece nöbeti tutarak atmaya çalışıyordu bu süre içerisinde...

 

Sabah sporunu yaptıktan sonra oturmuş çay sigara içip karşılarındaki dağ manzarasını izliyordu şimdi dörtlü havadan sudan muhabbet ederken.Izin alıp rakı balık yapmayı konuşurlarken Gölge yüzbaşının telefonu çalması ile susmuşlardı. Gölge cebinden telefonunu çıkarmış hızla cevaplamıştı zira arayan Ankara'dan albay Polat EĞILMEZ idi.Asıl komutanları...

 

"Gölge yüzbaşı?"

 

"Yattığınız yeter yüzbaşı..Acil görev emri geldi.Hazırla timini alman gereken aslan parçaları var."

 

"Emredersiniz komutanım."diyip kapatmıştı telefonu,detaylı bilgi mesaj olarak veriliyordu kendisine.Kapatır kapatmaz da bilgiler gelmişti.Kısaca bakıp kalktı oturduğu yerden.

 

"Hazırlanın beyler almamız gereken aslan parçaları var"dediğinde gülerek kalkıp hızla binaya girmişlerdi....

 

Hızla yatakhaneye geçmiş üzerindeki eğitim kıyafetlerini çıkarıp üzerine siyah kalın askılı tşörtünü ve siyah askeri pantolonunu giyinip uzun saçlarını sıkıca örüp topuz yapmıştı Gölge.Diğerleri de siyah üniformalarını giyinince hızla mühimmat odasına geçip silahlarını almışlardı.Gölge silahını aldıktan sonra bacağına kasaturasını koyup siyah sırt çantası alıp içine yedek iki şarjör sağlık malzemeleri ve yiyecek birşeyler koyup çantayı sırtına takıp tam takım hazır bir şekilde çıkış yapmışlardı.

Hazır bekleyen helikoptere binip yola çıkmışlardı...

 

"Gidip alıp dönüyoruz beyler.Yaralı falan istemiyorum"

 

"Her zamanki gibi Gölge"diye onaylamıştı tim adına Kara.

 

Yaklaşık üç dört saat sonra gidecekleri konuma 3 kilometre uzaklıkta bırakmıştı helikopter dörtlüyü.Helikopterin güvenle uzaklaşması ile yürümeye başlamışlardı....

 

Bölüm : 21.11.2024 20:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...