6. Bölüm

6.bölüm

zeynep süzgün
zeynepask45

Kampa ulaşmış yerlerimizi almıştık. Birkaç nöbetçi it dışında kimse yoktu,ortam çok fazla sessizdi.Şüpheli derecede sessiz..On nöbetçi vardı başka kimse görünmüyordu.

 

"Fazla sessiz..Kontrol edip geliyorum,beklemede kalın."diyip onaylamaları ile sessizce karanlığa karışıp kampa girdim.

 

Aralıklarla nöbet tutan itlerin arasından sessizce geçmiş mağaraya ulaşmış aynı sessizlikle içeriye girmiştim.Birkaç silah yiyecek birşeyler dışında birşey yoktu.Oradan çıkıp yan taraftaki mağaraya girdim.Kimse yoktu buradada...Tuzaktı...

 

"Tuzak..Kimse yok burada"demiş çıkmıştım mağaradan.

 

Cevap alamadığım için Kara'ya seslendim çıkarken ama ses veren olmadı.Mağaradan çıkmam ile karşılaştığım manzaraya sessizce küfür ettim.Fırtına timi Deli Kara Atmaca hepsi başlarına dayalı silahlar etraflarında 500 kişi ile karşımda duruyordular.Sinirle derin bir nefes aldım. Nasıl yakalanmışlardı..Hepsi en iyiydiler...Gittikçe artan sinirimden gözlerim alev alıyor gibi hissediyordum.Itlerden biri ortaya çıkıp konuşmaya başladı,Yılan kod adı Mahmud Abbas idi.Şerefini siktiğimin iti...

 

"At silahını asker.Yoksa sıkarım askerlerinin kafasına!"demişti yüksek sesle.

 

"Hepinizin belasını sikicem!"diyip belimden silahımı çıkarıp yere attım bacağımdaki kasaturamı da atmıştım.Anında üzerime çullanıp ellerimi plastik kelepçe ile bağlayıp arkadan dizlerime vurup diz çökmemi sağlamıştı itler...Sinirle karşımdaki askerlere ve yılan itine bakıyordum.

 

"Çıkarın şunların maskelerini...Gidiyoruz"demişti dördümüzün maskelerini çıkarttırdıktan sonra.

 

Birkaç kilometre yürüyüp büyük bir kampa getirilmiş hepimizi mağaraya sokup ellerimizi mağaranın tavanından sarkan zincirlere bağlayıp çıkıp gitmişlerdi.Sinirle alev alev yanan gözlerim çıkıp gitmeleri ile hızla Kara Deli ve Atmaca'ya dönmüştü.

 

"Ne demek lan yakalanmak..Nasıl olurda yakalanırsınız..Kim olduğunuzu mu unuttunuz lan siz!"diye hiddetle tıslamıştım sinirden.

 

"Herşey biranda oldu Gölge"diyen binbaşı Asaf'a baktım.

 

"Sana sormadım amk!. Seni ne sikime geride bıraktım lan ben! Buradan çıkar çıkmaz sikicem hepinizin belasını!"diyip sinirle kapattım gözlerimi.Sakinleşmem gerekiyordu yoksa kendi askerimi parçalamak üzere hissediyorum...

 

"Sakin ol biraz Gölge.. İlk defa mı esir alınıyorsun..Seninde dediğin gibi tuzak kurmuş itler"demişti binbaşı Asaf, güldüm..

 

"Bizler yokuz,bizi gören duyan yok.Geride sadece ceset bırakırız biz Asaf efendi..Biz ölüyüz.Hayaletiz.Kimliğimiz yok bizim.O yüzden evet ilk defa esir düşüyoruz!"diyip tekrar güldüm.

 

"Buradan bir çıkalım yaptığınız eğitimleri mumla aratıcam size amk..Esir düşmek neymiş göreceksiniz beyler"dedim kendi askerlerime bakarak,yutkunuş sesleri geldi kulağıma...

 

Yaklaşık bir saat kadar sonra yılan iti yanında dört köpeği ile içeri girmişti.Konuşmadan adamlarına işaret etmiş dört köpek ellerine aldıkları sopalar ile sırayla hepimize vurmaya başlamışlardı. Güldüm.. Bedenime değen her sopa darbesi ile kahkahalar ile güldüm.Askerlerim sessizce duruyor tepki vermiyorlardı,sadece benim kahkahalarım duyuluyordu mağarada...

 

"Hoşuna mı gitti asker"demişti yılan iti.Köpeklerine durmaları için işaret verip.

 

"Dua et konuşman gerektiğini söyledi komutanım.Yoksa çoktan boğazını kesip kelleni bok çuvalı bedeninden ayırmıştım Mahmud Abbas!"diyip sırıttım,yapacaklarım gözümün önüne gelmiş sadistçe sırıtmama neden olmuştu.

 

"Elimdesiniz asker..Hayal kurma.."dediğinde öyle bir kahkaha atmıştım ki eminim dışarıdan net duyulmuştu sesim.

 

"Benim kim olduğumu biliyor musun Mahmud Abbas"dediğimde hayır dercesine başını iki yana sallamıştı. Güldüm..

 

"Hala oğlunu öldürenleri arıyor musun? Arıyorsun..Bir sene önce boğazını kesmiştim.Kanının sıcaklığı hala ellerimde Mahmud..Oda senin gibi boş konuşuyordu"diyip güldüm.Sinirden titriyordu,kaşları çatılmıştı.

 

"Seni altımda inim inim inletip önce askerlerini gözünün önünde gebertcem sonrada seni bütün kampa siktirip öyle geberteceğim orospu!"diye bağırmıştı. Yanında getirdiği itlere bağırarak beni çözüp odasına götürmelerini emredip çıkmıştı mağaradan hışımla.

 

"Dokunmayın lan ona!"

 

"Sikerim sizi orospunun evlatları!"diye bağırıyordu askerlerim ve fırtına timi en çok da binbaşı Asaf SANCAK...

 

Ses etmeden ellerimi çözüp iki kolumdan tutup götürmelerine izin verdim.Mağaradan çıkıp hemen yan taraftaki mağaraya sokmuş yerdeki pis eski döşeğin üzerine atmışlardı.Ellerimi de arkamdan bağlamıştı itler. Bir iki dakika geçmeden içeri Mahmud iti girmiş gülerek bağlı olduğumdan rahatça üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başlamış çok beklemeden de üzerime saldırmıştı.Boynumu öpmeye başlaması ile ellerimi arkamdan çıkarıp üzerimden düşürmüş az ileri bıraktığı büyük pala gibi olan bıçağı alıp hızla üzerine çıkıp altımda çırpınırken zorla ağzını açıp dilini tuttuğum gibi kesip attım.Acı iniltileri çığlığı yankılanmıştı mağaranın içinde. Durmadım..Bedenine sayısız kesik attıp organını kestim.Acıdan bayılması ile boynunu kesip kafasını bedeninden ayırmıştım.

 

Üzerim sarı saçlarım ful pis kanına bulanmıştı.Seslerin benden geldiğini sandıkları için içeri giren olmamıştı.Eserime son kez bakıp elimde pala ile çıktım dışarı.Nöbetçilerden başlayarak sessizce yaklaşık 3 4 saatte 500 kişiyi gebertmiştim. Son itinde boğazını kesip yorgunlukla derin bir nefes aldım. Ful kan kokusu dolmuştu burnuma...

 

Askerleri tuttukları mağaraya girdiğimde bağırmayı zincirlerden kurtulmaya çalışmayı bırakmış sessizce bana bakmaya başlamıştı hepsi.. İyi misin sorularına cevap vermeden önce binbaşı Asaf'ı sonra diğerlerini çözüp dışarı çıktım. Sinirli olduğumu biliyor sessizce etraftaki cesetlere ve bana bakıyorlardı.

 

Eşyalarımızı bıraktıkları yerden alıp telsizden alaya ulaştım çok geçmeden albay babanın sesi duyulmuştu.

 

"Yüzbaşı ne diye cevap vermiyorsunuz saatlerdir!"diye bağırmıştı albay baba.

 

"Tuzak kurulmuş esir aldılar.Yılan ve diğerleri geberdi..Helikopter talep ediyorum komutanım"

 

"Geldiğinde hesap vereceksin yüzbaşı..Sağ alman istendi senden!"diye bağırmış ve kapatmıştı telsizi. Telsizi Kara'ya atıp nereye geleceğini öğren diyip oturdum,yorulmuştum amk...

 

"İyi misin?"diye sormuştu yanıma gelip üzerimdeki kanlara baktıktan sonra binbaşı.

 

"İyiyim binbaşı..Gidene kadar sessizlik istiyorum"diyip kalktım.

 

"Komutanım bir saat uzaklıktaki bir alana geliyor helikopter"demişti Kara.Çekiniyordu,ses tonundan belliydi...

 

"Gidiyoruz"diyip beklemeden önden yürümeye başladım. Her zaman cebimde bulunan sigaramı çıkarıp yakmıştım.Dönüş yolunda helikoptere binince içerdim normalde ama fazla sinirliydim,sakinleşmem gerekiyordu..

 

Bir saat sonra helikoptere binmiş askeriyeye geri dönüş yoluna çıkmıştık.Kaçıncı sigaramı yakmıştım bilmiyorum ama hala sinirim geçmemişti... Helikopter inişe geçtiğinde oturduğum yerden kalkıp sigara içiyorum diye açık duran kapısından yere bir metre kala atladım.Pistin dışında sinirle kaşları çatık bir şekilde bekliyordu albay baba.Yanina gidip selam vermiştim.

 

"Emirlerim açık değil miydi yüzbaşı!"diye bağırmıştı birden,Fırtına timi ve askerlerim geldikten sonra.

 

"Kendimi savundum komutanım"diyip gözlerine baktım,kaşları daha derin çatılmıştı.

 

"Ne demek bu?"

 

"Tecavüz etmeye çalıştı, tecavüz ettikten sonra gözlerimin önünde askerlerimi öldürüp kamptaki itlerine tecavüz ettirip öyle geberteceğini söyledi.Hem kendimi hemde askerlerimi korudum.Tekrar olsa aynısını yaparım!"dediğimde derin bir nefes alıp bırakmıştı. Diğerleri sessizce duruyordu.

 

"Yazılı savunmanı ver yüzbaşı.Iyi yapmışsın ama emirlere karşı geldin.Gidip temizlenin"diyip gitmişti.Bir iki adım atıp askerlerin ve binbaşının önüne geçtim.Hepsi birşey dememi bekliyordu.

 

"Soyunun.Sadece baksirlarınız kalsın! Sende binbaşı!"diyip bir sigara daha yaktım.

 

"Bana emir veremezsin yüzbaşı üstün olduğumu unutuyorsun"demişti diğerleri soyunmaya başladığında.

 

"Şuan senden üstün olan benim Asaf SANCAK..Dediğimi yap!"diye bağırdım.Sesleri duyan birkaç asker izlemeye başlamıştı.Hava aydınlatmıştı zira.

 

Bakışlarımda oyalanan gözleri dediğimi yapmaya başlamasına rağmen çekilmeyip direkt gözlerime bakarak soyunmuştu.

Hava soğuktu,kış ayında idik.Karşımda çıplak dikilen gözlerime bakan askerlere baktım..

 

"Şınav pozisyonu al"dediğimde hepsi pozisyon almıştı. Pistin dışında izleyen askerlerden birine hemen yan taraftaki hortumu işaret etmemle hızla getirip ucunu elime vermiş gidip açmıştı suyu.Şınav pozisyonunda duran askerlerimin üzerine tuttum sırayla hepsi sırılsıklam olmuştu.

 

"Şınav çekmeye başla..Siz kimsiniz beyler!. Görünmek duyulmak yakalanıp esir edilmek ne demek lan! Unuttunuz mu aldığınız eğitimleri! Sizin belanızı sikerim! Duydunuz mu lan! Siz benim askerimsiniz! Nasıl olurda yakalanırsınız!"diye hiddetle bağırdım, sesim yankılanıp geri kulağıma geliyordu.Bahçede bulunan herkes susmuş binadakiler pencerelere çıkmışlardı.Umursamadım..

 

"Hadi Fırtına timini geçtim peki ya sen binbaşı! Birde bana üstüm olduğunu söylüyorsun! Lan sen nasıl fark etmezsin! Daha yeni kurtarmadık mı sizi biz! Nasıl tekrar esir edilirsin! Aldığın eğitimleri mi unuttun binbaşı Asaf SANCAK!"diye bağırdım,sinirlenmişti aldığı nefeslerden anlıyordum...

 

"Sıraya girin"dememle 200 şınav çeken askerler sıraya girmişti hemen.Gözlerime bakamıyordu hiç biri.

 

"Akşam yemeğine kadar tek bir adım atmayı bırak konuşanı sikerim amk..Çavuş!"diye bağırdım hortum veren askere hızla yanıma gelip selam vermişti.

 

"Başlarında duracaksın çavuş.Adım atıp tek bir kelime derlerse senden bilirim!"diyip sonkez binbaşı Asaf'a bakıp arkamı dönüp binaya yöneldim...

 

Timimin odasına gelmiş hızla üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp kendimi duşa atmıştım.Ellerim duvarda başım fayanslara dayalı gözlerim kapalı üzerimden akıp giden su ile sakinleşmeye çalışıyordum.Gözümün önüne gelen görüntü ile hızla gözlerimi açtım...Sikeyim.. Binbaşı Asaf SANCAK'ın gözlerimin içine bakarak soyunması gözlerimi kapatınca canlanıyordu zihnimde... Etkileyici bir vücuda sahipti,simsiyah saçları koyu kahve gözleri dolgun dudakları...26 yıllık hayatımda ilk defa birinden etkileniyordum.

 

Görev öncesi askerlerimle yaptığımız konuşma geldi aklıma.Beni izlediginin elbette farkındaydım.Ama onlar diyene kadar ilgiyle baktığını beğeniyle baktığını anlamamıştım.Dedim ya ilk defa böyle bir şey yaşıyordum...

 

Suyu soğuğa çevirip durulanıp çıktım.Kurulandıktan sonra üzerime temiz kıyafetlerimi giyinip saçlarımı kuruttuktan sonra sıkı bir at kuyruğu yapmıştım. Odadan çıkıp helikopter pistine yöneldim,bıraktığım gibi duruyorlardı.Yaklaşmaya başlamamla binbaşının gözleri üzerime çevrilmişti hemen...

 

"Duş alıp dinlenin..Aynı şeyler tekrarlanırsa çırılçıplak bir şekilde nöbet tuttururum size beyler.Bu sefer baksırınız da olmaz gelen geçene malzeme olursunuz!"diyip geri dönüp binaya girdikten sonra yazılı savunmamı yüzbaşılara ait odaya geçip yazdıktan sonra albaya vermiş tim odamıza dönüp yatmıştım...

Ceza diye Hakkari'ye gönderilmiştik ama şimdi geri dönüş yapmayacağımızı söylemişti albay baba. Eşyalarımızı bile getirtmiş zaten...

 

"Çok sinirlendi lan"demişti Atmaca sessizce,gözlerim kapalı odaya girdiklerinden beri uyuyor gibi yatıyordum.

 

"İlk defa esir düşüyoruz. Onu da geçtim tecavüz etmeye çalıştı it herif kıza.. Haklı sinirlenmeye"demişti Deli..Sonra da konuşmamışlardı...

 

 

 

Bölüm : 21.11.2024 20:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...