@zeynepasyasevilay
|
L’den10 Temmuz 2024“ Lavinya ARSLANBipolarlığın tetiklediği öfke problemini yaşıyor.10 Temmuz 2000 doğumlu.Boyu 184 cmEsmer, uzun saçlı.Yanağının kenarında gamzesi var. Buğday tenli.Türkiye’nin en iyi ajanı.24 yaşındaKahverengi gözlü.” Bir masanın etrafında oturmuş bunu konuşuyorduk. Yiğit'e baktım yüzündeki şaşkınlığı anlıyordum. Beklediğim gibi Yiğit konuşmaya başladı “Ciddi misin? Emin ol Lavinya senin gibi bir katili yanında asla durmaz sen kendi ağzınla söyledin o Türkiye'nin en iyi ajanı onun hayatı senin gibileri yakalamakla geçti şimdi senin yanında asla durmaz ne yapar ne eder öldürür seni.” dedi yiğit ani bir sinirle “Ne o yoksa korkuyor musun ona zarar veririm diye?” bu sefer yiğit güldü. Karşı karşıya oturuyorduk ve bana doğru eğildi. “Unutma eğer Lavinya seni yüzünden zarar görürse Lavinya’ya olanın 10 katını yaparım.” dedi ve geri çekildi. “Ve son olarak bir şey soracağım eden Lavinya?” dedi yiğit. “Dedim ya o Türkiye’nin en iyi ajanı şimdiye kadar aldığı görevlerin hepsini başarıyla bitirmiş 2. olarak onu istiyorum çükü geçmiş olanları unutmaz” dedim ve başımı Karana çevirdim. “Karan sen lavinya’nın özel koruması olarak gideceksin ben Baran Arslan ile konuştum sen gideceksin fakat dikkat et kıza zarar gelmesin sen oraya gerçek bir koruma olarak gidiyorsun bu aralar çok fazla saldırı düzenleniyor ona karşı onu koruyacaksın ve 2 gün sonra onu buraya getireceksin.” dedim ve Karandan onay bekledim. “Peki onu buraya nasıl getireceğim? Anlattığına göre Lavinya hayatta buraya gelmez.” diye çıkıştı Karan “Tabii ki de onu buraya ayık getirmeyeceksin bayıltıp getireceksin.” dedim o sırada Yiğit'e baktım gözlerini kısmış bana bakıyordu.“Ben gideyim”“Hayır”“Neden?”“Yiğit olmaz tüm planı mahvedebilirsin.”“Peki” Yiğit korkuyordu Lavinya’ya zarar vermemden korkuyordu eğer yanlış bir hareket yaparsa Lavinya’ya zarar vermemden korkuyordu ama ben asla Lavinya’ya zarar vermezdim. “Diyeceklerim bu kadar mert ve yiğit Lavinya’dan sora ekibe yeni biri gelecek siz onu araştırmaya başlayın mümkünse katil olsun.” dedim ve masada kalktım sonrasında merdivenlere yöneldim o sırada hizmetçimiz olan lucas’ı gördüm ve ondan bana kahve yapıp odama getirmesini istedim başını salladı bende merdivenden yukarı çıktım merdivenin çaprazındaki odama geçtim. Odamdan sabahtan beri duran dosyaları aldım ve 3. kata çıktım. 3. kat büyük bir çatı katıydı çatı katına gelip kapının karşısındaki masama geçtim ve dosyayı dağınık masaya koydum o sırada kapı çaldı gir dedim lucas gelmişti masaya bırak dedim oda masaya bırakıp çıktı. Kahveden bir yudum alıp geri yerine koydum. Odamdan getirdiğim dosyayı açtım dosyanın sol üst köşesinde Lavinya’nın fotoğrafı vardı yanında ise bugün çocuklara anlattığım bilgiler yer alıyordu. O sırada telefonum çaldı arayan çağla idi telefonu kulağıma götürüp açtım. “Efendim Çağla”“Önemli bir şey var Lavinya istifa etti” bir anda kaşlarım çatıldı işte bu iyi bir haberdi artık her şey daha kolaydı. “Peki sen bizden bahsettin mi?” bugün bizden bahsedecek ve bizi tekrar gündeme getirecek sonra izimizi kaybettirecektik hep yaptığımız şeydi. Fakat şimdi Lavinya istifa etmişti yani artık buna gerek yoktu.“Tamam güzel şimdi izimizi sil artık gerek kalmadı.” dedim ve telefonu kapattım. Masada Lavinya dosyasına baktım ve elime bir kalem aldım yanına istifa etti yazdım sonra alt taraftaki bilgileri okudum ajan olarak gelecek ve ajanlık yapacak diye not düşmüştüm ve artık plan adım adım ilerliyordu. Şimdi sıra bugün ki plandaydı. Masamdaki kağıtları tek tek dosyalara yerleştirdim ve dosyaları üst üste koydum ardından arka duvara ilerledim kapının yanındaki duvarda çeşit çeşit silah vardı. İçlerinden 3 tane sar 9x aldım bir tanede sniper aldım bu mert içindi o aramızdaki en iyi keskin nişancıydı. Silahları elime aldım kendim için aldığım sar 9x’i belime yerleştirdim diğer silahlarla beraber aşağıya indim mert’i merdivenlerden çıkarken gördüm yanıma geldi ona sniper’ını verdim aslında ona sniper vermemin tek nedeni onun en iyi keskin nişancı olması değildi ona güveniyordum da 16 yıldır tek dostumdu her şeyimi o biliyordu ona canımı emanet edecek kadar güveniyordum. “Yine nereye?” diye sordu ve güldü. “Bugün sadece küçük bir tehdit olacak” dedim ve sırıttım. “Küçük bir tehdit ve sniper ” dedi ve güldü kolumu omzuna attım ve “Küçük bir tehdit hadi sen git hazırlan.” Dedim ve kolumu çekip merdivenlerden inmeye başladım merdivenlerin karşısında salonda Yiğit ile Barış oturuyordu Karan hazırlanıyor olmalıydı. Merdivenlerden inince Yiğit diye Yiğit’ e seslendim bana bakınca tabancayı ona doğru attım tutması için o tabancayı tutunca yanında bize bakan Barış’a da tabanca attım “Ne oldu yine mi küçük bir tehdit ?” dedi Barış her zamanki gibi dalga geçiyordu “Niye sen değil miydin buraya geldiğin ilk gün kimi öldürüyoruz diye heyecanlanan” ciddi ciddi ilk gün katil olmaya çok hazır gelmişti Karan ise zaten boksördü onu buraya aldığımızda ilk hiç alışamamıştı ama sonrasında oda alışmıştı ardından Ece Karanı bulmuştu Karan bir görevde iken onu bulmuştu ve Karan kimseye söylememesi için buraya getirmişti onu ilk gördüğümde ondan hoşlanmıştım sonrasında ona karşı bir sevgi oluşmuştu oda atık bizle kalıyordu ona hiç onu sevdiğimi söylememiştim fakat o bunu biliyordu ama sonrasında onun bana takıntılı olduğunu anladım o gün onu terk ettim ve onu bu evden kovdum Karan ilk başta çok karşı çıktı ama sonrasında Ece de bu evden gitmek istedi Karan da bunu onayladı ama eve gittiği gün onun arkasından gittim. Adımlarım beni koltuğa yöneltti koltuğa geçip gözlerimi kapattım ve düşünmeye devam ettim.Arabayla onu takip ettim ve uzun bir yolun ardından eve girdi. Gördüğüm kadarıyla hem telefonla konuşuyor hem ağlıyordu. Eve girdikten sonra arkasından gittim ve zili çaldım kapıyı açtı ve beni gördüğü anda kapıyı geri kapatacaktı fakat ben kapının kenarından tutup içeri girdim ve kapıyı kapattım onu kolundan tutup o telefonu kapatmasını söyledim kafasını sallayıp telefonu kapattı telefonu elinden alıp kiminle konuştuğuna baktım Ceylin yazıyordu bu kim dedim en yakın arkadaşım diye cevap verdi nerede yaşıyor diye sordum tüm adresi bana söyledi. “Eğer o evde yaşananları bir başka kişiye anlatırsan olanları görürsün” dedim ve evden çıktım arabama binip söylediği adrese gittim binanın önüne geldim 7. kata çıktım ve no 26’ya gittim zili çaldım kapıyı bir kız açtı direk içeriye girdim kız bir anda bağırmaya başladı ağzını elimle kapattım ardından kapıyı kapattım. Elimi ağzından çektim ve sakın bağırma dedim ardından belimde tabancayı çıkardım ve onun kafasına dayadım hayır lütfen yapma dedi onun gözlerine baktım bilmen gerekenden fazla şey biliyorsun deyip kafasından vurdum ve silahı belime koyup evden çıktım arabama bindikten sonra elimdeki deri eldivenleri çıkarıp eve doğru gittim.Bu olayın üstünden 1 buçuk yıl geçmişti ve bu süreçte hiç Ece ile görüşmedim. O sırada Karan indi aşağıya üstünde siyah gömlek ve bir takım elbise vardı “Beyler ben gidiyorum” dedi “Görüşürüz” dedik yiğit ve ben “Dikkat et Lavinya seni öldürmesin” dedi Barış her zamanki gibi espri yapıyordu hepimiz güldük “Sağ ol barış ” dedi ve evden çıktı Karan ardından Mert geldi aşağıya “O zaman hadi beyler gidiyoruz ” dedim hepimiz ayağa kalkıp evden çıktık Mert kendi arabasına bindi o bir binanın en üst katında olacaktı biz ise farklı noktalarda olacaktık o yüzden Barış ve Yiğit benimle geldi Yiğit yanıma Barış arkaya oturdu Barış'a ve Yiğit'e kulaklık verdim benimle iletişime geçmeleri için Mert zaten takmıştı telefonumu açıp Mert'e konum gönderdim ve yola çıktık. Bugün konuşma yapacaktı basına ve bizde kısa bir tehdit yapıp geri dönecektik. Etrafta büyük bir kalabalık vardı arabayı arka tarafa yerleştirdik ve üçgen şeklinde etrafa dağıldık korumaların arakasındaydık. “Beyler plan şu ben şimdi dediğim anda korumalardan birkaçını vuracağız fakat çok fazla var o yüzden dikkat çekmeden yapın ve ben tamam dediğim an silahları belinize koyun ve kalabalığın arasından yavaşça geçin dikkat çekmeden.” dedim ve herkesten tamam işareti geldi.“Şimdi!” Dedim silahımı nişan aldım aynı anda vurmaya başladık korumaların 5 tanesini vurdum etrafta çığlık sesleri vardı Hakan’ın önüne geçen birkaç koruma vardı herkes kendini korumaya çalışıyordu.“Tamam” dedim ve silahı belime koydum ve kalabalığın arasından sıyrıldım arka taraftaki arabaya doğu gittik fakat arabanın önünde korumalar ve Mert vardı Mert'in kolundan tutmuşlardı Yiğit Barış ve ben yan yanaydık aynı anda silahlarımızı çıkarıp korumalara doğrulttuk onlarda silahlarını Mert'in kafasına dayadılar o an korktum çünkü en az 10 tane koruma vardı. “Sakın” dedim “Ya teslim olun yada arkadaşınız ölür ” o an Yiğit'e ve Barışa şimdi dedim aynı anda korumaları vurmaya başladık ben Mert’in yanındakileri vurdum Yiğit ve Barış diğer korumaları vurdu ben diğer korumaya silahı çevirdim fakat o hızlı davrandı ve sağ kolumdan vurdu ve elimdeki silah yere düştü sol elimi merminin geldiği yer tuttum o anda tüm bakışlar bana döndü ve beni vuran koruma yere düştü Yiğit vurmuştu diğerleri korumaları hallederken ben yerdeki silahı elime aldım ve belime yerleştirdim tüm korumlar temizlendiği an Yiğit Barış ve Mert yanıma geldi “Hastaneye gidiyoruz” dedi Mert tam konuşacakken “Sakın gerek yok falan deme gidiyoruz dedi” itiraz etmeden arabaya bindim hastaneye doğru giderken koluma baktım çok kanıyordu elimi tekrar üstüne kapattım hastaneye geldiğimizde beni ameliyata almak istediler fakat ben istemedim ve direk yapın dedim doktor itiraz etti sonra zorladım ve kabul etti kolumu uyuşturdular ardından mermiyi çıkarmaya başladılar acıyordu fakat bundan çok daha büyük acılar yaşamıştım mermiyi çıkardı doktor “Mermi çok derine girmemiş 3 aya iyileşir fakat her gün pansuman yapılması gerekir biz size malzemeleri temin edeceğiz.” dedi doktor başımı salladım ve doktor pansuman yapmaya başladı ardından kolumu sardı ve pansuman malzemelerini verdi Mert'e doktor çıkışımızı yaptı bizde arabaya bindik ve eve doğru gittik. Uzun yolun ardından eve geldik ve eve girdik hepimiz direk salona geçtik ve televizyonu açtık.SON DAKİKA!ATEŞ ÇETESİ YİNE ORTYA ÇIKTIBugün basına konuşma yapmaya giden Hakan SOYLU tehdide uğradı ön taraftaki korumalarının birçoğu öldürüldü ilk başta kimliği tespit edilemeyen çete sonrasında konuşmanın olacağı yerin arka tarafında bir kaç koruma çeteden birini aldılar fakat Ateş Çetesi bunu da geçti durdurulamaz çetenin başı L’nin yaralandığına ulaşıldı.Bugünkü haber bülteninin sonuna geldik bizden sonra yeni dizimiz başlıyor herkese iyi seyirler.Bir kahkaha patlattım “Yine sonuç yok ve yine biz haberlerdeyiz” dedim Mert'te bir kahkaha patlattı “nasıl bu kadar salak oluyorlar” dedi aynı fikirdeydim. Yanımıza Öykü geldi kendisi hem hizmetçimiz hem de hemşiremizdi “Ne oldu?” dedim öykü karşımda elinde bir kutu malzeme ile durdu “Size hem pansuman hem de damar yolu açmam lazım” dedi “Tamam” dedim oda sağ tarafımdaki boş alana oturdu ve üstümdeki gömleği çıkartmamı söyledi sonrasındaki kolumdaki bandajı çıkarttı ve pansuman yapmaya başladı pansuman yakıyordu sonrasında kolumu tekrar yeni bir bandajla sardı. Gömleği tekrar giydim ve kolumu sıyırdım önce damarımı buldu sonrasında damar yolu açtı ve serum bağladı ardından serumu yerine taktı ve gitti. Birisi bitince yenisini taktı ve gitti. Bir süre olduğum yerde kaldım ve ara sıra telefon ara sırada haberlere baktım. Bacağımın üstünde duran telefonum çalmaya başladı arayan Karandı telefonumu elime alıp açtım serumdan dolayı sol elimle tuttum. “Efendim”“Ben lavinya’nın evine geldim biraz zor oldu çok inatçı” sırıttım.“Demiştim”“Şu an uyuyor olmalı” güzel dedim içimden“Planı zaten senle konuştuk onun yanında silah taşımasını engelle planı bozmasın” bu önemliydi.“Yok pek bırakacak gibi değil eve gelirken ona neden yanında silah taşıyorsun dedim oda niye taşımayım dedi bende koruman var dedim oda ben kendime güvenmiyorum sana mı güveneceğim dedi ve güldü yani imkânsız gibi bir şey ama zamanı geldiğinde gizlice almayı denerim”“Tamam sen yine denersin” dedim ve kapattım. Bir iki dakika sonra öykü geldi. Kolumdaki serumun bandını çekti ardından ban küçük bir pamuk verdi kanayan yere tutmam için oda o sırada serumu takılı olduğu yerden çıkardı ve elimdeki pamuğu alıp gitti bende gömleğimin kolunu tekrar kapattım. Artık yavaş yavaş gece oluyordu. Hepimiz salonda oturuyorduk ve lucas geldi “Efendim yemek hazır” dedi hepimiz kalkıp salondaki yemek masasına geçtik basının iki başında ben ve Yiğit vardık Yiğit'in çaprazında barış benim çaprazımda mert vardı herkese çorba koymuşlardı hepimiz çorbalarımızı içtik ardından et getirdiler ben etimi yiyip kalktım ve odama geçtim diğerleri yemeğe devam ederken. Şöhretli merdivenden çıktım ve odama doğru ilerledim odama geçtim kapının sağ tarafında çalışma masası masanın arkasında 2 kişilik yatak duvara bakıyordu yatağın arkasında balkonun camı vardı çalışma masası ile yatak arasında balkonun kapısı vardı. Karşı duvarın sonunda ve diğer kesiştiği yerde bir banyo vardı banyonun yanında büyük bir giyinme dolabı vardı. Giyinme dolabına yöneldim ve içinden pijamalarımı aldım altıma koyu gri bir eşofman ve üstümde beyaz bir sade tişört vardı. Yatağımın yanına geçtim ve yatağıma oturdum bir süre olacakları düşündüm. Bir trendeydik gidiyorduk dik bir yokuşa doğru fakat önümüzü göremiyorduk. Karanlık bir hiçlik belki bir varlık karşımızda biz yolumuzu göremez iken olacaklardan emindim fakat o Lavinya idi ne yapacağı belli olmazdı. Korkuyordum hiç kimseden korkmazken planı bozarsa ya biz o trenden düşecek karanlığa gömülecektik ya da yokuştan inip farklı yokuşlara gidecektik. Fakat her hikâyenin başında bir yokuş vardır ve şimdi bizim çıktığımız yokuş hikayemizin ilk yokuşu muydu yoksa geçmişte de yokuşlar var mıydı? Bunun cevabını biliyordum. Her yokuş insana deneyim kazandırır fakat bizim yokuşlarımız çok dikti hep can alıcıydı bizim yokuşlarımız dik bir alevle kaplıydı geçtikçe yanıyorduk. Şimdi yeni bir yokuşa tırmanıyorduk fakat bu sefer 6 kişiydik eskiden 2 kişi başlamıştık bu yolculuğa sonra o gitti fakat şimdi tekrar başladık bu yolculuğa beraber. Peki bu yolculuğun dik yokuşlarından sağ çıkabilecek miydik? |
0% |