@zeynepclkzc
|
Hamile olduğumu öğrendiğim andan beri içimde anlam veremediğim bir korku vardı. Ona iyi bir anne olamamaktan, kendi annem gibi olmaktan korkuyordum hemde deli gibi. Onu bir amaç uğruna istemiştim bana nefes olsun diye ama bu onun için şu andan itibaren canımı bile vereceğim gerçeğini değiştirmiyordu.
Bu zamana kadar sadece bir kişi için yaşamıştım ama artık iki kişi için yaşayacaktım. Mert ve Bebeğim için.
Arsalan eve geldiğimizden beri çalışma odasından çıkmamıştı bense şu an aklımdaki düşüncelerin ve içimdeki korkunun izin verdiği kadar akşam için çalışanlara yardım ediyordum. Sevim hanım her ne kadar kendileri halledeceğini benim oturmam gerektiğini söylesede dinlememiştim. Evdeki yardımcılar sadece Sevim hanım ve kızıydı.
Bunu ilk öğrendiğimde şaşırmıştım. Koskoca evi daha doğrusu koskoca sarayı ikisi tek başına mı idare ediyor diye ama öyle değildi işler.
Sevim hanım mutfak işleriyle ilgileniyor kızı Elif'de evin genel işlerini yapıyordu. Aslında yapmak zorunda değildi ama Sevim hanım laf arasında kızının kendi harçlığını çıkartmak ve annesine yük olmamak için yaptığını söylemişti.
Fakat bu durumdan yakınır bir hali vardı, o kızının çalışmasını asla istemiyordu sadece okulununa ve derslerine odaklanmasını istiyordu.
Elif küçük bir kızdı yeni 18 yaşına girmişti. İkizlerin gittiği olula yüzde yüz bursla gidiyordu. Bunu sağlayan kişi ise Arslan gıcığıydı.
Evin geri kalan tüm işlerini ise haftada bir gelen temizlik şirketi hallediyordu.
"Duru hanım lütfen siz bırakın artık gerisini biz hallederiz." şu an burada onlarla beraber yemek yapmamı istemiyorlardı sebebi ise Arslan gıcığından çekinmeleriydi. Her ne kadar sorun olmadığını söylesemde dakika başı aynı şeyi söylüyordu Sevim hanım.
"Tek bir şartla bırakırım, lütfen bana hanım demeyin buna hiç gerek yok Duru deseniz daha mutlu olurum."
"Olmaz öyle Duru Hanım."
"Lütfen en azkndan tek olduğumuz zamanlar demeyin." kararsız bir şekilde bana bakmaya başladı bu kez.
"Duru Kızım desem bari?"
Hafifçe tebessüm edip, "Olur." dedim.
"O zaman sende bana hanım demeyeceksin valla kendimi çok garip hissediyorum."
"Peki Sevim abla."
"Ha şöyle. Hadi bakalım çık artık şuradan." tekrar gülümseyip mutfaktan çıktım.
Solana gidip tekli koltuğa oturdum. Telefonu elime alıp Hande'ye mesaj attım.
Handeeee
Hande anında mesajımı görüp cevap verdi.
Sonunda Hande adında bir arkadaşın olduğunu hatırladın demek.
Hamileyim.
Handeler bir kaç saat sonra zaten bize yemeğe gelecekti yüz yüze söyleyip tepkisini görmek çok isterdim ama daha fazla içimde tutamadım.
Ekranda beliren Hande kuşummm yazısıyla güldüm.
"Kim arıyor?" tam açacakken duyduğum sert sesle kafamı telefondan kaldırıp önüme baktım.
Arslan her zamanki sert bakışlarıyla bana bakıyordu.
"Sanane"
Verdiğim cevapla zaten sert bakan gözleri dahada sert bakmaya başladı.
Ama alışacaktı. Artık sürekli her dediğini yapan Duru yoktu karşısında.
Kendime verdiğim sözü tutma zamanım gelmişti. Daha öncede her dediğini yapmamın tek sebebi bebekti. Kardeşim için yaptığı çoğu şeye göz yumuştum ama artık amacıma ulaşmıştım. Özüme dönebilirdim.
Telefon çalmaya devam ederken ayağı kalkıp Arslan'ın yanından geçtim. Geçerken omuzum omuzuna çok hafif çarpmıştı, umursamadan ilerlemeye devam ettim. Merdivenlerden çıkıp odaya gelince derin bir nefes verdim.
Bu intikam falan değildi bu aslında benim özümdü. Gerçek Duru'nun tavırlarıydı ve dediğim gibi artık özüme dönmüştüm. Şimdi Arslan bey düşünsündü.
Helal kız sana.
Eyvallah.
Hala çalmaya devam eden telefonu açıp kulağıma dayadım.
"DURUUU NEDEN AÇMIYORSUN ŞU LANET TELEFONUNU?"
Telefonu hemen kulağımdan uzaklaştırdım.
"Kızım yavaş ya kulak zarım koptu senin yüzünden."
"Kes sesini ve bana hemen gerçekten hamile olup olmadığını söyle."
Bir elim istemsizce karnıma gitti, gülümseyip "Gerçekten hamileyim." dedim.
"Y-yani ben şimdi teyze mi oluyorum?"
"Evet."
"Yani sen annemi oluyorsun?"
"Evet."
"Yani şimdi senin karnında bir bebek mi var?"
"Aslında teorik olarak bebek değil fasulye gibi bir şey ama sonuç olarak evet karnımda bir bebek var."
"Yani, yani şimdi-"
"Allah aşkına sus Hande beynimi yaktın evet hamileyim sen teyze ben anne Mert dayı ve Arslan baba oluyor."
Kısa bir sesizlikten sonra Hande sevinç çığlıkları atmaya başladı. Zaten çok heyecanlıydım bu hali beni dahada heyecanlandırıyordu.
"Hande ben şimdi kapatıyorum akşam konuşuruz." diyip telefonu kapattım. Beni duyup duymadığından bile emin değildim.
Gülüp kafamı iki yana salladım. Handeyle azıcık konuşmak bile bana huzur vermişti.
İlerleyip yatağa uzandım. Elimi karnıma koyup gözlerimi kapattım onu hissetmek istiyordum. Beni hissetsin istiyordum.
...
Gözlerimi yavaşça araladım. Bir kaç saniye ne olduğunu anlamaya çalıştım ve anladığım an hemen yataktan doğruldum. Uyuya kalmıştım.
"Daha gelmediler." duyduğum sesle karşıya baktım. Arslan banyo yapmıştı, üstü çıplaktı altında ise havlu vardı. Yüzüme bir kez bile bakmadan giyinme odasına girdi.
Seni ilgilendirmeyen şeylere fazla takılıyorsun dedi iç sesim.
Galiba haklıydı bananeydi bana bakıp bakmaması.
Yataktan kalktım. Saatte baktığımda 16:30'du Handelerin gelmesine yarım saat vardı. Hazır Arslan giyinme odasındayken hızla dolaba ilerleyip elime ilk gelen elbiseyi aldım. Yeşil, papatyalı her zaman giydiğim modelde bir elbiseydi. Yine aynı hızla üstümdeki elbiseyi çıkartıp yeşil elbiseyi giydim.
Tam odadan çıkarken Arslan'ın sesiyle durmak zorunda kaldım.
"Senle konuşmam gereken bir şey var." ona doğru dönüp, "Nedir?" diye sordum. Bana doğru ilerleyip aramızda çok az bir mesafe kalınca durdu. "Hamile olduğunu şu an için kimse bilmeyecek." dedi.
"Neden?"
"Sadece dediğimi yap. Sorgulama."
"Sen kendini ne sanıyorsun ya? Bana emir vermeyi artık kes yoksa dediğin hiç bir şeyi yapmam." sinirle söylediğim sözler karşısında dudakları alaylı bir şekile kıvrıldı.
"Anlaşmamızı unutmuşa benziyorsun. Ben ne istersem sorgusuz yapacaksın."
"Biraz insan gibi istemeyi dene o zaman."
Ona ateş saçan gözlerle bakarken hiç beklemediğim bir şey oldu. Aniden dudaklarını dudaklarımın üstüne kapatıp beni öpmeye başladı.
İlk başta şaşırdığım için bir şey yapamadım ama kendime gelir gelmez geri çekilmeye çalıştım fakat izin vermedi. Belimden tutup beni kendine daha çok yasladı. Bu hareketiyle hafiften bir inleme kaçtı dudaklarımın arasından.
Öpüşü karşı konulamaz bir hal almaya başlayınca irademe hakim olamayıp bende onu öpmeye başladım. Benim karşılığımla dudakları dahada hızlandı. Bir süre sonra geri çekildi.
Vücutlarımızın arasında hiç mesafe yokken gözlerimin en içine bakıp, "Hamile olduğunu bir süre kimse bilmeyecek." dedi her zamanki sert sesiyle.
Ellerimi göğsüne koyup onu tüm gücümle ittim. Hızla kapıyı açıp arkamdan sert bir şekilde kapattım. Aşağı doğru inerken içimde kontrol edemediğim bir sinir vardı. Derin bir nefes alip salona girdim.
İkizler, Mert ve Ece herkes burdaydı. Mert beni görünce koşup yanıma geldi, eğilip onu kucağıma aldım.
"Abla Ümit amcalar gelecek demi?"
"Evet ablacığım."
"Oleeyy." Mert'in bu sevincine hafif bir tebessüm edip onunla beraber koltuğa oturdum.
Hemen telefonu elime alıp Hande'ye yazdım.
Hande hamile olduğumu ailene söyledin mi?
Bir süre sonra Hande cevap yazdı,
Hayır. Bu haberi sen vermek istersin diye bir şey demedim.
Şimdilik kimse bilmesin ve sende bildiğini belli etme.
İyi ama neden?
Arslan bey öyle istiyor çünkü. Uyardı daha demin beni, kimse şimdilik bilmeyecek dedi.
Ee haklı tabi adam.
Ne! Haklı mı?
Kızım farkında mısın bilmiyorum ama kocan bir Mafya.
Yani?
Yanisi bir sürü düşmanı var. Anlasan sizi korumak için.
Cidden mi?
Duru kuzum galiba hamilelik seni biraz aptallaştırdı. Hatırlasana sana söylemiştim ailem ben doğana kadar herkesten saklamıştı beni. Kimse annemin hamile olduğunu bilmiyordu.
Hande bana bunu demişti. Gerçektende Yelda teyzenin hamile olduğu Hande'nin doğumuna kadar saklamıştı. Kendimi şu an rahatlamış hissetmem normal değildi. Yinede benden bir bebeği olduğunu saklamak istiyor diye salak saçma düşünmüştüm. Gerçekten bu aralar çok salaktım.
Yinede bana sizin için demek yerine illa gıcık yapıyordu beyefendi. Hadi gıcıklık yapıyorduda neden beni öpüyordu durduk yere.
Kendine açık olacak mısın yoksa benmi bir şeyleri sana açıklayayım?
İç sesim haklıydı kendime karşı bile açık değildim.
Arslan'a karşı boş değildim bana çok kaba davranmasına rağmen onu istemeyi durduramıyordum. Yinede bu isteğin sadece cinsel anlamda olmasını umuyordum. Öbür türlü ona asla kendimi kaptıramam.
Onunda sana karşı duyduğu bir cinsel çekim var. dedi iç sesim.
Nedense bu ihtimal beni heyecanlandırmıştı.
Yinede kendime verdiğim bir söz vardı ve ben her ne olursa olsun o sözü tutacaktım.
|
0% |