Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@zeynepclkzc

Hayat çok garipti bir ay önce biri bana gelipte şu an yaşadıklarımı anlatsaydı güler geçerdim, ihtimal bile vermezdim bunları yaşayacağıma.

 

Hayatımın hiç bir anında bir gün anne olmayı düşünmemiştim çünkü zaten bir çocuğum vardı ben Mert'in ablasından ziyade annesiydim. Mert'i ilk kucağıma aldığımda henüz 17 yaşındaydım şimdi ise 21 aradan geçen 4 koca yılda Mert benim kardeşim değil oğlum oldu.

 

Şimdi ise tekrar anne olacaktım. Mutlumuydum? Hayır. Mutlu değildim bazı şeyleri kabullenmeyiyordum yinede ikinci kez anne olacağım için mutluydum.

 

Birden bire hiç düşünmek istemediğim o şey geldi aklıma, ya bebeğimin iliği Mert'e uymazsa?

 

Doktorun dedikleri çınladı kulağıma, %25'ten bile düşük bir ihtimal. Hayır kötü düşünmek istemiyordum. Mert yaşayacaktı.

 

"Yenge sen iyi misin?" diye soran Yiğit'in sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Ona doğru bakıp gülümsedim.

 

"İyiyim sorun yok."

 

"İyi gözüküyorsun. Ne oldu?" diyen Arslan'la ufak çaplı bir şok yaşadım. Hangi ara gelmişti buraya ve ben nasıl fark etmemiştim?

 

"İyiyim dedim."

 

Bana her zamanki sert bakışlarından attı, umursamayıp önüme döndüm tam o sırada kapı çaldı. Handeler gelmişti.

 

       

 

                               ...

 

 

 

"Kızım Allah aşkına yeme beni ya sen daha bu adamın ufak bir öpücüğüne dahi karşı koyamazken eğer sana yaklaşırsa nasıl uzak duracaksın?"

 

Yemekler yendikten sonra bir süre beraber sohbet ettik daha sonra Ümit amca gelen bir telefonla Yelda teyze ile beraber gitmek zorunda kaldı fakat Hande'yi bırakmadım bu gece burada kalması için ısrar ettim ama şu an ne kadar yanlış bir şey yaptığımı anlamış bulunuyordum.

 

Hande ile onun kalacağı oradaydık ve ona aldığım kararlardan bahsediyordum fakat kendisinin asla bana inanmıyor oluşu bir tık sinirlerimi bozuyordu.

 

"Senin ufak dediğin öpücükten haberin var mı? Hem niye bana inanmıyorsun uzak duracağım işte."

 

"Kızım o zaman niye öpmesine izin veridin?"

 

"Bu kararı yeni aldım çünkü." Yalan.

 

"Yalancı. Tanımasam inanacağım ha,"

 

"Off Hande ya ne yapmamı istiyorsun beni bu kadar gıcık eden adamın koynuna artık hiç bir sebebim yokken girmemi mi istiyorsun?"

 

"Hayır tabi ki sonuna kadar süründürmeni ıstiyorum ama sana güvenmiyorum. Doğruyu söyle sen kendine güveniyor musun?"

 

Salağa yatmayı tercih edip, "Hangi konuda?" diye sorudum.

 

Hande tebikide yemedi ve ölümcül bakışlar atmaya başladı.

 

"Güveniyorum."

 

"Kızım Akrep burcusun sen en çok karşı koyamadığın şey cinsellik."

 

"Saçmalama istersen Hande bu zamana kadar nasıl geldim o zaman."

 

"Çünkü bu zamana kadar nasıl bir şey olduğunu bilmiyordun."

 

"Allah aşkına konuştuğumuz şeylere bak ya delirmeme son 1 falan"

 

"Arslan seni tahrik etse veya sadece birlikte olamk istediğini söylese cidden karşı koyabilecek misin?"

 

"Peki ne yapmamı öneriyorsun?"

 

"Ha şöyle önce bi kabullen."

 

Aslında Hande'ye katılmıyordum ve karşı koyabileceğime inancım tamdı fakat daha fazla Hande ile tartışmak istemediğim için kabullenmiş gibi yaptım.

 

"Onadan kaçacaksın. Sabahları tek olmamaya çalış akşamları odaya girdiğin an uyu, ufak bir yakınlaşma olacağını hissettiğin an ondan kaç."

 

"İyide beyefendi aniden yapıyor ne yapıyorsa." dedim sinrir olmuş bir ifadeyle.

 

"Bu durumda çok kafa karıştırıcı yani aniden durduk yer öpmek falan bir dakika bu sana aşık olmuş olmasın."

 

Hande'ye bakıp göz devirdim.

 

"Lütfen o dizilerdeki salak kızlar gibi inkar etme."

 

"Hande sende o dizilerdeki salak arkadaşlar gibi davranma o zaman Allah aşkına adam iki günde nasıl aşık olsun hadi oldu diyelim insan aşık olduğu kadına böyle mi davranır ya? Adama hamile olduğumu söyledim bana güzel dedi, sadece bunu dedi bilmem anlatabiliyor muyum?"

 

"Haklısın galiba."

 

Haklı olmak nedense ilk defa içimde bir burukluk oluşturmuştu.

 

İçten içe biliyorsun ama hala inkar ediyorsun demi?

 

Kes sesini.

 

Ondan hoşlanıy-

 

Sana kes sesini dedim.

 

İç sesimi susturup ayağı kalktım.

 

"Nereye?" diye soran Hande'ye doğru eğilip yanağına bir öpücük bıraktım.

 

"Geç oldu. İyi geceler."

 

"İyi geceler."

 

Odadan çıkıp merdivenlere doğru ilerleidim. Daha önce konuşmuştuk aynı odada kalma konusunda ama keşke o zaman kabul etmeseydim.

 

İlk defa beraber uyuyacaktık ve bu beni geriyordu merdivenlerin sonuna geldiğimde yavaş adımlarla Arslan'ın odasına doğru ilerledim yine yavaş olmaya özen göstererek kapıyı açtım.

 

Odaya tamamıyla girince boş olduğunu anladım. Giyinme odasına girip üstüme pijama bakmaya başladım fakat gördüklerim beni hüsrana uğratmıştı ve Hande kesinlikle haklıydı tüm geceliklerim ateşli ve kısa geceliklerdi normal olanlarda vardı ama hepsi kısaydı.

 

Hızla en sade olan giri pijamayı üstüme geçirdim ve giyinme odasından çıktım.

Çıkar çıkmaz çarptığım bedenle bir adım geriledim. "İyi misin?" diye soran Arslan'a "Hı hı" diye saçma bir tepki verdim.

 

Hemen önünden çekildim ve banyoya doğru ilerledim. Büyük ihtimal o da üstüne yatmak için rahat bir şeyler giyecekti.

 

Banyoya girer girmez kapıyı üstüme kilitleyip elimi kalbime koydum. Sakin ol kızım.

 

Hadi ama, niye bu kadar heyecan yapıyordum. Yine en derinlerden gelen iç sesim bence biliyorsun dedi.

 

Galiba haklıydı ve ben çok yanlış bir şey yapıyordum. Arslan'dan hoşlanmaya başlıyordum ve bu benim gözümde kendime yapabileceğim en büyük hakaretti.

 

Elimde olmadan ona kapılıyordum üstelik bana tam bir pislik gibi davranmasına rağmen. Bu durum gururumu kırıyordu.

 

Senin bir gururun kaldı mı ki? dedi bu kez iç sesim gözümden akan bir damla yaşını silerken, haklısın kalmadı dedim.

 

Banyodan çıktığım an Arslan'da giyinme odasından çıkmıştı, üst kısmı çıplaktı altında ise siyah dizinin altında biten geniş bir eşofman altı vardı. Lanet olsun.

 

Yüzüme bakmadan yatağa doğru ilerleyip sağ tarafa uzandı. Bende yavaş adımlarla ilerleyip sol tarafa uzandım.

 

"Aynı yatakta yatmak zorunda değiliz istersen bana başka bir oda verebilirsin yada ben Mert'in odasında kalabilirim."

 

Bana doğru dönüp her zamanki ifadesiz bakışlarını attı daha sonra ise hiç beklediğim bir şey yaparak beni belimden tutup kendine doğru yaklaştırdı, "Karımla aynı odada kalacağım." dedi her zamanki sert sesiyle.

 

"Ama biz yani-" toparlayamadığım cümlemi yarıda kesip, "Uyu Duru." dedi.

 

Böyle dip dibeyken nasıl uyumamı bekliyordu üstelik niye eli hala belimdeydi? Bu adam kesinlikle bipolar olabilirdi.

 

Ona doğru baktığımda gözlerini kapatmıştı yüz hatları hala çok serti. Kaşları gözleri kapalıyken bile hafif çatık gibiydi ve hiç şüphesiz yüzündeki en keskin yeri çene hatlarıydı. Yakışıklıydı hemde fazlasıyla.

 

"Beni izlemeyi kes ve uyu yoksa istesende uyumana izin vereceğim."

 

Nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle, "Nasıl olacakmış o?" diye sordum.

 

Gözlerini açıp bana baktı daha sonra ise ben daha ne olduğunu anlamadan üstüme çıkıp beni altına aldı, göğüsüm hızla inip kalkıyordu. Gözleri, gözlerim ve dudaklarım arasında gidip geldi.

 

Ağırlığını üstüme vermeden biraz daha yaklaştı bana dudakları tam dudaklarımın üstündeyken. "Beni çıldırtıyorsun." dedi.

 

"Hiç bir şey yapmıyorum." dedim bende fakat konuşunca dudaklarıma değen dudaklar bana hiç yardımcı olmuyordu.

 

"Yapıyorsun. Aklımı başımdan alıyorsun."

 

"Sadece bedenimi istiyorsun." dedim sabit tutmaya çalıştığım sesimle fakat başaramadım, sesim kırgın çıkmıştı.

 

"Hayır. Seni istiyorum." dudakları dudaklarımın üstüne kapanmadan önce söylediği son şey bu olmuştu.

 

Kafamda bir çok düşünce vardı hani intikam alacaktın diyordu en çok sesi çıkan düşünce yinede hepsini susturup kendimi bu ana bıraktım.

 

Hande haklıydı ben Arslan'a karşı koyamıyordum ama bu teslim olacağım demek değildi sadece şu an ne yapacağımı bilmiyordum.

 

Dudakları dahada hızlandı ve en sonunda dudaklarımdan ayrılıp boynuma doğru yol aldı. Eli gri pijamamın altına sızıp göğüslerimi buldu. Sütyen gitmediğim için eli direkt çıplak göğüsüme değiyordu ve aniden sıktı "Ahhhh" ben inlerken o da boynumu ısırıp daha sonrada öpmekle meşguldü.

 

Aniden odada yankılanan telefon sesiyle ikimizde durduk. Çalan telefon benimdi ve bu saatte kimin aradığıyla ilgili hiç bir fikrim yoktu.

 

Arslan çatık kaşlarıyla üstümden kalktı, "Kim bu saate seni arayabiliyor?" diye sorarken gerçekten sinirliydi.

 

Hem sevişmemiz bölündüğü için hemde bu saatte karısını arayan biri olduğu için sinirlendiğini anlamak zor değildi. Telefonu elime aldım saat bire geliyordu ve arayan numaraydı, hala ısrarla çalmaya devam eden telefonu açıp kulağıma götürdüm.

 

"Alo."

 

Kısa bir süre telefondan ses gelmedi daha sonra ise bu hayatta en nefret ettiğim sesi duydum,

 

"Duru kızım, cici babanı özledin mi bakalım? Ben seni çok özledim."

 

 

 

 

 

 

Yazım hatalarım varsa özür dilerim çok dikkat ediyorum ama illa gözümden kaçan şeyler oluyor.

 

Bundan sonra bölümler Pazar ve Perşembe günleri gelecek ara ara supriz bölümlerde atacağım.

 

Çocuğu kişi Duru'nun Arslan'ı süründürmesini istiyor fakat Arslan zaten Duru'ya aşık olmaya başladı o yüzden kendi sürünecek zaten.

Üstelik çok kıskanç olduğunu anlamışsınızdır diye düşünüyorum bu kıskançlık daha çok yakacak onu.

 

Sizleri gerçekten çok seviyorum iyi ki varsınız.

 

Son olarak bir arkadaşımın kurgusuna benim için şans vermenizi istiyorum tabi isterseniz.

 

Kullanıcı adı: sinlivilya7

Kitap adı: Sevgilim Bekliyorum

 

Oy verip yorum yapar mısınız? 🙏🏼❤️

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%