@zeynepclkzc
|
Çalan zil sesiyle hızla eşyalarımı toplayıp çıkışa doğru yürümeye başladım o adam eve geç gelirsem bu akşamda yemek vermeyeceğini söylemişti, önceden babamı sevmezdim çünkü diğer babalar gibi değildi benimle hiç konuşmaz yüzüme bile bakmazdı sanki ben görünmezmişim gibi davranırdı keşke onu sevseydim ve gitmeseydi, babam gitti diye o adam gelmişti o çok kötü bir adamdı, bana çok kötü davranıyordu keşke ölseydi.
"Duruuuu bekle."
"Acelem var Elif."
Elif'i de sevmiyordum sürekli hava atıyordu bana ve eğer ödevlerini yaparsam iki tane çikolata alacağını söyleyip sadece bir tane alıyor üstelik yarısınıda kendisi yiyordu. Yalancının tekiydi.
"Al bunları." diyerek öğretmenin verdiği fotokopi ödevlerini bana uzattı.
"Benim ki çantamda."
"Bunları zaten benimki akıllım."
"Banane seninkinden."
"Sen yapacaksın."
"Yapmicam."
"Yapmazsan bugün Eda'nın kuşlar için cama koyduğu bisküviyi senin yedigini tüm herkese söylerim."
Yüzüm düştü eğer söylerse herkes benle dalga geçerdi, hep o adam yüzünden olmuştu bizim eve yeni taşınmıştı ve ben ona hiçbir şey yapmamama rağmen sürekli bana ceza veriyordu.
"Tamam yapıcam."
"Ha şöyle."
Uzattığı kağıdı alıp hızla yürümeye devam ettim eve geç kalırsam beni yine bodruma kitlerdi.
Keşke 8 değil 18 yaşında olsaydım o zaman çok büyük olurdum ve bana hiçbir şey yapamazdı.
Karar vermiştim bir an önce büyüyecektim.
Bir süre sonra eve geldim. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapıyı o adam açmıştı. Beni görünce kolumdan tutup içeri sürüklemeye başladı, "Bıraaaakkk kolumuuu"
"Nerdesin lan sen bu saate kadar."
"Bırak kolumuu"
"Kes lan sesini orospu." diyerek bağırdı. Kolumu çok acıtıyordu.
"Valla hemen geldim zil çalar çalmaz geldim."
Beni salonun ortasına fırlattı, ardından kemerini çıkardı. Ne yapacağını anladığım için ağlamaya başladım. Bu eve ilk geldiği gün yine hiç bir şey yapmamama rağmen kemerini çıkarıp bana vurmaya başlamıştı.
Gözlerimi sıkıca yumdum kısa bir süre sonra ilk darbe sırtıma gelmişti yüksek sesle ağlayıp annemden yardım istiyordum ama gelmiyordu. Üst üste bir sürü darbe geliyordu her birinde daha fazla ağlıyor durması için yalvarıyordum.
Bu işkence ben uyuyana kadar devam etmişti, o zamanlar bayılmayı uyumak sanıyordum ve gözlerimi açtığımda ise yine o karanlık bodrum katındaydım. Her tarafım ağrıyordu.
Ne zaman bu kadar dayak yesem uzun bir süre burada kalıyordum okula gitmemede izin vermiyordu eğer birine söylersem annemi öldüreceğini söylüyordu.
Ben annem ölmesin diye sunmuştum o ise ben öleyim diye susmuştu.
O zamanlar bilmediğim şey ise bu döngüye alışacağımdı.
...
Telefonu kulağımdan çekip hızla kapattım. Arslan karşımda bir şeyler söylüyordu ama onu duymuyordum. Kulaklarım uğulduyordu gözümün önüne onunla beraber yaşadığım her bir korkunç anı gidip geliyordu.
Arslan elini kaldırıp yanağıma koyacağı an irkilerek çekilip "Vurma." dedim.
"Vurmayacaktım. Neden vurayım?"
O adam sürekli nedensiz vurardı. İyi değildim ve daha fazla Arslan'ın yanından kalamazdım. Ayağı kalkıp gitmeye yeltendiğim an bileğimden tuttu.
"M-Mert'in yanına gideceğim."
Beni yanına çekip tekrar oturttu. Sersem gibiydim ve bunu hiç zorlanmadan yapmıştı. "Bana hemen arayan kim olduğunu ve sana ne dediğini söyle."
Yüzüne baktım, çenesi gerilmişti ve her zamanki gibi sinirli bakıyordu fakat ilk defa gözlerinde farklı bir duygu daha yakalamıştım. Endişe.
Kendimi toparlamalı ve girdiğim bu saçma duygudan bir an önce kurtulmalıydım. Bunu yapabileceğim tek yer Mert'in yanıydı.
Tekrar yataktan kalktım ve resmen koşarak odadan çıktım. Hızla aşağı kata inip Mert'in odasına giridim.
Uyuyordu. Yatağının diğer tarafına uzanıp Mert'i göğsüme çektim. Kokusuyla derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Burası huzurdu.
Gözlerimi havaya kaldırıp akan gözyaşlarımı itmeye çalıştım. Ne zamandır ağlıyordum?
En başından beri.
Yavaşça gözlerimi kapattım ve her şeyin korkunç bir kabus olmasını dileyerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.
...
Gördüğüm sayısız kabus yüzünden sürekli aralıklarla uyanmıştım. Geçmişin kirli sayfaları tekrar açılmıştı, oysa tüm korkularım, tüm kabuslarım Mert'in doğumuyla son bulmuştu.
Saat'e baktığımda altı buçuktu. Mert'i uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalktım.
Üstümdekilerden kurtulmak için adımlarımı Arslan'ın odasına yönlendirdim.
Merdivenlerden çıkarken duyduğum sesle aşağı kata bakmaya çalıştım. Ne görmeyi beklediğimi bilmiyordum ama bu saatte Yağız'ın odasından üstü başı yıpranmış ve dudağı şişmiş bir şekilde Elif'in çıkmasını beklemediğim kesindi.
Elif yüzündeki tebessümle beraber hızla uzaklaşmıştı ordan. Gördüklerimle kısa çaplı bir şok yaşamıştım. Bu ikisi sevgili miydi?
Bu konuyu sonra düşünmeye karar verip hala bir tık şaşkın bir şekilde odanın kapısını açtım.
Ben kapıyı açıp içeri girdikten üç saniye sonra Arslan banyodan çıktı. Üst kısmı çıplak altında ise havlu vardı.
Duştan yeni çıkmıştı ve lanet olsun ki bu görüntü bende bir şeyler uyandırıyordu.
"İyi misin?" diye sordu. Dün geceki halimden bahsediyordu.
"İyiyim."
Bana doğru yaklaşıp tam dibimde durdu. Bu kadar yakınlık iyi değildi.
"O zaman artık bana dün gece kimin aradığını ve neden o hale geldiğini anlat." emir vermesiyle gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi.
Alaylı bir şekilde gülüp, "Eminim ki dün gece bunu zaten öğrendin."
O da güldü fakat onun ki buram buram tehlike kokan bir gülüşü. Gülüşü yine aynı tehlikelieyle soldu aramızda zaten çok az mesafe olmasına rağmen yaklaştı, geriledim. Yaklaştı, gelirdim ve sırtım kapıya çarptığında artık kaçacak yerim yoktu.
"Kocanı tanıyor alman güzel. Şimdi bana her şeyi en baştan anlatacaksın."
"Bu seni neden ilgilendiriyor?"
"Karımla ilgili her şey beni ilgilendirir."
"Gerçek değil."
Eli belime gitti ve yavaşça pijamamın içine sızıp çıplak belimi okşamaya başladı.
"Gerçek olmasaydı şu an karnında benim çocuğumu taşıyor olmazdın."
"A-Anlaşma,"
Diğer eli kalçamı sıktığı an gözlerimi yumup kısık bir sesle inledim. Dilimin ucundaki her şey geri gitmişti.
"Bir anlaşma yapmış olabiliriz ama bu karım olduğun gerçeğini değiştirmez."
Arslan rahat durmuyordu, eli ne ara öne gelip göğsüme doğru yol almıştı hiç bir fikrim yoktu "A-Arslan," demeyi başardım zar zor. Dokunuşlarından bu kadar çok etkilenmekten nefret ediyordum yinede kendime engel olamıyordum.
Sütyen gitmediğim için kısa bir süre sonra eli sağ göğsüme değdi. Hiç vakit kaybetmeden göğüsümü avuçlayıp sıkmasıyla bu kez yüksek sesle ineldim.
"Bana neden o hale geldiğini söyle."
"Ya s-söylemezsem?"
Tekrar göğsümü sıktı "Ahhh" dudağıma doğru yaklaşıp "Her türlü öğreneceğim." dedi.
Dudağıma bakıp yutkunduğu anda yapacağı şeyi anlayıp kafanı sağa çevirdim dudakları yanağımla buluştuğunda onun hafifçe güldüğünü duydum.
Küçükte olsa ona karşı koyduğum için mutluydum.
Daha büyük bir karşı koyma bekliyoruz haberin olsun.
Yavaş yavaş o da olurmerak etme hem bilmiyormuş gibi konuşma kolay mı sanıyorsun?
Yanağıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurup geri çekildi bir adım gerileyip yüzüme meydan okuyan bir ifadeyle baktı ardından göz kırpıp arkasını döndü ve ilerleyip giyinme odasına girdi.
Göz mü kırptı o sana?
Yanağımdanda öptü.
Kendine gel açık bir şekilde sana meydan okudu ve seninde üstüne düşeni yapman lazım.
Demesi kolaydı. Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım.
Ne araya bu kadar ateşlendin sen?
İç sesime göz devirdim sanki kendi kendime ateşleniyordum o bana öyle dokunurken nasıl etkilenmeyebilirdim?
O zaman dokunmasına izin verme diye çok mantıklı bir şey daha söyledi iç sesim. Arslan'ın yüzündeki ifadeden açık açık meydan okuduğunu görmüştüm ve keşke daha önceden kendime verdiğim sözü tutsaydım ama olan olmuştu ve zamanı geriye alamazdım şimdi önüme bakıp aynı hataları tekrar yapmamalıydım.
Hiç güven vermiyorsun.
Tek etkilenen ben olamam o da benden etkileniyor bunu kendi aleyhime çevirebilirim.
Nasıl?
İzle ve gör.
Umarım beğenmişsinizdir. Kısa olduğunu biliyorum o yüzden lütfen bununla ilgili değilde kitapla ilgili yorum yapın olumlu veya olumsuz farketmez.
Dediğim gibi bölümler artık düzenli bir şekilde Perşembe ve Pazar günleri gelecek ve gerçekten arada sürprizler yapacağım. Kısa olmasını istemiyorum ama gerçekten elimde değil benden bu kadar oluyor işte çok iyi bir yazar değilim hayal gücümde çok geniş değil anca bu kadar oluyor 🥲
Kontrol ettim ama yinede gözümden kaçan yazım hataları varsa özür dilerim.
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.
|
0% |