@zeynepclkzc
|
"Ya Duru lütfen. Ne olur ya üzme beni lütfen." Sabahtan beri aynı şeyleri duymaktan gına gelmişti ve bıkmış gözlerle Hande'ye bakıyordum.
"Hande sen neden beni anlamıyorsun, benim elimde olan bir şey değil bu. Ben nasıl gecenin bir yarısı seninle gece kulübüne gelip bide üstüne orada şarkı söyleyebilirim Allah aşkına mantıklı düşün ya." dedim sitem eder bir şekilde.
"Niye gelemiyormuşsun ki evlendin diye mi? Önceden olsa gelirdin. Sende evlenince arkadaşlarını unutan o kadınlardan oldun demek." dedi yalancı bir kızgınlıkla. Bu söyledikleri beni güldürmüştü.
Haklıydı önceden olsa giderdim. Şimdi neden gitmek istemiyordum ki?
Arslan'dan çekindiğin için.
Saçmala istersen öyle bir şey yok.
Aynen aynen kesin yoktur.
"Tamam." dedim.
"Bak lütfen ne olur yaa eğer sen gelmezsen orada tek kalacağım. Can ve Ceyda'da orada olacak. Beni tek mi bırakacaksın. Hem ben dedim benim arkadaşımın sesi çok güzel o gelir söyler diye beni rezil mi edeceksin."
"Hande tamam dedim."
"Ne inatçısın ya ne olur sanki, alt tarafı bir gece- BİR DAKİKA NE DEDİN SEN?"
Hande'nin bu haline kahkaha atmaya başladım. Deli kız ya.
"Tamam dedim şapşal."
Hande kollarını boynuma dolayıp bana sarıldığı an hemen karşılık verdim.
"Yaşasın ya beni öyle büyük bir dertten kurtardın ki ne dilersen dile benden."
"Abartma." dedim ve gülmeye devam ettim.
Gül sen gül Arslan izin vermediğinde bende sana güleceğim.
İzin vermeme gibi bir hakkı yok.
SÖZLEŞME
HASİKTİR!
İç sesim kılığındaki düşmanımın bana hatırlattığı şeyle dona kaldım. Sözleşmede evlilik süresi boyunca ondan izinsiz bir şey yapmam yasaktı.
Tam Hande'ye kesin olmadığını söyleyecektim ki Hande elindeki telefonu bırakıp, "Haber verdim geleceğini, yeni birini aramayı bıraksınlar diye. Neyse benim şimdi gitmem lazım akşama doğru gelirim yine beraber hazırlanırız." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup gitti.
Hande'nin yakın bir arkadaşının işlettiği solf bir gece kulübü vardı. Sesim güzel olduğu için bir kaç kere şarkı söylemiştim orada ve bir süre sonra bunu işe dönüştürmüştük.
Uzun bir süre orada çalışmaya devam etmiştim ta ki Mert'in durumu kötüleşmeye başlayana kadar.
Sabah Hande gelmişti ve mekanın sahibi olan Burak'ın bu gece için benim sahneye çıkmamı istediğini söylemişti.
Hande'nin anlattığı kadarıyla Burak'ın babasının gece önemli misafiri gelecekmiş ve anlaştığı sanatçılar onu son dakikada ekmiş. Onunda aklına ben gelmişim ve benim numaram onda olmadığı için Hande'ye söylemiş.
Benim canım arkadaşım Hande ise Can ve Ceyda'nın da bu gece orada olacağını bildiği için bana sormadan hemen benim yerime tamam demiş ve bende Aralan'a sormadan Hande'ye tamam dedim.
Gerçi niye izin vermesindi ki?
Elime telefonu alıp Seksi Pislike tıkladım. Evet onu ilk zamanlar böyle kaydetmiştim. Hala seksiydi ama eskisi kadar pislik değildi. Ani gelen bir dürtüyle düzenle kısmına girip onu Kocacığım diye kaydettim bu yaptığım beni güldürmüştü. Bunu bilerek yapmıştım eğlenmek için.
Mesaj kısmına grip,
Beni ne diye kaydettin? yazdım. Bir süre sonra cevap geldi,
Ne?
Beni "Ne?" diye mi kaydettin?
Neyden bahsediyorsun Duru?
Diyorum ki beni telefonuna ne diye kaydettin?
Niye soruyorsun?
Merak ettim.
Fotoğraf*
Gelen fotoğrafın üstüne tıkladığımda attığı ekran görüntüsüyle bakıştım bir süre. Karım diye mi kaydetmişti beni. Belkide sordum diye hemen değiştirmişti ama anında cevap geliyordu nasıl hemen değiştirebilir ki?
Yaa bende seni Kocacığım diye kaydettim.
Bu yaptığım tamamen akşam izin koparmak içindi.
Demek seksi pislikten Kocacığıma terfi ettim.
Hasiktir. Nasıl görmüştü ya? Bir işimde ras gitse şaşardım zaten.
Neyden bahsettiğini anlamadım ama neyse. Ne zaman eve geleceksin?
Bilmemezlikten gelme ve konuyu değiştirme tam bana göre bir şeydi.
Bir şey mi oldu?
Hayır sadece merak ettim.
Bugün geç geleceğim. Bir yere davetliyim.
Hım peki.
Bir şey mi isteyeceksin?
Evet.
Birden ekrana düşen Kocacığım çağrısıyla kendime lanet ede ede telefonu açtım. Nasıl anlamıştı ki bir şey isteyeceğimi?
"Alo."
"Dinliyorum seni." direkt konuya girmesine ne gerek vardı daha ne söyleyeceğimi bile kafamda toparlamamıştım.
Abartma kızım alt tarafı gece dışarı çıkmak için izin alacaksın.
İç sesime hak verip direkt konuya girdim,
"Ben bu gece Hande ile dışarı çıkabilir miyim?"
"Neden benden izin alıyorsun?"
"S-Sözleşme," dediğim şeyle Arslan'ın bıkkın bir nefes verdiğini duydum. Aramızdaki sözleşme onun tarafından yapılmasına rağmen bundan rahatsız oluyor gibiydi.
Ne zaman aramızdakilerin bir anlaşmadan ibaret olduğunu ona söylesem sanki bunun aksini iddia etmek ister gibi sonu hep farklı şekilde bitmişti...
"Sadece Hande ve sen mi olacaksızın?"
"Evet."
"Pekala gidebilirsin."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
"Çok, çok teşekkür ederim."
"Teşekkür edilecek bir şey yok bundan sonra bir yere gitmek istersen haber vermen yeterli izin alamanada gerek yok."
"Ama sözleşme,"
"Dediğimi yap Duru."
"Peki. Görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz."
Ben mi Arslan'a haksızlık ediyordum. İzin vermeyeceğini düşünmemiştim fakat bu kadar çabuk izin vermesi ve üstüne bir daha ondan izin almama gerek olmadığını söylemesi hiç beklemediğim bir şeydi.
Gerçi ilk başlardaki o davranışlarını göz önünde bulundurursam böyle düşünmem normal sayılırdı.
...
"Hande sencede bu biraz fazla değil mi?" dedim. Bunu derken aynadan kendime bakıyordum. "Burak, babasının önemli misafirlerinin geleceğini söyledi üstelik daha önce o mekanda çalışmamış gibi konuşma oradaki herkesin nasıl giyindiğini biliyorsun."
"İçim hiç rahat değil. Arsalan'a sadece seninle dışarı çıkacağımızı söyledim yani şarkı söyleyeceğimi bilmiyor ve öğrenirse ne tepki vereceğini kestiremiyorum. Sonuçta tanınan biri ve bende onun karısıyım."
"Ya nerden öğrenecek Allah aşkına. Biliyorsun orada sanatçıların videolarını çekmek yasak. Üstelik bence öğrensede bir şey demez."
Nah demez.
Benim yerime iç sesim Hande'ye cevap vermişti bense derin bir nefes almakla yetinmiştim.
Aynadan kendime bakarken tek isteğim bu akşamın sorunsuz bir şekilde bitmeseydi. Neden bu kadar içime dert ettiğimi bilmiyordum belkide Hanede'nin dediği gibi yanlış düşünüyordum. Sonuçta yanlış bir şey yapmayacaktım daha öncede olduğu gibi şarkı söyleyecektim. Üstelik Arslan benden izin almana gerek yok demişti.
Bana haber verde demişti.
Sus.
"Hande, sanki bu elbise biraz fazla."
"Başlama yine lütfen. Hem göbeğin çıkmadan önce son kez giyiyorsun gibi düşün, önümüzdeki dokuz ay boyunca bir daha ne zaman giyeceksin böyle bir elbiseyi."
"Sanki önceden hergün böyle elbiseler giyiyormuşum gibi konuşma." diye söylendim.
Üzerimde siyah taşlı, ince askılı mini bir elbise vardı. Allah'tan altına uzun bir çizme giymiştim ve bacaklarımın hepsi ortada değildi.

Boynum çok açıkta olduğu için kolye takmıştım. Saçımıda açık bırakmak istemiştim fakat Hande bu elbisenin hakkının dağınık bir topuz olduğunu savunmuştu ve sonuç olarak Hande'nin dediği olmuştu.
"Ben hazırım." diyerek odaya giren İrem'e çevirdim bakışlarımı. Bugün yanına gittiğimde çok sıkıldığından bahsetmişti bende bu akşam için ona bizle gelmek isteyip istemediğini sormuştum. Hemen kabul edip boynuma atlaması ise asla beklemediğim bir şeydi.
İrem'in yaşı bir gece kulübüne gitmek için uygun değildi fakat bizim gittiğiniz yer güvenilir bir yerdi orada daha önce çalıştığım için içim rahattı ve İrem'in gelmesinde bir sorun yoktu. Hem ben ve Hande yanında olacaktık. İrem'i davet ederken Elif'te oradaydı fakat ne dediysem onu gelmeye ikna edememiştim.
Sevim abla bile izin vermişti fakat Elif ısrarla gelmek istememişti belkide Yiğit'le beraber bir plan yapmışlardır diye daha fazla ısrar etmemiştim. En son gördüklerimden sonra bir zahmet barışmış olsunlardı.
Gözlerim İrem'in üstünde gezindi, zaten çok güzel bir kızdı fakat şu an çok daha güzel gözüküyordu. Renk olarak pembeyi seçmesi çok doğru bir karar olabilirdi çünkü sarı saçları ve üstündeki pembe elbiseyle çok güzel bir uyum içindeydi.
Hande ise kırmızı ve ultra mini bir elbise giymişti. Normalde açık giyinmeyi severdi fakat içimden bir ses bu kez birilerini kızdırmak için bu kadar açık giyindiğini söylüyordu.
Hande ve Can sevgiliyken, Can Hande'yi çok kıskanırdı özellikle Hande bazen çok açık giyindiğinde. Bu Hande'nin hoşuna gidiyordu ve her seferinde bilerek daha açık giyinip Can'ı kızdırıyordu. Kafamı çevirip arkadaşıma baktım, özlüyordu değil mi o günleri.
İnşallah bu gece onlar için güzel bir gece olurdu. İkisininde inadını bildiğim için bu istediğim biraz imkansız gibi geliyordu ama yinede belki olurdu.
"Siz aşağı inin Mert'e bakıp geleceğim." dedim. Kızlar beni başıyla onaylayıp aşağı indi. Bense bir kat aşağıdaki Mert'in odasına girip onu kontrol ettim.
Mışıl mışıl uyuyordu. Çok tatlıydı. Dayanamayıp yanağından öptüm daha sonra ise yanağına bulaşan ruju hafifçe sildim. Yavaş adımlarla odadan çıktığımda Ece'yle karşılaştım kapıda.
"Merak etme lütfen o bana emanet." dedi.
Kendime engel olamayıp ona sarıldım. Bu hayattaki en değerli varlığımı koruyordu ve ister istemez Ece'ye karşı içimde büyük bir sevgi hissettim. Bu duygusallığın hormonlardan olduğunun farkındaydım. Normalde de duygusal bir insandım ve işin içine hormonlarında girmesi bana hiç yardımcı olmuyordu.
"Çok teşekkür ederim. İyi ki varsın." dedim. Sarılışıma karşılık verip, "Ne demek. Bu benim işim yeterki Mert iyi olsun." dedi.
Ayrıldığımızda ikimizde gülümsüyorduk.
"Görüşürüz o zaman." dedim tebessüm etmeye devam ederek
"Görüşürüz." dedi o da içten bir şekilde tebessüm ederek.
Ece çok tatlı bir kadındı ve Mert'i sevdiğini hissediyordum. Ona Mert konusunda güveniyordum.
Aşağı indiğimde Arslan'ın bizim için ayarladığı arabaya doğru ilerledim. Uzun zaman sonra şarkı söyleyeceğim için çok heyecanlıydım. İnşallah elime yüzüme bulaştırmazdım.
Heyyoooo 👻
Normalde bugün bölüm gelmeyecekti. _nefes_official_ hesabından söylemiştim size fakat kıyamadım ve yazabildiğim kadar yazıp hemen size atmak istedim. İnşallah beğenmişsinizdir.
Bundan sonra sadece perşembe günleri bölüm gelecek ama bölümler daha uzun olacak.
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.
Kendinize iyi bakın hepinizi kocaman öpüyorummmm.
|
0% |