Yeni Üyelik
29.
Bölüm

29. Bölüm

@zeynepclkzc

Arslan Kıraç

 

Duru, bir anda dengemi altüst etmeyi başaran kadın. Tüm kurallarımı, ilkelerimi bana sorgulatan kadın.

Kollarımın arasında bir tanrıça gibi uyurken onu izliyordum. İsminin hakkını veren çok duru bir yüzü, kendini sabaha kadar izletecek duru bir güzelliği vardı.

 

İlk defa birlikte olduğumuz o gece, onun ilk gecesi olmasına rağmen ikimizde durmak bitmemiştik ve sabaha kadar devam etmiştik.

Sabaha doğru uyuduğunda onu izlemekten uyuyamamıştım.

 

O günün, yine onu izlemekten hiç uyuyamadığım günlerin bir habercisi olduğunu ise yeni yeni anlamaya başladım.

 

Daha önce yattığım hiçbir kadın gibi değildi Duru. Bunu onu ilk gördüğümde anlamıştım ve o gün diğerlerinde olduğu gibi onu bir otel odasına götürmek yerine daha önce hiçbir kadını almadığım yere yani evime getirmiştim.

 

Onu uyurken izlemek güzeldi, konuşurken izlemekte, bir şey düşünürkende ama hiç şüphesiz en güzeli benim için sona ulaşırken izlemekti. Aptal bir adam değildim ona karşı bir şeyler hissediyordum üstelik bu his hiçte küçük bir his değildi. Daha önceki ilişkilerimden yola çalarak çokta kıskanç bir adam olmadığımı düşünürdüm fakat şimdi onun bir erkekle konuştuğunu duymak hatta yanında bir erkek görmek bile beni delirtiyordu.

 

Bu kadarını beklemiyordum. Bu kadarı sağlıklı değildi. Bu kadarı hastalıklıydı. Ona yansıtmamaya çalışsamda onu deli gibi kıskanıyordum. Ona gösterdiğim sadece buz dağının görünen kısmıydı.

 

Dün gece onu o mekanda üstünde o kıyafetlerle gördüğümde öleceğimi düşündüm. Sesinin güzel olduğunu tahmin edebiliyordum ama bu kadar büyüleyici olduğunu bilmiyordum.

 

Benim büyülenmemde hiç bir sıkıntı yoktu fakat oradaki siktiğimin tüm erkekleri büyülenmiş gibi Duru'yu, karımı izliyordu. O buraya gelmeden önce çok sinirliydim ama yüzünü görmek bile sinirimin yarısını almıştı üstüne birde ağlayınca kıyamadım.

 

Onun penceresinden bakınca belkide ben abartılı tepki veriyordum ama ne hissettiğimi bilmiyordu ne kadar kıskandığımı bilmiyordu, bilse bana hak verirdi.

 

Duru yavaş yavaş gözlerini açtı. Büyük ihtimalle gözlerini açar açamaz onu izleyen gözlerimi görmeyi beklemiyordu çünkü bana yüzünde şaşırdığı zaman ortaya çıkan sevimli şaşkın bir ifade oluştu.

 

Dün gece çok yorgun gözüküyordu. Duru'yu ne kadar istesemde yüzündeki yorgunluğa kıyamamıştım ve onu unutmuştum. Evet bildiğin kollarımda unutmuştum.

 

Duru, "G-Günaydın." dedi. Sesi yeni uyandığı için uyku mahrumu çıkmıştı. "Günaydın." dedim gözlerine bakarak. Bir süre sonra gözlerini kaçırıp boğazını temizledi.

 

Bu hareketi genelde utandığı zaman yapardı. Karım neyden utanmıştı?

 

"Yok artık." dedim aklıma gelen bir düşünceyle.

 

"Ne?" diye sordu. Hala gözlerime bakmıyordu.

 

"Bana, üstümde tişört yok diye benden unutmadığını söyleme." dedim.

 

"H-Hayır ne alaka ya." diye inkar etti fakat hala yüzüme bakmamasından gerçektende bundan uymadığını anlamıştım. İlk zamanlar Duru her ne kadar belli etmesede vücudunun verdiği bazı tepkilerden benden utandığını anlıyordum fakat zaman geçtikçe bu utangaçlığı yavaş yavaş üstünden atmıştı en azından artık çıplaklığımdan unutamadığını düşünmüştüm.

 

Bir dakika, Duru hamileydi ve şu hormon mevzuları yüzündendi bu utangaçlık. Zaten bu hormonlar onda gözle görülür bir değişim yaratmıştı.

Tek bir hamlede ağırlığımı ona vermeden üstüne çıktım. Gözleri fal taşı gibi açıldı.

 

"Ciddi olamazsın güzelim." dedim.

 

"N-Neyden bahsediyorsun."

 

"Sadece üstüm çıplak diye yanaklarının kızarmasından bahsediyorum,"

 

"Saçmalama."

 

Şu an gözüme o kadar güzel gözüküyordu ki bir an benim yerime geçsin ve kendini benim gözlerimden görsün istedim, görsün ve bilsin.

 

                                ...

 

Duru Kıraç

 

Söylediği sözlerle daha çok utandığımı hissettim yinede zar zor bulduğum sesimle, "Saçmalama." demeyi başardım.

 

Allah aşkına bugün bana ne olmuştu? Derdim neydi benim, neden şu an deli gibi utanıyordum?

 

Cidden kızım en son ki sevişmenizden sonra bile hala utanmak ne demek?

 

Çok biliyorsun sen.

 

Kesinlikle senden çok bildiğim kesin.

 

Tamam kes.

 

Makasım yok.

 

Lütfen şu an bu saçma espriyi yapmadım de.

 

Yapmadım.

 

İyi.

 

İyi.

 

İç sesimle ufak bir tartışmanın içindeyken birden bire Arslan'ın kendini bana bastırmasıyla neye uğradığımı şaşırıp elimde olmadan kısıkca ineldim.

 

"Ahh,"

 

Arslan, "Bakalım benim için hazır mısın?" dedi ve elini kadınlığıma doğru gördü, üstümde sadece Arslan'ın tişörtü oldugu için hedefine kolayca ulaşmıştı. Dün gece biraz ön sevişme yapmıştık fakat Arslan benim yorgun gözüktüğümü söyleyip uyumamı istemişti. Her ne kadar onunla sevişmek istesemde yine nedenini bilmediğim bir utanç yüzünden itiraz etmeden dediğini yapmıştım.

 

Eli ıslak kadınlığımı bulduğunda gözleri parladı. Uyandığımdan beri onu istediğimi anlamıştı.

 

Tüm cesareimi toplayıp, "Kocam için her zaman hazırım." dedim.

 

Sonrasında olanlar ise yind haz dolu dakikalardı.

 

                               ...

 

"Duru abla," Elif'in bana seslenmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

 

Sabah kahvaltı yaptıktan sonra o dağ evinden çıkmıştık. Arslan beni eve bıraktıktan sonra halletmesi gereken işleri olduğunu söyleyip gitmişti.

 

Evdeki tek eğlencem olan Mert uyduğu için onunlada vakit geçiremiyordum en sonunda ciddi anlamda sıkıntıdan patlamak üzereyken Elif imdadıma yetişmiş gibi bana seslenmişti.

 

"Efendim canım."

 

Elif sanki bana bir şey söylemek istiyorda bir türlü cesaret edemiyor gibiydi.

 

"Ş-Şeey.."

 

"Biz geldik." diye bağıran İrem'le, Elif söyleyeceği şey her neyse geri yuttu.

Solana giren İrem ve Yiğit'e döndüp

"Hoşgeldiniz." dedim.

 

"Hoşbulduk." diyerek yanıma oturdu İrem. Gözleri Elif'i bulduğunda gülen yüzü aniden soldu ve soğuk bir sesle, "Bana sütlü bir kahve yap." dedi katı bir sesle.

 

Şu an hayatımın şokunu yaşıyor olabilirdim çünkü İrem, Elif'i severdi ve bu eve geldiğimden beri ondan asla emir cümlesiyle bir şey istediğini duymamıştım. Evet Elif'in işi buydu fakat o da henüz bir öğrenciydi ve dahası İrem'in sınıf arkadaşıydı.

 

Elif hızla kafa sallayıp salondan çıktı. Bir an için Yiğit'e baktığımda onunda yumruklarını sıkarken İrem'e artığı ölümcül bakışları gördüm ardından o da salonu terk etti.

 

Ben ne kaçırmıştım?

 

"İrem, Elif'le tatsız bir şey mi yaşandı aranızda?" diye sorudum.

 

"Hayır yenge sadece benim gözüm açıldı. Artık herkes yerini ve haddini bilecek."

 

"Bak İrem aranızda belliki tatsız bir takım olaylar yaşanmış ama yaptığın şey çok yakıştı. İnsanlar yaşıyacağı hayatı bilmeden dünyaya geliyor ve senin onu burdan vurman çok kırıcı bir şey ileride aranızı düzelteniz bile bie defa kırılan kalp öyle hemen onarılmaz."

 

Söylediklerimle İrem'in gözlerinden anlık bir pişmanlık geçtiğini gördüm fakat her ne yaşandıysa tekrar sert ifadesini takındı ve "Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." deyip ayaklandı onunla beraber ayağı kalkıp elinden tuttum ve yürümeye başladım.

 

"Yenge nereye?" sorduğu soruya cevap vermeden yürümeye devam ettim. İrem kusura bakmasındı, ben bu konuyu konuşmak istiyordum. Aralarındaki sorunun çözülemeyecek kadar büyük olduğunu düşünmüyordum belki olaya el atarsam küs geçirecekleri süreyi daha aza indirebilirdim.

 

Hem canımda sıkılıyordu, ergen derdi dinlemek belki sıkıntımı alırdı. Üstelik çok merak etmiştim öğrenmeden rahat etmezdim.

 

Önceden bu kadar meraklı değildin hatta hiç meraklı değildin cidden çok değiştin diyen iç sesime cevap vermedin. Evet bu hormonlar bende çok farklı çalışıyordu. Bazen eski Duru gitmiş yerine yeni bir Duru gelmiş gibi hissediyordum.

 

Şimdilik sadece İrem'le konuşacatım daha sonra ise Elif'le. İrem'in odasına girip kapıyı kitledim.

"Yenge Allah aşkına ne yapıyorsun?" diyen İrem'e başımla yatağını işaret edip "Geç otur şöyle," dedim. İrem derin bir nefes alıp yatağın ucuna oturdu. Yanına gidip bende oturdum.

 

"İrem seni zorlamak istemiyorum anlatıp anlatmamak senin kararın sadece yengen olarak aranızda ne geçtiğini bilmek istiyorum. Biliyorum bu sizin özeliniz ama ikinizde benim için çok kıymetlisiniz sonuç olarak bana ne olduğunu anlat."

 

İrem bir an yüzüme baktı ve ardından gür bir kahkaha attı. "Yenge bilmem farkında mısın ama seni zorlamak istemiyorum anlatıp anlatmamak senin kararın diye başladığın cümleyi bana ne olduğunu anlat diyen emir cümlenle bitirdin." dediğinde bir an yüzüne bakakaldım daha sonra ise bende gülemeye başladım.

 

Aniden yine ciddi moduma bürünüp "Konuyu kaynatma. Seni dinliyorum." dedim.

 

"Hiç kurtuluşum yok demi?"

 

"Yok."

 

"Of nerden başlayacağımı bilmiyorum." diye bir isyanda bulundu.

 

"En baştan başla." dedim.

 

"Ben karşı sınıftan bir çocuğa 2 yıldır pilotonik bir şekilde aşıktım." dedi.

Böyle bir şeye şaşırmam saçma olurdu çünkü sonuçta genç bir kızdı illaki birilerini sevecekti sadece pilotonik olması biraz şaşırtıcıydı çünkü İrem öz güveni yüksek bir kızdı.

 

"Neden pilotonik?" diye sordum.

 

"Korkutum belki red eder diye, Elif'te ilk zamanlardan beri ona olan duygularımı biliyordu. Ben geçenlerde yine Elif'e artık ondan hoşlanmadığımı söyledim."

 

"Gerçekten mi artık hoşlanmıyorsun?"

 

"Evet yani onunda bir sebebi var, şey ben başkasından çok pis etkilendim ve aslında o çocuğa olan duygularımın benim şişirtmem olduğunu anladım."

 

Nedense o başkasını tahmin edebiliyordum. O kişi Burak'tı.

 

İrem'in onu gördüğünde ki davranışları ve onunla konuşurken ses tonundaki heyecan şimdi aklıma geliyordu.

 

"Neyse işte ben bunu Elif'e söyledikten bir gün sonra benim 2 yıldır pilotonik olduğum çocuk bizim sınıfa Elif'i almaya geldi. Ne alaka diye sorduğundada sevgili olduklarını söylediler."

 

"NE?" diye bir tepki verdim.

 

Elif asla böyle bir kız değildi dahası Elif ve Yiğit sevgiliydi bu nasıl mümkün olabilirdi?

 

Son zamanlardaki Elif'in hali gözümün önüne geldi kız resmen ruh gibiydi. Yiğit'le aralarında olan şeyler yüzündendir diye düşünmüştüm fakat şu an daha farklı düşünmeye başladım. Bu işte kesinlikle bir şey vardı ve ben ne olduğunu öğrenecektim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şey 👉🏻👈🏻 Biliyorum bölüm yine kısa oldu fakat söz telafi edeceğim. Bu hafta vize haftasıydı ve gerçekten hiç vaktim yoktu. Bgün sınavdan sonra hemen bölümü yazdım ve yarın ki sınava çalışmam için zaman kalsın diye çok uzun yazamadım şu an bölümü düzenleyecek vaktim bile yok büyük ihtimalle akşam düzenleyip atacağım.

 

Şimdiden yazım hatalarım varsa affola daha öncede dediğim gibi telefondan yazdığım için ne kadar kontrol etsemde illa hep bir iki tane kaçırıyorum.

 

Bu arada normalde tüm bölüm Arslan ve Duru'yu seviştirecektim fakat hem kısa hemde konsu olamayacak bir bölüm atmak istemedim hakkınız helal edin.

 

Oy vermeyin bu bölüm,

bana ceza olsun 🥺

 

 

 

 

 

Loading...
0%