@zeynepclkzc
|
Bir yola çıkmıştım her ne kadar yanlış olduğunu bilsem de kardeşim için, bu hayatta ki yaşama sebebim için çıkmıştım bu yola ve başarısız oldum hiç bunun olacağını düşünmedim ve şimdi ise çok korkuyorum Mert'i kaybetmekten çok korkuyorum.
"Mert'in zamanı yok onu kaybedemem Hande, ne yapacağım ben?" hıçkıra hıçkıra ağlarken Hande gelip bana sarıldı "Mert yaşayacak Duru bunun için elimden gelen herşeyi yapacağım lütfen sakin ol ve beni dinle." kafamı çevirip gözlerinin içine baktım "N-Nasıl?" diye sordum Hande çok kararlı bakıyordu "Duru eğer sonuç negatif olursa diye düşünüyorum bu bir haftadır ve seni tanıyorum eminim sen bu ihtimali düşünmekten kaçtın" beni gerçektende iyi tanıyordu.
"İşte bende senin yerine düşündüm ve bir şeyler buldum ama ilk önce bana bunu söyle sen başka biriyle tekrar olmak istemiyorsun demi" asla istemiyordum ama Mert için yaparım. "İstemiyorum ama Mert için-" içimden geçenleri söylüyordum ki lafımı kesti "Bak bu diyeceklerim belki sana saçma gelecek ama ben düşündüm ki eğer Arslan'la tekrar bir araya geli-" bu kez sözünü sert bir şekilde ben kestim "Hayır Hande bu konuda çok ciddiyim asla o adamla tekrar yatmam zaten belli tehlikeli biri olduğu ikinci kez bu riski alamam hem eğer anlarsa işte o zaman düşünmek bile istemiyorum."
"Hemen kestirip atma biliyorum tehlikeli ama eğer tekrar onu istersen bu hafta sonu büyük bir yemek var tüm bölge liderlerinin katılacağı bir yemek Arslan Kıraç'ta onların lideri olarak kesinlikle orada olacak bu kez bu yemeğe ailelerde katılacak ve tabi yakın gördükleri insanlarda. Sende bizle gelirsen ve seni görürse belki yine bir şeyler olur diye," Hande'nin söyledikleriyle derin bir nefes aldım başka biriyle olmak istemiyordum, başka birindense onunla bir gece geçirmek daha cazip geliyordu ama bu riski almazdım. "Çok riskli, yapamam."
"Seni zorlamak istemiyorum yemek pazar günü 2 günün var iyice düşün eğer istersen beraber gideriz, istemezsen o gün seninle tekrar bir bara gideriz ve bu kez yeğenimin babasını beraber seçeriz tamam mı?" Hande'nin söyledikleri beni güldürdü benimle beraber Hande'de gülmeye başladı resmen şu an ağlanacak halimize gülüyorduk. Tek isteğim Mert'in yaşaması bunun içinde en kısa sürede bir bebek doğurman gerek ve ben ne olursa olsun kardeşimi yaşatacağım.
...
2 gün sonra
Çok düşünmüştüm ve bir karar vermiştim ne olursa olsun kardeşimi yaşatacaktım ve bir bebek doğuracaktım bunda zaten kesindim, kesin olmadığım konu ise bebeğin babasıydı iki gündür bunu düşünüyordum ve risk almazdım Mert'in hayatı söz konusuydu o adamla ikinci kez yatmam çok tehlikeliydi, tekrar hap içimemi isterse bu kez nasıl kurtulacaktım hem belki bu kez direkt korunurdu yada ikinci kez benle yatmak istemezdi bile ki bu büyük bir ihtimaldi çünkü Hande'den duyduğuma göre bu adam bir kez görüntülendiği bir kadınla asla ikinci kez görüntülenmezmiş. Her şeyi geçtim bu adam mafyaydı, tehlikeliydi ve eğer öğrenirse bu işin sonu ölüme kadar gidebilirdi. Tüm bu ihtimalleri düşününce geriye tek bir seçenek kalıyordu, başka biri.
"Duru çok güzel oldun inanmıyorum bu gerçekten sensin" bende inanamıyordum bir gece kulübü için giydiğim bu elbiseye "Hande bak çok ısrar ettin diye denedim ama bu elbise gece kulübü için senede fazla şık değilmi?" Siyah uzun derin yırtmaçlı ve yine derin bir göğüs dekoltesi olan, sırt kısmı ise olmayan bir elbise vardı şu an üzerimde.

Saçlarım açık ve hafif dalgalıydı makyajım genel olarak çok abartılı değildi dudağımdaki Kırmızı ruju saymazsam. İtiraf etmem gerekirse çok güzel duruyordum ama bar için fazlaydı sanki "Duru bir şey diyeceğim ben sana ama hemen hayır demek yok tamam mı?"
"Ne söyleyeceksin?" diye sordum merakla.
"Şeeyy"
"Neeyy"
"Ben babama gelmiyeceğimizi onun yerine kız kıza eğleneceğimizi söyledim fakat babam bunun önemli olduğunu söyledi sen ve Duru gelip en azından yarım saat durun sonra istediğiniz yere gidersiniz dedi bende tamam dedim." dedi bir çırpıda.
"Hande saçmalama ne işim var benim orda tamam sen git biz yarın gideriz." kesinlikle olmazdı.
"Hayır Duru yaa lütfen gel benimle hem babam çok üzülür gelmezsen. Yarım saat tek duracağız zaten tek gitmek istemiyorum Can'da orada olacak lütfen yanımda ol sadece yarım saat"
"Nee! Can geldi mi?"
Can, Hande'nin büyük aşkıydı bir süre birlikte olup ayrılmışlardı ve Hande her ne kadar inkar etse de hala deli gibi Can'a aşıktı, onunla ayrılma süreci çok sancılı geçmişti aslında ikiside bir birine aşıklardı ve çok yakışıyorlardı ama bazı nedenlerden ve bazı anlaşmazlıklardan dolayı bir yıl önce ilişkileri bitti ve Can bir yıldır yurtdışındaydı "Evet gelmiş bende dün öğrendim."
Can'ı bende tanırdım ve severdim, ilk başlarda ona çok ön yargılıydım fakat zamanla tüm önyargılarım kırılmıştı.
"Biliyordun ve bu elbiseyi bilerek giydirdin çünkü bir bar için fazla ama bir yemek daveti için çok şık ve güzel."
"Lütfen Duru, Ne olurrrr"
"Sadece yarım saat." bunu der demez Hande boynuma atlayıp sıkıca sarıldı bana. Bu yaptığım Hande ve ailesinin bana yaptıklarının yanında hiç bir şeydi ve ben Hande için her şeyi yapardım.
Bu teklif bana her ne kadar ilk Hande'den gelmiş olsa da ondan hemen sonra Ümit amca ve Yelda teyze akşam yemeğinde bana böyle bir davetten bahsedip benimde gelmemi istemiş ve bayağı da ısrar etmişlerdi.
"Kızlar hadi" Yelda teyzenin sesiyle berber aşağıya indik iner inmez Mert bana doğru koşup sarıldı hemen onu kucağıma aldım "Abla çok gujel olmuşsun"
"Peki yaa ben" diye lafa atladı Hande hemen.
"Şende çok güjel olmuşsun Hande abla"
"Ayy yerim seni bıcırık"
"Mert ablacığım konuştuğumuz gibi biz hemen gidip geleceğiz sende bu sırada Ayfer ablanın sözünden çıkmıyacaksın, ve en az bir saat sonra uyuyacaksın tamam mı?"
Ayfer abla bu evin çalışanlarından biriydi ve biz geldiğimizden beri Mert'le o ilgileniyordu burada en kıdemli çalışan oyudu Hande'e küçükken çoğu zaman Hande'ye de o bakmış, öyle demişti Hande. Çok tatlı bir insandı.
"Aklın kalmasın Duru kızım ben ona gözüm gibi bakacağım." dedi Ayfer abla "Çok teşekkür ederim" dedim bende tam bu sırada Ümit amaca yanımıza gelmişti "Hanımlar bu ne güzellik böyle" diyip karısının yanına gitti ve onu bir kez kendi etrafında döndürdü ikiside çok aşık bakıyordu birbirlerine sanki yıllar onların aşkını azaltmak yerine daha çok arttırmıştı.
"Vayy benim yakışıklı oğlumda burdaymış" diyip Mert'i kucağımdan aldı. Mert'in kulağına bir şeyler söyledi ve her ne söylediyse Mert çok sevinmişti hemen Ümit amcanın boynuna sarıldı onu böyle mutlu görmek benim için paha biçilmezdi ve son zamanlarda Mert hep mutluydu.
...
20 dakikalık bir yolun ardından yemeğin olacağı yere geldik her ne kadar düşünmemeye çalışmamda olmuyordu onu düşünüyordum sürekli. Beni görünce ne tepki verecekti acaba hadi ama niye bunları düşünüyorum ki.
Arabadan inip içeriye girdik burası gerçekten çok nezih ve güzel bir yerdi hayatımda ilk defa böyle güzel bir yerde bulunuyordum. Hande'den öğrendiğim kadarıyla 6 aile bir arada olacaktı normalde yapım gereği biraz rahat bir insandım ama şu an çok gergindim. Hande benden bile rahat olmasına rağmen yine benden bile gergin duruyordu bunun tek sebebi ise Can'dı.
Hande ve Can'ın ilişkisi hep gizli kalmıştı ne medya ne de aileleri biliyordu ilişkilerini, daha çok Hande istemişti böyle olmasını.
Biz içeri doğru giderken bir araba daha geldi restorana, Ümit amaca durunca bizde durduk, arabadan Ümit amaca yaşında bir adam indi ve onunla beraber bizden en fazla iki-üç yaş büyük olan bir kadın indi Hande'nin kulağına doğuru "Bu adam kim" diye sordum "Sıtkı amaca, yine bölge liderlerinden biri"
"Yanında ki kızı mı?"
"Karısı."
"Nee"
"Şştt sesiz ol"
"Oha inanmıyorum"
"Kadın paragözün teki"
"Şimdi taşlar yerine oturdu"
Arabadan bir kız bir erkek daha indi. Ben sormadan Hande cevapladı
"Erkek Sıtkı amcanın ilk karısından olma oğlu Tekin. Kız ise Tekin'in sevgilisi"
Bize doğru ilerlediklerinde Hande'yle kısa dedikodumuzu bitirdik. Ümit amca gelen adamala selamlaştı ve daha fazla beklemeden içeriye geçtik hep beraber. Duru sakin ol kızım sakin ol bu kadar heyecana gerek var mı hııı? Bencede yok iç ses tamam sakinim. Yavv he heee. Of kes sesini.
İçeride restorantın ortasında uzunlamasıns büyük bir masa vardı ve başka hiçbir masa yoktu. Masa'nın yarısından fazlası doluydu ama onu görmemiştim. Hande kulağıma doğur "Bizimkiler henüz gelmemiş" dedi
"Nereden benim ki oluyor o?"
"Of lafın gelişi kızım yaa üstüme gelme çok gerginim zaten"
Masaya doğru ilerledik herkes ayağı kalkmıştı erkekler ufak çaplı bir selamlaşma yaparken kadınlar birbirlerine sarıldı biraz gergin bir ortamdı sanki şahsen Ümit amcaya nefret dolu bakan bir adam vardı Ümit amca ise aynı bakışlarla karşılık veriyordu. Bizde masaya oturduk ve beklemeye başladık bir dakika sonra içeriye Can, Babası, Annesi, Ablası, ve tanımadığım bir kız daha giriş yaptı herkes tekrar ayağı kalktı ve Can'ın ailesiyle selamlaştı Hande, Can'a çok kısa bir an baktı daha sonra hemen önüne döndü.
Can beni görünce gülümseyip yanıma geldi "Duru seni burda görmek ne güzel" diyip sarıldı bende sarılışına içten bir şeklde karşılık verdim, geri çekilince "Benimle vedalaşmadan giden sen mi söylüyor bunu?" dedim hafif bir tebessümle oda gülüp kulağıma doğru yaklaştı "İnan bana geçerli sebeblerim vardı" bunu duyan Hande hiç bu tarafa bakmadan güldü, alaycı bir gülüş. Can ise geldiğinden beri ilk kez Hande'ye baktı, sonra hemen önüne döndü.
Bir dakika o bakış neydi öyle? Bir insan nasıl hem nefret hem aşk dolu bakabilir di ki? Ama hiç şüphesiz gözlerindeki en büyük duygu özlemdi.
Bir dakika daha bekledik kısa bir sohbet oluşmuştu aileler arasında fakat anlamadığım şey masadaki çoğu kişinin bana kaçamak bakışlar atmasıydı Hande ye doğru eğilip "Neden bana öyle bakıyorlar?" diye sordum.
"Kızım sen bölge liderlerinin en üstü ve en genci ve en yakışıklısı ve en tehlikelisi ve en dahası ile sevgili haberlerinin çıktığını ne çabuk unuttun?
"Haa siktir! Ne yapacağım ben?"
"Sakin ol."
"Demesi kolay."
"Onu bensiz haltlar karıştırmadan öne düşünecektin." Tam Hande'ye cevap verecektim ki tüm heybeti ile kapıdan o girdi, yanında yaşlı bir kadın ve hemen bir adım arkalarında o gün sabah evde gördüğüm biri kız diğeri erkek iki genç. Hande hemen kulağıma eğilip "Yanındaki kadın Babannesi, arkalarındaki çocuklar ise ikiz kardeşleri." diye bir bilgilendirme yaptı. Herkes tekrar ayağı kalkınca bende kalktım ben Arslan'a bakıyordum fakat o henüz beni görmemişti, Arslan erkeklere hafif bir baş selamı verdi ve masanın en başına doğru ilerledi onun sağına annesi soluna ise kardeşleri geçti, annesinin yanında Can'ın ailesi vardı kardeşlerinin yanında ise sırasıyla Ümit amca, Yelda teyze, Hande ve ben vardık.
Hande'den daha önce duyduğuma göre önem sırasına göre oturtulmuş en üstlerinde Arslan varmış daha sonra ise Ümit amaca ve Can'ın babası Melih Bey geliyormuş ikiside aynı önemdeymiş galiba Hande öyle demişti. Arslan "Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz, bildiğiniz üzere biz beyler olarak çok büyük işler yapıyoruz ve çoğunluğumuzun kararıyla bu aile yemeğini organize edip ailelerin tanışmasını gerek görük, lütfen rahat olun bu bir iş yemeği değil, tanışma yemeğidir hepinize afiyet olsun," dedi yine en son hatırladığım sert sesiyle. Herkes yerlerine oturdu ve eş zamanlı olarak bir sürü garson yemekleri getirdi.
Başkılarımı tekrar Arslan'ın üstüne çevirdim ama çevirmez olaydım çünkü şu an kendisi çok sert bir şekilde bana bakıyordu gözlerinden bir şeyler anlamak imkansızdı ne düşündüğünü belli etmeyecek kadar ifadesidi bakışları, ifadesiz ve sert. İçimde banan düşman olan iç sesim gece daha yeni başlıyor diyip gülüyordu ben ise heyecandan, korkudan ve stresten ölebilirdim her an.
Merhaba, bu bölüm şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm ve bundan sonraki bölümleri yine böyle yazmaya çalışacağım. Bir sonraki bölüm bir aksilik olmazsa 1 gün sonra gelecek yani çok beklemeyeceksiniz 🙃
Yazım hatalarım için özür dilerim. Lütfen oy verir misiniz? 🙏🏼
|
0% |