
"RÜYA"
Bölüm 5
Rüyanın Büyüsü
Dün akşam bir rüya gördüm ve kan ter içinde uyandım.
Daha önce beni öldürmeye çalışan o adamı gördüm rüyamda. Bana bakıyordu. Uyuyordum. Pencereden girmişti. Elinde bir ip vardı ve sanki beni boğuyordu. Sonra karnıma bakıyordum ve hamileydim. Sonra uyandım ama boynumda izler vardı. Bebeğim yoktu. Bir not vardı.
‘Bana yaşattığını
Yaşayacaksın’
Yazıyordu notta. Karısı, hamileyken ölmüştü. Ama onu biz öldürmemiştik. Doğumda ölmüştü. Ama bu adam bizi sorumlu tutuyordu. Uyandığımda başımda Kutay vardı.
“Sevgilim? Ne oldu sana? Hasta mısın? Çok terlemişsin.”
“Yok, bir rüya gördüm de.”
“Ne gördün de bu kadar korktun?”
“Önemsiz, boş ver. Acıktım ben.” diyerek geçiştirdim.
“Kızlar mutfakta, gel sen de onların yanına.”
“Tamam gidiyorum.”
Merdivenlerden indim ve mutfağa gittim. Mutfağın boydan penceresinin önünde, Ela havuzu izliyordu.
Dalya sofrayı hazırlıyor, Gülçin ve Birce yemekleri hallediyordu.
“Mis gibi kokular geliyor.”
“Günaydın Balım.” dedi Ela.
“Günaydın tatlı (B)ela”
“Ha kuzum hoş geldin. Bana yardım eder misin?” dedi Dalya.
“Ederim tabii.”
Sofrada kalpli tabaklar vardı. Kış olmasına rağmen biz çok seviyorduk burayı. Yılbaşına az kalmıştı. Aralık ayındaydık.
“Biz yılbaşında ne yapacağız?” diye sordum.
“Sen ne istersen.” Dedi Kutay.
“Bırak romantikliği de gerçekten ne yapacağız?”
“Yılbaşı ağacı falan alalım. Burayı süsleyelim.” dedi Dalya. Dalya çok severdi bu özel günleri.
Bölüm 5
Rüyanın Büyüsü
Dün akşam bir rüya gördüm ve kan ter içinde uyandım.
Daha önce beni öldürmeye çalışan o adamı gördüm rüyamda. Bana bakıyordu. Uyuyordum. Pencereden girmişti. Elinde bir ip vardı ve sanki beni boğuyordu. Sonra karnıma bakıyordum ve hamileydim. Sonra uyandım ama boynumda izler vardı. Bebeğim yoktu. Bir not vardı.
‘Bana yaşattığını
Yaşayacaksın’
Yazıyordu notta. Karısı, hamileyken ölmüştü. Ama onu biz öldürmemiştik. Doğumda ölmüştü. Ama bu adam bizi sorumlu tutuyordu. Uyandığımda başımda Kutay vardı.
“Sevgilim? Ne oldu sana? Hasta mısın? Çok terlemişsin.”
“Yok, bir rüya gördüm de.”
“Ne gördün de bu kadar korktun?”
“Önemsiz, boş ver. Acıktım ben.” diyerek geçiştirdim.
“Kızlar mutfakta, gel sen de onların yanına.”
“Tamam gidiyorum.”
Merdivenlerden indim ve mutfağa gittim. Mutfağın boydan penceresinin önünde, Ela havuzu izliyordu.
Dalya sofrayı hazırlıyor, Gülçin ve Birce yemekleri hallediyordu.
“Mis gibi kokular geliyor.”
“Günaydın Balım.” dedi Ela.
“Günaydın tatlı (B)ela”
“Ha kuzum hoş geldin. Bana yardım eder misin?” dedi Dalya.
“Ederim tabii.”
Sofrada kalpli tabaklar vardı. Kış olmasına rağmen biz çok seviyorduk burayı. Yılbaşına az kalmıştı. Aralık ayındaydık.
“Biz yılbaşında ne yapacağız?” diye sordum.
“Sen ne istersen.” Dedi Kutay.
“Bırak romantikliği de gerçekten ne yapacağız?”
“Yılbaşı ağacı falan alalım. Burayı süsleyelim.” dedi Dalya. Dalya çok severdi bu özel günleri.
“Sen nasıl istersen güzelim.” dedi Batu.
“Bırakın yılbaşını falan da sizin düğününüz ne zaman kızım?”
“Bana kalsa hemen yapacağım da Alara bir iki ay sonra diyor. Buradaki tatilimizi bitirelim sonra evleneceğiz diyor.” dedi Kutay bana bakarak.
“Korkmayın ya! Düğünü iptal edecek değilim. Kaçmıyorum bir yere.” dedim hafif bir gülümsemeyle.
Senden her şey beklenir kız Alolimo!”
Alolimo bana taktıkları bir lakaptı. Seviyordum. Alo kısmı Alara, Limo Lema ismimden geliyordu.
“Aşağılamayın benim balımı!” dedi Dalya.
“Beni senden daha çok seviyor değil mi aşkım?” dedi Kutay.
“Benim en yakın arkadaşım hatta kardeşim, sana ne oluyor be!” dedi Dalya.
“Benim sevgilim.”
“Sen yokken ben vardım onun yanında ya! İlk benle tanıştı o.”
“Aşkım doğru söyle hangimizi daha çok seviyorsun?”
“Sevgilim. Dalya haklı. Ben Dalya’mı seçiyorum.”
“Bak gördün mü? Karın bile beni seçiyor Kutay.”
“Aşk olsun. Ben neyim burada aşkım?”
“AAA SENİ SEVMİYORUM MU DEDİM KUTAY?”
“D-demedin aşkım.”
“O zaman?”
“Tamam aşkım sustum.”
“Koskoca Kutay sevgilisinin yanında kedi yavrusuna döndü” dedi Batu.
“Oğlum ne alakası var? Ben, yok, yapmadım.”
“Bırakın didişmeyi de gerçekten ne zaman düğün yapacaksınız?” dedi Gülçin, kızıl saçlarını arkaya atarak.
“Ben en az iki ay sonra düşünüyorum.”
“Şimdi boş verin bizi, Gülçin, Alper siz?”
“Alper Bey, daha bana teklif bile etmedi.”
“Edeceğim ya! Ama hemen değil. İşlerim var.”
“Sen hep bir bahane bul zaten.”
“Tamam, sana teklifin atasını edeceğim, Kızıl Çiçeğim.”
“Ya Kızıl Çiçeğin miyim gerçekten?” dedi Gülçin saçıyla oynayarak. Sonra Alper bir öpücük attı.
Birkaç saniye sonra kapı çaldı. Ben baktım.
“Abla, Kusuruma bakmayın. Ben yan komşunuzun hizmetkarıyım. Kıvılcım ablanın. Kıvılcım Holding adında bir şirketleri var. Onun tanıtımı olacak yarın. Bu davetiye onun için. Sizi de davet etmek istedi. Sizi görmüş. Davet etmek istedi. Gelirseniz seviniriz.” dedi aceleci adam.
“Tamam, teşekkür ederiz.” dedim adama. “Eğer işimiz olmazsa gidebiliriz.”
“Kimmiş?” dedi Kutay.
“Yan komşunun hizmetkarı. Bizi holdinglerinin tanıtımına davet ediyorlar.”
“Yarın saat sekizde, Kıvılcım Holding/Sarıyer.”
“Merak ettim şimdi. Gitmeye çalışalım.” dedi Gülçin.
“Bence de. Kadın o kadar davet etmiş.”
“Tamam yarın gideriz. Şimdi yatalım.” dedi Emirhan.
“Uykusuzluktan geberiyorum abi!” dedi Alper.
“Uyu o zaman Alper.” dedi Barbaros.
“Sen şaka yapıyorsun! Ben uykudan yemek yemem gerektiğini sanıyordum biliyor musun kardeşim?”
“Beyin bedava oğlum.” dedi Barbaros.
“Boş yapmayın da haydi uyuyalım.” dedi Birce.
Herkes odalarına kapandı. Ben kitap okuyordum. Kitap okumayı çok seviyordum. Dışarıda fırtına kopuyordu. Aralık’ın 23’ündeydik ve karı bekliyorduk. Kapım çaldı. Alper gelmişti.
“Alara sana bir şey diyeceğim ama sakın Gülçin’e söyleme.” dedi Alper.
“Ne oldu? Tamam söylemeyeceğim.”
“Ben Gülçin’e evlenme teklifi etmeyi düşünüyorum. Ama sürpriz olacak ve Yıl başında olacak.” dedi.
“Ne güzel. Ne düşünüyorsun?”
“Ben diyorum ki, Tam on ikide ona şey diyeceğim ‘Yeni yıldan tek dileğim sensin’ nasıl?”
“Çok romantik.”
“Hah güzel sen öyle diyorsan öyledir. Umarım kabul eder.”
“Senden iyisini mi bulacak be Alper.” dedim.
“Alara, sen bir tanesin!”
“Tabii ki. Benden bir tane daha var mı sanıyorsun?”
“Yok, kızım yok.”
“Haydi iyi geceler. Ben sana yardım edeceğim. Diğer kızlara da söyleyelim bir gün.”
“Tamam. İyi geceler.”
Kitabımın en güzel satırlarını okuyordum. Hayatım bir kitaptı ve ben ana karakterdim. Bunu hayal ettim. Ne kadar çocuk ve kadınları kurtarsam da öldürüyordum. Yani katildim. Ben kendime yakıştıramıyordum. Ancak ben öldürmezsem diğer kadınlar ve çocuklar ölecekti. Ben insanlar için kendi hayatımı karartmıştım. Ancak ben, güçlüydüm. Annemi de çok üzmüşlerdi ama o sabah kalkıp kahvaltı hazırladı.
Tam yatacaktım ki yine kapım çaldı. Kutay gelmişti
“Sevgilim?” dedi Fısıldayarak.
“Efendim Kutay?”
“Gelebilir miyim? Bak bir kere lütfen.”
“Tamam gel, gel başımın tatlı belası ama bir o kadar da yakışıklı bir bela.”
Yanıma sokuldu ve uyuya daldık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |