Yeni Üyelik
2.
Bölüm

YALANCI ❤️‍🔥

@zeynepella

Son kez ayna da kendime baktım güzel olmuştum. Fırat'a güzel görünmek için ekstra bir çaba harcamıştım. Beni beğenmeliydi. Üzerime tam oturan bordo saten bir elbise giymiştim elbise uzun bir elbiseydi ama oldukça cesur bir dekoltesi vardı o yüzden çok dikkat etmeliydim aksi taktirde bütün göğüslerim gözler önüne serilebilirdi. Saçlarımı doğal bırakmıştım önlerini tokayla tutturmuştum gözümün önüne gelmesini sevmiyordum baya uzamışlardı gerçekten bunu bir ara halletmeyi kafama not alıp odadan dışarı çıktım Ahsen çoktan gelmişti ama ben anca hazırlanabilmişim. Hala tarla başında yaşanan olaylar aklımdan gitmiyordu fırat abinin bana böyle temas etmesine asla alışık değildim bir gariplik vardı ve bunu Ahsen de fark etmişti. Yoksa oda benimle aynı duyguları mı bana besliyordu sevinçle gülümsedim "umarım Allahım sonunda beni duymuşsundur" salondan gelen seslerle adımları mı oraya yönlendirdim içeri girdiğim zaman annem babam ve Ahsen oturmuş muhabbet ediyorlardı babam beni fark edince konuşmayı kesip bana döndü ve beni baştan aşağı süzerek ıslık öttürdü " heyyt be maşallah benim kızıma bu ne güzellik" utanarak etrafımda bir tur döndüm " olmuş mu" annem hayran bakışlarla bana bakarak " olmuş tabi fıstığım Halil aynı benim gençliğim değil mi?" Babam ayağa kalkarak annemin yanına gitti ve yanağına sevgi dolu bir öpücük kondurdu " abartma hanım o kadar değil sen daha güzelsin" Ahsen babamın bu lafına kahkalar atarken ben şaşkın bir nida çıkardım " aşk olsun hemen satıldım" ben de babamın yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum daha sonra da annemi öptüm ve hasene kaş göz işareti yaptım bu sırada babam anneme hazırlanmaları gerektiğiyle alakalı bir şeyler söylüyordu biz de evden çık ak için kapıya doğru yürümeye başladık " kızlar siz gidin abiniz oradadır zaten biz de yarım saate geliriz" babama onu onayladığıma dair başımı sallayıp anneme döndüm " kızım dikkat edin olur mu" daha sonra yanıma yanaşıp fısıltıyla " Fırat'a da yanaşma o kadar üzme kendini kızım" masum gözlerle anneme baktım " tamam anne uzaktan bakarım sadece" annem onaylamaz bakışlarla kafasını olumsuz salladı bu bakışlar sen akıllanmayacaksın bakışıydı anladım hemen tabi daha sonra evden çıkıp hızlı adımlarla meydan da olacak düğünün yerine doğru yürümeye başladık hava kararmıştı ve ne olacağı belli olmazdı o yüzden işimizi sağlama almalıydık bu elbise de çok dar olduğu için hızlı yürümeme müsaade etmiyordu Ahsen beni tekrar süzdü " kızım fıstık gibi olmuşsun valla bu akşam barış abi kimseyi pataklamaz umarım" kıkırdadım ve ben de onu süzdüm çok güzel koyu yeşil bir elbise giymişti gözleri yeşil olduğu için o kadar uyumlu ve güzeldi ki şuan iyi ki benim arkadaşımdı baktıkça içim açılıyordu " sen kendine bak yine Kleopatra gibi olmuşsun maşallah benim Çimen gözlü arkadaşımaa"

" ha bu arada yiğit gelecek mi gelmiş mi şehir dışından" Ahsenin yüzü hüzünle çöktü " yok ananesi hasta galiba durumu da iyi değil üzülüyorum" yiğitle Ahsen 3 senedir sevgililerdi ve babamla annemin aşkından sonra özendiğim tek sevgi dolu ilişki diyebilirim ikisi de birbirine deli gibi aşıktı ne güzel derin bir nefes alıp verdim " üzülme canım allahtan gelen ona gider o yüzden her şeyin sağlıklı ve hayırlısı"

" aaaa ama asma suratını düğüne geldik oynayacağız şurada iki üç tur"

ahsen gülerek omzuma vurdu " delisin he, ay incim dikkat çekme ama Fırat abi tam karşı da ve şaşırarak söylüyorum ki pür dikkat sana bakıyor hiçte hayra alamet bir bakış değil bu" konuşurken çoktan meydana gelmiştik ve epey kalabalıktı konuşmaya daldığım için etrafa dikkat edememiştim ahsenin söylediği sözlerle kalbim hızla atmaya başladı ve yanaklarım kızardı üzerimde böyle bir etki bırakmasını hiç sevmiyordum benden haberi olmayan biri için bu etkiler gereksiz ve fazlaydı ahsenim dediğini umursamadan bakışlarımla hızla etrafı tarafım ve gözlerim odağını buldu gerçekten bana bakıyordu ve kaşları çatıktı ne olmuştu ki?
" hay kızım allahtan dikkat çekme dedim şak diye baktın adama" ahsenin sinirli sesini umursamadım ve bakışlarımı üzerinde gezdirdim siyah bir gömlek giymişti ve üzerine tam oturmuştu esmer teniyle öyle güzel bütünleşmişti ki bakanın ağzının suyunun akacağından emindim ceketi yoktu büyük ihtimal rahat edemeyeceği için çıkarmıştı. Tekrar bakışlarımı gözlerimden çıkardığımda onunda beni süzüyor oluşunu fark ettim uzakta olmasına rağmen çene kaslarının seğirişini buradan bile fark ediyordum gözleri göğüslerimde oyalandı ve tekrar gözlerime odaklandı elinde olan pet bardağı hızla kafasına dikti büyük ihtimal için de alkol vardı. Genel de mahallenin abileri böyle düğünlerde kenarda köşe de az buçuk içerlerdi stres atmak için hala birbirimize bakarken Ahsen kolumu dürttü ve yanımıza doğru gelen abimi işaret etti hemen koşup boynuna sarıldım alkol tüketmişti galiba biraz kokusu geliyordu " abiş nasıl olmuşum" abim belime sardığı kollarını gevşetti ve başımın üzerine öpücük kondurdu boyum biraz kısaydı ve gözlerine bakabilmek için epey kafamı kaldırmam gerekiyordu Ahsen bile benden uzundu yahu,abim gözlerini üzerimde gezdirdi ve yanağımdan makas aldı " harika olmuşsun sarı kuşum ama dikkat et birilerini öldürmek istemem" imalı sözleri Ahseni ve beni kahka attırdı abim asla odun ruhlu biri değildi ama erkeğin doğası gerekli dikkatli bir insandı " annemler nerde sarı" abimin sorduğu soruyla ahsenle konuşmamıza ara verip ona döndüm " gelecekler birazdan abi biz gidelim oturalım ayakta yorulmayalım daha oynayacaz hep birlikte oh ohhh " gülerek aynı zamanda etrafımda el şaklatarak dönüyordum abim güldü ve beni arka masalara yönlendirdi yani fıratın olduğu tarafa " yürü hem deli hem de sarı" sarı lakaplı üstüme yapışmıştı çünkü aile de bir tek ben sarıydım kimseye benzemiyordum dedemin kopyasıydım o yüzden babam hep bana bakarken duygulanırdı babasına hayran bir adamdı gerçekten üçümüz ilerleyip fıratın olduğu masaya geldik Fırat bakışlarını benden çekip abime sabitledi ve yüzünde gülümse belirdi çok nadir rastladığım bir şey olduğu için salak bakışlarımı üzerinden çekiniyordum iri cüssesiyle ayaklanıp abimin yanına geçti " kardeşim kızlarla takıl az ben babaları alıp geleyim yürümesinler şimdi akşam akşam" Fırat sıkıntıyla kafa salladı ama sıkıntısının nedenini anlayamadım " git ben buradayım" abim fıratın omzuna birkaç kere vurup uzaklaştı ben hala fıratı izliyordum o ise bakışlarını abimden çekip bana sabitledi oturduğum için ondan epey aşağıdaydım ve eminim ki göğüslerimin çoğu kısmı gözler önündeydi bakışlarını değdirip hemen kaçırdı ve masaya oturmak yerine hızla arka tarafıma geçip pet bardağa bir şeyler doldurdu tekrar anlamaz bakışlarla Ahsene baktım oda şaşırmış gözüküyordu kulağıma eğildi " lan noluyor bu adama" " hayır tanımasam aynı senin hareketlerini yapıyor diyeceğim ama tanıyorum işte"

kıkırdadım ve Ahseni çimdikledim " belki artık beni fark etmiştir" Ahsen inanılmaz bakışlarla bana baktı " planımızı unutma" dedikleriyle biraz kendime geldim evet bizim iddiamız vardı ve bu gece dönüm noktası olacaktı kötü enerjiyi etraftan kovarak ahsene döndüm " e o zaman ben Fırat abinin yanına gideyim hem hemen yanımızda zaten ahsenn belki biz de bir iki yudum tadına bakarız dur ben halletcem" hızlı hızlı konuşmamla ahsen bana yetişmeden yerimden kalktım ve hemen masanın arkasında dikilip etrafı gözetleyen fıratın önünde dikildim bakışlarını etraftan çekip bana yönlendirdi " ne oldu?" gözlerimi kırpıştırarak gözlerine baktım oda karşılık olarak gözlerini kıstı " sarışın neden öyle bakıyorsun bir şey mi oldu" dudaklarımı dişleyerek bir adım daha yaklaştım ve fısıltıyla " Fırat acaba biz de bir yudum tadına bakabilir miyiz" gözleri dişlediğim dudağımda takılı kaldı ve soruma cevap vermedi " fırattt" gözlerini aceleyle gözlerime çıkardı ve anlamsızca yüzüme baktı " ne duyamadım minik tekrar söyle" içimden zafer nidaları atarak gülümsedim onu etkiliyordum tamam yaşım ona göre epey küçük olabilirdi ama bunu anlayacak biriydim tabi ki " diyorum ki biz de bir iki yudum içebilir miyiz daha önce hiç denemedik lütfenn" Fırat kaşlarını aniden çattı " asla olmaz otur şuraya nereden çıktı şimdi" huysuzca kaşlarımı çattım " ama sadece bir yudum merak ettim diyorum" Fırat başını olumsuzsa sağa sola salladı " olmaz diyorum minik uslu uslu otur şurada" hem bana minik demesi ayrı sinirimi bozuyordu bir de üstüne uslu uslu diyor sanki ben çocuktum o bizim bakıcımızdı sinirli çıkmasını engelleyemediğim bir sesle üzerine bir adım daha atarak yüzüne yüzüne konuştum "1. Ben minik değilim 2. İse eğer sen baktırmazsan gider Ahmet abiden isterim o beni kırmaz" bunları söylerken aynı zaman da karşı tarafta duran Ahmet abiyi gösteriyordum hatta bir adım geri çekilerek arkamı dönmüştüm ki belimden tutarak beni kendisine döndürdü bu ani atağı hiç beklemediğim için adımlarım sarsaklaştı ve olduğu gibi bedenine yaslandım zaten bunun için ekstra bir çaba sarf etmesine gerek yoktu tek hareketiyle sağdan sola savrulabilirdim zaten bedeninden yayılan sıcaklığı bedenimde hissetmemle gözlerimi yumdum. O kadar güzel bir histi ki sonsuza denk böyle kalabilirdim şuan tek vücut gibiydik kemerinin tokasını tam göbeğimin üzerinde hissediyordum ve bu içimde kaynayan nehirler oluşmasına sebep oldu allahtan köşe bir taraftaydık da kimse bizi göremezdi Allah biliyor ya şuan hiçbir şekilde bu anı bozmak istemiyordum Fıratın fısıltısıyla gözlerimi aralayıp kafa mı yukarı kaldırdım ki bu yaptığım ilk hataydı artık burun burunaydık ve nefeslerimiz birbirimizin yüzüne vuruyordu " sarışın" gözleri gözlerimden dudaklarıma indi daha sonra orada oyalanıp ona yaslandığım için arada sıkışıp daha dolgunlaşan göğüslerime düştü kısık hırıltılı bir nefes verdi gürültüden duyulması güçtü ama ben duyabilmiştim çıkardığı ses beni daha da heyecanlandırmıştı ve hızlı nefeslerimi kontrol altında tutamıyordum hızla inip kalkan göğüslerim onun gömleğinin kumaşına sürtüyordu ve bundan etkilenip uyarıldığımı fark etmişti gözlerini sıkıca kapatıp derin nefes alıp verdi ve nefesi yüzümü yalayıp geçti. Kendimi ona daha çok yasladım hızla gözlerini aralayıp belimde ki elini sıkılaştırdı artık bir bütündük kasılan çenesiyle yüzüme doğru fısıldadı " sadece bir yudum sarışın sonra oturcaksın ve o sandalyeden kalkmayacaksın tamam mı" gözlerinde olan bakışlarım hemen bir nefes ötemde olan dudaklarına düştü şuan onu soluksuz öpsem bana ne tepki verirdi. Aslında tepkisi umrumda bile değildi bunu istiyordum sonra içimde ki ses " sen öpüşmeyi mi biliyorsun gerizekalı rezil etme kendini durup dururken" bu gerçekle planımı ertelemeye karar verdim ben hala dudaklarına dalmışken Fırat belimdeki elini daha da sıkılaştırdı sanki daha da yakınlaşabilecekmişiz gibi tekrar fısıldadı bu çok kısık bir sesti ama benim duymama yetmişti " yapma sarışın sokma bizi çıkmaza" anlamsız bakışlarımı gözlerine çıkardım ve alttan alttan ona baktım tam ağzımı açıp ne demek istediğini soracaktım ki buna izin vermedi diğer elinde olan bardağı biraz geri çekilerek dudaklarıma yasladı. Hala çok yakındık ama bu an,bana aşırı erotik geldi belki de ondan bu kadar etkilendiğim içinde olabilirdi bilmiyorum ama alkolden bir yudum alırken gözlerimi gözlerinden ayıramıyordum. Bedeni kasıldı beni tekrar süzdü ve gözlerime baktı bir yudum almıştım ki bardağı dudaklarımdan çekti bu onun yaptığı ikinci hataydı çünkü hızlı çektiği için alkol dudaklarımdan taşarak boynumdan aşağı aktı bu normal bir durumda iğreneceğim bir şeydi ama şuan öyle garip duygular içerisindeydim ki nasıl hissettiğime karar veremiyordum yaptığı bu hareketle ağzımdan şaşkın bir inleme çıktı Fırat benden çıkan sesi duyduğu zaman elinde ki karton kutuyu sağ tarafa bir yere fırlattı ve diğer elini hızla yüzüme çıkardı çenesini öyle sıkıyordu ki bir iki dişin kırılacağından emindim yanağıma değen eliyle gözlerimi kapattım ve bedenimi ona yaslayarak tamamen kendimi üzerine bıraktım bedeni kasıldı belimde ki elini sıkılaştırıp beni biraz daha yukarı kaldırdı tokadan kurtulup yüzümün önüne gelen saçı kulağımın arkasına sıkıştırıp parmaklarını yanağıma sürterek dudağıma getirdi parmağının ucuyla dudağımdan taşan alkolü temizlemeye başladı öyle karışık duygular yaşıyordum ki hem bu yakınlık hem de bana dokunuşlarıyla kendimden geçtim ve adını fısıldadım " fıratt" ismini inlemem onu tetiklemiş olacak ki yüzünü eğerek daha çok bana yaklaştırdı " sarışın dur ya da durdur bir şey yap" itirafıyla daha çok kendimden geçtim ve isyanla inledim fıratın dudağımda olan dokunuşu hızla boynuma kaydı ve bana doğru biraz daha eğilip yüzüme doğru hırıltılı bir nefes bıraktı " umrumda değil" fısıltım dudaklarına çarpıp bana geri döndü kolunda duran ellerimii hızla yukarı çıkardım ve gömleğinin yakalarından tutup kendime çekerek hamle yaptım Fırat anında boynumda olan elinin başımın arkasına getirdi ve başımı dudaklarına doğru kaldırdı birbirine değen dudaklarımızla inledim Fırat'tan da gelen inlemeyi duydum kanım kaynamıştı ve kimin hamle yapacağı umrumda değildi bedeninin üzerinde yükselip ona doğru sokuldum ellerimi boynuna çıkardım burada ölmek isterdim tam bu anda başka bir anda değil fıratın genizden gelen hırıltısını hayal meyal duydum o kadar kendimden geçmiştim ki ondan başka bir şeye odaklanamıyordum dudaklarını kıpırdatmasıyla dudaklarımız tekrar birbirine değdi fısıltıyla adını inledim " Fıratt" adını öyle bir söylemiştim ki Fırat güçlü bir inleme koyverdi ve fısıltıyla dudaklarıma doğru konuştu " son şansın sarışın tutamam kendimi çekerim seni sağ tarafa hiçbir şey umrumda olmaz" sabırsız ve kendini kasmaktan kalınlaşan sesi beni o kadar etkiledi ki heyecanlanarak inledim ve bedenimi ona sürttüm " lütfen fırat" neye lütfen dediğimi bilmiyordum sadece onu istiyordum Fırat ona sürtünmemle daha da kasıldı fısıldadığım şeyle küçük bir küfür savurdu " hay sikeyim böyle işi" başımın arkasında olan eliyle saçlarıma asıldı ve kafamı yüzüne doğru iyice kaldırdı dudaklarını aralayıp dudaklarıma yaslayacaktı ki ahsenin çiğ sesi kuklarımızda patladı " İNCİ İNCİ BARIŞ ABİ GELİYOR YANIMA GEL ÇABUK" aniden büyülü andan sıyrıldım kendimi istemeyerekte olsa geri çektim Fırat öyle bir dumura uğramıştı ki hala eli belimde duruyordu gözlerimin içine bakıyordu hemen etrafımda göz gezdirdim ne ara buraya gelmiştik masaların olduğu yerden çok uzaktık ve karanlık bir ağacın altındaydık bu benim daha çok işime gelmişti ne kadar kendimden geçtiysem bizi buraya ilerlettiğini anlamamıştım bile Fırat hala yüzümü inceliyordu gözlerine son kez baktım ve tekrar hızla ona yaklaşıp bozduğum yakasını çabucak düzelttim gözlerinin içine baktım ve geri çekilecekken yanağına küçük bir öpücük kondurdum bu daha demin yaptığımız şeylerin yanında o kadar masumdu ki gözlerimi kaçırıp arkamı ona döndüm ve bilerek kıvırarak yürümeye başladım ahsene yetiştiğimdeyse şokla bana baktı ama bir şey söylemedi ben de söyleyecek bir şey bulamamıştım " bunun dedikodusunu geceye saklıyorum incim şoklardayım orası ayrı" içimde öyle bir sevinç vardı ki ona gülümsedim ve " e düğün başlasın o zaman"

 

"GÜZEL BİR BÖLÜM YAZDIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM EĞER SİZ DE BENİMLE AYNI FİKİRDEYSENİZ OY VERMEKTEN ÇEKİNMEYİN İYİ OKUMALAR" ❤️❤️

Loading...
0%