Yeni Üyelik
21.
Bölüm

✨20 ✨Sherlock Holmes

@zeynepinak9

AGAH AKMAN

Gece saat 3 dü ve biz hala yareni arıyorfuk kutudaki ele yapılan DNA testinde 5 gün önce kesildiği anlaşılmıştı ancak kime ait bulunamamıştı kan yarene aitti ancak el ona ait değildi bu bir nebzede olsa içimizi rahatlatırken hala yareni düşünüyorduk henüz tanışmak nasip olmasada Bi kadının kötü bir şey yaşamasını istemezdim bu yüzden Bi an önce onu bulmamız lazımdı

Arat:" abi"

Söyle iki gözümün çiçeği öhm

"efendim abim"

Arat:"birazda aşağı sokaklara bakalım mı"

"bakalım aslanım Azad kardan haber var mı"

Hayır anlamında kafasını salladı bende onu bakım ile onayladım beraber aşağı sokaklara doğru ilerlerken avı bir fren sesi duyuldu ikimizinde eli beline giderken sesin geldiği tarafa doğru temkinli adımlarla yürümeye başladık geldiğimizde gördüğümüz şey hiç hoş değildi 26 27 yaşlarındaki bir adamın yerde bir şeylerle uğraştığını fark yakınlaşyığımızda yerde can çekişen bir köpek gördük ona çarpmıştı sanırım biraz daha yaklaşınca adamda bizi fark etti hızla yerinden doğrulup silah çekti biz tam elimize davranacakken çocuğun başına 2 tane altın ve gümüş silah dayandı ben yaşadığımız olayın saçmalığına şaşırırken Arat pis pis sırıtıyordu
Önümüzdeki adamınnise gözleri şokla irileşmişti ancak korkusu bariz bir şekilde belli oluyordu

YAZARDAN

Aras :" o silahı indiricen mi yoksa biz onu götüne sokmak sureti ile indirelim mi"

Çocuk korku ile elindeki silahı yere attı teslim olurcasına eklerini havaya kaldırdı

X :" Tamam bıraktım silahı indirin şunları"

Aras direk indirirken Azad çocuğun boynuna silahın ucunu sürterek adamın önüne geçti silahı adamın çenesinin altında tutup konuştu

Azad:" çocuk mu kandırıyorsun lan sen silahtan k korkan adam silah çeker mi diğerinde çıkar patlatırım beynini "

Çocuk Azadın yüzüne uzun uzun baktı ardından yüzündeki endişeli ifadeyi silerek alaycı bir yüz ifadesi takındı

X:"Ah zeki çocuk sevdim seni"

Çocuk ani bir hareketle Azadın elindeki silahı alırken Azad da adamın beline uzanarak onun belimdeki silahı aldı çocuk bunu görünce kocaman bir kahkaha attı

X :" Blöf yapmıyordun demek gerçekten anladın 2. Silah"

Azad:" boş yapma 4'e tek pek şansın yok gibi ver silahı"

Çocuk Bi Azadın gecenin karanlığında Ay gibi parlayan gözlerinde birde silahı vermesi için uzattığı eline baktı ardından elimdeki Azadın silahını ucunu öperek eline koydu ellerini tekrar teslim olurcasına kaldırdı

X:" eee Sherlock Holmes başka silah var mı üstümde"

Azad onun hitap şekline göz devirerek karşılık verdi nerden bilebilirdik bu hareketi ile karşısındaki adamın kalbinde Sevda zincirleri vuracağını adam Bi an nefesinin kesildiğini hissetti gökyüzünü bile kıskandıracak renkteki o gözlerin her hareketini izledi gece karanlığı gözleri masmavi gökyüzü ile her kesiştiğinde beyni uyuşuyordu nasıl olduğunu bilmeslerde ikiside birbirlerine oldukça yakındı bu anı bozan Agahın çalan telefonu oldu ikili ayrılırken Aras, azada karşı kullanmak için aldığı videoyu sonlandırdı

Agah:" Efendim baba"

*... "

Agah:" NE"

"..."

Agah:" Tamam baba geliyoruz biz"

Agahın telefonu kapatması ile Azad herkesin merak ettiği o soruyu sordu

Azad :" ne olmuş"

Aras :" Yine kim ölmüş"

Arasın bu dediği ile Agah hariç hepsi ona garip garip baktı

Agah :" dedem kalp krizi geçirmiş"

Hepsinin ağzı şokla açılırken Arat ve Azad ikilisi arasa döndü aynı anda bağırdılar

&:" ARAS ŞOM AĞZINI SİKİM"

Agah:" *** hastanesindelermiş hadi gidelim"

Genç adam hemen konuya atladı bu gök gözlü çocuğu bırakmak istemiyordu

X :" Bende oraya gidiyorum sizi götürürüm isterseniz"

Yalandı hava alanına gidiyordu 15 dk sonra uçağı vardı ancak umrunda değildi umrunda olan tek şey şuan ona şüphe ile bakan çocuktaydı

Aras :" arabalar uzakta kaldı gidelim"

Herkes onu kafası ile onayladı herkez arabaya binerken sadece Azad ve genç adam kalmıştı adam şoför koltuğuna yönelirken Azad kolundan sertçe tutu adam onun gücüne şaşırmıştı tamam dış görünüşleri hemen hemen aynıydı ama gözlerindeki o parıltı aynı olmadıklarını kanıtıydı

Azad :" En ufak Bi hatanda geleceğini mahvederim"

Azadın gözleri ile işaret ettiği yere baktığında siyahlikları kokru ve şaşkınlıkla titredi elleri otomatik olarak orayı korumak adına önünde birleştiren Bi kaç adım uzaklaştı Azad dan

Azad adamın bu haline kocaman bir kahkaha attı elli işe makas hareketi yaparken arabaya doğru yürüdü

Azad:" ayağını denk al"

Genç adam her şeyi unutmuş Azadın gülüşüne büyülenmişti zalımın oğlu çok güzel gülüyordu kalbi titredi genç adamın ancak belli etmeden arabaya bindi hastaneye doğru sürmeye başladı yol uzun olduğu için Arat kestirirken Agah ön koltukta etrafı izliyordu Aras ise Azadın omzuna kafasını koymuş yatıyordu herkes sessiz bir şekilde dururken arabayı kısık sesle şarkı söyliyen Azadın sesi doldurdu

Azad:"

Bihar e bîstan xemilîn bi hemû rengan
Di nav de dixwînin şalûl û bilbil gelek dengan
Evîna te ez helandim bê şer û cengan
De rabe, de rabe, de rabe jana dila zeman derenge

(Bahar olmuş, her renk ile süslenmiş bostanlar
İçinde şarkılar söyler arı kuşları ve bülbüller
Aşkın tüketti beni şavaşsız cenksiz
Hadi kalk, hadi kalk, hadi kalk gönül sızım, vakit geçtir)

De hayê hayê hayê xezalam hayê
Dest berda ji derd û kula xemê dinyayê
Vê bihrê hespekî çêkim ji te ra bayê
Te ser dayînim bigerînim li hemû dinyayê

(Haye haye haye ceylanım haye
Bırak dünyanın derdini, yarasını ve hüznünü
Bu bahar rüzgardan bir at yapayım sana
Bindirip gezdireyim seni tüm dünyayı)

Çiya şîn bû bi giha û pelçîm li dara
Dengê bilbil kewa gozel her der dinale
Evîna te ez xistime halê bêhala
De rabe, de rabe, de rabe jana dila li dil da heware

(Dağlar yeşerdi otlar ve yapraklarla
Bülbül ve keklik sesleri her yerde inler
Aşkın beni halsizlerin haline düşürdü
Hadi kalk, hadi kalk, hadi kalk gönül sızım yüreğimde inler.)

De hayê hayê hayê xezalam hayê
Dest berde ji derd û kula xemê dinyayê
Vê bihrê hespekî çêkim ji te ra bayê
Te ser dayînim bigerînim hemû dinyayê

(Haye haye haye ceylanım haye
Bırak dünyanın derdini, yarasını ve hüznünü
Bu bahar rüzgardan bir at yapayım sana
Bindirip gezdireyim seni tüm dünyayı) "

Genç adam Bi anlam verememiştim bubağıyına ancak Aras ve Agah anlamıştır bu ağıt hepsinin yürek yarasınaydı küçük kardeşlerineydi hepsi acısını farklı bir şekilde belli ediyordu Arat içine atarak, aras daha fazla gülerek, Agah kardeşlerini hada fazla koruyarak, Uraz ve uzay ağlıyarak savaş sabahlara kadar içerek Azad ise kağıtlar yakarak belli ediyordu

Agah ortamdaki hüznü yok etmek için konuştu

Agah:" senin adın ne?"

Genç adam kendine yöneltilen soru ile gözlerini dikiz aynasından her bir göz yaşının yüzünden akışını izlediği Azad dan çekip yanında oturan ondan büyük olduğu her halinden belli olan adama döndü

" Boran, Boran yasir ÇELİKAN"

-----------------------------------------------------------------------------

YORUM VE OYLAMA YAPIN LÜTFEEEEN

Loading...
0%