Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@zeynepyasar


' Çüşşş! Pürşşş! Ohaa! '


Masal, ağzındaki lokmayı yutmaya çalışırken Akif'e öldürücü bakışlarını atıyordu. Tabi, Akif bunu tınlamıyordu.


' Ağabey! Oradan boş bir semer göndersene '


Masal ' Somoro son tok ' diye konuşmaya çalışırken Akif ' Vat dedin yavrum? ' diyerek sırıtıyordu.


' Vatını vatlotmo '


' Ben var anlamamak ' derken elindeki ekmeğinden büyük bir lokma ısıran Akif, pişkince sırıtıyordu.


Masal, ağzı dolu bir şekilde dil çıkardıktan sonra ' Nerede sürtüyordun yine piç?! ' diye sordu.


Akif ' Ablaları ziyaret ettim de '


' O ablalar, bir gün götünü tırmalayacak. İnşallah ben göreceğim '


' Ben de göreceğim seni, merak etme '


Masal, tek kaşını kaldırıp ' İma sezdim? ' diye mırıldandı.


' Ben ima etmem tatlişko, dümdük söylerim '


' Söyle o zaman '


' Törpüleyecek yeni odun bulmuşsun '


' Gözünden de bir şey kaçmıyor he ' dedikten sonra ' Odun değil ayrıca, öküz ' diye devam eden Masal, elindeki ekmekten hırsla bir ısırık aldı.


' Son öküz bükücü '


' Son öküz sikici, desek? '


' Uygun '


' Bence de '


Akif, şirince gülümseyerek ' Aklında ne var? ' diye sorduğunda Masal ' Sana, bunu söyleyeceğimi nerenden çıkardın? ' diye karşılık verdi.


' Her zaman söylersin de, oradan çıkardım '


' Bu defa olmaz '


' Allah Allah, nedenmiş? '


' Aynı timde olacağınızı biliyorum Akif ve sen, nerede çorba var ise oraya koşarsın '


' Yazık, yazık '


' Hı hı çok ' derken burnunu kırıştıran Masal ' Bana güven, izlemek daha eğlenceli olacak ' derken sinsi bir sırıtışı, dudaklarına yerleştirdi.


Akif, sahte bir telaş ile ' Bana porno mu izleteceksin? ' dediğinde Masal ' Sanki hiç izlemediğin şey de ' diye homurdandı.


Masal ' Ayrıca onunla seks yapmayacağım '


Akif yüksek sesle bir kahkaha attıktan sonra ' Hiç güleceğim yoktu İlahi Masal ' dedi ve ekledi ' Neyim ben? Saf bir bakir mi? '


Masal ' Boş oldu değil mi? ' derken yüzünü asmıştı.


' Niyetinden tut her şeyini biliyorum senin Masal '


' Üff tamam ya, sanki sen benden farklısın da '


' Ben daha çok çeken taraftayım canım '


' Hı hı evet Jonny '


' Hah! '


Masal İle Akif, kokoreççinin kasasını para ile doldururken Kuzey, Ozan'ın testlerini kontrol ediyordu. Annesinin getirdiği çaydan büyük bir yudum aldıktan sonra ' Burası yanlış ' diyerek gösterdiği soruya ' Burada formül kullanman gerek ' diye devam etti.


Ozan ' Ama cevap doğru '


Kuzey ' Ama zaman kaybı. Burada şu denklemi kullanırsan daha hızlı olursun ' derken denklemi yazıyordu. Ozan ise dikkatle denklemi incelerken ' Neyin formülü bu ağabey? ' diye mırıldanınca Kuzey sırıtarak ' Sorunun ' dedi.


Ozan, sahte bir şaşırma ile ' Yok artık ' dedikten sonra ' Ağabey ya! Anlamadım ' diye ekledi.


Kuzey, kardeşinin sarıya kaçan dağınık saçlarını daha da çok dağıtarak ' Baştan anlatıyorum, iyi dinle ' dedi ve sabırla tekrar anlattı.


Zeliha Hanım, ders çalışan iki oğluna gülümseyerek baktıktan sonra hemen yanında bir eğlence programı izleyen kocasının omzuna başını koyarak ' Teşekkür ederim ' diye fısıldadı.


' Hayurdur hatun. Yine eşek sıpalaruna mu bakaysun? Anasu hariç '


' Çocuklarıma sıpa demeyi bırak artık Hasan Bey '


' Kendu payuma dedum oni '


' Deme '


Kuzey, babasının kendilerine söylenmesinin farkında olarak soruyu anlatmaya devam ettiği sırada telefonu çaldı.


Karargahtan arıyorlardı.


' Yüzbaşı Şanlı '


' Teğmen Sığmaz, Albay Mehmet sizi acil olarak bilinen yerde beklediğini iletmemi istedi komutanım '


' Tamam, teğmen ' dedikten sonra telefonu kapatan Kuzey ayaklanarak ' Ben çıkıyorum ' dedi.


Zeliha Hanım, usulca ayağa kalkarak ' Üniforman hazır ' dedi ve ekledi ' Görev mi? '


Kuzey, annesinin düşen suratı ile hareketlendi ve adımlarını tam önünde durdurup yüzünü eline alarak ' Eğitim anacım, aklın kalmasın ' dedi.


Zeliha Hanım, yüzündeki kocaman elleri tutarak ' Hem aklım hem kalbim kalır seninle oğlum ' dediğinde Hasan bey ' Kalbin bana kadardur Zeliha ' diye huysuzca söylendi.


Kuzey, gülümseyerek annesinin alnından öptü ve üst kata çıkarken ' Sen o şansı ben doğunca kaybettin baba ' dediğine Hasan Bey ardından ' Fışkı kaybettum ' diye bağırdı.


Ozan ' Ağabeyimden sektiyse, benden sonra kaybettin zaten baba ' derken sırıtıyordu.


Hasan bey, sırıtan oğlunun suratına gözlüğünün üzerinden dik dik baktıktan sonra ' Beni ayaklandurma eşek sıpası, anasu hariç ' dedi.


Kuzey, üniformasını giyinip aşağı indiğinden annesini kapıda beklerken buldu. Adımlarını oraya yönlendirip, postallarını giyindi ve ' Allaha emanet olun, beni de bekleme anne. Ne zaman döneceğim belli değil ' dedi.


Zeliha ' Bekleyeceğimi biliyorsun oğlum. Sende Allaha emanet ol, diğer mehmetcikler de '


Kuzey, annesine göz kırpıp aracına doğru ilerledi. Daha önce sınav için gittikleri yere vardığından bahçede diğer askerleri gördü. Aracını park edip, indi.


Akif ' Yüzbaşım ' diyerek onu gördüğünü belli edince Kuzey ' İyi akşamlar ' diyerek yanlarına vardı.


Ali ' Sana da '


Akif ' Komutanım ' diyerek selamını verince ' Ne haber? ' diyerek gevşedi.


Ali, homurdanarak ' Şu ağzının ayarını devreye sok yoksa ben ağzına sokacak bir şey bulurum ' dediğinde Akif ' Hal, hatır da mı sormayalım? ' diyerek burnunu buruşturdu.


Kuzey ' Önce ağzını temizle ' derken somurtmuştu.


Ali ' Yirmi üç yıldır kirli onun ağzı '


Kuzey, kaşlarını çatarak ' Mecazi değil, gerçek anlamda temizlemeli önce ' diye homurdandığında Akif, genişçe sırıtarak ' Kokoreç yerken, kendimden geçiyorum da ' derken, avuç içi ile ağzını sildi.


Ali, ' Masal nasıldı? ' derken dikkati Kuzey'in üzerindeydi.


Kuzey'inde dikkati Ali'nin üzerindeydi çünkü o kızıl cadının konusu açılınca hedef tahtası oluyordu.


' Aç ' 


' Kaç çeyrek yedi? '


' Kaç tam yedi olacaktı o ağabey '


Ali, bıyık altı gülümsediği sırada yanlarına sınav esnasında tanıştıkları Seyit geldi ve ' İyi akşamlar komutanlarım ' dedi.


Ali usulca kafasının sallarken Kuzey ' Sana da teğmen ' diye mırıldandı.


Akif ' Vay! Demek geçmeyi başardın ' dediğinde Seyit ' Vay! Demek geçmeyi başardınız ' diye karşılık verdi.


Yanlarına gelen sivile dönen bakışların ardından ' Eğitim odasında bekleyin ' diyen naif sese, kaşlar kalkarak bakıldı.


Ali ' Önce kendinizi tanıtmalısınız '


Kadının siyah saçlarına kapılan Akif ' Hiç gerek yok. Tam olarak nereden geçip de bekleyeyim ' diye salyalarını akıtarak konuştu.


Kadın, hiçbir şey söylemeden alana doğru ilerleyince Akif ' Vay anasını ' diyerek kısık sesli bir ıslık çaldı.


Seyit ' Umarım bundan çok vardır ' derken kadının arkasından bakarak, iç çekmişti.


Ali ' Gidelim ' diyerek eğitim odasına doğru hareketlendi. Kuzey de, hala kadının ardından bakan iki adama göz devirip ilerledi.


Akif ' Bundanım olsun '


Seyit ' Bundanım olsun '


Aynı anda aynı cümleyi konuşan iki adam, hızla birbirlerine dönerek şaşkınca baktı.


' Ekürim, sen o musun? '


' Ekürim, sen o musun? '


' Hay amk '


' Hay amk '


Eğitim odasına geçerken konuşmalara şahit olan Hasan ' Sizin ki kader olmasın? ' diyerek aralarına girdi.


İkili, bir rüyadan uyanır gibi olup kendilerine gelerek ' Allah korusun ' diye bağırdı.


Akif ' Şeytan götüne gireyim daha iyi ' dedikten sonra 'hıh ' diye bir ses çıkarıp eğitim odasına doğru ilerledi.


Eğitim odasında kısa sürede toplanan KARA HİLAL timinin hemen karşısında, siyah saçlı kadın ve hemen onun yanında iri yapılı kumral bir adam duruyordu.


Kumral adam ' Ben Milli İstihbarat Teşkilatından Eğitmen Şefi Uras, eğitim süreciniz boyunca sizinle yapı bakımından ben ilgileneceğim ' tok sesiyle dedi.


Hasan ' Zamansız mı olacak yoksa bir çizelge var mı? ' diye sorduğunda Uras yandan bir gülüş ile ' Burası kreş mi asker? ' dedi ve ekledi ' Zamansız olacak. Sizin dışınızda ilgilenmem gereken başka işlerim daha var '


Hemen yanındaki kadını gösterip ' Milli İstihbarat Teşkilatından SESSİZ. Eğitim süreciniz boyunca operasyon kurgularında sizinle ilgilenecek ' dedi.


Büyük bir gürültü ile açılan kapıdan giren uzun boylu, sarı saçlı ve güler yüzlü kadını işaret ederek ' Milli İstihbarat Teşkilatından SERÇE, rütbeleri gizli bilgidir tıpkı isimleri gibi. Serçe, sizin psikolojik gücünüz ile ilgilenecek ' dedi. ( Tam burada KARA HİLALCİLER kendisini belli eder. İlk kitaba misafir olan Serçe değilse kimdi? Hadi ama çok basit caamm onnn )


Serçe, yanlarına gelince tek elini kaldırıp ' Merhaba çocuklar ' diyerek şakıdı.


Kimseden ses çıkmayınca ' Rütbem yok, rahat olun ' dedi ama yine kimseden ses çıkmadı.


Akif bile sessizdi.


Kadın, çok iyiydi.


Uras ' Fiziksel eğitimleriniz birazdan başlayacak, size ayrılan soyunma odasına geçip hazırlanabilirsiniz '


Tim, hareket etmeden henüz tam anlamı ile tanışmadıkları komutanlarını beklerken Ali, baş hareketi ile dışarıyı gösterdi ve hepsi onu izledi. Antrenman kıyafetlerini giyinen tim, salona geçerek ter dökmeye başladı. Yaklaşık yedi saat süren fiziksel antrenman sonucunda bitik duruma gelen tim, hızlı bir duşun ardından gizli mekândan ayrıldılar.


Sabah olmasına iki saat kaldığı için direkt karargâha geçen Kuzey, odasına geçip kendisini yatağına attı. Ama uyuyamadı çünkü kulaklarında kızıl cadının sesi yankılanıyordu.


Lanet kızıl cadı!


İlk anlarda kendine sövdü çünkü hayal ettiğini düşündü.


Ama sonra, anladı.


Kapısının önünce yüksek sesle konuşan kadın, gerçekten oradaydı.


Sinirle yataktan kalkıp bir hışımla kapıyı açtı ve ' Ne bu gürültü! ' diye böğürdü.


Masal ise bilerek onun kapısının önünde ve yine bilerek yüksek sesle sahte telefon konuşmasını sürdürüyordu. Açılan kapıdan çıkan devasa adama gözlerini kırpıştırarak bakan Masal, hızla telefonunu indirdi ve cebine koydu.


' Ay ne böğürüyorsun sabah sabah ' diyerek üste çıktığında Kuzey sinirle burnunu sıktı. Lanet kadın, üzerindeki dar tayt ve sporcu sutyeni ile karşısındaydı.


Kuzey hem kadının bu pervasızlığına sövüyor hem de şahlanan erkekliğine sövüyordu.


' Sabah olduğunun farkında olmanız iyi, teğmen '


' Elbette farkındayım. Sabahı sabah ettim ağrıdan zaten ' derken sonuna doğru mırıldanan Masal ile tek kaşı kalktı ve ' Ne ağrısı? ' diye gayri ihtiyari sordu.


Masal, içinden sinsice sırıttı.


Kuzey, içinden siktir çekti. Bunu sormaması gerektiği gibi buna dikkat etmemesi de gerekiyordu.


Masal, elini karnına götürüp ' Ağrı işte' diye mırıldanırken ustalıkla akıtmaya başladığı gözyaşlarını güya, gizlemeye çalıştı.


Kuzey ise hiç yapmayacağı hatayı yaptı.


Bir adım atarak kadının karşısına geçip, tek elini çenesine koydu ve başını kaldırıp ' Neden ağlıyorsun? ' diye mırıldandı.


Masal ise konuşmak yerine omuz silkti ve hafifçe karnındaki elini bastırdı. Bunu fark eden Kuzey ' Revire git ' derken elini kadının çenesinden çekmişti çünkü yaptığı hatayı fark etmişti.


Bir dur be oğlum!


' Öyle bir şey değil '


Kuzey, tek kaşını kaldırıp ' Ağrım var dedin. Ağrın olduğu zaman doktora gidersin teğmen ' dedi.


Masal ' Ses çıkardığım için özür dilerim, sizi rahatsız ettim ' diye üzgünce mırıldanıp arkasını döndü ve yavaşça yürümeye başladı. Ahh! Bu işi biliyordu.


Hadi ama Yüzbaşı! 


O ismimi söyleyeceksin!


Kaçarın yok!


' Teğmen? ' diye seslenen adama içinden sokayım teğmenine derken sinirlenen Masal, adama dönerken yüzünü düzeltti.


' Efendim komutanım? '


Kuzey, sıkıntı ile elini kolunu sallayarak ' Bu halde dolaşma, benim odama geç ve dinlen ' dediğinde Masal ' Odama kadar yürüyebilirim ' diyerek küçük ibo gibi, koridorun sonundaki odasına baktı ve tekrar Yüzbaşıya dönerek ' Yine de teşekkür ederim komutanım ' dedi.


Kuzey, yürümekte zorlanan kadının ardından Bırak gitsin oğlum, yürüyebilirmiş işte diye kendi kendine konuşurken sinirle saçlarını karıştırdı ve ' Sikeyim ' diye mırıldanıp, henüz dört adım atmış kadına yürüdü ve bir harekette kucağına alıp odasına doğru döndü.


Masal, etrafını saran kaslı ve geniş kollar ile kadınlığının kıpırdanmasına engel olamadı.


Lanet piç!


' Komutanım? '


Kuzey, cevap vermeden kadını yatağına bırakıp ' Burada dinlen teğmen, ben doktora haber veririm ' dedikten sonra uzaklaşırken Masal, adamın elini tuttu ve ' Öyle bir şey değil ' dedi.


Bunu iki defa söylemişti.


' Ne peki? '


Masal, hala tuttuğu eli kendisine doğru çekerken yatakta kaydı ve adamı oturmaya zorladı. Bir yandan konuşurken diğer yandan başını adamın geniş göğsüne bıraktı.


' Kadınlara özgü dönemdeyim ve çok ağır geçiriyorum '


Kuzey, göğsüne yayılan kızıl saçlar ile şüphe içerisinde ' Teğmen? ' diye mırıldandı.


Masal, burnuna dolan koku ile inler gibi bir ses çıkarıp, adamın tek elini avcuna aldı ve karnına götürürken mırıldandı.


' Biraz ovalar mısın? '


' NE? '


' Öyle yapınca geçiyor. Babama gidiyordum ama yerinde yoktu '


Kasılan eli ile ' Arasaydın ' dedi.


' Zaten onunla konuşuyordum. Bugün toplantısı varmış sarayda '


Yalandan kim ölmüş?

- Akif'e bir şey olmadıysa kimse ölmez


Masal, elini adamın büyük elinin üzerinde koyarak usulca hareketlendirdi ve ' İşte böyle ' diye mırıldandı.


Kuzey, pantolonundan iyice kendini belli eden erkekliği saklamak için sırtını yatağa yaslayıp bacaklarını üst üste atarak uzandı ve sonra büyük bir siktir çekti. Çünkü lanet kızıl, üzerine doğru iyice yayılmıştı.


İşte o an DANK etti.


Masal, onun bu hareketi rahat bir uyku çekmesi için yapmadığını elbette biliyordu. Zira o devasa şeyden bir süre gözlerini alamamıştı.


Kuzey, kadının yüzünü kapsayan saçları boştaki eliyle çektikten sonra çenesinden hafifçe tutup, yüzüne doğru kaldırdı ve tek kaşı havada ' Başka bir karın ağrın olmasın teğmen? ' diye şüpheyle konuştu.


Masal ise dudaklarının dibindeki dudaklara kısa bir an baktıktan sonra parlayan gözlerine engel olamamış.


Anlamıştı.


Kuzey ise küçük bir kabulleniş ile kafasını usulca aşağı yukarı sallayıp, arkaya yasladı.


Masal, adamın kabullenişine gülümserken gözünün önüne serilen adem elmasına biterek baktı.


Yok amına koyayım!


Dudaklarını biraz daha uzatıp, o seksi adem elmasına dokundurdu.


Kuzey ise tenine değen dudaklar ile kasıldı.


Yok amına koyayım!


Masal, küçük bir öpücüğün ardından başını tekrar adamın geniş ve kaslı göğsüne koyup, mırıldandı.


'Başıma bela olan bir komutanın eğitimi var. Bir saat sonra uyandır beni. '


DEVAM EDECEK!!


Loading...
0%